KADIN NEREDEN NEREYE?
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM.
“EY KAHRAMAN TÜRK KADINI; SEN YERDE
SÜRÜKLENMEYE DEĞİL, OMUZLAR ÜZERİNDE
GÖKLERE YÜKSELMEYE LAYIKSIN?!”DÜNYADA
HERŞEY KADININ ESERİDİR.?!MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.
“Seccadenin önünden Karaköpek, Eşek, Domuz ve Kadın
geçerse o namaz bozulur!?”HADİS. MUHAMMET. “Köpek, eşek ve
kadının namaz kılan bir kişinin önünden geçmesi halinde namazı bozacağına dair
hadis Kütüb-ü Sitte diye tabir edilen Müslim, Ebu Davud, Tirmizi ve
Nesai gibi hadis kitaplarında vardır. Hadisin farklı rivayetlerinde namazı
bozacağı söylenen bu üç şey; “kara köpek-eşek-kadın”, “kara köpek-hayızlı
kadın”, “domuz-Yahudi-Mecusi”, “eşek-kâfir-köpek-kadın” şeklinde
sıralanmaktadır. (Hadisler için bkz: Şevkâni, Neylü’l-Evtâr, c: 3, s:
11-12).”Kadınlarınıza ve kızlarınıza okuma ve yazma öğretmeyin, sadece yün
örmesini ve Kuran’ı Kerim’in Nur suresini öğretin.”Suyuti’den hadis.
“KADINLARINI VE KIZLARINI OKUTMAYAN MİLLETLER YÜKSELEMEZ.”HACI BEKTAŞ VELİ.1209—Nişabur—1271
Hacıbaktaş.
PEYGAMBER VE KADINLAR: DOST MU, DÜŞMAN
MI? Hz. Muhammed’in kadınlarla ilgili olarak şu tür sözler söylemiş olduğu
rivayet edilmektedir: “Koca karısını yatağına davet eder de o bunu reddedip,
kocası kızgın bir şekilde uyursa, melekler ona sabaha kadar lanet
edeceklerdir.”3-- “Benden sonra erkeğe kadınlardan daha zararlı bir fitne
bırakmadım.”4-- “Başlarına bir kadını geçiren bir topluluk asla iflah
olmayacaktır.”5--“Cehennemi gördüm, oradakilerin çoğu kadınlardı.”6-- Ait
oldukları bağlamlardan kopartılıp günümüzün eşitlikçi söylem ortamında gündeme
getirilen bu sözler hemen kadın düşmanı bir muhtevayı akla getirmektedirler.
Bununla birlikte şu hadislerin varlığı da bir gerçektir: “Hiçbiriniz karısına, bir köleye vurur gibi
vurup da ondan sonra akşam onunla birlikte uyumasın”7-- “Aranızda en iyiniz
ailesine en iyi şekilde davrananınızdır. Ben de ailesine karşı en iyi
davrananlarınız arasındayım.”8-“Cennet annelerin ayakları altındadır.”9-
2-Bkz. http://en.wikipedia.org/wiki/Ayaan_Hirsi_Ali 3-- Buhari, Bed’ul
Halk 7; Ebu Davud, Nikâh 41; Tirmizi, Rada 10.”Kuran’ı Kerim 4-Nisa/34
ayet:”Erkekler,kadınlarının üzerinde hâkim dururlar;çünkü bir kere Allah birini
diğerinden üstün yaratmıştır,bir de erler mallarından harcamaktadırlar,bunun
için iyi kadınlar itaatkârdırlar……Serkeşlikten endişe ettiğiniz kadınlara
gelince,evvela kendilerine nasihat edin,sonra yattıkları yerde yalnız bırakın,yine
de dinlemezlerse dövün…””Savaşta elde ettiğiniz
ganimetlerden helal ve temiz olarak kullanın.”Enfal/69.ayet.”Gerçekten
biz,insanları mükemmel bir şekilde/noksansız olarak yarattık?!”95’inci Tin
suresi,5’inci ayet. Kadın insan değil
midir?!SÜNNET NİYE?!”4000 YIL ÖNCE ANADOLU KADINI ASLANA OK ATRKEN,SPOR BİR KIYAFETLE
RESMEDİLMİŞ.PAGAN DÖNEMİNDE KADIN ÇOK DAHA ÖZGÜRMĞŞ.MONOTEİST DİNLER GELNCE,KADINI
DA EVE KAPATMIŞ,YETENEKLERİ,GÜCÜ,İRADESİ,EZİLMİŞ,KÖRELMİŞ”.ARABIN İLKELLİĞİ DE ALLAHIN
EMRİ OLMUŞ?!
