31 Ekim 2015 Cumartesi

2012/SABAHATTİN ALİ'NİN ÖLDÜRÜLMESİ*!


             TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV.İZMİR;31 Ekim 2015.    

             SABAHATTİNALİ’NİNÖLDÜRÜLMESİ?!                                                                   25 Ekim 2015 tarihli Sözcü gazetesinin Pazar ekinde beni çok derinden yaralayan bir şiir yayımlandı. Başlık şöyleydi:”A.SEÇUK İLKAN, SABAHATTİN ALİ’YE KIRKLARELİ’NDE CEVAP VERDİ.”

              “Kırklareli’nin istasyon caddesinde yeralan Sabahattin Ali büstünü ziyaret eden şarkı sözü yazarı ve Şair Ahmet Selçuk İlkan, ardından aynı caddede bulunan Kahve Tiryakisi adlı Cafe Restoranda kentte yaşayan dostları ve sanatseverlerle buluştu. İlkan, Ünlü yazar ve şair ile ilgili şu açıklamayı yaptı:”1948’de öldürüldü.”1Sabahattin Ali,1907-1948 yılları arasında yaşayan Şair, Romancı ve Öğretmendi. Yazdıkları nedeniyle sık, sık hapse girdi ama kalemini elinden hiç bırakmadı. En nihayetinde yurtdışına çıkmak için Kırklareli’ne geldi ve 2 Nisan 1948’de henüz 41 yaşındayken, cesedi, Bulgaristan sınırında şaibeli şekilde bulundu.”

              “Ahmet Selçuk İlkan, o gün Cafede oturarak, Sabahattin Ali’nin Başın Öne Eğilmesin Sözleri ile başlayan ve şarkısı yıllardır dillerde dolaşan Ünlü Aldırma Gönül Aldırma şiirine Gel de Aldırma Dost dizeleriyle cevap verdi:

                          “GEL DE ALDIRMA?!”

     “Bıraktığın gibi değil bu dünya,

Gel de aldırma dost, gel de aldırma,

İnsanca yaşamak artık bir rüya,

Gel de aldırma dost, gel de aldırma.

 

Baştanbaşa yasta bak Anadolu,

Her evde ağlayan analar dolu.

Bombalar içinde barışın yolu,

Gel de aldırma dost, gel de aldırma.

 

Hasret kaldık doğan mutlu güneşe,

Yürekler yanıyor düşmüş ateşe,

Yaşamadık gitti kardeş, kardeşe,

Gel de aldırma dost, gel de aldırma.

 

Bir derin matemde şimdi Ankara,

Kim çizdi bu resmi bu kadar kara,

Dinmiyor kalplerde bu derin yara,

Gel de aldırma dost, gel de aldırma.

 

Yalana, dolana karıştık gitti,

Acıyla kederle yarıştık gitti,

Bu zalim günlere alıştık gitti,

Gel de aldırma dost, gel de aldırma.

 

Anaların yaşı nasıl dinecek,

Çocukların yüzü nasıl gülecek,

Barış için daha kimler ölecek,

Gel de aldırma dost, gel de aldırma.”

Rahmetli SAHATTİN ALİ, aşağıda verdiğim şarkı yapılan şiirini Sinop’un ünlü cezaevinde yazmıştı.

Başın öne eğilmesin,
Aldırma gönül aldırma.
Ağladığın duyulmasın,
Aldırma gönül aldırma.

Dışarıda deli dalgalar,
Gelip duvarları yalar.
Seni bu sesler oyalar,
Aldırma gönül aldırma.

Kurşun ata, ata biter,
Yollar gide, gide biter,
Mapus yata, yata biter ,
Aldırma gönül aldırma.

Dertlerin kalkınca şaha,
Bir sitem yolla Allah’a.
Görecek günler var daha,
Aldırma gönül aldırma .”

Hüseyin ÖZALP

(Cumhuriyet Kitap / 26 Nisan 2012)

 

          “Rıfat Ilgaz, Mehmet Ali Aybar/EK: NAZIM HİKMETİN YEĞENİ/, Hasan İzzettin Dinamo/EK: KUTSAL İSYANIN VE KUTSAL BARIŞIN YAZARI/, Kızı Filiz Ali, Nâzım Hikmet, Ruhi Su, Arif Damar, Vedat Günyol, Rauf İnan, Talip Apaydın, Reşat Cemal Emek, Müzehher Vâ-Nû, Zekeriya Sertel,/TAN GAZETESİNİN SAHİBİ,EŞİ SABİHA SERTEL İLE YURT DIŞINDA KALDI.AFFA UĞRAYIP ÜLKEMİZE DÖNEBİLDİ/ Muvaffak, Şeref, Samet Ağaoğlu, Kemal Sülker, Rasih Nuri İleri gibi isimler, Sabahattin Ali'ye ilişkin anılarını, sanatçı kişiliğini ve cinayete ilişkin bilgi ve görüşlerini anlatıyor.”

Ajanlar, Söylentiler


Sabahattin Ali'nin öldürülmesi olayını üstlenen eski Astsubay Ali Ertekin, Milli Emniyet'e/EK:1964’TEN SONRA (Milli İstihbarat Teşkilatı) OLDU/ çalıştığını itiraf ediyor. Milli Emniyet'in kendisinin ifadesini aldıktan sonra serbest bıraktığını belirtiyor. Kendisine görev verildiğini ve Sultanahmet Cezaevi'nde yatan solcularla ahbaplık kurması için hapishaneye sokulduğunu belirtiyor.

Kitapta bazı solcu yazarlar tarafından polis ajanı olmakla suçlanan Sabahattin Ali'nin yakın dostu avukat Mehmet Ali Cimcoz ise kendisine Tekirdağ Savcısı'nın anlattığı olayı aktarıyor. Savcının anlattıklarına göre, Ali Ertekin'i cinayete istihbaratçılar azmettiriyor. Cimcoz'un bu konudaki iddiaları şöyle:

Ali Ertekin MİT'e gidip demiş ki:

Ben Sabahattin Ali'yi kaçıracağım. Kaçmak istiyormuş. "Aman" demişler, "Sabahattin Ali'yi temizle yolda. Böyle haini vatandır, şöyle haini vatandır, mutlaka temizle" savcı anlatıyor bunları. Ondan sonra, şoförün dediği gibi, Edirnekapı'dan Ali Ertekin'i almışlar kamyona. Çatalca'da mı, Çorlu'da mı ikisi inmiş. Beraber gidiyorlarmış. Tam sınıra yaklaştıkları sırada dinlenmek için, mola için bir yere oturmuşlar. Sabahattin kitap okumaya başlamış. O da kafasına güm diye vurup öldürmüş. Öldürdükten sonra da MİT'in kendisine vermiş olduğu görevin yerine getirildiğinin ispatı için, İstanbul Savcısı'nın bize gösterdiği çantasının içine Sabahattin'in hüviyetini belgeleyecek dişlerini, gözlüğünü vesairesini doldurmuş ve bunu alıp Çengelköy'de mi bir yere, yani oturduğu evin bahçesine gömmüş. MİT de sormamış buna "Tevsik et öldürdün mü, öldürmedin mi?" diye. Vakta ki bu ceset bulunmuş, bu sefer polis tahkikata başlamış MİT'ten habersiz. İzi süre, süre, Ali Ertekin'e gelmişler ve enselemişler. Ali Ertekin enselenince, "Ben öldürdüm?!"Demiş. Ali Ertekin de Emniyet Birinci Şube ile Mit'i ayıramıyor. "Bunların ikisi de aynı teşkilattır," diye düşünüyor ve "Ben öldürdüm Sabahattin Ali'yi," diyor. "Yalan söylüyorsun ispat et!" Demişler. Bunun üzerine gidip bahçesine gömdüğü çantayı çıkarmış, içindekileri göstermiş. "Ha öyle mi, gel bakalım Efendi", deyip, atmışlar içeri. Ali Ertekin tevkif edilince MİT ayaklanmış, 'Eyvah rezalet meydana çıkacak?!' Diye. Adliyeye müracaat etmiş, "Aman bu durum açıklanmasın."

