28 Nisan 2013 Pazar

1036MENİ MÜSKİRAT KANUNU!



OSMAN TÜRKOĞUZ

7 Şubat 2011 Pazartesi/28 Nisan 2013,tekrar

İleti yazımla birlikte:İçki içenler,her türlü suçu da işlermiş!Suudi Arabistanlı bir İmam,Beş yaşındaki öz kızının ırzına geçerek,cinsel organını da dağlayıp öldürdüğünde içkili miydi?Deniz feneri Soyguncuları,içkili olarak mı Müslüman türk kardeşlerini soymuşlardı!Elif sucuklarına eşek eti içkili olanlarca mı karıştırılmıştı!Sayın Bay Recep Beyin,Onyedi yaşındaki Büyük oğlu,ehliyetsiz olarak anacığının Mersedesi ile bir Hanım şarkıcımızı /Rahmetli Sevim Tanürek’i/ezerek öldürdüğün de içkili miydi!Hem Osmanlıya âşık,hem de içki ile savaşmakta.Hadi canım sende!

280-MEN'İ MÜSKİRAT KANUNU.

OSMANTÜRKOĞUZ osmanturkoguz@hotmail com
İzmir;07 Şubat 2011.
MEN’İ MÜSKİRAT KANUNU!
Kanunun kabul tarihi:14 Eylül 1920.
Kanunun numarası:22.
Bugünleri görerek bu yazımı yayınlamıştım.Bir arkadaşım bu konuda fikrimi sorduğunda da arşivden bu yazımı çıkartarak adresine ilettim:Sayın Bay Recep Beyimiz Lord Jimliğe soyunmuş!Karıştırmadığı geleneklerimizi bırakmadı.Hem Osmanlılığa özenir,hem de meyden uzak durdurmak kavgasını verir!İçki,dost ve yarenlerle içilir,salatalıklarla içilmez.Bu beyanların sonunda,içki yasağı da gelecektir.Hırsızlık,Rüşvet,Devlet malını çalmak,cinayet,oğlancılık ve kadına şiddet dinimizce de yasak ve günahtır!Bu konularda yasakları ve dahi günahları dinleyen var mıdır?Türk ulusu ile iddiaya girmek bence saftoronluktur!Ayranın içine rakısını döker de yine içer!Amerika’daki içki yasağı Mafyayı yaratmaktan ve içki kaçakçılığından öte geçememişti.Yasak gelirse seyreyleyin yeni sektörleri!Yasağın müeyyidesi şeri hukuka göre mi olacaktır dersiniz!
“Politikacılar gelecek seçimleri, devlet adamları da gelecek nesilleri düşünürler. “ Profesör Dr.Maurice Duverger.
Çoğumuzun unutmuş olduğunu, TAKSİM ANKETLERİNDE öğrendiğimiz Ulusal tarihimizi yeniden yazmak bana çok acı vermektedir.23 Nisan 1920’tarihinde kurulmuş olan TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ, ülkemizi iç ve dış düşmanlarımızdan kurtarma savaşının yanında, bizlere bugün çok garip gelecek öyle konularla uğraşmıştır ki; oysa bu konular TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NİN tam bağımsızlığının işaretiydi.
İçki yasağı tartışmaları Amerika’da 1840’lı yıllarda kiliselerin baskısı ile başlamıştı. Birinci Dünya Savaşı sırasında da ünlü İÇKİ YASAĞI yasalaşmıştı. Bu yasak çok köklü kötülükleri de beraber getirmişti. Kaçak içki üretimini, içki kaçakçılığını, içki satışlarını düzenleyen yer altı çetelerini yaratmış, Meksika’nın da içki kaçakçılığından zengin olmasına yaramıştı. Ünlü Dillinger de bu yasağın en kanlı bir örneğini oluşturmuştu.
Ülkemizde de, bu yasağın yasalaşması dini çevrelerimizle çok istenildiği halde bir türlü gerçekleştirilememişti.
Topal Osman tarafından boğdurulan Giresun Mebusu Ali Şükrü Bey, İngiltere’de okumuş bir Aydın olmasına rağmen içkinin yasaklanmasının, halkın doğal hukukuna dayalı bir hakkı olduğundan söz ederek bu konudaki kanun teklifini TBMM’sine sunmuştu. ALİ Şükrü Beyin niyeti “Men’i Müskirat Kanununu” ŞER’İAT HUKUKUNA GÖRE DÜZENLETTİREREK, TBMMEÇLİSİNE ŞER’İAT YOLUNU AÇMAKTI.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNDE, İlk defa İlericiler ve muhafazakârlar birlikte hareket ediyorlardı. İlericiler, Gayrı Müslimlerin ellerinde bulunan içki üretim tekelini ve içki üretme sanayini kapatmak istiyorlardı. Gericiler de Şer’iat esaslarının uygulandığı bir Men’i Müskirat kanununun çıkartılması peşindeydiler.
Kur’anı Kerimin 16’ıncı EN-Nahl suresinin 67’inci ayetinde şarap serbest bırakılmıştı. El-Maide suresinin 90 ve 91’inci ayetlerinde de içki içmek-şarap- yasaklanmıştı. Sebep te Hz. Hamza’nın Hz. Ali’nin develerinin ayaklarını bir Fahişenin istemesi üzerine,sarhoş olarak kesmesiydi! İçki içenlerin de dayandıkları bir ayet vardı:”İçkiliyken—Sarhoş iken-namaza durmayınız-- İslam Hukukunda belirtilen bazı suçlar için Kur’anda belirtilmiş değişmez cezalar vardır. Bu değişmez cezalara” Hadd”denilir. Hamr –içki içmek-suçu Kur’anda yok iken sonradan kabul edilmiştir. Cezası da (80) sopadır! Dinci kesim, inatla bu sopa cezasının da ASLİ ceza olarak verilmesi için adeta meydan Muharebesi vermişler, teklif üstüne teklif getirmişlerdir. Bir ara içki yasağının gayrı Müslimlere de uygulanması kabul görmeyen bir teklif olarak TBMM’sine getirilmiştir.(80) sopa cezasının insan onuru ile bağdaşamayacağı fikri de savunulmuştur. Maliye Vekili Rahmetli Ferit Tek Bey’in:”Bu kanunun kabul edilmesiyle, Hazinemiz (1.000.000)Liralık bir gelirden mahrum edilmiş olacaktır!” Savunması da, kanunun çıkmasına engel olamamıştır.
TBMM’Sİ Reisi Mustafa Kemal’in:”Bu bunalımlı günlerde nelerle uğraşıyorlar!” Diye söylendiğini E.General Ali Fuat Cebesoy anlatmıştı. Mayıs 1920’de TBMM’SİNE sunulan, DÖRT senelik ömrü olacak olan bu teklif, Uzun müzakere ve tartışmalardan sonra, aşağıda yazıldığı gibi” Men’i Müskirat Kanunu” olarak kabul edilmiştir:
“Memaliki Osmaniye’de her nevi müskirat imali, füruhtu—satışı—ve istimali yasaktır. Aykırı hareket edenlerden müskiratın beher kıyyesi---Okkası—için (50) Lira para cezası alınır ve elde edilen müskirat imha olunur.”
“Alenen içki içenler veya gizli olarak içip sarhoşluğu görülenle, ya haddi şer’i(80) değnek veya (50) liradan (250) liraya kadar para cezası veyahut (3) aydan (1) yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Resmi sıfatı olanlar da memuriyetten çıkarılır, bu husustaki hükümler kabili itiraz İstinaf ve temyiz değildir. Mevcut içkiler için iki ay süre verilmiştir. Yoksa alet,edevat gibi bunlar da müsadere edilecektir.”
“Tıpta kullanılacak ispirto için, düzenleme getirilecektir.”
Yeni Men’i Müskirat Yasasına asli ceza olarak hiç olmazsa,(80) değnek, ya da içki mahallinde falaka cezası konulmalıydı. TARİKATLAR BU KADARCIK BİR CEZAYI NEDEN DÜŞÜNEMEMİŞLER DE (1)



1035/USA'YA GÜVENİLMEZ!



