TC. OSMAN TÜRKOĞUZ
SAKALLI
AHMET ÜNLÜ YİNE HAVLAMIŞ!
İNSANLARI ALDATMANIN YOLU;DÜŞÜNCEYİ VE SORGULAMAYI YOK EDEREK MASALLARA
İNANDIRMAKTAN GEÇER.
"Farabi'leri, İbn-i Sîna ‘ları,
İmam Gazali'nin kâfir saydığı nokta ne?” Diye soran Cübbeli Ahmet “Kıdem-i
Âlem. Yani evveli yoksa bu âlemin, sonradan yok olması da imkânsızdır. Bir
şeyin evveli yoksa o kendi kendine var demektir. İslam’a göre kendi kendine var
olan tek şey Allahtır," ifadelerini kullandı.
“BAZI
MÜSLÜMAN GEÇİNENLER…”
“Cübbeli Ahmet ayrıca yayınladığı "İbn-i
Sîna ‘ları Müslüman sayana şaşılır, kâmil Müslüman sayana daha şaşılacak
durumdadır," başlıklı videosunda "Şuanda İbn-i Sina'yı, Farabi
‘yi Müslüman bilenler çoğunluktur. Ancak İmam Gazali'yi bilen bu işi biliyor.
Bazı Müslüman geçinenler, İlahiyat'ta görevli profesörlerin çoğuna sorsan İbn-i
Sîna çok Müslüman ve mübarek. Çünkü kafaları uyuyor. Akıl ve mantık ya...
Süzgeçten geçiriyor ya bunlar, elekten geçerken kendileri yukarıda eleğin
üstünde takılıyorlar aşağıya geçemiyorlar...”
“İbni
Sina Kimdir, İbni Sina Hayatı Kısaca,”MS:980—1037.Büyük Türk
Filozofu,Matematikçisi ve Hekimi..Akılcı ve Deneyimci,eserleri 12’inci asırda
Latinceye çevrilmiştir,Batı’da AVİCENNA olarak bilinir.Tıp kitabı,18’inci asra
dek,Avrupalıların tıp kitabı olmuştur…Sağlığında,”KÂFİR OLARAK İTHAM EDİLDİĞİN
DE, ŞU SÖZÜYANYLE İFTİRACILARA YANIT VERMİŞTİR:”HER ŞEYİ HERKESTEN ÇOK İYİ BİLEN
BEN KÂFİR İSEM,DÜNYADA MÜSLÜMAN YOKTUR*!”DİN TÂCİRLERİ YANIT VERİNİZ?!
“Bugünkü Özbekistan sınırları yer alan
Buhara yakınlarında bulunan Afşana kentinde dünyaya gelmiştir. İbn’i Sina’nın
babası Abdullah, saygın bir bilim adamıydı. Buhara’da iyi bir eğitim gören
İbn’i Sina olağan üstü zekâ ve hafızası ile henüz 10 yaşına Kuran-ı
kerim’i ezberlemişti. 14 yaşına geldiğinde öğretmenlerini bile geçmek
üzereydi. Tam adı, Ebu Ali el Hüseyin İbn’i Abdullah İbn’i Sina el Belhi ‘dir.
İbn’i Sina adını daha çok tıp ile duyursa da felsefe, matematik, fizik, kimya,
müzik, astronomi gibi bilgi ve becerilerle donanımlıdır. Matematik konusunda
matematik terimlerinin manaları; astronomi alanında ise duyarlı gözlemler yapma
ile ilgilenmiştir. İbn’i Sina tıp alanında yaptığı çalışmalar ve incelemeler
sonucunda hastalıklara sebep veren gözle görülmeyen yaratıklar olduğunu yani
mikroplar olduğunu fark etmiştir. Mikroskop’un olmadığı bu dönemde böyle bir
şeyin iddia edilmesi ise çok dikkat çekicidir. Önemli İslam düşünürlerinden
olan İbn’i Sina ilahiyattan ve ahlak ve siyaset felsefesi de dâhil olmak üzere birçok
bilimle ilgilenmiştir. İbn’i Sina 1037 de Hemedan da mide rahatsızlığı yüzünden
hayata gözlerini yummuştur.
İbn’i Sina’nın başlıca eserleri: El-Kanun fi’t-Tıb
(Hekimlik Yasası), Kitabü’l-Necat ( Kurtuluş Kitabı), Risale fi-İlmü’l-Ahlak
(Ahlak Konusunda Kitapçık), İşarat ve’l-Tembihat (Belirtiler ve Uyarılar),
Kitabü’ş-Şifa (Sağlık Kitabı).”