Sabahattin Ali'nin bir komploya kurban gittiği kuşkusuz bir gerçek


Kitapta, Sabahattin Ali'yi yakından tanıyanların büyük bölümü, Cimcoz ailesinin istihbaratla bağlantılı olduğunu ve yazarın ölümünde rol oynadıklarını ileri sürüyor. Ayrıca bu dönemde Sabahattin Ali ve solcuların içlerinde bulunan birçok kişinin ajan olduğu iddiası ortaya atılıyor. Müzehher Vâ-Nû/Ek: VÂLÂ NURETTİN, NAZIM’IN ARKADAŞI/, ölümünden kısa süre önce Sabahattin Ali'nin endişelerini dile getirdiğini anlatıyor:

"Fenerbahçe'ye doğru yürüdük. O zaman bazı şeyler açıkladı: 'Ateşle oynuyorum ben', dedi. 'Neden yapıyorsun, Sabahattin?' Dedik. Adalet Cimcoz'la Mehmet Ali Cimcoz'un Milli Emniyet'le ilişkileri olduğuna kanaat getirmiş gibiydi. "Ama onların evinde kendimi emniyette hissediyorum," diye tamamlıyordu. "Biliyorum Milli Emniyet'le ilişkileri olduğunu. Ama benden öğrenecekleri hiçbir şey yok. Bildiğiniz gibi ben, her şeyi açıklıkla ortada olan bir insanım. Gizlim kapaklım yok. Onların evinde ve onların yanında hem kendimi emniyette hissediyorum, hem de korku denen şeyden uzak kalıyorum."

Tuzaklar hazırlanmış, Ali Ertekin'e düşen kendisine ezberletilenleri mahkemede yinelemek oluyor. Ertekin, milli hislerine kapılarak Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü anlatıyor. Emniyet'in ve MİT'in bu konuya dahli olmadığını söylüyor, ancak yine anlattıklarıyla kendini tekzip ediyor. Ali Ertekin'in ağzından bir cümle aktaralım: "Ben onu öldürdüğümü ispat etmek için, bir kat elbisesini alıp geldim. Hangi katil işlediği cinayeti ispat etme kaygısı taşır. Tam tersine katilin doğasında delilleri tümüyle yok etme eğilimi vardır. Cinayet ancak bir başkasının talimatıyla işlendiyse katil öldürüldüğünü ispat etme ihtiyacı duyar. Ali Ertekin, Kemal Bayram'a, cinayetin ardından kendisine vazife verildiğini anlatıyor: Sonradan Milli Emniyet'e aksetti, Milli Emniyet'ten şey ettiler bana. Milli Emniyet'ten şey edince de, vardı o zamanın komünistleri Sultanahmet'te, içerde. Yakaladılar beni. Hasan mı söyledi, kim söyledi? Ondan sonra ben Milli Emniyet'te ifade verdim. Beni ordan serbest bıraktılar. Fakat "Her gün bize bir defa geleceksin, bilmem şey edeceksin" filan. Sonra bana Milli Emniyet'te vazife verdiler.

-Ne vazifesi verdiler?

-Sultanahmet'te yatan komünistler vardı. "Onlara gideceksin, onlarla ahbap olacaksın. Onlarla birlik olacaksın. Onlardan işte..."

-Hapishanenin içine mi giriyorsunuz?

-Hapishanenin içine."

Kaçış ve cinayet


Cinayet romanlarını gölgede bırakacak bilgilerin yer aldığı kitapta, Sabahattin Ali'nin kaçacağını haber verdiği yakın arkadaşı Rasih Nuri İleri, kendisine biri Cimcoz'a biri eşi Asiye Hanım'a olmak üzere iki mektup bıraktığını belirttikten sonra şifreli ve parolalı kaçma planlarını anlatıyor: "Sınırı geçip geçemediğini, Berber Hasan'ın getireceği imzalı bir kartvizitten anlayacaktım. Plan şöyle idi: Sabahattin Ali sınırı geçince Ali Ertekin'e yeşil kalemiyle imzalayacağı bir kartvizit verecekti. Ertekin ise onu Hasan'a verip ondan ücretini alacaktı. Oysa o kartın benim için anlamı başka olacaktı, imzadaki noktalamadan sınırı geçip geçmediğini anlayacaktım ve ona göre mektupları yerlerine ulaştırıp ulaştırmama karırını verecektim."

Sabahattin Ali'nin kendisini ve diğer arkadaşlarını ele vermesi için işkence gördüğünü savunuyor. İleri, Sabahattin Ali'nin konuşmadığı ve arkadaşlarını ele vermediği için işkencede öldüğünü ileri sürüyor. Çünkü cinayetin işleniş şekli nasıl olursa olsun, Sabahattin Ali'nin bir komploya kurban gittiği kuşkusuz. Birkaç istisna dışında yakın dostları ve dönemin aydınları bu düşüceyi paylaşıyorlar. Hatta daha sonra Demokrat Parti döneminde Başbakan Yardımcılığı ve Çalışma Bakanlığı yapan sanatçı dostu Samet Ağaoğlu bile "Ölümünün benim üzerimde bıraktığı tesir büyük olmuştur. Yalnız beraber geçirdiğimiz, arkadaşlık sahnelerinin tesiriyle değil, ölümün şekli olarak. Gerçekten kaçıyor mu idi? Belli değil. Yoksa kaçıyor gösterilerek, hudutta, hududa kadar götürülüp orda öldürüldü mü? Bu da belli değil." Diyerek şüphelerini dile getiriyor. Ağaoğlu yetkili olduğu dönemde neden olayın üzerine gitmediğini ise, "Hayatta öyle hadiseler vardır ki, bunların üzerine eğilmenin bir faydası yoktur. Olan olmuştur. Eğildiğimiz zaman, çıkacak olan neticeyi bilmede hareket daha ağır hatalar doğurur" sözleriyle açıklıyor.

Cinayetin işleniş şekli nasıl olursa olsun, Sabahattin Ali'nin bir komploya kurban gittiği kuşkusuz bir gerçek. Bugün CHP'nin başındaki Kemal Kılıçdaroğlu bile Sabahattin Ali'yi tek parti iktidarının öldürüldüğünü kabulleniyor. Sabahattin Ali'yi yargılayan mahkeme, savcının talebi üzerine gizli celse yaparak, MİT mensuplarını dinliyor ve ondan sonra kararını veriyor. Adalet Bakanlığı'nın artık bu gizli tutanakları açıklamasının zamanı gelmiştir. Milli İstihbarat Teşkilatı ve Emniyet'in kayıtlarının açıklanması zamanı gelmiştir.”

           “EŞKİYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ?!

19 Eylül 2013 Perşembe: ZEUGMA’DAN ALINTIDIR


Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz



41 yıl süren kısacık hayatına sığdırdığı öyküleri,
halen ''en çok okunanlar'' listelerinde ilk sıralarda adı geçen romanları, hemen, hemen hepsi şarkı yapılmış şiirleriyle yazın dünyamızın en büyük ustalarından Sabahattin Ali'nin, Sinop Cezaevi'nde yatarken yazdığı şiirlerinden biri olan ''Eşkıya Dünyaya'' adlı şiirin cezaevinden alınmış öyküsüdür.

Rize'nin şimdiki adı Portakallık olan Haldoz mahallesindeki bir düğünde kardeşinin bıçakla karnından yaralanması üzerine kendisine haber verilen Sandıkçı Şükrü, olay yerine giderek kardeşini kanlar içinde bulur ve kardeşini yaralayan Abdi Ağa'nın uşağını (bir anlatıma göre Abdi Ağa'yı) orada vurur.
Bu olay üzerine hapishaneye düşen Sandıkçı Şükrü bir süre sonra bazı arkadaşlarıyla birlikte hapishaneden kaçar ve dağa çıkar.
Sandıkçı Şükrü, dağa çıktıktan sonra, yönetimle işbirliği yaparak kendisini hileyle zehirlemek isteyen biriyle karısı Fadime'yi elinden almak isteyen başka birini daha öldürür. Bu olaydan sonra Sandıkçı Şükrü'nün adı daha da yaygınlaşır. Fakirlere bir şey yapmaması, zenginlerle mücadele etmesi yüzünden halk tarafından da sevilmekte ve desteklenmektedir. Bu ve benzeri erdemleri yüzünden kendisine yardım edenler çoğalır.
Sandıkçı Şükrü'nün türküde adı geçen Perilizade adında zengin birine haberler göndererek, yoksullara mısır dağıtmasını istediği, aksi takdirde kendisini cezalandıracağı tehdidinde bulunduğu söylenir. Nitekim isteğini yerine getirmeyen Perilizade'nin mısırlarını adamlarına toplattırdığı ve yoksullara dağıttırdığı yaşlılar tarafından anlatılır.