                   T.C.
         OSMAN TÜRKOĞUZ
         T.C.Osmanturkoguz@gmail.com
         İzmir;28 Nisan 2013
         “Atatürk,günümüzün en büyük lideridir.Her tarafı düşmanla çevrili yıkık bir imparatorluktan,yepyeni bir cumhuriyet yarattı.En önemlisi,sınırlarında hiçbir düşman ülke bırakmadı.Dost devletlerle çevrili bir Türkiye bıraktı.”Mustafa kemal’in ölümü üzerine,Javaharral Nehru’nun cezaevinden kızı İndire Gandi’ye yazmış olduğu mektup.
         “Biz,Türkiye Cumhuriyeti’ni dünyanın en güçlü devletlerini dize getiren bir büyük devlet olarak tanıdık.türk milletinin emperyalistlere karşı verdi mücadeleden ilham aldık.Fakat Atatürk öldükten sonra Türkiye küçük bir Balkan devleti derecesine düştü!”Mahatma Gandi,Ergün Poyraz,İplikçi s.43.
                            “ABD’YE GÜVENİLMEZ”
         “MUSUL’A GİRECEKTİ ÖZAL’I DURDURDUM!
                                      Ahmet Kenan Evren!
         20Şubat 1998 tarihli Hürriyet gazetesinde, Sayın Mustafa Sarıipek’in, Marmaris’te oturan Bay Ahmet Kenan Evren ile yapmış olduğu bir söyleşisi yayınlanmıştı.
         “ABD’NİN 1890’lardan bu yana, bölgeden bir Kürt devleti kurulmasını istediğini ileri süren Kenan Evren, şunları söyledi:”Bugün Irak’ın bütünlüğüne sadığız. Kürt devleti kurulmasını düşünmüyoruz.1991 körfez krizinden sonra pekâl3a 36.Paralelin yasaklanması ile orada fiilen bir Kürt devletinin kurulmasını sağladılar. İsmen yok ama fiiliyatta var.Bunun için büyük devletlere güven olmaz.İsmet İnönü’nün büyük bir lafı vardır,her zaman onu söylerim:”Büyük devletlerle bir yerde olmak ,aynı yatakta kurtla yatmaya benzer;”bu kadar tehlikelidir.”Evren 1991 yılındaki Körfez krizi sırasında kendisi Cumhurbaşkanı olsa nasıl bir politika izleyeceğine ilişkin soruya ise”Çekiç Güç’e karşı çıkardım.Hep söyledim.Yapacaksak biz yaparız.biz o kadar güçsüz bir ülke miyiz?O zaman işte böyle bir müsaadeyi verdiler.Bir kez verip bir de uzattınız mı,ondan sonraki uzatmalara karşı çıkamazsınız.Kaç sene devam etti.Buna karşı çıkardım ama engelleyebilir miydim ayrı mesele” yanıtını verdi.
         “Yedinci Cumhurbaşkanı Kenan evren,1991 yılındaki Körfez krizi sırasında Turgut Özal’ın Musul ve Kerkük’ü almayı planladığını belirterek;”oraları bize vermezler”,dedim. Özal’ı ben durdurdum!”Dedi. Marmaris’in Armutalan beldesindeki evinde,Kanal D’DE bu akşam saat 23,30’da yayınlanacak durum programı yapımcılarını ağırlayan ve soruları yanıtlayan Evren,ilginç açıklamalar yaptı.Körfez’de sıcak saatlerin yaşandığı 1991 yılında,Turgut Özal’ın kendisine bayram ziyaretinde bulunduğunu belirten evren,şöyle dedi:”O dönem Cumhurbaşkanı değildim.Ziyaretime gelen Özal’ın yanında bazı kişiler vardı.”Efendim”,dedi.”biz Irak’a girsek nasıl olur? Musul ve Kerkük’ü alabiliriz!”Ben de ona,”sakın ola ki böyle bir şey yapma. Böyle bir bataklığa girerseniz, Arap âlemini de karşınıza alırsınız.dedim.Arap ülkeleri bizimle dost ama karşımıza dikilirlerdi.Irak’ın yaptıklarını tasvip etmeyen ülkeler dahi bize cephe alırlar.Kaldı ki orayı bize vermezler.Boşuna bir sürü kan akmış olurdu.”Evren,Batı’nın Sevr’i hiç gündemden düşürmediği görüşüne genelde katıldığını belirterek ,”Sevr’in hortlatılmak istendiğini ben de devlet başkanlığım döneminde dile getirmiştim.Hem Kürt devletinin kurulmasını,hem de kuzey bölgemizdeki üç vilayetimizin verilmesi konusunu zaman,zaman dile getirmişlerdir.Şimdi de yine aynı şeyler gündemde.Fakat bunu gerçekleştiremezler.”Dedi.
                         Konuklar
         Bu akşam yayınlanacak durum programında ayrıca Saddam’ın eski İstihbarat Başkanı General Vefik Samarai de katıldı.Samarai,Güneri Cıvaoğlu’nun sorularını Londra’da yanıtladı.
Programa dönemin Başbakanı Yıldırım  Akbulut,emekli Büyükelçi Mustafa Akşin,emekli Korgeneral Hasan Kundakçı da katılacak.”
         Sayın Bay Recep Beyimiz de heman Suriye’ye girecekti. Irak’a ve Suriye’ye girersek ne olurdu?Bunun yanıtı Lozan barış antlaşmasında saklıdır.Lozan barış Antlaşmasına kısa da olsa bir göz atmakta yarar vardır:
         Madde1-“İşbu andlaşmanın yürürlüğe konulması ününden başlayarak,bir yandan Britanya İmparatorluğu,Fransa,İtalya,Japonya,Yunanistan,Romanya,Sırp-Hırvat-Sloven devletleri ve öte yandan Türkiye ve onların uyrukları arasında barış durumu kesinlikle yeniden kurulmuş olacaktır.
         Taraflar arasında resmi ilişkiler kurulacak ve onların toprakları üzerinde diplomasi ve konsolosluk memurları, yapılacak özel anlaşmalar bozulmaksızın
,devletler hukukunun genel ilkeleriyle belirlenmiş haklara sahip olacaklardır.”
         Bu andlaşma ile Türkiye Devletinin sınırları belirtilerek garanti altına alınmış,Türk devletinin tüm haklarının tapusu garantili olarak alınmıştır.Ve bu haklar ve sınırlarımız akit devletlerin ve müşahit devletlerin garantisi altındadır.
         Peki,Türkiye Cumhuriyeti bir emri vaki yaratarak toprak kazanmak amacı ile bu andlaşmaya aykırı olarak tecavüzde bulunursa,diğer devletlerin bu andlaşma nedeniyle askıya alınmış olan Türkiye üzerindeki hakları da ileri sürülemez mi?Bu tecavüzler de hak kazanmış olamazlar mı?Sırça köşkte oturanların komşularının evlerini taşlamaları aptallığın ve uşaklığın eseridir!
                                                                   

  


26 Nisan 2013 Cuma

1034/ALAN HAKİMİYETİ!





                                   T.C.
                        OSMAN TÜRKOĞUZ
                        T.C.osmanturkoguz@gmail.com
                        İzmir;25 Nisan 2013
                İleti yazımla: TC. OSMAN TÜRKOĞUZ;SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİNİ ALANLARA HAKİM OLDUĞUMUZ İÇİN KAZANMIŞTIK.RUSLAR DA HATLARDA SAVAŞAN ALMANLARI ALAN HAKİMİYETİ NEDENİYLE YENMİŞLERDİKOMUTANLARIMIZ SAVAŞI SINIRDA SÜRDÜREREK GERİ ALANLARI İHANETLERE AÇIK BIRAKMIŞLARDI DA!        
                        ALANLARA HÂKİM OLMAK!
            Her sahada,ille de terörle mücadelede;Alan Hakimiyetini yitiren orduların, ulusların,hükümetlerin,devletlerin ve dahi politikacıların sonu yıkılmaktır!”Ostüzü.

