TC.
OSMAN
TÜRKOĞUZ
TV.
Çeşmealtı,04 Eylül 2015.
DİN
ADAMLARININ YERİ,SARAYLARIN SOFRALARIDIR?!
“Emeksiz
zengin olanın / Kitapsız bilgin olanın,
Sermayesi din
olanın/ Rehberi şeytan olmuştur!”Yunus Emre(1240-1320,Eskişehir-Mihalıççık).
“Son Haham,son Papaz ve son İmam öldüğün de insanlık sonsuz
barışa kavuşacaktır?!Lev Tolstoy/1808-1910/.”Sadelik,iyilik ve doğruluk olmayan
yerde büyüklük yoktur?!”Herkes,insanlığı değiştirmeyi düşünür,amma hiç kimse
önce kendini değiştirmeyi düşünmez!?”Bir insan bulunduğu yerle değil,göz
koyduğu mevki ile ölçmek gerekir!?” Lev. Tolstoy.
Üsküdar Müftüsü İhsan Özkes’i herkes bir cenaze töreninde
tanıdı, hemen çağdaş olduğuna hükmetti.İstanbul’dan,Cumhuriyet Halk
Partisi milletvekili bile seçildi?!Bir
zamanlar da,Mardin’de şehit düşen Jandarma albayımızın şizofrenik eşini
Cumhuriyet Halk Partisi başına taç yaparak parti meclisine seçmenin acısını çok yaşamıştı.İhsan Özkes,bir çıkışla
daha yükseklere çıkma girişimini başarısızlıkla kapatınca Kapağı KAÇ—AK Sarayda
aldı.Nisan 2015’te,Türkiye Büyük Milletvekilleri Meclisinde pankart
açmıştı:”Hz.Muhammet kaçak saraya girmez?!”Gibisinden.Sonra da gerçek
karakterini ve çağdışı kişiliğini sergilemekte gecikmedi:
“Hz.Muhammet ve
Atatürk yaşasalardı ,bugün SARAYA giderlerdi?!30 AĞUSTOS 2015.
Burada çok önemli bir sosyal gerçeği ortaya koymuştur:”BAŞKALARININ
KÖLELİĞİNDEN KURTARILAN KÖLELER,YENİ EFENDİLERİNİN EMİRLERİNİ UYGULARALAR?!Mustafa
Kemal’in bir paşa kızından 20.000TL’YE
satın aldığı ve Türk ulusuna devrettiği mülküne tecavüz eden mi,Onları oraya
davet edecek?!Şimdi neden Hz.Muhammet ve Atatürk,KAÇ—AK SARAYA
girerlermiş?Çünkü orada artık dönek İhsan Özkes vardır,onun hatırını kırmazlar!Osmanlı
saraylarında,Şamar Oğlanları ve Şaklabanlar vardı,bunların görevleri
padişahları
rahatlatmaktı?!Bunlar,uğradıkları padişah saldırısına göre önceden
kararlaştırılan hak ediş paralarını
Osmanlının devlet hazinesinden alırlardı!?Bu gün için değişen bir şey
yoktur,örtülü ödenekte de bu gibiler için para çoktur.
Acem
kıralları, KİSRALAR saraylarda otururlardı. Tüm yöneticiler de saraylarda otururdu.
Hz.Muhammet ise, kerpiçten yapılmış, üzeri hurma dalları ile örtülü,
penceresinde cam olmayan tek odalı bir kulübede
yaşardı. “Peygamberimizin
doğduğu binanın yerinde bugün bir 'halk kitaplığı' bulunuyor. Suudi Arabistan
yönetimi Hazreti Muhammed SAV'İN dünyaya geldiği mekânın ziyaret yeri
yapılmaması için buraya işte bu kitaplığı inşa ettirdi.
