17 Aralık 2014 Çarşamba

1276/YENİ TÜRKİYE VE ESKİ TÜRKÇE!



          TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV. İZMİR;17 Aralık 2014

YENİ TÜRKİYE VE ESKİ TÜRKKÇE!                                                                       Bundan sonra, Türkiye Cumhuriyetine karşı olanların karşısına YENİ TÜRKİYE ÇIKACAKTIR!” Edi ile Büdü!

Bu anlatacağım öykü, Isparta’nın Büyük Findos köyünde,1950’li yıllarda gerçekten yaşanmıştır!”Ostüzü.

Üç sene önce karısı ölen Mehmet Bey, Bekârlık canına tak! Edince, Sekizyüz Lira başlık parası vererek, bir gözü görmeyen bir Dul kadınla evlenmiş. Evlilik gayetle güzel bir şekilde devam ederken, ceviz toplamalarında olan olmuş. Ceviz ağacının tepesine çıkan Mehmet Beyin sepetinden dökülen cevizler, Hatunun kafasına çarptığın da  ol zavallı hatuncuk delenmiş ve:”Allah belanı versin, sakar Herif!”Diye bağırarak köyü ayağa kaldırmış. Mehmet Beyin  de:”Ulan lanet Karı, Üçten-Dokuza şart olsun ki boşadım seni, bohçanı alda def olup git!”Diye bağırmasına tüm köylüler tanık olmuş. Mehmet Bey,evli olarak çıkmış olduğu ceviz ağacından Bekar olarak inmiş.

Mehmet Beyin Bekârlığı Üç sene sürmüş. o zamanlar televizyonlarımızda evlilik programları yapılmadığından Çöp çatanlara gitmiş. Müjdeli haber tez gelmiş,Taze Dul bir Kadın,düğün ve dernek yapılması koşuklu ve  Beşbin Lira  başlık parasına Mehmet Bey ile evlenmeye talip olmuş. Çift davullu düğün yapılmış ve. Perşembeyi Cumaya bağlayan gece, yatsı namazından sonra, Mehmet Beyi gerdeğe koymuşlar.

            Mehmet Beyimiz, heyecan içinde ve helecanla gelinin duvağını bin  lira vererek açtığında dehşete düşmüş!’Sekizyüz lira başlık parası vererek evlendiği ve sonra da kovduğu Eski Karısı karşısında durmaktaymış.”Ulan Allahın belası, şarap mısın seneler  üstünden geçtikçe kıymetlenecek? Diyerel ol zavallı Yeni Gelini pencereden sokağa fırlatmış! Bu öykü nereden mi aklıma geldi? Hep Eskiye özenenler, Osmanlıyı göklere çıkartanlar, Devrimlerimizi , Yeni Yazımızı ve Laikliğimizi  hiçe sayanlar, Yeni Türkiye masalı ile eskiyi getirdiklerin de Türk Halkı Mehmet Beyin durumuna düşecektir amma iş işten geçecek midir?!

 

 

 

 

 

1275/ALLAH VE BAY RECEBE SİRK KOŞMAK!



     TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV. İZMİR;17 Aralık 2014.

“ALLAH’IN BÜTÜN VASIFLARI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DA TOPLANMIŞTIR.”İNTERNETTE YAYIN YAPAN MÜSLÜMAN! BİR SAPIK!

“SEN ALLAH’TAN BÜYÜKSÜN STALİN!”Jozef Stalin’e, sağlığında, SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLERİNDE METHİYE DÜZEN BİR KOMÜNİST!

                ALLAH’A SİRK KOŞMAK! Bu yorum, benim yorumun değildir. Önce bunu okuyalım sonra da benim yorumumu okuyalım: OSTÜZÜ.

        “1. Büyük Günah -Şirk- ALLAH'A Ortak Koşmak!”