Rize'nin Camiönü (Arkotil) mahallesinden Hüseyin Kutlu adında Sandıkçı Şükrü dönemine yetişmiş bir yaşlı "Çevrede başı belaya giren Sandıkçının yanına geliyordu. Sandıkçı gelenleri hem koruyor, hem yardım ediyordu," diyor.
Sandıkçı Şükrü, kardeşiyle birlikte, türküde adı geçen Urusba (şimdiki adı Uzunkaya) köyünde eski bir kahvede otururken, zaptiyeler çevresini sararlar. Zaptiye Çavuşu Abbas Çavuş, Sandıkçının teslim olmasını ister. Ancak Sandıkçı bunu kabul etmez ve Abbas Çavuş'a çekip gitmelerini söyler. Zaptiye Çavuşu da bunu kabul etmeyince çatışma çıkar. Sandıkçı ve kardeşi, Zaptiye Çavuşu ile birkaç zaptiyeyi öldürerek kaçar.
Sandıkçı Şükrü'nün bu olaydan sonra bir ara yakalanıp zincire vurularak batıya gönderildiği fakat kapatıldığı yerden atlayıp Rizeli sandalcılar tarafından kurtarıldığı anlatılır. Sandıkçı Şükrü'nün Sinop Kalesi'nde tutukluyken denize atladığı ve kurtulduğu anlaşılmıştır.
Sandıkçı Şükrü'nün yakalanmaması ve geçen zaman içinde daha çok halk desteği sağlaması üzerine Trabzon Valisi Kadir Paşa önemli sayıda adam toplayarak Sandıkçının üzerine gönderir. Sandıkçının üzerine gönderilen süvariler, kolcu kayıklarının Reisi Varilcioğlu Sadık'ı da yanlarına alırlar. Sandıkçı Şükrü, Of ilçesinin İkizdere köyü yakınlarındaki Sanlı adlı bir mezrada, yaşlı bir kadının evinde otururken ihbar edilir. Çevresi atlılarca sarılır. Varilcioğlu da yanlarındadır.
Sandıkçı Şükrü teslim olmak istemez. Fakat eskiden tanıştığı Varilcioğlu Sadık, teslim olursa öldürülmeyeceğini söyleyerek onu ikna eder. Sandıkçı da buna inanarak tüfeği elinde teslim olur. Fakat Varilcioğlu ile zaptiyeler, teslim olmuş önlerinde yürümekte olan Sandıkçı Şükrü'yü arkadan kurşunlayarak öldürürler.
Türkülerden, gövdesinin şehre getirilerek halka gösterildiği anlaşılmaktadır.
Sandıkçı Şükrü'yü doğrudan gören ve tanıyan Refii Cevat Ulunay, ondan "Yaptıklarına pişman olmuş, fakat affedilmeyeceğini bildiği için teslim olmayan mert bir insan" olarak söz ediyor.
1843-1909 yılları arasında yaşamış Rizeli Kâhya Salih adında dinci ve tutucu bir şairin de Sandıkçı Şükrü'yle ilgili bir destanı bulunuyor. Karadeniz Türkçesiyle yazılan destanda "Şükri dedikleri bir merd eşkıya"nın "Devlet hükümatina" kurşun attığı için öldürüldüğü anlatılmaktadır.

EŞKIYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ

Sene 1341 nefsime uydum
Sebep oldu şeytan bir cana kıydım
Katil defterine adımı koydum
Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz

Sen üzülme anam dertlerim çoktur
Çektiğim çilenin hesabı yoktur
Yiğitlik yolunda üstüme yoktur
Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz

Çok zamandır çektim kahrı zindanı
Bize de mesken oldu Sinop'un hanı
Firar etmeyilen buldum âmânı
Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz

Sinop kalesinden uçtum denize
Tam üç gün üç gece göründü Rize
Karşıki dağlardan gel oldu bize
Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz

Bir yanımı sardı müfreze kolu
Bir yanımı sardı Varilcioğlu
Beşyüz atlı ile kestiler yolu
Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz”.1341=1922.

 




 

30 Ekim 2015 Cuma

2011/GÜLMESİNİ BİLMEYEN DÜKKÂN AÇMASIN!



    TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV. İZMİR;29 Ekim 2015.

“Sağda peygamberler,solda peygamberler;dünya çocuğu ortada yapa yalınız?!”

                                   Johann Wolfgang von GOETHE/29 8 1749/22 3 1832/.

        “Demokratik kurumların korunmasına en çok aciliyet atfedenler için en acil çözüm meselesi,OY SATINALMA SÜRECİNİN SINIRLANDIRMA MESELESİDİR?!Yoksa,dünyanın ne kadar az akılla yönetildiğini bilmiyor musun Oğlum?!”W.H.HUTT.AXEL AXENSTJERNA1648.

                          “ GÜLER YÜZLÜ OLMAYAN BİR KİŞİ DÜKKÂN AÇMAMALIDIR?!”

                                               KONFÜÇYÜS.(MÖ:55-479)Büyük Çin Bilgini,Filozof ve Peygamber?!

               Her sabah erkenden Markete giderek, gazetelerimi ve günlük ihtiyaçlarımızı alarak kiralık evimize dönerdim. Bu gidiş ve dönüşlerde birçok insanla selamlaşmayı da gelenek haline getirmiştim.Bir hafta önceydi, yolumun köşesinde, çok alımlı, havalı ve güler yüzlü bir kadın: “Günaydın Osman Bey Komutanımız?!Diyerek beni selamladı.Günaydın Sayın Bayan!”Dediğim de,”sizi yazılarınızdan ve sizi iyi tanıyanların anlatımlarından tanımaktayım.Tevazuyu gerek yok,çok donanımlı KEMALİST bir insansınız.Seçimle ilgili bir konuyu size danışmaya karar verdik?!Dedi.”Çok ciddi bir konu seçmişsiniz,dilerseniz şu banka oturalım da öyle konuşalım!”Dedim.Önce,neden ben?!”Evsiz ve arabasız,diğer emeklilerden çok farklı,objektif düşünen ve korkmadan yazan bir kişiliğe sahipsiniz?!Buyurdular.Sorun nedir?”Bu genel seçimde hangi siyasi partiye oy vermemiz gerek?Siyasi partiler ve basın aklımızı çok karıştırdı?!Dedi.”Parmağınızda alyans var,kaç senelik evlisiniz?”Yirmi senelik evliyim!”Affınıza sığınarak nasıl evlendiğinizi sorabilir miyim?!”Fakültenin Üçüncü sınıfında,anlaşarak evlendik?”Eşinizin ailesi çok mu zengindi,eşinizin hangi özelliğini beğenerek onunla evlenmeye karar verdiniz?!Çok güldü!Bursla ve çalışarak okuduk.Diğer öğrencilerden çok farklı,mantıklı,saygılı,yalan,dolan bilmez,paraya da değer vermez bir yapıda olduğu için onu eş olarak seçtim ve de hiç yanılmamışım?!Dedi.O zaman eş seçmek için elinizde bir ölçüt varmış,bunu uygulayarak en doğrusunu bulup ta seçmişsiniz?!Hangi siyasi partiye oy vermeniz için elinizde bir ölçüt var mı?Dediğim de biraz duraksadıktan sonra:”Eşim ve gelenekçi bir Cumhuriyet Halk Partili bir ailedeniz.Yeni Cumhuriyet Halk Partisi söylemi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde,Vatan haini Mustafa Sabri ile Mısıra kaçmış bir Gericinin oğlunun aday gösterilmesi bizleri şoka soktu.Aynı kişiyi,bu seferde MHP .Meclis başkanı adayı göstermişti. Arkadaşlarımızın çoğu MHP diye ısrardalar.Bu nedenle sizi rahatsız ettim?!Dedi.”Peki,genel seçime girecek siyasi Partilerimiz için bir kriteriniz yok mu?Eşinizi seçtiğiniz gibi?Boynunu büktü.Cebimden  Konfüçyüs’ün konuşmalarını yazdığım kâğıdı çıkardım ve bazı sözlerini okudum:

             “Güler yüzlü olmayan bir kişi dükkân açmamalıdır?!

              “iyi insan güzel söz söyleyen değil,söylediğini yapan ve yapabileceklerini söyleyen adamdır!?”

              “Olgun insan güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceklerini söyleyen kişidir?!”

              “Ya bir yol bul,ya bir yol aç,ya da yoldan çekil?!