25 Nisan 2013 Perşembe

1033TEK SEÇENEĞİMİZ,YALINIZ TÜRK VE TÜRKLÜK!



                        T.C.
            OSMAN TÜRKOĞUZ
            T.C.osmanturkoguz@gmail.com
            İzmir; 23 Nisan 2013

                        TEK SEÇENEĞİMİZ 
                                           YALINIZ
                                               TÜRK VE TÜRKLÜK!

“Atın üstündeki TÜRK değilse yüktür!”
                                                              Avşar Türkmen.
“Atın üstündeki TÜRK değilse at onu zaten sırtının üstüne yere atar, kendisi de kahrından ölür!”
                                                           Ostüzü.
                                   “Osmanlı Devletin dini İslamdır!”1876 Anayasası
“Türkiye Cumhuriyeti Devletinin dini İslam’dır!” 1924 Anayasası         
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti Laiktir!”  Mustafa Kemal Devrimi Anayasamız. 
“Türk-İslam Sentezi! Bulandırma!
“İslam-Türk Sentezi”!İyice sulandırma!
“Tanrı dağı kadar Türk-Hira dağı kadar Müslüman!”
“Dinsiz devlet olmaz! Ümmetçilik ve Şeriatçılık!“ 

            Bir toplum tarihsel kimliğini değiştirmeye görsün sonunda kimliksizlikten mutlaka yıkılır. M.S:555’te Kök/Gök/Türk sıfatını alan Oğuzun bir boyu, diğer Oğuz Boylarının da bu sıfatta birleşmesine örnek olmuştu. Osmanlı,”kavm’iNecib’iArap”türküleri söylerken Aksak Temur Han da Türklüğü ile övünmekte ve gurur duymaktaydı. Firdevsi’nin mezarı başında,”Kalk ta aşağıladığın Türk’ü gör!”Demişti ve ulusların en eskisi ve en şereflisi olan Türk’ün Başbuğu olmakla övündüğünü de dünyaya duyurmuştu. Buyursunlar yeniden okusunlar:
            “Türklüğü yüceltmek için yaşa! Türk’e kılıç kaldıran eli kes!”,
            “Biz ki, Melik’i Turanız. Emir’i Türkistan’ız. Biz ki, Türkoğlu Türküz. Biz ki, ulusların en kadimi ve en ulusu Türk’ün Başbuğuyuz!”09Nisan 1336/1405.Burada yalınız Tanrı Dağı vardır! Osmanlı Türklüğünü yitirdiği için yenilmiş ve tarihin çöplüğündeki yerini almıştı.
            Birinci Selim, Şah İsmail’e”ben Beyazıt Han oğlu Yavuz Sultan Selim Hanm! Sen ki eşek Türk!”  Diye mektup yazıyordu.
            Büyük Selçuklu Devleti Arap ve Acem ekseninde Türklüğünü yitirerek yok olmuştu. İplikçinin oğlu,ölümü1111,İhya’u ulum’iddin adlı, islam dinini şekle bağlayan, Farça eserini Sultan Sencer’e sunmuştu. Anadolu Selçuklu Devleti de aynı hataya düşerek Acemleşmişti. Yunus Emre Türkçe şiirler yazarken, aynı çağın Mevlana’sı da Farsça kitaplar yazmaktaydı. Sultan adları bile Farsça idi, O dahi Anadolu Türklüğünün karşısında tutunamayarak yıkıldı.
            Türk ve Oğuz geleneklerine göre kurulmuş olan Osmanlı Devleti de din adamlarının ellerine düşerek Araplaşmıştı. Araplaşma Ümmetleşme olarak sunulmuştu. Türk ve Türkçe dışlanmış, kelime salatası Farsça ve Arapça karışımı bir dil yaratılmıştı. Aydın ve din adamları sınıfı saraydan yana olmuş, Türkçe de Türk halkına bırakılmıştı. Devlet yönetiminin politikası da din adamlarının fetvalarına dayandırılmıştı. Pozitif ilim kapıları kapatılmış, Türklerin şanlı tarihleri de unutturularak Arap masalları tarih diye ortaya konulmuştur. 19’uncu asrın ikinci yarısından sonra; Türk aydınları halkımızı uyandırma savaşına girmişlerdi. Osmanlının egemenliği altındaki ulusların Fransız devriminin getirmiş olduğu Milliyetçi fikirlerle şahlanarak bağımsızlıklarını kazanmaları Osmanlıyı uyandıramamıştı. Türk ve Alevi düşmanlığının, Osmanlının devlet politikası olması sürdürülmüştü. Medrese ve dini eğitim yeterli sayılmış, halka iki şekle inilmişti: Vergi ve asker almada ve Halk ayaklanmalarının bastırılmasında. Osmanlı silahlı kuvvetlerine dayanarak halkla iletişim kurmuştu. Halkın derdi ile de ilgilenmek yerine açlıktan ve soygunlardan ayaklanan halkın karşısına silahla çıkılmıştı. Makbul İbrahim Paşa, Anadolu’daki yangına neden olan Osmanlı yöneticilerini öldürtmüştü. Orduya güvenmek Türkiye Cumhuriyetine de miras olarak geçmişti. Rehavet içindeki aydınlarımız ve derin uykulardaki halkımız”hep ordumuza güvenmişti!”Komutanlarımız da aynı hataya düşmüşlerdi. Mustafa kemal,”   Vicdanı hür, İrfanı hür, Fikri hür!”Nesiller yetiştirilmesini isterken ve miras olarak ta Akıl ve İlimi bırakmışken çağ dışı eğitim yapan ve uygarlaşmaya da düşman olan nesiller yetiştiren öğretim ve eğitim kurumlarının açılmasına ses çıkartılmamıştı. Benim Nurculuk adlı kitabımdan bir belgeyi sunmak istiyorum:
            “Hürriyet Gazetesinin 14 Kasım 1996 tarihli sayısında; Yeter Söz Milletindir köşesinde, güzel bir yazı yayınlanmıştı.15 Kasım 1996 tarihli sayısında da aynı köşede bir düzeltme ile işin aslı meydana çıkmıştı:
            “İmam-Hatip açma rekortmeni Demirel!”
            “Gazeteci Mehmet Ali Kışlalının, İmam-Hatip Liseleri konusunda Kenan evrene yönelik açıklaması üzerine, askeri dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam aradı. Sağlam, Kışlalının kendi görüşlerini yansıttığını, ama gerçeklerin böyle olmadığını söyledi. Bize verdiği tabloda en çok İmam-Hatip Lisesinin Demirel’in başbakanlıklarında açıldığı ortaya çıkıyor. Evren’in”bizim dönemimizde bir okul açtık” demesinin de doğru olmadığını belirten Sağlam, askeri dönemdeki İmam-Hatip Liseleri ile ilgili şu bilgileri verdi:                                                        
     “Elimde DİE’den derlenmiş bilgiler var. Bizim dönemlimizde imam hatip liselerinin açıldığına ilişkin gerçek şudur: 12 Eylül’den 11 Aralık 1983’e kadar görevde kaldık. 12 Eylül’e kadar 374 İmam Hatip Lisesi açılmıştı. Göreve başladığımda bir sürprizle karşılaştım; çünkü önümde geçmiş hükümetin 7.1.1980’den 9,9.l980’e kadar açma kararı verdiği 34 imam hatip lisesi daha vardı. Çoğunun temeli 1971–73 yıllarında atılmış, izin bekliyorlardı. Sayın Demirel, biz gelmeden önce bunların açılışına izin vermiş. Ancak, ben bunları ortaokul düzeyinde bıraktım, kadrolarını alarak, faaliyetlerini “durgu” hale getirdim. Olanlar biz gidince oldu. Evren’in sözünü ettiği bir imam hatip lisesi açılması da -Valinin önerisi üzerine Özal’ın yeni gelişiyle oldu. (Tabii Evren, cumhurbaşkanıydı.) Bizim dondurduğumuz 24 lisenin faaliyetine de, Özal’ın Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçerler izin verdi. Gerçek budur.”
                 “İmam-Hatip Liselerini kim açtı?”
  1951-Ali Adnan Menderes 19
1962-1963 İsmet İnönü 7                                                              
1965-1971 Süleyman Sami Demirel 46
1973-1978 S.S.Demirel, N.Erbakan, A.Türkeş 233
1978-1979 Ali Bülent Ecevit(Azınlık)  4
1979-1980 S.S.Demirel(Azınlık)     36(34+2)  
1984-1989-Turgut Özal 44
1989-1991-Yıldırım Akbulut-Yılmaz 23
1991-1992-S.S.Demirel, Erdal İnönü 12
1992-1995 Tansu Çiller 130
Toplam:583
            Süleyman Sami Demirel; Laikliğin koruyucusu olarak bir üniversitemizden onur doktoru payesini almıştı!”Osman Türkoğuz; Akla,Bilime,Dine ve insan onuruna ters bir yaklaşım:Nurculuk,s114.
            Rahmetli İsmet İnönü’nün, Tabii Senatör Osman Köksal’a” Sayın Köksal, Devlet memuriyetlerine İmam-Hatiplilerin yerleştirileceğine dair sözler geliyor.Senin kulağın deliktir,Sayın Cevdet Sunay’ı bi yokla!”Demesi üzerine Cumhurbaşkanı Emekli Orgeneral Cevdet Sunay’ın huzurlarına varan Osman Köksal,doğrudan konuyu açtığın da Cevdet Sunay birden canlanarak:”Osman,tüm devlet memuriyetlerine imam-Hatip mezunlarını getirerek,rüşvetin,hırsızlığın ve haksızlıkların önüne geçeceğiz!”Buyurur.Osman Köksal duyduklarını İsmet İnönü’ye açıkladığında;O büyük devlet adamı ellerini dizine vurarak:”Eyvah bunda da hayır yokmuş!”Diye feryat eder.
            Gericilik olanca hızı ile sürdürülürken halkımız” nasıl olsa ordumuz var!”var rehaveti içersinde her gericilik olayına dinidir gözü ile bakmıştır.Komutanlarımız da bir mali hülya içersinde yükselebilme kombinezonlarına ve nutuklarla devrimlerimizi savunma içine girmişlerdir.Mahkeme kararı olmadan türk silahlı Kuvvetlerinden subay ve astsubay kaydı silmek günlük ve olağan hale getirilmiştir.
            14 Nisan 1985 günü 9’uncu jandarma Bölge komutanlığının plan tatbikatına gelen Jandarma genel komutanı Orgeneral Mehmet Buyruk, aynen şu emri vermiştir:
            “Fırsat varken,jandarmada kalmasını istemediğiniz subay ve astsubayların dosyalarını komutanlığa gönderiniz,derhal kayıtlarını silelim!”Tüm plan tatbikatlarının senaryolarını,sorularını,yanıtlarını ve cereyan planlarını bendeniz yazmıştım.Krokilerini sair hazırlıklarını ordonat yüzbaşı İlker Yıldızca yapmıştı.Bölge komutanlığını ziyaret eden Emekli Jandarma Albayı İbrahim Aksoy,o zamanki bölge komutanına:”General olmak istiyorsanız bir subayın solcudur diye kaydının silinmesini komutanlığa öneriniz!”Bölge komutanı J.Alb.Mustafa Gürsel bu öneri üzerine Sayın İlker yıldızca’nın kaydının silinmesini ivedilikle komutanlığa teklif etmişti.Ne Yazık ki o Ağustosta da emekliye ayrılmıştı.Ondan bir sonraki Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Cevat Alpaslan’ın tüm savunmalarına karşın Sayın İlker Yıldızca’nın jandarma ile ilişiği Askeri Şura kararı üzerine kesilmişti.Sayın İlker Yıldızca şimdi Karaburun’da yaşamını sürdürmektedir.Terörle mücadelede,alan hakimiyetini yitiren önce halkın desteğini yitirir,sonra da yenilir!Eski bir J.Komando subayı Ostüzü.
            Komünistlerin acımasızlığa kurban edilen Topçu Yüzbaşısı Soljenitsin’in Çarlık Rus ordusu hakkında bir değerlendirmesi vardır:
            “Çarlık Rus ordusunda en yetenekli bir subay, bir rastlantı sonucu bir Çar generalinin asasına tutunamazsa unutulmuş bataklığında unutulur gider!”Bizde de yükselecek subayların değerlendirilmesi genelde değil de tanıdık çevre içinde gerçekleştirilmiştir.Yalan,yanlış dosyalarla ordudan kaydı silinenler,bir güç olarak kendilerini ekarte edenlerin karşısına dikilmişlerdir.Yargısız infazları yapanlar da aynı çarkın dişlileri arasında öğütülürler!
         Hemen, hemen tüm silahlı kuvvetlerde,Yunanistan,Fransa,Amerika vd.Genelkurmay başkanlığı sınıf farkı gözetilmeksizin kıdem esasına göre yapılmaktadır.Bir amiral genelkurmay başkanı olduğu gibi,bir havacı da genelkurmay başkanı olabilmektedir.Türk Silahlı kuvvetlerinde genelkurmay başkanları karacı sınıfından çıkmaktadır.Bunun tüm mahsurları ortaya çıkmıştır.Yükselme korkusu ile bildiğini söyleyememek!Karacıların genelkurmay başkanlıkları ülkemizi ve Türk Silahlı Kuvvetlerini bugünlere getirmiştir.   Sistem ivedilikle değiştirilmelidir!GENELKURMAY Başkanlarımız:
            Bütün dünya uluslarında;Havacı,Denizci ve jandarma subaylarının başlarının üstünde kendi akılları ve özgür iradeleri vardır.Tüm Karacı subayların da başlarının üstünde komutanlarının akılları ve mutlak iradeleri vardır.Denize dayalı kültürlerde demokrasi ve özgür irade erken ve sağlam olarak gelmektedir.kara kültürü de kuvveti ve gücü getirmektedir!Bir uyarı yazımı tekrar okuyalım:
                                                                                                