“Kebair günahlarının en büyüğü Allah'a eş ve ortak tanımaktır, şirktir. Şirk iki çeşittir. Birincisi Allah'a ortak tanımak; taş, ağaç, güneş, ay, peygamber, şeyh, yıldız, melek veya başka bir varlık olsun, Allah'tan başkasına tapmaktır.

Allah-u Zülcelal bir kuran ayetinde şöyle buyurmaktadır;

''Allah kendisine eş tanınmasının (günahını) katiyen affetmez. Ondan başkasını dilediği kimse için affeder'' (Nisa: 116)

''Kim Allah'a eş tanırsa şüphesiz Allah ona cenneti haram etmiştir. Onun varacağı yer de ateştir'' (Maide:72)

''Şüphesiz şirk büyük bir zulümdür'' (Lokman: 13)

Bu husustaki ayetler çoktur. Allah’a ortak tanıyarak ölen müşrik kimselerin cehennemlik olduğu kesindir.

Allah'a iman ederek ölen bir mü'min kimse ise azap görse de sonunda cennetliktir.

Sahih bir hadisi şerifte Hz Peygamber (a.s.v) şöyle buyurmakta;

''Size kebair günahlarının en büyüğünü söyleyeyim mi?

-Evet, Ya Resulullah dediler buyurdu ki;

 

-Allah'a ortak koşmak, ana-baba hakkına riayet etmemek, yalan söz ve yalancı şahitlik. Sonuncusunu o kadar tekrarladık ki keşke sussa dedik'' (Buhari, Müslim)

Bir Başka Hadiste ''Dinini değiştiren kimseyi öldürün'' (Buhari)

Şirkin ikinci çeşidi de amelde riya ve gösteriş yapaktır. Allah-u Zülcelâl ayeti kerimede şöyle buyurmakta;

''Artık kim Rabbine kavuşmayı ümit ediyorsa güzel bir amel işlesin ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın'' (kehf: 110) yani ameliyle başkasına gösteriş (riya) yapmasın

Hz Peygamber (asv) buyurur ki ''Küçük şirkten aman sakının''

-Küçük Şirk nedir Ya Resulullah? Dediler

-Riyadır buyurdu. Kıyamet günü Allah-ü Zülcelal kullarının amellerini mükafatlandıracağı zaman riyakarlara şöyle der: ''Dünyada amellerinizle gösteriş yaptığınız kimselere gidin, bakalım onlarda bir şey bulacak mısınız? (Ahmed)

Bir hadis-i Kudsi'de Allah-u Zülcelâl şöyle buyurmakta ''benimle başkasını da ortak ederek bir amel işleyenin ameli bana değil ortak ettiğine aittir ve ben ondan beriyim'' (Müslim)

bir Hadis-i Şerifte Şöyle Buyrulmakta ''Kim Salih amellerini başkalarına duyurursa yayarsa Allah da onu (günahlarını) teşhir eder''

Orucundan açlık ve susuzluktan başka kazancı olamyan oruçlular, gece namazından uykusuz kalmaktan başka kazancı olmayan gececiler de çoktur (Hâkim)

Yani oruç ve namaz Allah rızası için olmadığı takdirde sahibine sevap kazandırmaz. Nitekim başka bir hadiste şöyle buyrulur: ‘’Gösteriş için duysunlar diye iyi amel işleyenin durumu, kesesini taş doldurup sonra alış veriş için pazara giren kimsenin durumuna benzer ki satıcının huzurunda açtığı zaman taş olduğu anlaşılır ve onun yüzüne çarpar. Halkın ne dolu kesesi var demesinden başka bir kazancı yoktur. Ona bir şey vermezler’’

 

İşte riya ve duysunlar diye amel eden de böyledir. Amelinden halkın konuşmasından başka kazancı yok, ahrette de hiçbir sevabı olmaz. Çünkü Allah-u Zülcelâl şöyle buyurmakta ‘’Onların yaptıkları herhangi bir amelin önüne geçip onu saçılmış zerreler yaptık (duman ettik)’’ (Taberani)

Adiy b. Hatem (r.a.) Hz Peygamber (a.s.v) şöyle bir hadis rivayet etmektedir: ‘’Kıyamet günü grupların insanların cennete götürülmeleri emrolunur. Tam cennete yaklaşıp kokusunu koklayıp saraylarını ve Allah’ın cennet ehli kimselere hazırladıklarını gördükleri sırada çağırılır ve onları cenneten geri çevirin onların cennette bir nasibi yoktur denilir.

