TC.
OSMAN TÜRKOĞUZ
TV.
İzmir;11 Nisan 2015.
POLİTİKANIN KAHPELERİNE!?
“İsmet Paşanın kafasında,
kuyrukları birbirine değmeden Yedi Tilki dolaşır!”
JozefStalin.
Stalin.
.
1955 Senesinde; Germencik’e
yerleştirilmiş bir Yunan Göçmeni Türk, Atina’ya doğduğu Köyü ziyarete gitmiş.
Kahvehanede, Yaşlı Yunanlılar Türkiye üzerine sorular sorduklarında, bizim
vatandaşımız, ayak, ayaküstüne atarak:”Benim de üyesi bulunduğum, Adnan
Menderesin başkanlığını yaptığı Demokrat Partisi yeniden iktidara geldi.”Diye
böbürlendiğin de, Hiddetle ayağa kalkan Yaşlı bir Yunanlı:”Ulan Sersem Türk,
yaptığınız aptallıkla bize övünme. İsmet Paşa elime geçse hemen keserim. Bizim
Anadolu rüyamızı yok etti. Amma, aynı İsmet Paşa, Atina’da bir siyasi parti
kursa, ilk yazılan üye ben olurum. Çoluk, çocuğu iktidar getirdik, başımıza
neler getirdiler. Sizi İkinci Dünya Savaşı yangınından kurtaranı iktidardan
düşürmekle övünmeyin, İsmet Paşasız, başınıza neler gelecek bakalım!”Demiştir! Aşağıdaki olay,1943 senesinde, Kahire Konferansı
sırasında geçmiştir. İsmet Paşa’nın İkinci Dünya Savaşı Siyaseti, Amerikalı
Yazar Edward Weisband
“Başkan B. Roosewelth, W.Churchill
ve İsmet İnönü; sabah kahvaltısı için masaya otururlar. İsmet Paşa;
W.Churchill’e dönerek: ”Sayın Churchill, der; benim her sabah, yürüyüş yapmak
gibi bir âdetim vardır. Burada, sabah yürüyüşü yapamıyorum; çünkü yollar ve her
taraf, askerlerle ve araç gereçlerle dopdolu!” W.Churchill, gayetle mütebessim
bir yüzle:
-Ekselans
İsmet Paşa; der, bu denli yoğun güvenlik önlemi almak zorundayız. Ya bir Alman
saldırısı ve sızması olursa. Böyle bir duruma düşmemek için hazırlıklı
olmalıyız!” İsmet İnönü, O Büyük insan, O büyük devlet adamı, hemen taşı
gediğine koyar:
-Siz,
burada kendiniz için, bu denli yoğun güvenlik önlemini, bir Alman saldırısı
için alıyorsunuz! Benim ülkemin sınırları apaçık; güvenlik önlemleri için
yeterli araç, gerecim de yok. Bir Alman saldırısı olursa Türk halkının
güvenliğini nasıl sağlayabilirim? Onun için; istediğimiz yardımların bir an
önce verilmesini bekliyorum!”Der.
Başkan Roosewelth’in gülmekten,
gözlerinden yaşlar boşanır. W. Churchill’e dönerek:
“-Sayın
Churchill, faka bastın. Ülkesini ve halkını tehlikeye atmamakta İsmet Paşa haklı.Boş
yere sıkıştırmayalım, istediklerini verelim!”Der. Babasız ve
Şekersiz Bırakmak,
O.Türkoğuz.
1938
senesinde; Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, Rahmetli İsmet İnönü, Kara Harp
Okulu’na gelir. Kara Harp Okulu, 1936 yılında İstanbul’dan, Ankara’ya
gelmiştir. Harp Okulu Öğrencileriyle, genel durum hakkında konuşur. Yarının
subay adaylarına önemli açıklamalarda bulunur.
“İkinci Dünya
Savaşı kaçınılmaz; bu savaşın sonunda, birçok devletlerin de sınırları
değişecektir;” der.
Genç bir Harbiyeli ayağa kalkarak:
“Sayın
Cumhurbaşkanım; Türkiye Cumhuriyetinin sınırlarında her hangi bir değişiklik
olacak mı?”Diye sorduğunda:
“HAYIR! HAYIR!