BİZ, ÖNCE ŞU MİTOLOJİYE BİR GÖZATALIM:
1—MİTOLOJİDE KADIN:
ANATANRIÇA KYBELE Efsanesi,Mitolojinin
en eski ve en köklü efsanesidir.KİBELE’NİN,Manisa’da,Murat dağında ve AFYON
DAĞINDA DOĞDUĞUNA İNANILIR….Kibele,Kronos’un eşi ve Baştanrı Zeus’un da
anasıdır.En eski Anadolu dinidir KİBELE DİNİ.Kibele,”TOPRAK ANA” olarak ta
anılır.Kybele,genç kızların ve evli kadınların ve dahi şehirlerin
koruyucusudur.Baş Tanrı Zeus’un kadınların kaderlerine egemen Anadolu’muzun
kadın tanrısı versiyonudur... Başında taşıdığı kule biçimindeki taç nedeniyle
de Latince,”METER TURRİTA---KULE TAŞIYAN ANA OLARAK TA ÇAĞIRILIR. Sivrihisar’ın
Ballıhisar köyünde yer alan Pessinus, Kybelenin bu şehre yerleşmesi nedeniyle
“Rahipler Devleti,”olarak adlandırılmış bir Frikya şehriydi. Kültepe’de KUBALA;
Lydia’da ve Frikya’da KYBELE, Hitit’te HEPAT ve ARİANNA, Sümerlerde MARİENNA,
Mısır’da İSİS, Girit’te REA, Efes’te ARTEMİS; İtalya’da VENÜS, Yunanistan’da da
METER olarak adlandırılır… Tombul kalçalı, kısa boylu, göbek altı üçgen olarak
gösterilen bir doğurganlık sembolüdür… Suriye’de LAT diye anılır. Kibele,
gökten düşen bir meteorit’ten yapılmış bir idol şeklinde gösterilirdi. Üreme için,
sünnet edilen parçaların toprağa gömülmesi Kibele dininin bir gereğiydi. Dört
köşe olan tapınaklarının etrafında yedi tur atılırdı. Dini ayinlerde cezbe
haline gelen Galloi adı verilen rahipler, cinsel organlarını kökünden keserek
Kibele’ye adarlardı. Sünnet geleneğinin buradan kaynaklandığına inanılmaktadır.
Şeytan ayetlerinde adı geçen Hubel’in, Arapça Kibele olduğu da bir gerçektir.
Anatanrıça Kibele, Sangarios/Sakarya/nehrinin oğlu ATTİS’E âşıktır. Kucağında
bitişikmiş gösterilen erek çocuk figürü ATTİS/ADONİSTİR. k-Kibele dininin etkisiyle,
Amazon denilen savaşçı kadınlar, Karadeniz kenarında tarih sahnesine çıkmıştır.
Anaerkil, ana otoriteli ailenin kökeni de Kibele dinidir. En önemli Kibele
Venüsü Burdur/Hacılarda bulunmuştur… MÖ.204 tarihinde; Kartaca’ya karşı Roma
İmparatorluğunu koruması için, Efes’teki meteoritten yapılmış olan “MAĞNA
MATER” idolü Roma’ya götürülmüş; bu olay büyük şenliklere ve bayramlara da
neden olmuştu. Tiber nehrinde, MAĞNA MATER heykeli bir gemiye konularak bu
gemiyi Genç bir Bakire kız çekmiştir… Hıristiyanlığın Meryem Anası, Mağna
Mater’den başkası değildir.Hıristiyan âlemi,Meryem Analarını Anadolu’da
bulmuştur.GÖKLERİN ANASI?!-LA MERE DU CİELS--Artemis adlı bir Anatanrıça
da,Akdeniz çevresine,özellikle de,Anadolu,Mezopotamya,Suriye,Lübnan ve Adalara egemen olmuş,Eski ve Köklü bir
Tanrıçadır.Anadolulu Kör Ozan Homeros’un İlyada adlı ünlü destanında ondan da
söz edilmektedir…Buradaki anlatım,Kibele’nin değişik bir biçimde anlatımıdır.Kadının
ve doğanın doğurganlığı,her ikisini se insan beyninde
özdeşleştirmiştir.Anadolu’da yaşayan dedelerimiz,doğurgan doğayı kadında
simgelemiştir.Bugün;anayasa,anayol,ana arter,analığım,ana kablo ve anayol
demekteyiz…Bir de “Allah Baba”, deriz.Hıristiyanlık inancının Müslümanlığa