         OSMAN TÜRKOĞUZ                
                   osmanturkoguz@gmail.com
                   İzmir;18 Eylül 2012.
         İletme yazım:
                         Hayrette ve Dehşet içindeyim!Sivil araçla nereye Beyler!Dinarın Çölovasında eşkıyaların hüküm sürdüğü bir dönemde;yaşlı bir köylüden yardım etmesini istediğimde şu yanıtı almıştım:"Sayın Komutanım;sizler,gelip geçicisiniz.Eşkıyalarımız bizlerle kalıcı.Siz kanunu uygularsınız;eşkıyalar silahlarını kullanırlar.Size en çok bir kuzu keseriz,kalırsanız altınıza yün yatak sereriz.Eşkıyaların karılarımıza ve kızlarımıza yan bakmasına sesimiz çıkmaz.Ben,Cumhurbaşkanımızın bir ziyafetinde bulundum,en küçük eşkıyaya sunulandan çok fakirdi,kadın bile yoktu.Beni sürekli koru,her türlü yardımımı da al.Siz,daha çok gençsiniz!"
                   ALAN HÂKİMİYETİNİ YİTİRMEK=YENİLMEKTİR.
         Bölücü Terör Örgütü militanları kaç kişilik gruplar halinde dolaşıyorlarsa,mücadele de o miktar askeri güçle yapılmalıdır.Terör Bölgesinde sivil otobüsle asker nakletmek,teröre yem vermektir.Daha önce de minibüslerle korumasız 35 Askerimizin kanına girilmişti. Yalınız Muhkem karakollar kurmak;davul ve zurna ile büyük askeri güçleri mücadeleye sevk etmek zayiat vermek demektir.Önemli olan ALAN HAKİMİYETİDİR!Bendeniz,bunu 14 Nisan 1985’te;Terörle Mücadele konusunda, Konya’da oynadığımız plan tatbikatında en büyüğümüze bile /Jandarma Genel Komutanı Sayın Orgeneral Mehmet Buyruk/anlatamamıştım!Terörist dağda ise,mücadele de dağda sürdürülür.Operasyonla gidip,gelmek mücadele değildir.Alan Hakimiyetini Teröriste bırakmak,halk desteğini de yitirmektir.Bir otobüs dolusu Mehmetçiğimizi de bir teröriste yem vermektir!Saygılarımla.”Yazmış ve yayımlamıştım.
         Gelelim asıl anlatmak istediğim ibretlik konumuza:
         Avrupa’da her hangi bir otele indiğinizde önce bir soru sorarlar:”Q’elest votre nasyonalité=Milliyetiniz nedir?Dinini,mezhebini soran olmaz,isteseler de soramazlar.Bir Fransız Fransızım der.Bir İtalyan da İtalyanım der.Ortaasyadaki Türkler de Kırgızım,Türkmenim, Azeriyem der.Dinlerini söylemek ihtiyacı duymazlar.Bizdeki garipliğe ne buyurulur!Dinler,insanların iç alemlerinin bir parçasıdır ve Tanrıya ulaşma yollarıdır.Hukuk,Ahlak,Örf gibi.”Efendim,bendeniz Atatürkçüyüm ve koyu da Müslümanım!Bendeniz hem Türküm hem de Müslümanım!”Türklük tek başına bir değer taşımıyor mu!İnsanların ulusal nesepleri ilgilendirir diğer insanları.”Efendim;bendeniz her iki âlemde de Türkoğlu Türküm!”Ben,ıslah ve iflah kabul etmez bir Atatürkçüyüm!”İnancım ve inançsızlığım yalınız beni ilgilendirir!Samimi ve dürüst olmak zorundayız.Saygılarımla.
                                                                 