Peygamberimizin dünyaya geldiği evin bulunduğu
arazi, 20’inci yüzyılın ilk çeyreğine kadar muhafaza edildi ve herkesin büyük
saygı gösterdiği bir mekân oldu. Arazinin bakımıyla 'Mekke Şerifleri' denilen
ve Hazreti Muhammed SAV'İN soyundan gelen Mekke'nin idarecileri sorumluydular.
EK: Hz. Ali’nin oğlu Hasan ile İran şahının kızından inenlere ŞERİF--ŞERİFE,
Hüseyinin soyundan inenlere de SEYİT/SEYYİDE denilir. Ostüzü. Bu mekân hemen
her hac ve umrede mutlaka ziyaret edilir, hacılar Mekke'den Medine'ye geçmeden
önce buraya mutlaka uğrarlardı.
Arap yarımadasının 1925'te Abdülaziz bin Saud'un
eline geçmesinden ve Vahhabi geleneklerine uyularak Mekke'deki Cennetu'l-Muallâ
ve Medine'deki Cennetul-Baki mezarlıklarında bulunan türbelerin yıkılmasından
sonra sıra İslâmiyet'in ilk günlerinden kalan diğer mekânların da ortadan
kaldırılmasına geldi. Hazreti Muhammed SAV'NİN doğduğu evin arazisi dümdüz
edildi ve üzerinde eski devirlerden kalma ne varsa kaldırıldı. Sonraki
senelerde buraya bir bina inşa edildi ve yapılan bu yeni bina halk kütüphanesi
haline getirildi.
İşte, Hazreti Muhammed SAV'İN doğduğu evin bugünkü
hali. Bu ev şimdi Mekkelilerin günlük gazetelere göz gezdirmelerine ve arada
bir, bir kitabın sayfalarını çevirmelerine yarıyor. “
“12
Sene kirada oturdum, sesini çıkaran olmadı!”Sayın Recep Beyimiz MUSTAFA KEMAL ATATÜRK,19 SENE Bağevinde
oturdu, şikâyetini duyan olmadı!”OSTÜZÜ.
İLK YAPILAN MESCİD.
“Resulullah (s.a.s)'in
ilk işi devesinin çöktüğü arsayı sahiplerinden satın alarak buraya bir mescit
inşa etmek olmuştur. Mescid-i Nebî adı ile anılan bu mekânın İslâm devletinin
oluşumu ve yönetilmesinde gördüğü fonksiyon oldukça büyüktür.
MESCİDU'N-NEBEVİ
Resulullah (s.a.s)'ın Medine'ye hicretinden hemen sonra ashabıyla
birlikte bina ettiği mescit. Bu mescit, Mescid-i Resul, Mescid-i Şerîf,
Mescid-i Saadet ve Mescid-i Nebevî adlarıyla da anılmaktadır. Mescid-i Haram ve
Mescid-i Aksa'dan sonra yeryüzündeki mescitlerin en faziletlisidir.
Resulullah (s.a.s), Hicret yolculuğunda kısa bir müddet Medine'nin
dışında bulunan Kuba köyünde kalmıştı. Bu esnada Kuba mescidi adıyla bilenen
mescidi inşa ettirmişti. Buradan yola çıkıp, Medine'ye girdiği zaman,
Resulullah (s.a.s), misafir edip ağırlama şerefine nail olabilmek için herkes
birbiriyle yarışa girmişti. Kendisini davet edenlere Resulullah (s.a.s);
"Bırakın deve serbestçe yürüsün. O bizi Allahın razı olacağı bir yere kadar
götürecektir" diyordu. Deve bir süre yürüdükten sonra, iki yetim kardeşe
ait boş bir arsaya çöktü. Buraya evi en yakın olan Ebu Eyyub el-Ensarî,
Resulullah (s.a.s)'ın eşyalarını alıp sevinçli bir halde evine taşıdı (bk.
Hicret mad.).