             

              “Etraflıca çalış, doğru bir şekilde araştır, dikkatlice düşün, düşündüklerini gözden geçir, ciddi ve samimi bir şekilde uygula! “Şimdi, izninizle MHP’Yİ ve onun değişmez ve değiştirilemez genel başkanını irdeleyelim: Herkes, Sayın Devlet Bahçeli için, AKP’NİN stepnesi demektedir. Bence bu söylemde hatalı bir anlatım vardır:AKP.Arabasının yakıtı,yalan,iftira ve vurgundur.Arabanın bir tekerleği USA,bir tekerleği İHANET,bir tekerleği Çağ dışılıktır.Diğer tekerleği ve stepnesi de Sayın Bahçelidir.Bay Abdullah Gül’ü Cumhurun başına o seçtirttiği gibi,Bay  Recep Tayyip Erdoğan’ı da KAÇ-AK SARAYA O YERLEŞTİRDİ.SÖYLEMLERİNE EYLEMLERİ TAMAMEN ZIT.BAKKAL DÜKKÂNI BİLE ŞLETEMEZ?!

              TANRI DAĞI KADAR TÜRK,HİRA DAĞI KADAR MÜSLÜMAN?!OLUR MU?!İKİ ZITTAN HIRT ÇIKMAZ MI?!”Tamam,zaten İŞÇİ PARTİSİNİ DE BİLİYORUM:MAOİSTLER,HDP’DE MALUM.”Dediğin de,”acele etmeyelim?!Dedim.Sayın  Doğu Perincek’in Genel Başkanı olduğu siyasi partinin ADI ,”VATAN PARTİSİDİR!Bu ad da genel  kongrece verilmiştir.Burada iki yönden size itirazım var:

              “İyonyalı Büyük bir Filozof,değişimi şöyle açıklamıştı:AKAR,AKAR?!”İKİNCİ DEFA ELİNİ  YIKADIĞIN SU,İLK ELİNİ YIKADIĞIN SU DEĞİLDİR?!HzMuhammet,40 yaşına kadar SABİUN idi.Yani,Güneş’e,Ay’a ve Yıldızlara tapardı.YAHUDİLİK,İSEVİLİK VE SABİLİK KURAN’DA VARDIR.23 senelik  Müslümanlık 40 senelik inancı silmiştir.Celal Bayar,Cumhuriyet Halk Partisinde başbakanlık yapmış,DP’Lİ olarak ta ölmüştür.Siz ve Eşiniz Cumhuriyet Halk Partili bir aileden geldiğinizi,onların siyasi mirasına konduğunuzu itiraf etmiştiniz?! Sayın Doğu Perincek, Hapislerde yata, yata bu günlere gelmiştir. Dünya üzerinde gördüğümüz tüm liderler, büyük bir aşamadan geçerek devrimlerini gerçekleştirmişlerdir. Örnek çok zamanımız kısıtlı?!

              Amerikanın, İngilizlerin ve dahi Fransızların başımıza sardığı Ülkemizi bölmeye yönelik Ermeni Soykırımı masalı karşısında siyasi partilerimiz ve Çakma bilim adamlarımız sus,pus olmuşlardı da bazı Hain bilim adamlarımız!Ve siyasilerimiz Soykırım Masalını tanımışlardı.ALTI BÜYÜK İLİMİZİ VERECEK VE  MİLYARLARCA DOLAR TÇAZMİNAT ÖDEMEK ZORUNDA KALACAKTIK.İsviçre ve daha bir   çok ülke,SOYKIRIM YOKTUR DEMEYE CEZA YAPTIRIMINA BAŞLAMIŞTI.Sayın Doğu Perincek ve Oğlu Profesör Dr. Mehmet Perincek,kendi kişisel gayretleri ile AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE ÇIKARAK TÜRK ULUSU ADINA ONURLU BİR KARAR ALDIRARAK BU KONUYU ÇÖKERTMŞLERDİR.
                        BENİM KANIMCA, HİÇ OLMAZSA BU SEÇİMDE, CUMHURİYET HALK PARTİSİ İLE VATAN PARTİSİ BİRLEŞMELİ. BU OLMADIĞI TAKDİRDE, OYLARI BÖLMEMEK İÇİN, CHP’YE OY VERİLMELİDİR.”Dedim ve bu konuşmamızı da yayımlayacağımı söyleyerek ayrıldık

29 Ekim 2015 Perşembe

2010/BÜYÜK SANATKÂRLARIMIZIN ÖLÜMÜ*1


           TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ

osmanturkoguz@gmail.com

TV.İZMİR;27 EKİM 2015.

                            BÜYÜK SANATKÂRLARIMIZIN ÖLÜMÜ?!

                         “Kötü para,iyi parayı kovar?!”Gresham yasası(1519--1579),İngiltere.İngiliz İktisatçısı,Kraliçe İkinci Elizabeth’e verdiği rapordan.Bu yasa,ülkemizde yöneticiler için de aynen uygulanmaktadır.ROMA’DAN BAŞLAYALIM: Roma -İmparatorlarının en gaddarı ve en sapığı CALİGULA’NIN/MS:37—41/  Yeğeni Neron,/MS:15 Aralık 37—09 Haziran 68/.İmparator CLAUDİYUS’UN ÖLÜMÜ ÜZERİNE MS:13 Ekim 54 tarihinde Roma İmparatoru oldu. İktidarının ilk yıllarında, annesinin ve Ünlü Filozof Seneka’nın yönlendirmesi ile Roma İmparatorluğuna refah getirmesinin yanı sıra çok önemli kültürel eserler de kazandırdı. MS:58 yılında annesi Genç Agrippina’yı ve Ünlü Filozof Senaka’yı öldürttü. Etrafına kötü yardımcılarla donattı, iyi yöneticiler kovuldu. Yüksek rütbeli Romalı bir yöneticinin eşinin, bir kabul töreninde herkesin içinde, ırzına geçti. Roma’yı yaktı sonunda da öldürüldü. KÖTÜLER SEÇİLDİ,İYİLER DE KOVULDU?!

             İKİNCİ Mehmed, babasından yadigâr kalan Çandarlı Halil, Müslihittin gibi yöneticilerle Kostantiniye’yi fethetti. Eniştesi Dönme Zaganoz Paşa ve Dönme Rum Mehmet Paşanın gölgesine sığınarak, Çandarlı Halil Paşa’yı ,fetihten sonra tutuklattırarak Kırk gün sonra da boğdurttu, Zağanos Paşadan CİVAN SEVMEYİ DE ÖĞRENDİ ve 03 Mayıs 1481’de zehirlenerek öldürüldü.İkinci Abdülhamit,etrafına Türkten gayrı tüm  Yalaka,Arnavut,Kürt,Arap ve Ermenileri doldurdu,BİR ARABI DA SIR KÂTİBİ YAPTI…sonunda da kovulan tüm yöneticiler birleşerek onu devirdi?!Vahdettin de aynı hatayı tekrarladı.Eniştesi Arnavut Mehmet Ferit Paşayı,üst,üste sadrazamlığa getirdi.Şeyhülislam ,Mustafa Sabri,Danıştay Başkanı  Sait Molla, Kürt Nemrut Mustafa Paşa/Adana ve İzmit valisinin dedesi/ söz sahibi olduğundan tüm iyi insanlar da kovuldular ve EN İYİLERİ OLAN MUSTAFA KEMAL’İN EMRİNE GİREREK ONLAR DA KÖTÜLERİ KOVDULAR VE TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURDULAR.KÖTÜLERİ DE DIŞARI KOVDULAR. Demokrat Parti iktidar olunca, tüm kötüleri ve çağdaşlık düşmanlarını etraflarına topladılar,iyileri de kovdular.Daha sonraları da Dolar ve Yabancı parayı,değeri gittikçe düşen Türk lirası kovduğu gibi,siyasi İktidarlar  da Atatürkçü Aydınlarımızı kovdu?!Turgut Özal,Doları ikinci bir para olarak kullanıma açınca da,Türk Parası,Yabancı paraları ve altını  kovdu?!