yansıması olabilir.ZEUS BABA gibi…Anayasa dememizin nedeni,sık,sık ırzına
geçmek istememizin ifadesi midir?!O dahi bilinmez?!İlkel dediğimiz toplumlarda,kadının dinsel bir sembol olarak
kullanılmış olması, en akılcı ve en uygarca bir davranış olmuştur…Kibele’den
sonra,çok sayıda Dişi tanrıçalar ortaya çıkmıştır:ATHENA,HERA,VENÜS(AFRODİT)gibi.Bu
Tanrıçalar,kendilerini yaratan toplumun karakterini taşımaktadır…çok hovarda
olan Zeus’un,(8)Tanrıça ve (15) normal kadınla evlendiği anlatılır.Bu övünme
Tevrat’a da yansıtılmıştır:KIRAL VE PEYGAMBER Salomon’un (700)karısı ve
(300)cariyesi olduğu,TEVRAT’IN Süleyman’ın Mesellerinde yazılıdır…Arap
peygamberi Muhammet te,çok kadınla evlenmek geleneğinin eskiden var olduğunu
söylemişti.Kendisinin de(24)karısı vardı…Zeus’un karıştırmadığı hadler
kalmamıştır.Bir gölde yüzmekte olan,evli Leta’nın,kuğu şekline girerek, ırzına
geçmiştir…Floransa müzesinde,bu öykünün mermere işlenmiş çok güzel bir
yansıması vardır.Bu Zeus’un,Peygamber Kıral Salomon’un yemiş olduğu
mercimekler,kul çaresizliğinin erişemediği özlemlerinin
yansımasıdır.İnsancıklar yapamadıklarını ünlü kişilere
yaptırtmaktadır:Haksızlığa uğramışlığın,ezilmişliğin ve çaresizliğin yaratmış
olduğu Yiğitlere bile soygunlar yaptırtmaktadır.Köroğlu ne ise Robin Hood ta
odur.Üsküdar’daki kasap çırağı Ayvazı Köroğlu’na kaçırtır;padişahların ve
beylerin yaptıklarını halkın yarattığı kahramanlar neden yapmasın?!Mitoloji
budur;engin ve gür pınarın türküsüdür mitoloji…Zulme ve Zalimlere kafa;
tutamayan halk,tanrıları yaratmıştır; Zalimlerin,Tiranların ve müstebitlerin
,tanrılar halkın elinden alınca da,onları da güzelce gırgırına dolamıştır…Halk
bu,hak budur….Zeus’un ırzına geçtiği Leto,nun doğurduğu Dört yumurtadan Güzel
Helen,Klitaimastra,Artemis ve Apollon dünyaya gelmiştir…Agamemnon Klytaimestra
ile,kardeşi Menalos ta Güzel Helen ile evlenir.Truva kıralının küçük oğlu
Paris,konuk olduğu Isparta sarayından,Menelaos’un Girit’te bir cenaze törenin
gitmesinden fırsat bularak Güzel Helen’i çeyizleriyle birlikte,Truva’ya
kaçırır.Bu olay,Dokuz sene sürecek Truva savaşının çıkmasına neden olur.Truva
yakılıp,yıkılır.Agamemnon Truva kıralının kızı Kassandra’yı kuma olarak
sarayına götürür…Denizin sakinleşmesi için kızı İfijeni’yi kurban ettiği için
kinlenen Klitaimastra Agamemnon’u v Kassandra’yı öldürür,yeğeni Aigintos ile
sevişmesi de gizli kalmış olur… MÖ.1200 yıllarında; Truva şehrini Kıral Priamos
ile eşi Hekabe yönetmektedir. Bunların çok sayıdaki çocuklarının en ünlüleri,
Yiğit Hektor, Paris(Aleksandros),Hellas ve ikiz kız kardeşi Kassandra’dır…
Paris’in Truva için hazırlayacağı kötü geleceği, geleceği bilme yeteneğine
sahip, Kassandra bilerek babası Priyamus’a bildirdiğinden Paris İda dağına/Kaz
dağına/ bırakılır. Tanrıça Thetis ile ölümlü Peleus’un düğünleri, ortaya bir
elma atan kavgacı tanrı Eris’i sinirlendirir. Elmanın üzerinde, en
güzeline”yazılı bir cümlecik yazılıdır. Hakem olan Zeus, Paris’i hakem seçer.