21 Nisan 2013 Pazar

1032/SAYIN RECEP DOĞRİ SÖLİR!






                          T.C.
            OSMAN TÜRKOĞUZ
            T:C:osmanturkoguz@gmail.com
            İzmir;21 Nisan 2013

                        SAYIN R.T.ERDOĞAN DOĞRİ SÖYLİR!
            T.C.yazılı isim levhalarının bazı Tayyiban yanlılarınca devlet kurumlarından indirilmiş olmaları üzerine, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı Sayın R.T.Erdoğan, hayretle:”Hiç haberim yok!”Buyurmuştu. Nasıl olur?Diyerek şaşkınlık içinde kalanlarımıza arz ediyorum:
            Bir kere Polis ve Çandırma; hak arayanlarla,Anayasal gösteri hakkını kullananlara lastik kaplı cop,biber gazı ve tazyikli Terkos suyu ile insan hakları dersi vermekte ve yeni suçlamalar için de ülkemizi dinlemekteler ve ayrıca da Tayyipleşmekteler.Çok meşguller.,       MİT,haber toplama,casusluğu , sabotajları ve yıkıcı faaliyetleri önleme işi dışında bir Tayyiban yan kuruluşu olarak PKK ile diz,dize ve yüz yüze oturarak Açılım işini kotarmakta.
            Sayın Bay R.T.Erdoğan Beyimiz de hiç gazete okumadıklarını övünerek ve gerinerek itiraf etmekteler.Kendi yayın kuruluşları da aynı türküyü ısrarla söylemekteler.
            CİA’DAN DA bir haber yok! Çünkü USA’NIN istekleridir indirmeler ve bindirmeler. Nereden haber alsın Sayın RTE!Sulu gözlü firari de aynı telde,bu şartlarda haber gelir mi Sayın Tayyibe!
           
           

1031/TANRILAR VE MELEKLER!