TÜRKİYE’NİN SINIRLARINDA ASLA BİR DEĞİŞİKLİK OLMAYACAKTIR. SINIRLARI KALEMLE
ÇİZİLEN ÜLKELERİN SINIRLARINDA DEĞİŞİKLİKLER OLCAKTIR. TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN
SINIRLARI KILIÇLA ÇİZİLMİŞTİR!”diyerek, inancını ve öngörüsünü ortaya
koymuştur.”Ostüzü.
Rahmetli İsmet
İnönü; bir seçim gezisinde, Salihli ilçe merkezine uğrar. Üç yaşlarında bir kız
çocuğu önüne çıkar:
“- BİZİ ŞEKERSİZ BIRAKTIN! BURAYA NE YÜZLE
GELİYORSUN?”DİYE, AZARLAR. Çocuğa öyle öğretilmiştir. Ne yapsın çocuk! Şeker
gibi bir konu ile o’da kandırılmıştır.
İsmet İnönü, kendisini suçlayan ve
haksız bir şekilde azarlayan, o küçücük kız çocuğunun başını okşayıp:
“SİZİ ŞEKERSİZ
BIRAKTIM AMA BABASIZ BIRAKMADIM!” Diyerek, o kız gibilerin büyüklerine cevabını
verir.
Rahmetli İsmet
İnönü’nün iktidardan düşmesi, dünya’da şaşkınlık yaratmıştır. Jozef Stalin’in:
”İsmet İnönü’nün kafasında kuyrukları birbirine değmeden, yedi tilki dolaşır;”
dediği, gazetelerimize bile yansımıştı.
En anlamlı mektubu, W.Churchill
göndermiştir. Ulusal kurtuluş Savaşı düşmanlarına ayıp olacak ama iş bu mektubu
iş bu yazıma ekleyeceğim:
“AZİZ
GENERALİM,”
“Her ne kadar
benim Türkiye politika ilişkilerine karışmazlığım doğru olmayabilirse de,
Türkiye’nin mukadderatına riyaset ettiğiniz uzun devrenin kapanmış olduğunu,
şahsen büyük teessür duyarak öğrenmiş bulunuyorum. Bana öyle geliyor ki, tarih,
general olarak kazandığınız zaferlerden başka, İkinci Dünya savaşının vahim tehlikeleri
içinde nasıl sıyırıp geçirdiğinizi ve aynı zamanda Mustafa kemal tarafından
sert mücadelelerle kurulmuş olan hürriyetçi ve ilerici hükümet şeklini nasıl
koruduğunuzu kaydedecektir. Dostça ve zevkli olan mülakatımızı daima hatırlarım
ve politika sahnesinden şimdiki çekilmenizde, size en iyi, dileklerimi
yollarım.”
Pek samimiyetle sizin
Winston S. Churchill.
İsmet
İnönü’nün kavgası; aklın hurafe ve safsata ile vatanseverliğin ihanetle, namus
ve şerefin, yalan, dolan ve talanla, ulusal çıkarların, bireysel ve uluslar
arası çıkarlarla, gerçek dindarlığın ve gerçek Tanrı sevgisinin soytarılıklarla
kavgasıdır. Akın kara ile ilmin ve inancın şekille aldatma ile kavgasıdır.
Zonguldak il
merkezinde bulunan, şaha kalkmış at üzerindeki Atatürk’ün ve İnönü’nün
heykelleri, beni çok heyecanlandırır. İnönü’nün heykelinin kaidesindeki yazı
da, beni hep düşündürmüştür:
“BİR ÜLKEDE
NAMUSLULAR, EN AZ NAKUSSUZLAR KADAR CESUR OLMAZLARSA, O ÜLKEDE KURTULUŞ UMUDU
YOKTUR!”
Herkesin
kurtarıcı beklediği ülkemizde; bir büyük Romalının şu sözü aklımdan hiç çıkmaz:“BAŞKALARITARAFINDAN
KURTARILMAYI, YALINIZ KÖLELER BEKLER!