20 Eylül 2013 Cuma

1137/MUKABELEBİLMİSİL!


              TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


İzmir;20 Eylül 2013.İNÖNÜ İLE BÜYÜK USTAMIZI KARŞILAŞTIRMAK YAKIŞIK ALMAZ AMMA İSTEDİLER DE!

                             MUKABELE BİLMİSİL!

                    NEREDEN GELDİK NEREYE?

         “Temel, elini Fadime’nin donunun içine sokarak UT yerinden tutmuş! Fadime uyanıp sinirlenince:”Bunda darılmak olmaz sen de tut benimkini! Demiş!Mukabele bil misil’in kısaca tanımı!Ostüzü.

Devletler Hukukunun en önemli devlet onurunu koruyan yaptırımıdır.

         1962 senesinde Büyük devlet adamımız ve ulusal kahramanımız İsmet İnönü Başbakandır. İki Irak MİG/17 uçağının  Hakkari bölgesinde sınırımızı ihlal ederek bir jandarma sınır karakolumuzu bombalaması sonunda, iki jandarma erimiz ölmüş,karakol çevresinde otlamakta olan iki inek te ölmüştü.Anında gerekli emirlerin,silsileler yolu  ile Diyarbakır Hava Kolordu Komutanlığına verilmiş,iki Türk F86 uçağı derhal havalanarak,Bağdat hava meydanına inmeye çalışan ol yiğit MİG17’leri düşürerek üslerine dönmüştü.Ankara radyosunun konuya ilişkin açıklamasını Suriye sınırındaki birliğimin radyosundan dinlemiştim.Konunun iç hukukumuzu ilgilendiren safhasını izleyememiştim.Göğsüm kabarmıştı.İşte Türkiye Cumhuriyetinin Hükümetinin ve Hava Kuvvetlerinin gücü diye de sevinmiştim.”

         Daha  bu senenin içinde; iki pilotlu bir türk savaş uçağı Suriye hava sahasını ihlal ettiği iddiası ile Suriye tarafından düşürülmüştü.Bir Amerikan derinsu araştırma gemisi yardımımıza gelerek uçağın parçalarını ve pilotlarımızın botlarını müzeye konmak üzere çıkarmıştı!Ne yaptı Sayın Başsavcımızın hükümeti? Her gün, Suriye sınırında bir Türk vatandaşı,Suriye’den atılan mermilerle vurularak öldürülmektedir?Bu cinayetler karşısında ne yapıyor Osmanlı Hayranı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Hükümeti?Halkın gazını almak için bir,iki modası geçmiş gösteri!Hani mukabele bilmisil!Amerika izin vermiyor mu;yoksa Türk halkının milli içkisi ayranının kabartılması için danışıklı dövüş mü?

                 “PRATİK UYGULAMALAR”.

        “Balıkesirli Onbaşı Musa,  askerliğini Kuşadası’nda yapmaktadır. Sahil gözetleme nöbeti kendisine geldiğinde,  Hoçkis Otomatik tüfeğini alarak, gözetleme yerinde mevziye girer. Türk kara sularına girmiş olan İngiliz savaş gemisinden indirilen bir filika, içi İngiliz askerleri ile dolu olarak, kıyıya doğru gelmektedir. Onbaşı Musa, filika’nın üzerinden, uyarı ateşi açar. Filikadaki İngiliz askerleri, uyarı Ateşi’ne aldırış etmeden, kıyıya yaklaşırlar.

Onbaşı Musa, filika’ya ateş açar. Bir İngiliz Subayı vurulup ölür. Yaralananlarda vardır. İngilizler, politik atağa kalkarlar. Onbaşı Musa’nın derhal cezalandırılmasını isterler.

Çok iyi derecede Fransızca bilen Dilâver Argun Bey, Kuşadası Kaymakamı’dır. İngilizlerle bağlantı’yı o sağlamaktadır. Durumun önemi nedeniyle, Başbakan İsmet İnönü ile telefon bağlantısı kurulur. Cumhurbaşkanı ATATÜRK’E bilgi verilir.

Kaymakam Dilâver Bey kanalı ile İngilizlere şu bilgi verilir: ”Kara sularımıza giren ve kıyılarımıza izinsiz olarak çıkmak isteyen, uyarı ateşimize de aldırış etmeyen askerlerinizin bu davranışlarına karşı yapılan bu yasal müdahale’de suç unsuru bulunmadığından, Onbaşı Musa’nın cezalandırılmasına gerek görülmemiştir.”

           Cenazeleri’nin kendilerine teslimini isteyen İngilizlere, Ankara’dan şöyle bir yanıt gelmiştir: ”Subayınızın cenazesi, olay yerine bir Türk Savaş Gemisi geldikten sonra, törenle teslim edilecektir. ”Ertesi günü, Türk Savaş Gemisi olay yerine gelir, İngiliz Subayı’nın cesedi törenle İngilizlere teslim edilir. İngilizler, cenazelerini alarak ve süngülerini Onbaşı Musa’nın önünde düşürerek çekilip giderler.”Osman Türkoğuz,TC.NİN İç ve Dış Politikaları.