                          T.C.
                        OSMAN TÜRKOĞUZ
                        T.C.osmanturkoguz@gmail.com
                        İzmir;20 Nisan 201
                                    TANRILAR VE MELEKLER!
            Çok tanrılı dinler; tanrılarını ve meleklerini insani boyutta, iş bölümüne göre düzenlemişlerdir. Osmanlı Padişahı bile Tanrının yeryüzündeki gölgesidir!Bence yalınız kafa kesmede!Baştanrının altında tanrılar, tanrıçalar ve melekler de vardır.Öncelikle, Sümerlerden örnek vermek istiyorum.Sonra da diğer dinlerdeki Tanrı ve melek inancından ve meleklerin adlarından söz edeceğim:
            1*Anulan: Yukarıdaki büyük tanrıların atası.
            2*Enlil: Yerin, yelin ve evrensel havanın tanrısı.
            3*Ninurta(Nin Giresu):savaş tanrısı.
            4*EA(Enki):Anu’nun çocuğu, tatlı suların ve bilgeliğin tanrısı, sanat koruyucusu.
            5*Şamaş: Güneş, İstar’ın hem kocası, hem de kardeşi.EK:Anadolu’daki ana Tanrıca benzeri!
            6*Sulat: Fırtınanın ve kötü havanın habercisi.
            7*Haniş: Fırtınanın ve kötü havanın göksel habercisi.
            8*Hergal: Yeraltının ve Vebanın tanrısı.
            9*Anunnaki: Anu’nun soyundan gelen ölüm yargıçları.
            10*İştar:Bereket,aşk ve  savaş tanrısı,Anu’nun kızı.
            Mısırda da sayısız tanrı olmasına karşın,tek tanrıyı AMON-RA’YI bulan Amonofis4 bunların kullanılmasını yasaklamıştır.
            Atina’da Olimpos’ta Baştanrı Zeus’un altında birçok tanrı vardı. Ayrıca;Tanrıçalar ve Tanrı çocukları da vardı.Baştanrı Zeus son derece hovarda bir tanrı idi,Tanrıçalardan ve insanlardan 23 karısı vardı.Atina tanrılar sisteminde meleklere benzer yaratılmışlar da vardı.Bunları da genel olarak Mitolojide melekler olarak alfabetik sıra ile vermek istiyorum.eğer yerim izin verirse.Bunlar;Zeus ile Titan Tanrıça  Mnemosyne’den üretilmişlerdi.Bunlara Zeus’un Güzel  Kızları,Mousalar Museler diye de adlandırılırlardı.Bunların ayrı,ayrı hünerleri vardı.Bunlar Zeus dininin melekleri idi.Mousa,Yunanca  akıl,düşünce,yaratıcılık kavramı anlamındadır.Bunlara Tanrısal Kızlar da denilirdi.Adları ve görevleri de şöyleydi:
            1*Klıo=Tarih,
            2*Euterpe=Flüt,
            3*Thalia=Komedya,
            4*Melpomene=Trajedya,
            5*Terpsikhore=Dans,
            6*Erata=Korolu şiir,
            7*Polhynımıa=Pandomine,
            8*Urania=Gökbilimi,
            9*Kalipso:Hepisinin başları.Şarkıcı!
            Öteki çok tanrılı dinlerde bu tip yaratıklar bulunmaktadır.
            Hz. Musa dininde yedi Kadın peygamber bulunmaktadır. Hıristiyanlığa ve Müslümanlığa geçen dört büyük melek ismen de Musa dininden alınmıştır:
            1-Cebrail, Öteki çok tanrılı dinlerde bu tip yaratıklar bulunmaktadır. Peygamberler aracılığı ile Allah’ın kullarına emir ve yasaklarını bildirir.İnsanlar;Tanrı ile doğrudan bağlantı kurmaktadır!
            2-Azrail,Allah’ın ilahi emirlerine uyarak vadesi bitenlerin  canını  alır.
            3-Mikail,Rıskların yetiştirilmesinde ve dağıtılmasında ilahi emirleri uygular.
            4-İsrafil.Yeniden hayat verme fiilinde görevlidir.”Sur” adlı borusunu öttürerek kıyameti kopartmak ve ölüleri de diriltmek görevi vardır. Allah’ın hayat verme ile ilgili ilahi emirlerini uygular.Bahar aylarındaki dirilişin tecellisi verilmiştir.Bakara/İnek/Suresinin 2/177 ve 2/285’inci ayetlerinde meleklere de inanılması emredilmiş,adları ve genel sayıları bildirilmemiştir!
            Bunların yanı sıra;İslam dininde;Melekeler,Huriler,Gılmanlar da mevcuttur.Melekler,yemezler ve içmezler;insan şeklinde tecelli ettiklerinde yemek yerler ve su içerler.Bedensiz varlıklardır!Musevi dininden ve mitolojiden geçme bir inançtır.İslam inancına göre;Güneş,Ay ve yıldızların birer melaikesi olduğu gibi,her yağmur tanesi de birer melaike taşır.Kabir âleminde de Münkir ve Nekir adlı iki melaike görevlidir.Kabirde İmana ve İbadete ait sorularla mevtayı sorguya çekerler!Hz.Muhammet;bir akşam din üzerine konuşurken,Beyaz elbiseli bir yabancı gelerek din konusunda sorular sorar ve sonra da çeker gider:Hz.Muhammet yanında bulunan Ebu Bekir’e,”bu gideni tanıdınız mı?”Diye sorduğunda olumsuz yanıt alınca da:”Bu kimse Cebrail Aleyh iselamdır!”Der.
            15’inci asırda yaşamış olan Uzun Firdevsi adlı ,Arap ve Acem Ulemasının eserlerinden yararlanarak, yüzlerce meleğin isimlerini ve görevlerini “Dâvetnâme” adlı eserinde belirtmişti.Bir Türk Türkolog Bayan 1977 senesinde,Harvard Üniversitesinde bu kitabı yayınlamıştı.Bu kitaba erişmem mümkün olamadı.
            Sayın Murat Bardakçının,bu kitaptan yararlanarak, 08Ağustos 2012 tarihli Haber Türk gazetesinde yayınlanan bir yazısından hangi meleklerin ne görev yaptığını da öğrenmiş bulunmaktayız: Bu ilginç yazıyı özetleyerek bilgilerinize sunmak istiyorum:
            “Hangi meleklerin ne görev yaptığı bu “melekler albümü’nde yazılı!”
            “Bir 15.yüzyıl bilgini olan Uzun Firdevsî,”Dâvetnâme” isimli kitabında yüzlerce meleğin isimlerini yazıyor,özelliklerini anlatıyor ve çizimlerini de veriyor!Melekler,Firdevsî’ye göre dört gurup altında toplanıyorlar:İnsanlara,hayvanlara, Vahşi Hayvanlara ve Uçabilen yaratıklara yardım etmekle görevli olanlar…”
            “Sayıları fazladır!””Daha başka melekler de vardır.İnsanların omuzlarında sevap ve günahlarını yazanlar,kabirde sorgu yapan Münkir’le Nekir,cennetin kapıcısı Rıbvan,bazı kitaplarda isimleri geçen Harut’la Marut gibi…”Edebiyatçılarla Minyatürcüler,geçmişte meleklere bir hayli rağbet göstermişlerdir.Fiziksel özelliklerinden tutun da ,gökte mekan tuttukları yerlere kadar,bütün detaylarıyla anlatmışlardır.Uzun Firdevsî de bu edebiyatçılardan biridir ve “Dâvetnâme” adındaki kitabı,baştan sona meleklerle,hatta cinler,periler ve onların resimleriyle doludur.”
            “Omuz Melekleri!”
            “Uzun Firdevsî,meleklerin her zaman için iyi niyetli olduklarını ve insanlara yardım için ellerinden geleni yaptıklarını yazar.Ek:Ne ile yazarlar ve hangi dilde ve hangi alfabe ile?Helaya da insanlarla bir mi girerler!Arada bir müjde verdiği de olur.Mesela anlattığına göre insanların sağ omzundaki  iyilik melekleri ,sol omuzda bulunan ve günahları yazmakla görevli meleğe emir verme yetkisine sahiptir.Bu yetkisini,kötü niyetleri yedi saat geçmeden yazdırmamakla kullanır!”Sebebi,kulun tevbe ederek kötü düşüncelerinden vazgeçme ihtimalinin bulunması  ve boşu boşuna günah yazmanın önüne geçme isteğidir!”Uzun Firdevsî’nin melek ve şeytan çizimleri de renkli olarak vardır!
                        Musevilikte Melek Kavramı:
           
Melekler,insanlara görünmeden Allah tarafından verilmiş olan ilahi emirleri yerine getirmekle görevlendirilmiş bedensiz varlıklardır.Yemezler ve içmezler.Ancak,insanlar arasına insana benzer olarak karıştıklarında yerler ve içerler.Melek adları şöyledir:
Mihael,Gavriel,Rafael,Uriel, ölüm meleğiMalakh Hamaevet,
                       
Hıristiyanlıkta Melekler.
Latince Melek=Angelus. Anjelia Joli’yi unutmayalım!

Lilith; Hz.Ademle birlikte yaratıldığı için Hz. Ademe şiddetle karşı koyar.Yahudi inancına göre de çocukları öldürmek için geceleri ifrit olur.Lohusa kadınlar geceleri yalınız bırakılmaz,çocuğa ait bezler de geceleyin dışarıya asılmazdı.Lilith Hz.Ademin ilk eşidir!
Lucifer;gün yıldızı,Sabah Yıldızı.Latince Lucifer,ışık getiren sabah yıldızına Venüs adı verilmiştir.Daha önceleri Şeytan olarak kabul edilirdi.
Mitolojide de adları ve etkinlikleri yazılmış melekler vardır.Eğitim sistemimiz bu dünyadan öteki âleme kaydırıldığından,belki de çocuklarınıza ev ödevi olarak melakut âlemi verilebilir!Mitolojiden evrensel dinlere de geçen meleklerin,mitolojideki adlarını  veriyorum.
 

