13 Ocak 2013 Pazar

890/AŞK,SEVGİ VE SEVİŞMEK ÜZERİNE!

"Sevişmek ibadet aynı şeydir!Hatta namaz kılmak ta aynı şeydir!"Ali Rıza Demircan,Ünlü İlahiyatçı, Hoca.Basın,13Ocak 2013"Aşk'ı Memnu/Yasak Aşk/dizisinde;Bihter ile Behlül'ün BEŞ Dakika,Otuz saniye süren sevişme sahnesini çok uzun bularak Kanal D'YE uyarı veren RTÜK'ÜN bu cezasını Danışyay13'üncü Dairesi onaylamıştır!"
Öpüşmenin yalınız sevişen insanlara mahsus olmadığını Muhabet kuşu ve Papağan besleyenler de bilirler.Peki;bu öpüşme mucizesinin kimin eseri olduğunu merak edenlerimiz var mıdır?
Milattan çok ve çok önceleri;Roma'da eski ayakkabı tamircisi bir fakirin çok çaçaron ve o denli de güzel bir karısı varmış.En küçük bir kaprisi tatmin edilmediğinde,avazeleriyle ortalığı biribirine katarmış.O zaman tabanca keşfedilmediği için de Ol Fakir avradını vurup öldüremiş.Birgün;bağıran karısının ağzını ağzı ile kapatmış!Birden bire,ol Çaçaron kadın sustuğu gibi,gözleri çelererek eskicinin boynuna sarılmış,öylece kalakalmış!.Bu dudaktan öpüş olayı her ikisinin de çok hoşuna gittiğinden,her yerde öpüşür ve koklaşır olmuşlar.Dini bütün Putperestler,ahlaka aykırı kabul ettikleri bu davranışı mahkemeye taşımışlar.Derhal o zamanın Recepkoları tarafından mahkeme huzuruna getirilen çift,bu işin çok zevk verici olduğunu ve Mahkeme kurulunun denemesini istemişler.Mahkeme başkanı;denemek için,dişleri dökülmüş ve dahi ağzı kokan karısını dudaktan öptüğünde tiksintiden bayılayazmış.Ve mahkemeye bu karı kocanın katmerlenmiş müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarını istemiş.Rivayet odur ki bu çift;öpüşe,öpüşe zindanda ölmüşler.Bu öpüşme işi tüm insanları sarmış ve günümüze kadar da gelmiş.Öpüşmek ve sevişmek bir sanattır.Ben;Teğmenliğimden beri tüm astlarıma öpüşme ve sevişme sanatını anlatmışımdır.Roma İmparatoru Ogüst'ün öz kızı ile seviştiğini gören Ovid Köstence'ye sürülerek orada ölmüştür.Ölmeden önce de "Aşk Sanatı" adlı ölümsüz eserini insanlığa armağan etmiştir.Emerson:"Buğdaylar başak verdiği sürece Ovid'in aşk Sanatı okunacaktır!"Diye,aşk hayatına not düşmüştür.
Bir Topçu Albayımız;Topçuluğu Aşka benzetmişti.1956 senesinde;Urfa'nın eyyübiye türbesi cıvarında,sabah eğitiminde bu konuyu işlemiştirm.Dersin konusu Orman Muharebesiydi.Derse şöylece başlamıştım.
“Arkadaşlar; ORMAN MUHAREBESİ, TOPÇULUKLA ve AŞK aynıdır, üçünde de üç safha vardır: 1-Ormanın içine girmek,2-Ormanın içinde tertiplenmek,3-Ormandan çıkarken
yeniden tertiplenmek. Ötekilerde de: 1-Hazırlık safhası,2-Dolduruş safhası,3-Ateşleme safhası. Hazırlık ve Ateşleme safhası ne kadar uzun ve başarılı olursa, sonuç ta o kadar başarılı olur. Her iki olayda da yalınız ateşleme safhası kullanılırsa, mermiler boşa gider. Bugüne kadar gördüğünüz sinirli kadınlar ve sinirli topçu subayları, kısa süren bir dolduruşun ve ateşlemenin başarısızlığa mahkûm ettiği kimselerdir. Yeni gelinlerin ve acemi topçu subaylarının sinirliliklerinin nedenini anladınız mı?”Dediğimde;”ANLADIK KOMUTANIMMM!”Bağırması Urfa’yı bile inletmişti. Bir de ne göreyim, tabur komutanımız, bize doğru gelmiyor mu!”Osman, yeni eğitim metotları kullanarak, ders anlatıyor!”Anlatımın doğruluğunu denetlemeye geldiğini hemen anlamıştım. Şimşek gibi fırlayıp, çok sert bir esas duruş göstererek tekmilimi verdim:
“Üçüncü Jandarma er eğitim bölüğü, bir subay, üç astsubay, 24 çavuş,24 onbaşı ve ikiiyüzelli erle emir ve görüşlerinize hazırdır komutanımım’.Benim yönüm, 30,000 Liğin evine dönüktü. Pencereden, beyaz güvercin gibi bir elin aceleyle bana el salladığını görmemle birlikte:”VAY ANASINI!” Demem bir oldu. Komutanım geriye dönerek:
“Bu da tekmile dâhil mi, TÜRKOĞUZ!” Dedi.
“ Hayır, Sayın Komutanım, bu, akşamki bir teklifin yanıtına dâhildir!” Dedim ve dersin konusunu anlattım. Komutanımız, ellerini arka altta kilitleyerek, bölüğümü şöyle bir gözden geçirdikten sonra:
“Bu dersi kim anlatacak? Diye sormasıyla, üçsüz el birden havaya fırladı. Gök kubbe çökse askerimin parmakları üstünde kalacaktı. Komutanımızın parmağı, havada dolaştı ve dola
ştı. Sonunda, elini en yukarıya kaldıran Bayram Ali Şip’in gözüne saplandı. İçimden bir eyvah, dedim.”Sen anlat, dedi. Emrinin akabinde; bu tekmil de, 30,000’likin evinin pencere tüllerini yeniden havalandırdı
“Bayram Ali
Şip,1938 Çine; emredin komutanım. Dersimiz Orman Muharebesi. Orman muharebesi, topçuluk ve aşk, birbirlerine benzer. İçine girmeye hazırlanmak, içinde ilerlemek ve dışarıya çıkmak. Topçuluk ta aşka benzer, her üçünün de üç safhası vardır. HAZIRLIK, DOLDURUŞ VE ATEŞLEME SAFHASI. Ateşleme safhası, uzun bir hazırlık ve dolduruş safhasını izlemezse, YENİ GELİNLER DE, ACEMİ TOPÇU SUBAYLARI DA SİNİR KÜPÜ OLURLAR, SAYIN KOMUTANIMMM!”Komutan bir bana döndü, bir de yana döndü, sonra da 30,000’likten yana döndü ve bağırarak.
“Doğru mu arkadaşlarrr! Diye sorduğunda; üç yüz ses yeri ve dahi göğü inletti.
“DOĞRUDUR KOMUTANIMMM!”Komutanımız, gülen bir yüzle bana dönerek:
“-Aferin Teğmenim, bölük böyle yetiştirilir. Yarın öğle yemeğinde; 3’üncü bölüğe, kantinden üç kilogram Tahin helvası verilecektir, size de Sayın Teğmenim, eğitime getirmiş olduğunuz yeni eğitim metotları nedeniyle bir taktirname verilecektir. Asker arkadaşlarımız, bugünkü derslerini mükemmelen öğrenmişler. Karşı fıstık bahçesi sahibine ben rica edeceğim, asker arkadaşlarımız, öğle yemeğine kadar orada istirahat etsinler!”Emrini verdi
."Osman Türkoğuz,Boyacı Ahmet'in Sevdalı Yavuklusu.Beş dakika Otuz saniyelik sevişmeyi çok uzun ve ahlaka aykırı bulanlar;size sesleniyorum:Televizyonlarda ceneti genelevine çevirerek her müslüman erkeğin;Yetmiş iki Kadın,Yüz Huri ve Yüz Gılmanla aşk öykülerini anlatmak Ahlaka ve Müslüman dinine aykırı değil midir?Beş yaşındaki Kız ve Oğlan çocuğunuz bu masalları dinledikten sonra size sorsalar:"Babacığım,bir Müslüman erkeiği bu kadar Kadın,Huri ve Gılmanla ne yapıyor?Onların çocukları olmuyor mu?Ey!Retük,Ey Danıştay'ın 13 numaralı dairesi,Cennetteki fuhuşu önleyiniz.Burada sevişme falan da yok:Aşk ve sevişme iki farklı cinsin kendi iradeleri ile ötekisinin hayatını yaşamaları ve iki iken bir olmalarıdır.Soytarılığı bırakalım.Lyon Garına indiğimde,görmüş olduğum manzarayı hâlâ unutamam:Bir Fransız orgeneralinin çevresindeki askerler,sevgilileri ile dudak,dudağaydılar;dönüp te bakan da yoktu.Acaba,bunlar sevişmeyi hiç yaşamadılar mı!Bir şiirle bitirmek istiyorum bu kutsal konuyu:Sevişmek Tanrımıza ibadettir.

SENİNLE BİZ!BİR,BİR DAHA İKİ;
İKİ KERE İKİ,DÖRT EDERMİŞ.
TOPLASALAR,
BÖLSELER,
ÇARPSALAR DA;
SEN VE BEN YİNE BİR EDERİZ.OSTÜZÜ

İzleyiciler

Blog Arşivi