Üç büyük tanrıça; Hera, Athena ve Afrodit,bu güzellik yarışına
katılırlar…Elmayı kendileri vermesi için de Paris’e vaatlerde
bulunurlar.Hera,Asya kırallığını;Athena sonsuz akıl ve başarıyı;Afrodit te Güzel
Helen’in aşkını ortaya koyar.Paris te Elmayı Afrodit’e verir…Paris,Truva’ya
iner;anası Hekabe ve babası Priamos,oğullarına kavuşmanın mutluluğunu
duyarlar.Isparta sarayına,Kıral Menelaos’a misafirliğe giden Paris;Kıral
Menelaos’un Girit’e cenaze törenine gitmesinden yararlanarak,çeyizleriyle
birlikte,Güzel Helen’i Truva’ya kaçırır…Tarihin
en büyük ve belalı savaşı da bu
kaçırma nedeniyle çıkar…Yunan şehir devletleri,Akhaların Kıralı Agamemnon’un
komutasında birleşirler.Anadolu da Hektor’un kişiliğinde birleşir.Antalyalı
Yiğitler Yiğidi Sarpedon da,ölümü pahsına,Hektor’un yanında yerini alır…On yıl
hazırlıktan sonra da,savaş Dokuz yıl sürer.Priamos’un kendisine küs
oğlu,Hellaslı’lara tahta at hilesini öğretir.Kalkhas’ın yaptığı tahta atla
Truva düşürülür.Bu savaşta.her iki taraftan da bir çok Yiğit
öldürülür.Sarpedon,Patroklas’ı öldürür;Patroklas’ı da Hektor
öldürür.Akhilleus/Aşil/ ile de Hektor kapışır…Yiğitçe bir kavgadan
sonra;Aşil,Hektor’u öldürür.Bir tanrıça oğlu olan Aşil ölümsüzdür.Anası tanrıça
Thetis,onu sol topuğundan tutarak,/Sytx/ ölümsüzlük suyuna sokmuştur.Anasının
parmakları ile tutuğu sol topuğuna su değmediği için,Paris’in attığı okla
ölümcül yarayı bu topuğundan
almıştı…Paris’i de Menelaos öldürür,Truva Şehri Dokuzuncu defa yanar ve yıkılır…Kassandra’yı
Agamemnon alır,Hektor’un dul eşi ANDROMAKHE’YİDE,AŞİL’İN OĞLU NEOPTOLEMOS alır…
Tanrı soylu Kıral Agamemnon’u büyük bir felaket beklemektedir. Karısı Klytaimestra,
Yeğeni Aigisthos ile sevişmektedir. Agamemnon, Truva seferine başlamak için denizin
sakinleşmesi için kızı İfijeni’yi tanrılara kurban etmişti… Bu karmaşık ruh
hali içinde bocalayan Klytaimestra, Agamemnon’u ve kuma olarak getirdiği
Kassandra’yı öldürür. Aiskhylos ve Orestes tragedyaları bu konuyu işlemektedir.
Tanrıçaların kıskançlıkları insanlara yönelir ve mutsuzluklar getirir…
Kıral
Oidipus olayının da iki mutsuz kadını vardır: İOKASTE, Kıral Oidipus’un hem
anası hem de karısıdır. İokaste, Thebali Menaikos’un kızıdır ve Thebai kıralı
Laios ile de evlidir. Ondan Oidipus’u doğurur. Kıral Laios öldürülünce de
bilmeden oğlu Oidipus ile evlenir.Bu evlilikten iki kız ve iki erkek çocukları
olur.Oidipus,anasıyla evlenmiş olduğunu,Kahin Teiresias’tan öğrenince,İokaste’nin dikiş iğnesiyle
gözlerini kör eder.İokaste de canına kıyar…Antigone,kör babasının ellerinden
tutarak,onu şehir,şehir gezdirir.Bu evlilikten doğan Antigone,tüm çağların en
yiğit kadınlarından ilkidir.Sophokles,Antigone trajedisini SEKSENİKİ yaşında
yazmıştır.Sopokles,Antigon’la bu kadının kişiliğini ölümsüzleştirmiştir.Antigone,Thebai’ye
geldiğinde,iki kardeş,Eteokles ile Potyneikes,amansız bir iktidar kavgasına
tutuşmuşlardı.İki kardeşin biribirlerini öldürmeleri üzerine de,İokaste’nin
erkek kardeşi Kreon,Thebai tahtına çıkmıştı.Kıral Kreon;Eteokles’in yurdunu savunurken
öldüğü inancıyla gömülmesine ,düşmanla bir olarak Thebai’ye saldırırken ölen