A’DAN  Z’YE Melekler,Sayın UTKUÇAKIR

Ağustos 31, 2011

Mitolojide bir sürü melek yer alır. Bunların isimleri bilmeyenler için;
A
A’albiel – Archangel Michael’ın bir yardımcısı.
Abel – Cennete inen ruhlar Abel tarafından sorgulanır. 12 Yüce Güç’ten biridir. 4.Cennet’in meleği.
Achaiah – Sabırın ve doğanın meleği.
Af Bri – Yağmuru kontrol eden melek.
Aftiel – Alacakaranlık meleği.
Akatriel- Esrar meleği yargılanan suçluların cezalarını o ilan ederdi.
Ambriel – İnsanların özgürlüklerini korur onun sayesinde düşündüğümüz şeyleri rahat söyleyebiliriz.
Anael – Yaratılan 7 melekten bir tanesi. Baş Meleklerin (Archangel) Prensi Venüs’ü yönetirdi. 2.cennet meleğidir ve dünyadaki krallıkları o yönetirdi.
Anafiel – Merkabah’in Baş Meleği.
Ashriel – Ölenlerin ruhlarını bedenden ayıran melek.
Azrael – Ölüm meleği. ”Hiç durmadan büyük bir kitaba insanların doğumlarını yazan ve öldükleri zaman silen melek.”
B
Baabiel – Cabala’da birinci cennette görev alan melek.
Bahram – Zafer meleği.
Baradiel – 7 cennetin prenslerinden biri. 3.cennet meleği olan Baradiel yeryüzünü yöneten prenslerin en ”büyük güzel harika ve onurlusuydu.’
Baraqyal – Ölümlü kadınlarla beraber olmak icin cenneti terkeden meleklerden bir tanesi. Bazı kaynaklarda Baraqyal 200 Düşen Melekler (fallen angels) listesinde yer almıştır.
Barbiel – Bir Ekim meleği.
Barkiel – Işık meleği bazı yerlerde Uriel olarak da geçer.
Bethor – Güçlü bir melek Jüpiter’i yönetirdi.
Black Angels – [Kara Melekler] Özellikle İslam kültüründe ”Fallen Angels”[Düşen Melekler] anl***** gelir.
Blinded Angels – Seytan icin kullanılan bir terim.
Blaef – Hava ve rüzgârın bir Cuma meleği.
Boel – 7 melekten bir tanesi 1.cennette görev alıyordu. Dünyanın 4 köşesinin anahtarları onda gizliydi. Ayrıca Satürn’ü yönetirdi.
C
Calliel – 2.Cennette görev alan meleklerden biri.
Camael – En büyük meleklerden biri güzelliği neşeyi mutluluğu barışı temsil eder. Ona dua edenleri ödüllendirirdi.
Cassiel – Cumartesi’nin meleği. 7.cennetin yöneticisi.
Chaldkydri – Baş Melekler ve güneşin uçan elementleri. 12 Kanatları var ve güneşe yükseldikçe şarkı söylerler. 4.Cennette Anka kuşları ve bunun gibi cennet yaratıklarıyla görev alırlar. Tuhaf ama olağan üstü güzel bu yaratıkların altları aslana üstlerininse timsaha benziyordu kanatları rengârenk kartal kanatlarıydı. Archangel Gabriel’in yönetimi altında çalışırlar Eden’in bahçesini korurlardı.
Cheriour – Yaptığı korkunç bir suç sonunda cezalandırılmış melek.
Chosniel – Yalvarılmanın sonucunda birinin kalbinin açmasına neden olan melek.
Colopatiron – Yüreğimizdeki ekonomik psikolojik ve her türlü sıkıntıların hapishanesini açan melek.
Cupra – En büyük ışık meleği.
D
Dalquiel – 3.Cennetin 3 meleğinden biri.
Damael – Bir Salı günü meleği 5.Cennette görev alıyordu.
Dark Angel – Esrarlı bir yaratık neredeyse melek denilebilir İbrani’lerin reisi Jacob ile güreşti. Bu gönderilen meleğin kim olduğu konusunda karışıklıklar var. Olabilecekler Michael Uriel Chamuel Peniel ve :-):-):-):-)tron. Ayrıca Dark Angel(Kara Melek)’ların kutsal ruhlar olduğu da söyleniyor.
Angels of Darkness (Karanlık Melekler) – Karanlık Prensi ile eş tutulan korku dolu bir melek. Satan Lucifer ve ya Belial’ın Karanlık Melekler olduğu söylenir.
Death Angel – Tarih boyunca dünyanın her yerinde bulunan Seytan Melekleri Fallen Angel’larla karıştırılmalarına karşılık Tanrı’nın en sadakatli hizmetkârlarından biridir. Bebriel :-):-):-):-)tron Sammael Adriel Azrael ve Hemah ölüm melekleridir.
Derdekea – Güçlü yeryüzündeki insanların duaları üzerine yere inen dişi melek.
Dina – Dünya yaratıldığı zaman Dina insanlara 70 farklı dili konuşmayı öğretti.
Djibril – İnanç meleği.
Djin – Archangel Gabriel’in yardımcısı. Ateşin Kralı saçları ateşten olan çok iri yapılı olan bir melekti.
Duma – Mısır’da sessizlik meleği. Bazı yerlerde Fallen Angel olarak geçer.EK:Rus meclisinin alt kanadının da adıdır!
E
Eden – Adam ve Eve’in cennetten kovulmadan önce yaşadıkları yer.
Eheres – Öfkenin çıkarılması için dua edilen melek.
El Auria – Ateş meleği.
Elders – Tanrı’nın tahtının çevresinde oturan 24 melek grubu. Bu melekler Tanrı’nın en kıdemli yardımcılarıydılar.
Elimiel – Ay meleği.
Eloa – İsa’nın bir gözyaşından doğduğu söylenen melek.
Emmanuel – İsimsiz meleklere verilen genel ad.
Erelim – En cesur meleklerden biri.
Esme – Nazik ve cana yakın bir koruma meleği.
Eth – Güçlü bir melek ”her şeyin zamanında olacağını” insanlara anlatır.
Eurabatres – Bir Venüs meleği.
Exael – Kutsal kitapta anlatılan 10 kutsal melekten biri. Cennetten dünyada yaşamak istediği için düşmüştür.
F
Fabriel – 4.cennette görev alan bir melek.
Famiel – Bir Cuma meleği.
Forneus – Cennetten düşmesinden önce Tanrı’nın çok sadık bir hizmetkarıydı. Düştükten sonra yeraltının prensi oldu.
Fraciel – 5.Cennetin bir Salı meleği.
Framoch – Gecenin 7.saatinin meleği.
Friagne – 5.cennetin bir Salı meleği.
Fromzon – Gecenin 3.saatinin meleği.
G
Gaap – Cennetten düşen meleklerden biri şuan cehennemde görev alıyor.
Gadiel – En kutsal meleklerden biri.
Gadreel – Azazel gibi Gadreel de insanlara savaşı ve silahları tanıştırdı.
Gamsiel – Narcoriel’e hizmet veren gecenin 8.saatinin meleği.
Garfiel – 5.cennetin koruyucularından biri.
Gaviel – Gargatel ve Tariel ile beraber yaz mevsiminin 3 meleğinden biri olarak görev alır.
Geburah ve ya Geburael – Tanrı’nın sol kolu olan meleklerden bir tanesi.
Gedemel – Hagiel’in komutasında Venüs’de görev alan bir melek.
Gehegiel – 6.cennetin koruyucularından biri.
Germael – Tanrı tarafından dünyaya Adem’i topraktan yaratmak için gönderilen melek. Bu görev ayrıca Gabriel’e de verilmiştir.
Grigori “izleyiciler” – Tanrı’nın emirlerine karşı geldikleri için cezalandırılan yeryüzünde insanlarla beraber yaşayan dev boyutlarında melekler.
K
Kabniel – Aptallığı önleyen bir melek.
Karoz – Raporcu melekler.
Katzfiel – 6.cenneti kılıcıyla koruyan prenslerden biri.
Kyriel – Ay gezegeninin 28 konağını koruyan 28 meleklerden bir tanesi.
L
Labezerin – Başarı meleği.
Lazai – Ateşten kurtulmaya yardımcı olan bir melek.
Leliel – Gecenin efendilerinden biri.
Lepha – Sembollerin ve işaretlerin meleği.
Logos – En yaşlı melek.
M EK:Zeus mitolojisinde başlangıçtaki sözdür!
Madan – Merkur’un yöneticilerinden biri.
Mael – Su elementini yöneten Baş Meleklerden biri.
Maktiel – Ağaçları yöneten bir melek.
Manakel – Su hayvanlarının meleği.
Manu – Kader meleği.
Melioth – Cennet ve yeryüzünde yolculuk eden 9 melekten biri.
Memuneh – Rüya ve hayaller meleği.