             2002’den sonra;ATATÜRK DEVRİMİNİN TÜM Hainleri ve sahtekârları baş tacı yapılarak,tüm Atatürkçü Aydınlarımız  ve Askerlerimiz kovuldu?!TÜRK PARASI DA,DOLARI,AVROYU VE ALTINI KOVDU?!ÇAĞDIŞILIK,ŞERİATÇILIK VE ÜMMETÇİLİK İKTİDAR YAPILARAK,AYDINLIKLAR KOVULDU?! Müzisyenim diye kendilerini AKİL sınıfına sokan Yalakalar ortaya çıkınca;gerçek müzisyenlerimiz,NEŞET ERTAŞ,KAYAHAN ÖLÜMÜ SEÇİP TE ÖTEKİ DÜNYAYA KOVULDULAR?!Aktörüm diyerek,Türk Ulusuna akıl vermeye kalkan Soytarıları,Artizz*Eskilerini ve devlet adamıyım diyen Hırsızları ve Çağdışı Hainleri  görünce, gerçek ATATÜRKÇÜ Aktörlerimiz ZEKİ ALASYA VE LEVENT KIRCA ÖTEKİ DÜNYAYA KOVULDULAR!?KENDİ EVİNİN KAÇ—AK SARAYDAN DAHA KONFORLU OLDUĞUNU İDDİA EDEREK ALTTAN?!ÖNE ÇIKAN ESKİ BİR YOSMAMIZ,CANLI YAYINDA,SAYIN YILDIZ TİLBE’YE:”YILDIZ,ÇOK ÇİRKİNSİN?!”DEDİĞİNDE, ŞIRAK KADAK YANITINI DA ALMIŞTI:”HİÇ OLMAZSA OROSPU DEĞİLİM HÜLYA?!RAHMETLİ PROFESÖR DOKTOR TÜRKAN SEYLAN HOCAMIZ DA “BÖREK USTASI, KUZULAR GİBİ PROFLARIMIZ  BAŞTACI EDİLEREK ÖTEKİ DÜNYAYA KOVULDULAR.”SOYTARI BAŞBAKAN YAPILIRSA BAŞARILI OLUR.BİR BAŞBAKAN SOYTARILIK YAPMAYA KALKIŞIRSA,VE AKIIM DERKEN POKUM DER,DİLİ SÜRTEREK GERÇEĞİ SÖYLER VE  SAHNEDEN KOVULUR,REZİL OLUR,İKTİDARDA OLDUĞU HALDE DURUMUNU İNKÂR EDER.!?PETER ÜSTÜNOV,RUS ASILLI İNGİLİZ AKTÖRÜ,İNCE MEHMED’İN ABDİ AĞASI?1

                        

 

            

 

26 Ekim 2015 Pazartesi

2009/MUHABBET TELLALLIĞI?!


             TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV. İZMİR,26 Ekim 2015

 

              BU YOLUN SONU,MUHABBET TELLALLIĞIDIR?!

                       Türkçesi YOLGÖSÇTERİCİLİKTİR?!

        Sayın Recep Beyimizin Çömezi ve dahi Boşbakanımız Davudunoğlu Ahmet Beyimiz;Uçurumdan aşağıya kayan adam örneği,yamaçtan aşağıya düşerken,her çöpe yapışır oldu?!Ankara’da Eski dostlarının patlattığı iki canlı bombadan medet umar hale geldi!?Sünnetli çocuklar gibi,uzun bir gömlekle sahnelere çıkıp ta esti,gürledi!?Manav önlüğü takarak,Domates,Patlıcan ve Biber sattı.O da tutmayınca,MUHABBET TELLALLIĞINA SOYUNDU?!KADIN PAZARLAMAYA KALKTI.

        Vietnam’da, Korkunç Yengenin Başbakanı, Firar ettiği Pariste Kadın Pazarlarken yakalanmıştı. Bizde dahi aynı rezalet görülmüştü: ANAP DÖNEMİNDE, Semra Özal’ın Baş Yalakası ve Milli Savunma Bakanlarından birisi/Ercan Vuralhan,21 Aralık 1987/30 Mart 1989/, iktidardan düştükten sonra, adı çok rezaletlere karışmış, tutuklanmış ve sonunda da emekli bir astsubayla, Alanya’da; BİR MUHBBETEVİ AÇTIKLARINI GAZETELERİMİZ YAZMIŞTI. Bu işin sonu,YOLGÖSTERMEKTE DÜĞÜMLENMEKTEDİR?!Arapça Pezevenk kelimsinin anlamı:YOLGÖSTERMEKTİR?!Demokrat Parti döneminde;Çetin Altan,bu Sıfatı,Zafer gazetesi kalemşoru Mümtaz Faik Fenike karşı kullanmış ve açılan dava beraatla sonuçlanmıştı?!

 

 

 

         

 

25 Ekim 2015 Pazar

2008/ALLAH,PEYGAMBERLERİN ONAYLAYICISI MIDIR?!


            TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TVİZMİR,25Ekim 2015                                                                                                                 .AKLI OLANLARIMIZ İÇİN YAZILMIŞTIR?!ÖTEKİLER DE SÖVMEK İÇİN OKUYABİLİRLER?!

ALLAH,PEYGAMBERLERİN ONAYLAYICISI MIDIR?!

        Nur/58-"Ey mü'minler! Ellerinizin altında bulunan (KÖLE VE CARİYELERİNİZ!?Ve içinden henüz ergenlik çağına girmemiş olanlar, sabah namazından önce, öğleyin (sıcak memleketler de öğlen uykusu için) soyunduğunuz vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler. Bunlar, mahrem halde bulunacağınız üç vakittir. Bu vakitlerin dışında ne sizin için ne de onlar için bir mahzur yoktur. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. İşte ALLAH (c.c.) ayetleri size böyle açıklar. ALLAH, (her şeyi) bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”Şu ALAH’IN İŞİNE BAK?!
             Nur/59 “Çocuklar ergenlik çağına girdiklerinde, kendilerinden öncekiler izin istedikleri gibi onlar da izin istesinler. İşte ALLAH, size ayetlerini böyle açıklar. ALLAH (c.c.) âlimdir, hâkimdir." Şimdi şu ayete de bir göz atalım:

      TİN suresi/95’inci sure/5’inci ayet:”GERÇEKTEN BİZ İNSANLARI MÜKEMMELEN/EKSİKSİZ OLARAK/YARATTIK?!”

      HANİ,ALLAH,YARATAN/TEKTİ!?ERKEKLERİ DEĞİL,TÜM İNSANLARI?!Hani Adem,tek başına, Allah tarafından çamurdan yaratılmıştı?!

      Şimdi de Çok tanrılı dinlerin peygamberi Foçalı Hesiodos’u dinleyelim:                                               PANDORA’NIN KUTUSU:

      Baş Tanrı Zeus,ateşi insanlardan saklamıştı?!”İapetos’un güçlü oğlu Prometheus/ Çaldı  Zeus’un ateşini insanlar için”?!Efsane böyle başlamıştı.

      “Sakladı onu Narthes kamışının içinde/Kızdı bulut devşiren Zeus, dedi ki ona:/İapetos oğlu,sivri akıllı kişi,/seviniyorsun ateşi çaldın,beni aldattın diye,/Ama bil ki dert açtın kendi başına da:/Çaldığın ateşe karşılık bir belâ,/Öyle bir belâ salacağım ki insanlara,/Sevmeye,okşamaya doyamayacaklar bu belayı”.Böyle dedi,kah,kah güldü insanların tanrıların babası,/Namlı,şanlı Hephaistos’u çağırdı hemen:/”Bir parça toprak al,suyla karıştır,dedi./İçine insan sesi koy,insan gücü koy,/Bir varlık yap ki,yüzü ölümsüz tanrıçalara benzesin,/Bedeni güzelim genç kızlara,/Athena,sen de ona el işlerini öğret dedi,/Renk,renk kumaşlar dokumasını öğret,dedi,/Nur topu Afrodit’e,sen de büyülerinle kuşat onu,/İstekler,arzularla tutuştur onu,/Yüz gözlü devi öldüren Hermeias,sen de,/Bir köpek yüreği,bir tilki huyu koy içine,/Böyle dedi Zeus,onlar da yaptılar dediğini:Koca Hephaistos,topal tanrı hemen,/Bir kız biçimine soktu toprağı,/Gök gözlü Athena süslü kuşağını sarıverdi beline,/O canım Kharit’ler ve o güzelim Peito,/Altın gerdanlıklar taktı boynuna./Hora’lar bahar çiçekleri ile donattılar saçlarını,/Hermeias doldurdu göğsüne yalan dolanı./Uzaktan gürleyen Zeus’un oluyordu isteği,/Ses koydu içine o tanrılar kılavuzu/Ve PANDORA adını taktı./Pandora,bütün tanrıların armağanı demekti,/Çünkü bütün Olimposlu’lar insanların başına onu./Tanrıların babası kurunca bu düzeni,/Epimheteus’a gönderdi  Pandora’yı,/Kılavuz tanrı Hermeias’la,/Epimeteus unuttu,Prometheus’un dediğini:Zeus’tan armağan alma demişti ona Prometheus,/Alırsan ölümlüleri derde sokarsın demişti./Armağanı aldı ve alınca  anladı başına belâ aldığını./Eskiden insanoğulları bu dünyada,/Dertlerden kaygılardan uzak yaşarlardı/,Bilmezlerdi ölüm getiren Hastalıkları,/Pandora açınca kutunun kapağını,/Dağıttı insanlara acıları,dertleri,/Bir tek umut kaldı dışarı çıkmadık,/Kapağı açılan dert kutusundan…”Sabahattin Eyüboğlu—Azra Erhat çevirisi,Hesiodos Eseri ve Kaynakları,s.145-146.Kuranın 15’inci Hicr suresinin,26-28 ve 29’uncu ayetlerini okuyalım:

HİCR/15/26:”Andolsun ki biz insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş balçıktan yarattık!?”