         “02 Ekim 1992 tarihinde, EGE DENİZİ’NDE, Nato’nun Kararlılık Gösterisi-92 tatbikatı yapılmaktadır. Türk Donanması’na ait Savaş Gemilerimizde bu tatbikata katılmıştı. Bu tatbikatta, gerçek mühimmat kullanılmayacaktı. TCG. Muavenet Muhribimizin tüm personeli uyanık ve görev başındaydı.

Gece yarısı; Amerikan Donanması’na ait Saratoga uçak gemisinden fırlatılan iki adet Sea Sparrow füzesi, Muavenet’in kaptan köprüsünde patlamıştır. Gemi Komutanı ve beş Türk Askeri şehit olmuştur.

Deniz Teğmeni KILIÇ, hala yaralarının acısını ve sıkıntısını yaşamaktadır. Olayın bir kaza eseri meydana geldiği savunmasını, yalınız korkaklar ve iktidara sevdalı olanlar kabul edebilirler.

ABD. Türk donanmasına, KNOKS tipi, HURDA savaş gemilerini vermek istemektedir. Türk Donanması’na, Alman yapımı savaş gemileri katılmıştır. Bir yağcılık gösterisi olarak Turgut adı verilen; yoğun tenkit üzerine adı TURGUR REİS’E dönüştürülen Donanmamızın Amiral Gemisi, ülkemizin gururu olmuştu.

Amerikalılar, bu durumu politikalarına uygun görememişlerdi. Amerika’da Başkanlık seçimleri yaklaşmıştı. G. Bouch’un Ermeni ve Rum oylarını garantiye alması için Türkleri küçük düşürecek bir olay gerçekleştirmesi gerekliydi.

Muavenet Muhribi,1942 yapımıydı, donanmamıza 1972 yılında katılmıştı. Amerikalıların Türkiye’ye verdiği savaş gemileri, genellikle1942 yapımı eski gemilerdi. Beş Yiğit denizcimiz ile Donanmamızın bir efsane adı, Amerikan politikasına kurban edilmiştir.

Türk Deniz Kuvvetlerinde; bu üçüncü Muavenet gemisiydi. İlk MUAVENET’İ MİLLİYE Gambotumuz, Morta koyunda demirli bulunan İngilizlerin GOLİYAT adlı savaş gemisini torpilleyerek batırmıştı. Bu, Muavenet Muhribimizin vurulması ve Çoban Davut’un sapan taşı ile öldürdüğü Dev Golyat’ın öldürülmesinin karşılığıydı

Kara’da silahı kullanan kişi onu kullanma sorumluluğunu taşır. Hava’da uçağı kullanan pilot, ateş etme sorumluluğun taşır. Deniz Kuvvetlerinde bu, böylesine kolay ve pratik değildir. Savaş gemileri seyir halindeyken bütün silahlar sıfırlanır, namluları aşağıya indirilir. Tatbikat’ta, durum buna benzemekle birlikte, çok daha güvenli bir sistem devreye sokulur. Ateşleme emri verildiğinde, ÜÇ GÜVENLİK SİSTEMİ devreye girer.Kasten füzeler ateşlenmiştir!Özal Hükümetinden çıt yoktur,tazminat!O da ne demekmiş!Osman Türkoğuz.SGE.

         “Hafızaları nisyan ile malul olmayanlar!”Belki hatırlarlar: Soğuk savaş döneminde sene 1962;bir Amerikan U2 yüksek irtifa uçağı, Rusya üzerinde çok yüksekten resim çekerken füze ile vurularak düşürülmüştü.Sağ kurtulan Pilotta Rusların elindeydi.Amerika Rusya’dan özür dileyerek pilotunu kurtarabilmişti.

         Suriye’ye ait, Rus yapımı Hantal Mı-17 Helikopteri Türkiye semasında, İKİ Km.de, 14.000 fit’te/4,3km/ iki Füze ile vurulmuş,can havliyle kendisini Suriye sınırından bir KM.İçeride bulunan Kürt dağına/ Cebel Ekrat’a/atmış!Pilotlar paraşütle salimen yere inmişler,İslamiyet adına birisinin kafası kesilerek elbisesi ganimet olarak alınmış!Bendeniz,İnönü kampında paraşüt ve planör kursu görmüş bir kişiyim.Hantal bir planörün 1/11 metre süzülme yeteneği vardır.Uçaklarda bu süzülme yeteneği hızına ve almış olduğu isabete göre değişir.İki füze ile vurulan bir ağır helikopter parçalanarak olduğu yere yanar vaziyette çakılır./Bu helikopterin normal halde hızı 230KM’DİR!/Pilotlar da parçalanır.Bu nasıl iştir sayın dinleyenlerimiz!Pilotlar,Kürtlerin ve vatan haini ÖSO’NUN elinde bulunduğunu bildikleri dağa kadar paraşütle atlamadan giderler.Yaralı olsa bile helikopterin her an patlama tehlikesini de nasıl göz ardı ederler!Bu helikopterin Kürt dağından atılan bir füze ile düşürülmüş olması akla gelmektedir.Bu olay düşürülen jetimizin intikamı olarak sunulmuş olabilir!ETRAB=TÜRK,EKRAT=KÜRT

 

 

İzleyiciler

Blog Arşivi