Potyneikes’in de,kurda ve kuşa yem olması için açıkta bırakılmasına karar verir
ve bu karar Herkese ilân edilir… Sofokles’in /ANTİGONE’Yİ 82
YAŞINDA YAZMIŞTIR/ünlü Antigone Tragedyasında, bu Emire karşı gelen Antigone
ile Kral Kreon’un tartışması, görkemli bir şekilde verilir. Antigone, Kreon’un
emrine karşı gelmekle kalmaz, kardeşini gömmenin suç olmayıp, bir borç olduğunu
savunarak, onu dini törenle gömer ve yönetime baş kaldırır. Kral Kreon’un
karşısına çıkarak, SUÇ ve DEVLET konularında, onunla tartışır. Tartışmanın
işlendiği bazı bölümlerden parçalar vermekle yetineceğim:
-Kreon:
Demek buna rağmen benim emrime karşı gelmeye cüret ettin?” Antigone: Fakat bana
bu emri veren Zeus değildi, Hades’te hüküm süren Dike de biz fanilere böyle bir
nizam yüklememiştir. Ve senin emirlerinde, insan sözlerini tanrıların
yazılmamış, değişmez kanunlardan daha üstün yapacak bir kudret bulunduğunu
zannetmiyorum. Çünkü bu kanunlar yalınız dün ve bugün yaşamıyorlar, bunlar,
ebediyen yürürlüktedirler ve ne zamandan beri mevcut olduklarını bilen yoktur.
- -Kreon: Thebai’liler arasında, bunu böyle gören yalnız sensin. Antigone:
Hepsi böyle görüyorlar, fakat korkudan dillerini tutuyorlar. -Kreon: Bunlardan
ayrı düşündüğün için utanmıyor musun? -Antigone: Öz kardeşime saygı göstermekte
utanacak ne var? Kreon: Onunla dövüşüp ölen de bir kardeşin değil miydi?
Antigone: Aynı ananın ve aynı babanın oğluydu.
-
-Kreon:
Ötekine karşı alaka göstermekle, buna karşı günaha girmiyor musun?
-Antigone: Mezarında yatan ölü, böyle bir hüküm vermeyecektir. Kreon: Fakat sen
bir günahkâra karşı aynı hürmeti gösteriyorsun. -Antigone: Onunla beraber, ölen
bir kardeşti, bir köle değil. -Kreon: Birinin koruduğu bu memleketi bu
memleketi öbürü harap ediyordu. -Antigone: Olsun, Hades ikisi için de aynı
mezar hakkını tanır. -Antigone: ölüm diyarında da böyle bir kaide olduğunu
bana, kim söyleyebilir? Kreon: Ama orada da iyi adam, kötü adamla eşit muamele
görmeyi istemez. - -Kreon: Düşmanımız bizim için hiçbir zaman, hatta ölümünden
sonra bile, dost değildir. Ölünün üzerine toprak serpmeyi bile yasaklar. Buna
girişecek kimselerin ölümle cezalandırılacağını da ilan eder. “-Antigone: Ben
yaptığımı itiraf ediyorum, hiçbir şeyi inkâr
etmiyorum. -Kreon: Bu işi yasak eden
emrimi bilmiyor muydun? -Antigone:
Biliyordum, nasıl bilmem! -ANTİGONE: BEN, DÜNYA’YA KİN DEĞİL, SEVGİ
PAYLAŞMAYA GELDİM.
Kreon; Antigone’yi kayalıklarla çevrili bir
mağaraya, ayaklarından zincirleterek kapatır. Kreon’un oğlu ve Antigone’nin
nişanlısı Haimon, babasına isyan ederek, mağaraya koşar. Ne var ki, Antigone,
kendisini asarak ölmüştür. Bu acıya dayanamayan Haimon da kendisini öldürür.
Anası Eurydike de intihar eder.
Devlet terörüne ve baskısına karşı, kişi
özgürlüğünün savunma şerefi tarihte ilk defa ANTİGONE ADLI BİR KADINA /SOPHOKLES’E/AİTTİR.
SOFOKLES:MÖ.498-406 ATİNA.
Kaynakça:
1- Antigone, M.E. BAKANLIĞI YAYINLARI,
Sabahattin Ali çevirisi,
2- Azra Erhat, Mitolojik
Sözlük, S.43-44.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜN SONU.