HİCR/15/28:”Ey peygamber, Rabbinin meleklere şöyle dediğini hatırla:”Ben kuru balçıktan,şekil verilmiş,kokuşmuş çamurdan bir insan yaratacağım!?

HİCR/15/29:”Ben,onun yaratılışını tamamladığım ve onun ruhuna üflediğim zaman ,siz hemen onun için secdeye kapanın?!”

TİN/RUH Suresi/95/5=”Gerçekten biz insanı mükemmel bir surette yarattık?!”

Peki,sayın din ulemalarımız,diğer canlılar nasıl yaratılmıştır?!BİZ=ZEUS VE OĞLU HEPAHİSTOS?!BİZ=ALLAH+KİM?!BEN,12+KİMLERİN ,KİMLER OLDUĞUNU BİLİYORUM?!OSTÜZÜ.

ZEUS’UN oğlu HEPHAİSTOS. Hıristiyanlıkta Allah’ın oğlu Hz.İsa. Zeus’un dokuz MUSA’SI var. Yahudilerin ve Müslümanların Allahının da dört Meleği var. Meleklerin adları İbranice’de:1-MİCH’EL—MİKHA’EL,2-SERAPHİEL,3-AZRAEL,4-CEBRAİT—CARİ’EL.Bu adlar Arapçaya ,dolayısı ile  İslama :1-Cebrail,2-Azrail,3-Mikail,4-İsrafil olarak yansımış,. Zeus Olimpos’ta—Uludağ’da oturur, göklere ve yere ve insanların kaderine egemendir. ZEUS İLE İNSANLARIN İLİŞKİLERİNİ HERMES DÜZENLEMEKTEDİR?!Hz.Muhammet ile ALLAH’IN İLİŞKİLERİNİ DE CEBRAİL DÜZENLKEMEKTEDİR?! Müslümanlara ve Hıristiyanlara göre de Allah göklerde oturur, kâinata ve canlıların kaderine egemendir. Hayır ve Şer ondan sorulur.”Zeus, insanların kaderini elinde tutar, tek Tanrılı dinlerin Tanrısı gibi…”Azra Erhat, s.G.E. S.295.“Zeus, Titan soyundan Tanrıçalarla/sekiz İnsan,15Tanrıça ile evlidir/ve kendi kardeşleri ile birleşip, bir sürü tanrısal varlık üretmeye koyulur…”Azra Erhat, s.G.E. S.297.Hz.Salomon’un/Süleyman’ın/700 Karısı ve 300 Cariyesi vardır. Tevrat Hz. Süleyman. Hz.Muhammedin de 24 karısı vardı. Hz. Âdem, kaburga kemiğinden yaratılan Havva/Eva/ile evlendiği gibi, çocukları da biribiri ile evlenmiştir.ALLAH,akraba evliliklerinin İNSAN neslini  sakatlanacağını bilmiyor muymuş?! Tek tanrı fikrinin yaratıcısı Mısır Firavunu 4’üncü Amonofis te, altı kızından sonra, oğlan çocuğu sahibi olmak için iki kızı ile evlenmiştir. Yedinci Kleopatra da Ağabeysi ile evlenmişti. Ünlü Halikarnas kraliçesi de Ağabeysi Mozole ile evliydi.

MÖ. Sekizinci asırda yaşamış olan Çoban Şair Hesiodos’un “İşler ve Günler” adlı yapıtından Baştanrı Zeus’u öven on dizelik bir şiir:

“Ey dillere destan Piene Musa’ları,

Sözünü etmeye gelin Zeus’un,

Övmeye gelin babanızı.

Odur ünlü kılan, ünsüz bırakan insanları.

Zeus diledi mi şanslısın, dilemedi mi şansız.

Güçsüze güç verir, güçlüyü ezer,

Eğiverir mağrur başları, yükseltir alçak gönülleri.

Kamburu dimdik eder, dimdiki kambur,

Yücelerde oturan, göklerden seslenen Zeus.

Dinle beni, gör beni, işit beni,

Ben Perses’e gerçekleri söylerken…”

Dike’lerden yana gitsin yargıların..?!” Bu,Hz. Muhammed’in ALLAHININ   tanımı değil midir?! PERSES,Hesiodos’un kardeşi.Allah’ı neden göklerde aramaktayız!?İşte nedenleri.Zeus Pére =Zeus baba.Latince Deus=Tanrı.Dıes –Peter=Zeus baba.Latince Zeu—Dyeu-Tanrı. Ostüzü. Azra Erhat, Mitolojik Sözlük, Zeus maddesi. ELİ, İLO, İlah=Allah=Helois Yahudice. La Mére de Ciéle=Göklerin anası, Meryem ana.                                                                                                                  

2’inci Bakara/İnek/suresi,234’üncü ayet:        “Eşleri ölen HÜR kadınların iddet müddeti/bekleme süresi/4 ay 10 gündür…?!

2’inci Bakara/inek/ suresi 228’inci ayet:”Boşanmış HÜR kadınların iddet süresi 3 aydır…?!KÖLE VE CARİYELERİN İDDET MÜDDETİ,HÜR KADINLARIN İDDET MÜDDETİNİN YARISI KADARDIR?!”YANİ,2 AY BEŞ GÜN,45 GÜN/BİR BUÇUK AYDIR?!Azat edilmiş kadınların iddet müddeti de otomatikman 4 ay 10 gün-ve 3 aya çıkar.Hür kadın KÖLE VE CARİYE OLARAK SATILIRSA,İDDET MÜDDETLERİ YARIYA DÜŞER?!HANİ TÜM İNSANLAR MÜKEMMELEN YARATILMIŞLARDI?!Kadınlar,köle olarak satıldıklarında iddet müddetleri neden aşağıya düşürülmektedir?!

TÜRK MEDENİ KANUNUNDA BEKLEME SÜRESİ YÜM KADINLAR İÇİN 180 GÜN/ALTI AYDIR.

Kuran’ın 8’inci Enfal suresinin 1’inci ve 41’inci ayetleri:

8/1-“Sana savaş ganimetlerini sorarlar.De ki,”Ganimetler Allah’ın  ve Resulünündür.Buna göre eğer mümin iseniz,Allah’tan korkup,sakının,aranızı düzeltin ve Allah’a ve Resulüne itaat edin!?”

HÜNEYN YAĞMASINDA GANİMET DAĞITIMINDA,MEKKELİLER VE MEDİNELİLER BİRİBİRLERİNE GİRDİKLERİN DE ARAYA ALLAH GİREREK İLK AYETİNİ HEMEN ORACIKTA,ŞIPIDANAK DEĞİŞTİRMİŞTİR?!

8/41:”Bilin ki, Ganimet olarak ele geçirdiğiniz şeylerin beşte biri muhakkak Allah’ın, Resulün yakınlarının, yetimlerin, yoksunların, yolcularındır. Eğer Allah’a hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün iki ordunun karşı, karşıya geldiği günde(Bedir’de)kulumuza indirdiğimize iman ediyorsanız, ganimetleri böyle bölüşün?!NOT:Ahzap suresi/33/50’inci ayeti:”….Allah’ın sana ganimet olarak verdiği kadınlar?1…”Bu ganimet kadınların 1/5 ALLAH VE PEYGAMBERE AİTTİR?!”

Tevrat’a Hz. Musa’nın Allah’ına/Yehova-Yahve’ye/dönelim:

YEHOVA, YA DA YAHVE /ELAHİM/OLARAK ANILAN, Hz.MUSA’NIN YAHUDİ KABİLESİNİN RÜZGÂR TANRISININ ADIDIR.

              Tevrat, Zebur ve İncil'de yaklaşık 7000 kez adı geçen "Ne olmayı istersem Ben O olurum” (Tevrat - (Mısır'dan)Çıkış 3:14) manasına gelen ve ilk kez Musa peygambere bildirilmiş Allah’ın özel ismidir.