Öyle bir hasret ve nedametle dönerler ki ne geçmiş mahluklar ne gelecek olanlar böylesine hasret ve nedametle dönmemişlerdir.

Bu arada: Allah’ım! (dostların için hazırladığın sevabı bize göstermeden önce ateşe koysaydın daha kolay olurdu) demeleri üzerine: Allah-u Zülcelâl ‘’Bunu ben istedim. Çünkü tek başınıza kaldığınız zaman büyük günahlarla bana meydan okurdunuz. İnsanlarla karşılaştığınız zaman ise itaatkâr görünürdünüz.’’

Hakikatte bana verdiğinizin aksine iyi amelinizle insanlara gösteriş yapardınız. Halktan korktunuz Hakk’tan korkmadınız. İnsanlara saygı gösterip bana tazim yapmadınız. İnsanların hatırı için bazı şeylerden vazgeçip ama benim için terk etmediniz.

Ben de bugün sizi büyük sevabımdan mahrum bıraktığım gibi en acı azabımı size tattıracağım’’ (Taberani)

Bir adam Hz. Peygamber (a.s.v.)’e ‘’Kurtuluş ne ile mümkün olur?’’ diye sormuş Hz. Peygamber (a.s.v.) de şu cevabı vermiş ‘’Allah’ı aldatmağa kalkışmamakla’’ Adam; Nasıl aldatılabilir?’’ deyince de Hz. Peygamber (a.s.v.) şu cevabı verdi ‘’Allah ve Resulullah’ın sana emrettiği bir şeyi yaparken Allah’tan başkasının rızasını aramakla olur. Riyadan da sakın. Çünkü Riya küçük şirktir. Kıyamet günü bütün mahlûkların önünde riyakâr kimse şu dört isimle çağırılır: Ey Riyakâr, Ey gaddar, ey Günahkâr, Ey Hüsrana uğrayan adam; amelin ziyan sevabın duman oldu. Bizde hiçbir ecrin yoktur. Hilekâr adam; ameli kim için yaptıysan, git sevabını ondan al’’ (İbn-i Ebi Dünya Zaif) 

İslam filozoflarından birine ‘’ihlâslı kimse nasıl olur?’’ demişler. İhlâslı kimse: ‘’Kötü yanlarını sakladığı gibi iyiliklerini de gizleyen kimsedir’’ demiştir.

Bir başkasına ihlâsın en yüksek derecesini sordukları zaman şöyle demiştir: ‘’ihlâsın zirvesi halkın mehdine övgüsüne sevinmemektir.’’

Fudayl b. İyad (r.a.) şöyle der: ‘’İnsanlar için ameli terk etmek riya sayılır. Onlar için yapmak da şirktir. İhlâs ise Cenabı Hakk’ın bu iki durumdan da seni muhafaza etmesidir’’

Allah-u Zülcelâl Cümlemizi korusun. Bizleri Affına mazhar eylesin. Rahmetiyle Yargılasın. Bizlere razı olacağı amel-i Salih işlemeyi nasih eylesin. Âmin…”NOT: Sayın Recep Beyimiz,”Allahlımızın tüm vasıflarını üzerinde taşıdığına göre”,ALLAH KELİMESİ GEÇEN AYETLERE RECEP YAZILMASI GEREKMEZ Mİ?!

 

 

 

İzleyiciler

Blog Arşivi