Michael – İnanış yardımseverlik ve bu gibi erdemleri taşıyan bir Baş Melek. Ayrıca uykusuzluk meleğidir. Bu melek savaş sırasında Tanrı’nın sağ kolu olmuş Satan ve güçlerini bozguna uğratmıştır.
Mordad – Ölüm meleklerinden biri.
Munkir and Nakir – Islamiyet’e göre insanları mezarlarında sorgulayan melekler. Ancak aniden ölenleri ziyaret ederler. Cehenneme ve ya cennete gidip gitmeyeceklerine karar verirler.
Murmur – Düşen bir melek.
N
Nahaliel – Irmakların meleği.
Narsinha – Yarısı insan gibi olan diğer yarısı ise aslana benzeyen ruh.
Neria – “Tanrı’nın ışığı”
Nisroc – Özgürlüğü temsil eden kartal biçiminde simgelenmiş melek.
O
Och – Güneşin meleği.
Oertha – Kuzey meleği.
Omophorus – Dünyayı omzunda bir atlas gibi taşır insanlara yön gösterir.
Onayepheton – Tanrı’nın ölüleri diriltip yeniden hayata döndürmesinde görev alan ruh.
Oriares – Kış mevsiminin meleklerinden biri.
Otheos – Hazinelerin bulunmasını sağlayan kutsal ruh.
Ouestucati – Deniz rüzgârını estiren bir dişi melek.
Oumriel – 4.cennette görev alan bir melek.
P
Penat – 3.cennette görev alan bir cuma günü meleği.
Pendroz – 7.saatin meleklerinden biri.
Phaldor – Kehanetlerin meleği.
Phul – Gezegen Ay’ın efendisi.
Presnostix – Gecenin 6.saatinin meleği.
Pruel – Güney Rüzgârının kapılarını koruyan meleklerden biri.
Psychopompoi – Ölümden sonra ruhlara cennetteki ikametgâhlarına kadar refakat eden koruyucu melek. Michael Elijah ve Sandalphon Psychopompoi’lerden bazılarıdır.
Q
Qadosch – Mürekkep ve renkler ile çağırılan bir ruh.
Qafsiel – Gezegen Ay’ın hükümdarlarından olan bir melek. 7.cennet koridorunun koruyucusu. Eski İbranilerde Qafsiel düşmanlara karşı büyüyü kuşun kanıyla yazar ve güvercinin ayağına ya da kanadına bağlayarak uçmasına izin verirdi. Eğer güvercin uçarsa bu büyünün tuttuğu ve o düşmanın da uzaklara uçtuğu anl***** gelirdi.
Quelamia – İlk cennetin 7 tahtının hükümdarlarından biri.
R
Ra’asiel X – Dini Ayinler sırasında çağırılan melek.
Radueriel (Vretil) – Cennetin kayıt tutan meleği kutsal ilahilerin başı ve kendinden zayıf olan meleklerin yaratıcısıdır. Bütün şiir meleklerinin ve ilham perilerinin ustasıdır Yüce Meleklerin arasında eşsiz bir yere sahiptir.
Rahdar – Kardeşi Phakiel’in de yardımıyla Yengec burcunu yönetir.
Rain – Su ve yağmurun melekleri isimlerini tekrar, tekrar söyleyince gelirlerdi; ” Mathariel Ridia Matriel “. Suyun kutsallığına inananlara yardımcı olurlar. Ayrıca bu meleklere reankarnasyon (yeniden doğuş) için de dua edilirdi.
Ramona – Cermenler’de bilgen olan bir dişi koruyucu.
Rampel – Bir dağa tırmandığımız ve ya en basitinden dağa gözümüzü kaydırdığımızda bile bize yakın olan melek.
Raphael – Cennetin prenslerinden ve Güneş’in koruyucularından biri. Bu Baş Melegin bütün canlılara karşı iyileştirme gücü vardır. Raphael neşe aşk merhamet ve mucizeleri temsil eder. İnsanları dua etmeye teşvik eder. Yolculuğa çıkmış kişilerin arkasını kollar. Ayrıca Raphael bilimsel yönlerden de insanları cesaretlendirir.
Raziel (Galizur) – Gizem ve sır dünyasının meleği.
Rehel – Dine karşı olanlar ile savaşan bir melek.
Risnuch – İnsanların tarım ve tarlaları için dua ettikleri melek.
Rochel – Kayıp eşyaları bulan melek.
Rusvon – Müslümanlara göre cennetin anahtarlarının olduğu melek.
S
Sachluph – Bitkilerin meleği.
Sahaqiel – Gökyüzü meleği.
Salilus – Mühürlü kapıları açan bir melek. Ayrıca günün 7.saatinin bir meleğidir.
Sam Hii (Shom Hii) – Kuzey Yıldızı’nın hükümdarlarından biri. İsmi “Hayatın Yaratılısı” anl***** gelir.
Samandiriel – Hayal gücünün meleği bize geniş bir hayal gücüne sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu ve bu şekilde birçok şeyi gerçeğe dönüştürebileceğimizi gösterir.
Sangrariel – Cennetin kapılarını koruyan meleklerden biri.
Schrewneil – Güzel bir anıyı hatırlayınca çağırılan melek.
Sebhael – Bir kişinin kötü ve iyi davranışlarının yazıldığı kitaptan sorumlu olan ruh.
Sedim – Kötü ruhların çıkarılmasında yardımcı olan ruhlar.
Seheiah – Ateş ve hastalığa karşı direnç sağlayan melek.
Shamshiel – Gün ışığı meleği.
Shateiel – Sessizliğin meleği.
Shekinah – Kurtuluş ve özgürlüğün bir dişi meleği. Her zaman insanlara yakın olur onları doğru söylemeye iter. Bazıları onun Tanrı’nın feminen tarafı olduğunu söyler.
Shetel – Tanrı’nın Âdem’e hizmet etmesi için görevlendirdigi 3 melekten biri. Görevlerinden biri etini pişirmek ve şarabını soğutmaktı. (Fallen: o ne bee?)
Sizajasel – Bir Yay burcu meleği.
Sofiel – Ölü ve canlı ruhların kayıtlarının tutulduğu kitaptan sorumlu bir meleksel yaratık.
Sphener – Hastalık iblisi Mardero ile savaşması icin çağırılan bir kutsal ruh.
Strateia – Cennetteki yıldızların düşmesini sağlayabileceği söylenen bir meleksel yaratık.
Sui’el – Yeryüzünde olan depremler üzerinde güç sahibi olan melek.
Suriel – Aynı Raphael gibi Suriel de cennetin prenslerinden biri ve iyileştirme gücü olan bir melektir. Olüm meleklerinden ve Yüce Baş Melek’lerden bir tanesidir çağırıldığı zaman bir öküz şeklinde belirebilir.
T
Tablibik – Erdemlerinden bir tanesi çekicilik olan melek.
Taharial – Aklımızı netleştirmemize ve düşüncelerimizi temizlememize yardımcı olan melek.
Talia – Cennetin damlası melek anl***** gelir.
Tarot – Zaman meleği. Beyazlar içinde başında halesi ve alevli kanatlarıyla dünya ve cennet arasında bir yerlerde durur.
Trsiel – Nehirlerin hükümdarı olan bir melek.                        
Tsaphiel – Ay Gezegeninde görev alan bir melek.
Tzadiqel – Jüpiter Gezegenini perşembe günlerinde yöneten melek.
Tzadkiel – İlahi adaletin meleği.
U
Uriel – Edebiyat ve muziğin ustası en kötü hayal kırıklıklarımızın en güzel dualara dönüşmesini sağlar.
Urpaniel – Kötü ruh ve şeytan çıkarmayı sağlayan bir melek.
Uzziel – Merhamet meleği.
V
Valoel – Barışı sağlayan melekler.
Vassago – Kadınların en gizli sırlarını bile bulabilen melek.
Vesta – Kutsal Ateş’in meleği.
Y
Yekahel – Merkur Gezegeninin meleklerinden biri.
Yephiel – Kötü ruhlara karşı koruma sağlayan melek.
Yrouel – Korku meleği hamilelik sırasında kadınları korur.
Yurkemi – Kendisine diz çökülen bir melek.
Z                                                                        
Zachriel – Anı ve hatıraların meleği.
Zafrire – Gün boyunca gezinen ruhlar.
Zagzagel (Wisdom) – Bilgelik meleği 4.cennetin en büyük koruyucusu.
Zahariel (Brightness) – Ayartma ve şeytana uyma gibi günahlara engel olmamızı sağlayan melek.
Zaliel – 5.cennette görev alan bir Salı günü meleği.
Zazel – Asiel ile birlikte ani ölüme karşı insanları korur.
Zizuph – Esrar ve gizem dolu olayları çözmeye yarayan melek!

 


İzleyiciler

Blog Arşivi