Mukaddes Kitapta Rabbin ismi ve sıfatlarından bazılarının kaç defa geçtiğine bakalım:
Yehova—6.973 defa
Allah veya Tanrı—yaklaşık 2.600 defa
Kadîr—48 defa
Rab—40 defa
Yaratan—25 defa
Yaratıcı—7 defa
Baba—7 defa
Günleri Eski Olan—3 defa
Yüce Eğitmen [Muallim]—2 defa
* “Yah”, Tanrı’nın ismi olan Yehova’nın kısaltılmış, şiirsel şekilde ifade edilmiş halidir (işaya 42:8).
Şiir şeklinde yazılan Mezmurlar ya da bazı isimlerde bu şekilde kullanılır.”

“On büyük emirden biri,öldüreceksin olan Tevrat’ın Tanrısının/Yahve’nin—Yahova’nın/vahşet emirleri:”HEM YİĞİDİ,HEM KIZI,EMZİKTEKİ ÇOCUKLA AK SAÇLI ADAMI,DIŞARDAN KILIÇ VE İÇERDEN DEHŞET TELEF EDECEK HASIMLARINDAN ÖÇ ALACAĞIM VE BENDEN NEFRET EDENLERE ÖDETECEĞİM?!”Tesniye,32/25.

“ Tevrat’ın Tanrısının kin, nefret ve vahşet ifadeleri:”

“Sen benim topuzum, cenk silahımsın,
seninle milletleri kıracağım, ülkeleri helak edeceğim… Ve seninle erkeği ve kadını kıracağım ve seninle kocamış adamı ve genci kıracağım ve seninle genç adamı ve ere varmamış kızı kıracağım ve seninle çobanı ve sürüsünü kıracağım ve seninle çiftçiyi ve çiftini kıracağım ve seninle Valiyi ve kaymakamı kıracağım.” (Yeremya 51/20-23) 

“İşte Rab’bin acımasız günü geliyor.” (İşaya: 13/9)

“Yakalananın bedeni delik deşik edilecek.

Ele geçen kılıçtan geçirilecek.

YAVRULARI GÖZLERİNİN ÖNÜNDE PARÇALANACAK.
Evleri yağmalanacak,
KADINLARIN IRZINA GEÇİLECEK.”
(İşaya: 15-16)

“Hem yiğidi, hem kızı, emzikteki çocukla ak saçlı adamı, dışarıdan kılıç ve içeriden dehşet telef edecek.
Hasımlarından öç alacağım Ve benden nefret edenlere ödeyeceğim.” (Tesniye, 32/25)

“Onları tamamen yok edeceksin, onlarla ahdetmeyeceksin, onlara acımayacaksın.”
(Tesniye: 7/1-3)

“Ve yayları gençleri yere çalacak ve rahmin semeresine acımayacaklar, gözleri çocukları esirgemeyecek.” (İşaya: 13/15-1

“Mülklerini alacağımız milletlerin yüksek dağlar üzerinde ve tepeler üzerinde ve her yeşil ağaç altında ilahlarına ibadet ettikleri bütün yerleri mutlaka harap edeceksiniz.”
(Tesniye: 11/23-25)

Şimdi bütün erkek çocukları ve erkekle yatmış kadınları öldürün.                                                                    Yalnız erkekle yatmamış genç kızları kendiniz için sağ bırakın.  (Çölde Sayım: 31 /17-18.

Tek tanrı fikrinin yaratıcısı Akhenaton’un tek tanrılı dinlerce de kullanılmakta olan duası:”ATON’DAN başka tanrı yoktur,Akheneton onun elçisi ve ışığıdır!?”Hz.Muhammet te Allahın son elçisidir?!Müslümanlara göre?!

"Tanrı uludur, birdir, tektir
Ondan başkası yoktur
Bir tanedir
O'dur her varlığı yaratan...."
Yok hayır... Ezan değil. Mısır hükümdarı (firavunu) Akhenaton'un (Amenofis'in) yazdığı bir şiir.
Şiir şöyle devam ediyor:
"Bir ruhtur Tanrı, görünmeyen bir ruh...
Ta başlangıçta vardı Tanrı,
Tek varlıktı o.
Hiç bir şey yokken o vardı.
Her şeyi o yarattı
Ezelden beri süregelen varlığı,
Ebediyete kadar sürecek,
Gizlidir Tanrı, kimse görmemiştir onu.
İnsanlara ve yarattıklarına sır kalır her zaman."Azra Erhat tercümesi.

 Bütün evrenin yaratıcısıydı Güneş'i ve Ay'ı da O yaratmıştı. İlâh'ın bir isminin de Aton olduğunu halkına ilan etti.

Tapınaklardaki bütün putların kırılmasını, duvarlardaki tanrı (!) isimlerinin kazınmasını emretti. Hz.Muhammet te KÂBEDEKİ 360 putu kırdırtmıştı?!

Amenophis (İmparatorluk tanrısı Amos razı olsun) olan adını Akheneton - İslamiyet'teki Abdullah adı gibi - Aton'un hadimi, yani hizmetkârı) olarak değiştirdi. Akheneton'un inandığı ve halkının da inanmasını istediği İlah, kendi ifadesine göre, yalnız Mısırlıların değil, bütün insanların, bütün kâinatın Yaratıcısıydı. Güneş'i, Ay'ı, yıldızları yaratan "O" idi. Akheneton, bir şiirinde Rabbine şöyle sesleniyordu:

“Aton… Gündüz gibi ışıklı Aton.

Gözlerimiz sana bakıyor. Seni görüyor sana karşı.

Sen, benim kalbimdesin.

Fakat [onlar,] seni tanımak istemiyorlar.

Sadece ben, senin kulun Akheneton, Seni tanıyorum.

Onlara araştırma gücü ver!

Senin gücün, senin planın, sonsuzdur.

Dünya Sana ait ve Senin.

Çünkü onu Sen yarattın.”

Bir başka şiirinde de şöyle der:

“Senin nurunla bütün yollar açılır.

Balığın suda zıplaması, Sen'dendir.

Senin nurun, ruhların kalbine nüfuz eder...Bu dua,üç semavi dinde de aynen okunmaktadır?!” Hz.Muhammet te Kabe’deki tüm putları kırdırtmıştı?!

MÖ. Sekizinci asırda yaşamış olan Çoban Şair Hesiodos’un “İşler ve Günler” adlı yapıtından Baştanrı Zeus’u öven on dizelik bir şiir:

“Ey dillere destan Piene!”

Kurana Hz. Muhammed’in Allah’ına dönelim: “Savaş size Farz kılındı,gerçi size hoş gelmez….”Kur’anı Kerim,Bakara/inek/suresi 216’ıncı ayeti.”O halde Allah yolunda çarpışın ve bilin ki Allah her şeyi işitir ve bilir!”Bakara2/244 ayet.Not:Kuranda savaş ile ilgili tam 57 adet ayet vardır?!Daha önceki bir yazımda sure ve ayet numaralarını vermiştim.

“2/246:”Baksana, İsrail Oğullarının Musa’dan sonra ileri gelenlerine! Hani onlar, bir peygamberlerine:”bize bir kumandan gönder de Allah yolunda savaşalım.”Dediler. O Da: Size savaş farz kılınsa acaba yapmamazlık eder misiniz?”Dedi. Onlar, bize ne oldu a yurtlarımızdan çıkarıldığımız ve çocuklarımızdan ayrıldığımız halde Allah yolunda savaşmayalım?”Dediler. Bunun üzerine savaş kendilerine farz kılınınca da onlardan pek az hariç, yüz çevirdiler. Ama Allah o zalimleri bilir.”ALLAH FİŞLEME Mİ YAPMAKTADIR?!SİNEK SIÇMAZ DEFTERLERE?!

2/279:Eğer böyle yapmazsanız,o zaman Allah ve Resulü size savaş açmış olduğunu bilin…..”Hint asıllı İngiliz vatandaşı Salman Rüştü,26 Eylül 1988’de” ŞEYTAN AYETLERİ/THE SATANİSİL VERSES/Adlı bir roman yayımlayınca İslam dünyasında kıyametler kopmuştu?!Humeyni Salman Rüştü için ölüm fetvası vermişti.Fransa Salman Rüştü’yü ONUR ÖDÜL’Ü ile değerlendirmiş;İngiltere Kraliçesi İkinci Elisabeth de ŞEREFLİLİK NİŞANI ile ödüllendirmişti?!Şiilikte her hangi bir konuda fetva veren ancak o fetvayı kaldırabilirdi.Humeyni Allaha şükür öldü,fetvası da hâlâ yürürlükte kaldı?!                                                     Nedir bu ŞEYTAN AYETLERİ?

