13 Kasım 2013 Çarşamba

1180/BİR İNSANIN ÖZGÜL AĞIRLIĞI, SOYUNUN İHANETLERİYLE DOĞRU ORANTILIDIR!


             TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV. İZMİR;12 Kasım 2013

İNSANLARIN ÖZGÜL AĞIRLIKLARI                                         SOYUNUN İHANETLERİYLE ile DOĞRU ORANTILIDIR!                                                       Başsavcımız ve tüm erklerimizin sahibi Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ımızın bir beyanatını ters yorumlamak cürümünü işleyen Bülent Arınç Beyimiz, Patronundan şamarı yediğinde, ağlamaklı bir yüzle:

“Benim özgül ağırlığım var!”Buyurdular.

Daha sonra da oturdular, ayrılmanın felaket getireceğini ve Anıtkabir gerçeğini görerek lambır-Lumurla olayı geçiştirmeye kalktılar. Yemezler İki Ortak, yemezler!                                                                                  Belki çoğumuz Özgül ağırlığın ne olduğunu ve nasıl hesaplandığını bilmezler; anlatayım:

Özgül Ağırlık: Fizik, bir cismin Bir santimetre küplük parçasının ağırlığına özgül ağırlık denir. Bu ölçü, insanlar için söz konusu edildiğinde de”Taşağı Altı okka!”Olarak söylenir. Biz, yine de Fiziki hesaba göre yazalım.

Sayın Bülent Arıncın hesabı gayetle doğrudur; o’nun özgül ağırlığı Patronu Sayın Recep Beyimizin özgül ağırlığına Beş basar: Anlatayım:

Bay Bülent Arıncın dedesi derviş Mehmet;Ulusal Kurtuluş Savaşımızda,Yunanlılara karşı Milis Gücü oluşturmak isteyen Parti Pehlivanın bu girişimini bir Şeyh olarak engellemiştir.Sonracıma;23 aralık 1930 günü;sabah namazında, Menemeni basarak Asteğmen Mustafa Kubilay Beyimizin başını bizzat bağ testeresiyle kesmiştir.Bu ihanetinden dolayı da maalesef!Asılmıştır.

         Sayın Bay Recep Tayyip Beyimizin dedeleri yalınız Mustafa Kemal’e, vergi vermemek için,isyan etmişler,Hamidiye Kruvazörümüzün salladığı üç mermi ile de teslim olmuşlardır.Sayın Recep Beyimiz de Bir Afganlı Anarşisin ve Türkiye Cumhuriyetinin 2.000.000.000.000 Lirasını deve yapan

Erbakan’ın rahleyi tedrisinden geçmiştir.Allah için söylemek gerekirse Sayın Bülent Arıncın Özgül ağırlığı Patronunkinden çok ağırdır.

         Adana’da bir Türk vatandaşına Gavvat!”diye saldıran Valinin Özgül ağırlığına ne denir! Sayın Recep Beyimiz,”hiçbir kimse bana

Valim Sayın Hüseyin Avni Coş’u yediremez!”Demiştir. Mümkün değildir Hüseyin Avni Coş’u yemeniz Sayın Bayımız; hazmettirmezler: İnternette bir gezinmenizle ihanetin özgül ağırlığına da ulaşmış olursunuz!Hüseyin Ani Coş’un özgül ağırlığı Türke ihanet babında hepsine nal toplatır.işte.
Yani İZMİR İŞGAL EDİLİRKEN 14 Mayıs’ta direnmeye gelen, işgali protesto etmek isteyen ve bir şeyler yapalım diyen GENÇLERE, “Damat Ferit Paşa’ya işgali bildirdim yarın öğleden sonra bana dönecek, herkes evine gitsin başının çaresine baksın” deme cüretinde bulunan İZMİR VALİSİ KAMBUR İZZET PAŞA…
Hani o İzmir’in işgalini KOLAYLAŞTIRAN İzzet Paşa…
Hani o İzmir’in işgal edildiği gün gazetelerde “İzmir’in Yunanlarca işgal edileceğine dair duyumlar külliyen YALANDIR” şeklinde bildirisi olan İzzet Paşa… İzmir’e İngilizlerin adamı olarak gönderilen eski Van Valilerinden Kambur İzzet Paşa korkmuş muydu? Yoksa kız kardeşinin evli olduğu NEMRUT MUSTAFA PAŞA gibi bir PLANIN içerisinde miydi?
Sanırım bu Kambur İzzet Paşa’nın, ilk Damat Ferit hükümetlerinin birinde İzmir işgali öncesi ADLİYE BAKANI olduğunu ve Damat Ferit Avrupa’ gezisinde iken (acaba ne için gitmişti merak konusudur) SADRAZAM VEKİLİ iken İŞGAL GÜÇLERİNİN BASKILARI SONUCUNDA (istekleri mi desek) İTTİHAT TERAKKİ hükümetleri tarafından çıkartılan KAPİTÜLASYONLARIN KALDIRILMASI ile ilgili TÜM yasaları LAĞV ettiğini yani kaldırdığını da bilirsek, bunun bir PLAN ÇERÇEVESİNDE olduğunu kolayca anlarız..
Hele bu Kambur İzzet Paşa’nın Türk vatanının parçalanması için Paris Konferansında kulisler yaparak teklifler veren SİYASAL Kürtçülerin elebaşı Bo Şerif/Beau Sherif-Güzel Şerif demektir.Bizim halkımız ona BOŞHERİF lakabını takmıştı/ Paşanın amcası olduğunu ve Abdülhamit devrinin Hariciye nazırlarından Kürt Sait Paşa’nın da kardeşi olduğunu bilirsek ve biraz önceki bilgiden de kız kardeşini Mustafa Kemal ve arkadaşlarını idama mahkum eden Kürt Nemrut Mustafa Paşa’ya verdiğini bilirsek HER ŞEY YERLİ YERİNE oturur..
Şerif Paşa’nın 1919 Mayısında Paris te İngiliz Büyükelçisine ‘’ Bağımsız bir Kürdistan’ın Emiri olma yükünü taşımaya gönüllü olduğunu’’ bildirmesinin ANLAMINI ÇÖZERSEK…..
Amiral Sir Robeck’in 2 Mart 1920’de Lord Curzon’a “…. İstanbul’daki Kürt Kulübü Başkanı Seyit Abdülkadir ve Paris’teki Kürt delegesi Şerif Paşa emrimizdedir” dediğini BİLİRSEK…..
Bir de Süleymaniyeli Nemrut Mustafa Paşa’nın İstanbul’daki KÜRT TEALİ CEMİYETİnin liderlerinden olduğunu UNUTMAZSAK……
Ha bir de Süleymaniyeli Nemrut Mustafa Paşa’nın, Ankara Hükümeti savaşı kazanıp ülkeyi YABANCI İŞGALİNDEN kurtarması sonrası tıpkı SİYASAL İSLAMCILAR gibi İngiliz kontrolündeki Kuzey Irak bölgesine gittiğini, Süleymaniye merkezli oluşmuş bir KÜRT HÜKÜMETİNE girip, EĞİTİM BAKANI olduğunu ve kardeşi Savunma bak

İzleyiciler

Blog Arşivi