“Hemedan emrinin veziri olan İbni Sina, hekim, bakan ve
filozof olarak dolu ve hareketli bir hayat sürdürmeye başlar. Devlet işleri ile
meşgul olduğundan geceleri ve hatta at üzerindeyken yazmaya devam etmektedir.
Uğradığı siyasi iftiralar, görevinden alınıp, Ferdecan kalesine kapatılmasına
sebep olur. Bu olay, hapsedildiği dört ay süresince üç eser yazmasına
engelleyemez. ( Hay Ibn Yakzan Risalesi, Kulunç Kitabı ve el Hidayat ). “Hapisten çıkarılan İbni Sina, Hemedan’a
dönmüştür fakat kendisini kıskananlar tarafından gözlenir ve gizlice İsfahan’a
kaçar. İsfahan’da kendini özellikle ilmi çalışmalara verir. Birçok eser kaleme
alır. Sağlığı giderek bozulan İbni Sina 1037 ‘ de Hemedan’a döndüğünde vefat
etmiştir…”
FARABİ.
Farabi, Farabi
Hayatı, Farabi Kimdir? (870 - 950).
“Ebu Nasır Muhammed İbn el-Farah el-Farabi, (İS. 870)’de Türkistan’da Farab yakınında küçük bir köy olan Vasic’te doğdu. Ebeveynleri aslen İranlı soyundandır, fakat ataları Türkistan’a göç etmişlerdir. 8’inci ve 13’üncü yüzyıllar arasındaki İslam'ın Altın Çağı'nda yaşamış ünlü filozof ve bilim adamıdır. Avrupa’da ‘Alpharabius’ olarak bilinen Farabi, bir generalin oğlu idi. İlköğrenimini Farab ve Buhara’da tamamladı, fakat daha sonra, yüksek öğrenim için uzun bir süre yani MS. 901- 942 arasında okuduğu ve çalıştığı Bağdat’a gitti. Bu süre boyunca, ilim ve teknolojinin birçok dalında olduğu gibi bir kaç dil üzerinde de ustalık kazandı. Altı Abbasi Halifesi’nin hükümdarlığı boyunca yaşadı. Bir filozof ve bilim adamı olarak, çeşitli ilim dallarında büyük ustalık kazandı ve farklı dillerde bir uzman olarak aktarıldı.
Farabi birçok uzak ülkeyi gezdi ve bir süre Şam’da ve Mısır’da çalıştı, fakat Halep’te Seyfü’d Devle’nin sarayını ziyaret edinceye kadar tekrar, tekrar Bağdat’a geri geldi. Kralın sadık danışmanlarından biri olmuştur ve ününün uzak ve geniş bir biçimde yayılması burada Halep’te olmuştur. İlk yıllarında, bir Kadı (Hâkim) idi, fakat sonradan meslek olarak öğretmenliği seçti. Kariyeri boyunca, büyük zorluklara katlandı ve bir keresinde bir bahçenin bakıcısı bile oldu. HS. 339 / İS. 950′de 80 yaşındayken Şam’da bekâr olarak öldü.
Farabi, fen bilimine, felsefeye, mantığa, sosyolojiye, tıbba, matematiğe ve müziğe epeyce katkıda bulunmuştur. Başlıca katkıları felsefeye, mantığa ve sosyolojiye olmuş gibi görülmektedir ve, elbette, bir Ansiklopedici olarak da göze çarpmaktadır. Bir filozof olarak, Platon/Eflatun/ ve Aristo felsefesini İslam felsefesi ile bağdaştırmaya çalışan bir Yeniplatoncu(Neoplatonist) olarak sınıflandırılabilir ve onun orijinal katkılarını kapsayan birkaç diğer konudaki çok sayıda kitabına ek olarak Aristo’nun fiziği, meteorolojisi, mantığı, vb. üzerine bazı zengin açıklamalar yazmıştır. İslam felsefe geleneğinde, ‘ilk öğretmen’ olarak bilinen Aristoteles’ten sonra ‘İkinci Öğretmen’ (el-muallimü’s-sani) olarak anılır. Farabi’nin önemli katkılarından biri de mantık çalışmasını iki kategoriye, yani, Tahayyül (fikir) ve Sübut (ispat), bölerek kolaylaştırması idi.