Resulullah (s.a.s)'ın devesinin çöktüğü bu arsa sahipleri olan
Neccaroğullarından Sehl ve Suheyl hibe etmek için ısrar ettilerse de Resulullah
(s.a.s) bunu kabul etmedi ve on dinar gibi sembolik bir meblağ karşılığında
burayı satın aldı. Bu bedeli Hz. Ebu Bekir (r.a) ödedi.”Şimdi,dönek Müftü
eskilerinden birisi:”Kaçak sarayın camisinde namaz kılmak şerefine
eriştim!?Buyurmuştu.Ulusun arsasına izin alınmadan Ulusun parası ile yaptırılan
KAÇAK camide namaz kılmak mı şerefli;kerpiçten,arsa bedeli ödenmiş ve elbirliği
ile inşaa edilmiş,üstü hurma dalları ile örtülmüş camide namaz kılmak mı
şerefli ey şerefini dışarılarda arayan Fırıldaklar?!
Yunan kıralları Atina’daki Tatoi
sarayında yaşarlarken, Mustafa Kemal Ankara garındaki yönetim binasındaydı.
İngiliz Kıralı Buckingham sarayında keyif çatarken, Mustafa Kemal yine de Çankaya’daki
Bağ evindeydi. İtalya kıralı Roma’daki sarayındayken, Mustafa Kemal yine Çankaya’daydı.
Yunan ve İtalyan kıralları memleketlerinden kovuldular; İngiltere’de sorumlu
olan Başbakan Lloyd George da iktidardan düşürüldü.
Vahdettin Dolmabahçe’de, Damat Ferit
Paşa da Balta limanındaki sarayında ihanet çetelerini yönetirken; Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı ve Başkomutan Müşir Gazi Mustafa Kemal yine de Bağ evindeydi.
Padişah Mehmet Mahvettin ve diğer saray sahibi hainler, ülkemizi sessizce terk
ettiler.
Saraylara sığınmak yıkılmanın
işaretleridir. Bir devlet adamının onuru içinde yaşadığı sarayın heybeti ile
ölçülmemektedir.”Öküzü saraya soksan,öküz hükümdar olmaz,saray ahır
olur?!”DÜNYANIN TÜM DEVLET ADAMLARI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’Ü ÇANKAYADAKİ BAĞ
EVİNDE ZİYARET ETMİŞTİR.BAY RECEP BEYİMİZ DE TÜM DÜNYA DEVLET ADAMLARINI
AYAKLARINA KADAR GİTMEK SURETİYYLE ZİYARET ETMİŞTİR.İŞTE,BAĞ EVİNDE
YAŞAYAN İLE KAÇ—AK SARAY’DA OTURANIN ONUR FARKI?!
BAĞEVİNDEN
DÜNYAYA DİZ ÇÖKERTMEK!
“Binayı
bina yapan içindeki adamdır. İçinde adam yoksa saray bile bir damdır!”OZAN
ARİF.Muhafız Tugayından kaçmak mıdır!?
“Cumhurbaşkanı/Şerdoğan/, yeni ‘saray’la
‘tüm merasimlerin artık concepts içerisinde gerçekleşeceğini, ‘söyledi. “Biz,
dünyanın her tarafını dolaşıyoruz, geziyoruz, buralar itibar makamları” diyen
Erdoğan, sarayın görkemli halini de “Herkes buralara bakarak kararını verir,” diyerek
olağan göstermeye çalıştı.”Ek: Size bakıp ta olumlu karar veremeyenler, Görkemli KAÇ-AK VE İZİNSİZ binanıza
bakarak, Alman basınının yazdığı gibi size “Megalomaniac” derler. Ostüzü.
Büyük zaferden ve Cumhuriyetin ilanından sonra,
Bağevi, basit bir değişime uğratılmıştır.Sonraki değişikliler sağ iktidarların
Cumhurbaşkanlarınca gerçekleştirilmiştir.Buyurunuz resmine bakınız:
SONRAKİ H
b
BAĞ EVİNİN ZAFERDEN SONRAKI HALİ?!