Mekkeli paganlar/çok tanrılı dine inananlar/Hz. Muhammed’e gelerek,LAT,UZZA VE MANET, bizim kutsallarımızdır.Bunlar hakkında onurlandırıcı bir ayet gelirse ve Zekat’tan da muaf tutulursak Müslüman oluruz?!”Dediler,22’inci Haç suresinin 52’inci ayeti indirildi?!”LAT,UZZA VE MANET’i gördünüz mü?İŞTE BUNLAR,ALLAH’IN  YÜCE TURNALARIDIR?!ŞEFAATLERİ DE ELBET UMULUR?!”Bu ayetlerden sonra,Mekkeli Paganlar:”Madem ki senin Allah’ın LAT,UZZA VE MANAET’İ KABUL EDEREK KUTSADI,MÜSLÜMAN OLMAMIZA DA GEREK KALMADI!?”Dediler ve sevinçlerinden de göbek attılar..Ayetin ALLAH’TAN değil,Cebrail kılığına giren şeytandan geldiği savunması ortaya atılarak,Müslümanlar rahatlatıldılar.Bu savunma 22’inci HAC Suresinin 52’inci ayetinde şöylece düzenlenmiştir.

BİZ, SENDEN ÖNCE BİRÇOK RESUL VE NEBİ GÖNDERMEDİK Kİ, O BİRŞEY DİLEDİĞİNDE, ŞEYTAN ONUN DÜŞÜNCE VE DİLEĞİ İÇİNE BİRŞEY ATMIŞ OLMASIN.AMA ALLAH ,ŞEYTANIN ATTIĞINI SİLER,SONRA KENDİ AYETLERİNİ MUHKEMLEŞTİRİR.ALLAH ALİM’HAKİM’DİR.”NEDEN ALLAH ADINA ÇOĞUL İFADE KULLANILMAKTADIR?!.”

Bizim Oyak sitesine yakın bir manifaturacı dostum var. Onun dükkânına çok sık gelen,iri kıyım,çok uzun boylu ,komutanlarımıza hiç iyi gözle bakmayan,her sosyal olayı da şeriata göre yorumlamaya kalkan,dışı çağdaş içi de çağdışı bir Ulema?!Adam var.Yanıtlamam için bana yöneltilen her konuya ,izinsiz ve balıklama atlamaktadır.Kendisinden izin isteyerek bir soru yönelttim:”Sayın Beyefendi,Siz Kuranı çok iyi bilen dini bütün bir Tanrı kulusunuz.Kuran ayetlerinin bazısının başında,”ELİF,LAM,MİM,”ELİF LAM RA,”gibi  harfler var.Bunların anlamı var mıdır,bunlar ne işe yararlar?!Lütfen

bizleri aydınlatır mısınız?!Dedim.Bir,öksürüp yutkunduktan sonra:”Bendeniz askerlik hizmetimi Muhabere sınıfında telsizci olarak yapmıştım.Benim zamanımda telsiz muharebesinde de bu türlü şifrelemeler vardı.Hiç aklımdan çıkmaz:”AHMET İKİ DAVUT!?”Gibi.Bazı surelerin başındaki bu harfler,Allah ile Hz. Muhammed’in  şifreleridir.!? Dedi.Her surenin başında  bu gibi harfler var mı?Dediğim de;çok surenin başında yoktur!”Dediler,Hemen sordum:”Affınıza mağruren kaç surenin başında vardır?!Dediğim de,Çok fena bozularak:”Saymadım,hatırımda yok!”Dediler.Benim hatırımda kaldığına göre,29 surenin başında bu gibi harfler vardır dedim ve can sorumu da yapıştırdım. “Kuranı Kebirde  114 sure var;29 surede şifre olduğuna göre, geri kalan 85 Sure’de vahiy nasıl gelmektedir?!Hemen yanıtladı:”Vahiy geleceği zaman, Hz. Muhammed’in kulağına, çan sesleri ve arı  vızıltısı gibi sesler gelmekte ve titreyerek üstünü örttürmekte,çok terlemektedir.”Allah ile irtibat böylece kurulmaktadır’!?”Aydınlandım,bir sorum daha olacaktır,izin verirseniz?!Dedim,” maal memnuniye,”dediler.Yani,Kuran Sureleri ve ayetleri hiç değişikliğe uğramamış,bu konuda şek ve şüphe yersiz mi diyorsunuz?”Kasılarak “ EVET,ALLAHIN ŞİFRESİNİ KİM BOZABİLİR?!Dediler.İki sorumdan ilki şudur:

“Hint asıllı İngiliz vatandaşı Salman Rüştü,”Şeytan Ayetleri,adlı bir kitap yazmıştı da Ayetullah Humeyni öldürülmesi için fetva vermişti,bu konuda ne diyeceksiniz?!Birden köpürdü,”bu ineğe tapan İngiliz köpeğinin öldürülmesi vacip iken Rahmetli Ayetullah Humeyni’nin/R:A/ fetvası gereğince öldürülmesi farz olmuştur?!Hz. Muhammed’e CEBRAİL KILIĞINA BÜRÜNEN ŞEYTAN BU SAPIK AYETLERİ YAZDIRTMIŞTIR?!Peki,Şeytan Allahın şifresini nasıl bozabilir?Muhabereciyim demiştiniz,İNSAN YAPIMI AMPİLİDÜT VE  GENLİK MODÜLASYONLU TELSİZLER BİRİBİRLERİNİ DİNLEYEMEZLER?!Şeytan Hz. Muhammed’in ALLAHINDAN GÜÇLÜ MÜDÜR,ŞEYTAN ALEYHİNDE  SAYISIZ AYET VAR,NEDEN ŞEYTAN O ZAMAN MÜDAHALE ETMEMİŞ?!ŞEYTAN ASLINDA MÜSLÜMANLARIN GÜNAH KEÇİSİ,SİPOKOGOAT’IDIR dediğim de gitmeye kalktı?!İkinci sorum da şudur:Bir Müslüman erkeği,erkeği olmayan eve gidebilir mi?!”Asla gidemez,bu hususta da hadisler var!Dediler.”O zaman,Hz.Muhammet,oğulluğu Zeydi bir yere göndererek onun evine,nişanlısı iken Zeyd ile evlendirdiği Yeğeni Zeynebi görmeye neden gitti?!33’ÜNCÜ AHZAP SURESİNİN 37’İNCİ AYETİNİ BİZE AÇIKLAR MISIN?ALLAH,NİKÂH MEMURU MUDUR?!Dediğim de,”Ayağa kalktı:”Allahın emri üzerine Zeyd,Zeynebi boşadı,Hz.Muhammet te Zeynebi nikâhına aldı?!Sizinle konuşulmaz,küfr içindesiniz?!Cehennemde yanacaksınız,tövbe edin?!”Dedi ve fırlayıp gitti.Ben de,37’inci ayeti okuyamadım?!Araplarda,üvey evlat öz evlat sayılırdı?!Bakınız 37’inci sure nasıl düzenlenmiş:                                         “33/37:”Hani sen Allah’ın nimetlendirdiği,senin de lütufta bulunduğun kişiye,eşini yanında tut;Allah’tan kork diyordun ama,Allah’ın açıklayacağı bir şeyi de içinde saklıyordun,insanlardan çekiniyordun.Oysaki kendisinden korkmana allah daha lâyıktır.Zeyd,o kadından ilişiğini kesince onu sana nikâhladık ki,evlatları eşleri ile ilişkilerini kestiklerinde ,müminler için o kadınla evlenmede bir güçlük olmasın.Zaten Allah’ın emri yerine getirilmiştir.”Bu surenin 50’inci ayeti de çok ilginçtir:33/50:”Ey Peygamber!Biz,sana şu hanımları helal kıldık:Mehirlerini verdiğin eşlerin,  Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanlar,amcalarının,halalarının,dayılarının ,teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler.Peygamber kendisi ile evlenmek istediğinde kendisini Peygambere hibe eden mümin bir kadını da,öteki müminlere  değil,yalınız sana  özgü olmak üzere helal kıldık.Onlara eşleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımızı biz biliriz.Sana bir zorluk olmasın diyedir bu…Allah Gafur’dur,Rahim’dir?!”Burada yine BİZ kullanılmış?!Allah kendisini methetmektedir?!Zeynep,Hz.Muhammedin dayısının kızıdır.!? ALLAH,AKRABA EVLİLİĞİNİN,DOĞACAK ÇOCUKLARA  NE FELAKETLERE YOL AÇACAĞINI BİLMİYORMUYDU?!Tüm bunları ve Kuran Allah’ın son kitabı olduğu halde, Hz.Muhammet güçlendikçe 200’e yakın ayetin nesh edildiğinin sebebini soramamıştım?!

 

  

 

 

 

 

 

İzleyiciler

Blog Arşivi