Sosyolojide, ünlü olan Erdemli Şehir (Ara Ehli’l-Medineti’l-Fazıla) dışında birkaç kitap yazdı. Psikoloji ve metafizik üzerine kitapları büyük ölçüde kendi çalışmalarını yansıtmaktadır. Aynı zamanda müzik üzerine de Müzik Kitabı(Kitab’ül-Musika) başlıklı bir kitap yazmıştır. Müzik sanatı ve bilimi üzerine büyük bir uzman idi ve müzik notaları bilgisine katkıları yanında, birkaç müzik enstrümanı da icat etti. Enstrümanını insanları istediği anda ağlatıp güldürebilecek kadar iyi çaldığı anlatılmaktadır. Fizikte, boşluğun varlığını göstermiştir. Kitaplarının çoğunun kaybolmasına rağmen, 43 mantık üzerine, 11 metafizik üzerine, 7 ahlak üzerine, 7 siyaset bilimi üzerine, 17 müzik, tıp ve sosyoloji üzerine ve de 11′i tefsir olmak üzere 117 eseri bilinmektedir. Daha ünlü kitaplarından bazıları, çeşitli ilim merkezlerinde birkaç yüzyıl boyunca bir felsefe ders kitabı olarak kalmış olan ve Doğu’da bazı kurumlarda halen öğretilmekte olan Fusus al-Hikam kitabını içermektedir. Kitab al-Isa al-Ulum kitabı, bilimin sınıflandırılmasını ve esas ilkelerini yeknesak ve faydalı bir tarzda incelemektedir. Ara Ehli’l-Medineti’l-Fazıla ‘Model Şehir’ kitabı sosyoloji ve siyaset bilimine ilk önemli katkıdır. Farabi birkaç yüzyıl boyunca bilim ve ilim üzerinde büyük bir etki bırakmıştır. Farabi, sonradan bir Neoplatonik yazarın eseri olduğu ortaya çıkmasına rağmen, Aristoteles’e mal edilen Teolojisi kitabını, Aristoteles’in yazdığını sanmıştır. Buna rağmen felsefede yüzyıllar boyunca ikinci öğretmen olarak kabul edilmiştir ve felsefe ve tasavvufun sentezini amaçladığı eseri, İbn Sina’nın çalışmasının yolunu açmıştır. Akılcılıkla İslamı Bağdaştırmaya Çalışan İlk Türk Düşünürü: F A R AB İ.
“Farabi (Faraplı) diye anılan Ebu Nasr Muhammet (870-950), eski Grek felsefesini yorumlayan ve geliştiren bir filozof olarak tanınmaktadır. O İslam dinine felsefi bir nitellik kazandırmak İslamiyetle Platon(Eflatun) ve Aristoteles felsefelerini bağdaştırmak istemişti. Bu nedenle İslam felsefesinin kurucusu sayılmış, aynı zamanda kendisine Aristoteles’ten sonra gelen ikinci öğretmen anlamında “hace-i sani” unvanı verilmiştir. Bunun dışında onun siyaset sosyolojisi ile ilgili olarak yazdığı Erdemli Şehir adlı eseri de ününü artırmıştır. Farabi, bu kitabında faziletli bir devletin ve onun başkanının nasıl olması, ne gibi nitelikler taşıması gerektiği üzerinde durmuştu. Nihayet onun bir bilim sınıflaması yapması ve bu arada müziği bir bilim dalı olarak ele alıp değerlendirmesi de belirtilmeye değer.(Ş. Turan, Türk Kültür Tarihi, s: 164)Farabi (872-950),İslam uygarlığında siyaset felsefesinin kurucusudur. Siyaset felsefesi ile ilgili temel düşüncelerini “Fusul al-Madani”, “ Medine-i Fadıla”(Erdemli Şehir) ve “ Kitab es-Siyaset” başlıklı eserlerinde ortaya koymuştu. Erdemli Şehir adlı yapıtında Eflatun’un ‘Cumhuriyet’inden yararlandığı anlaşılıyor. Doğu felsefesi ile eski Yunan felsefesini birleştirmeye, uzlaştırmaya çalışmıştır… HALİFE olabilmenin şartlarını da yazmıştır.”Halife olabilmek için Arap ve Kureyşli olmak şartını da yazmıştır…
İMAM’I
GAZALİ!
1058-1111/.İranlı,
Acem asıllı. Şam’da 11 sene inzivaya çekilerek, dünya ile ilişkilerinden
kopmuştur. İHYA’U ULUM’İDDİN adlı 14 citlik bir kitap yazmış, Büyük Selçuklu
Sultanı Sultan Sencer’e yaranmak için, AKILCILIĞI TERKEDEREK, İÇTİHAT
KAPILARINI KAPATMIŞ, İSLAMİ ÇÖZÜMLER İÇİN NAKİL YOLUNU ÖNERMİŞTİR. Farabi’nin,
İbni Rüşt’ün ve Yahudi asıllı Musa İbni Meymune’nin açmış olduğu akılcı ve
bilimsel deneycilik yolunu ebediyen kapatmıştır.Meydan Sakallı Ahmet
gibi,pozitif ilimlere düşman din tacirlerine kalmıştır….