22 Eylül 2012 Cumartesi

813- YAPILANLAR, ABESLE İŞTİGAL MİDİR?




         OSMAN TÜRKOĞUZ
         osmanturkoguz@gmail.com
         İzmir; 21 Eylül 2012.

  YAPILANLAR, ABESLE İŞTİGAL MİDİR?                                                                                                   
YOO! HAYIR: AKLA, İLİME, ULUSAL VE TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜMÜZE SALDIRIDIR!
“O Katırın hesabı mutlaka sorulacaktır!” İdris Naim Şahin, İç İşleri Bakanı. PKK’lıların öldürdüğü katır üzerine beyanatı!
“Her şey nasip işi. Şehitlik te, Gazilik te, uzun yaşamak ta, Genç yaşta Şehit olmak ta nasip işidir!” Aynı Politikacımız!
Anladık, her şey Tanrısal emrin eseriyse, Katırınızın ölümünün hesabı neden Tanrıdan mı sorulacak! Katırın öldürülmesi bir nasip işi neden değildir?
Bir gecede parmak kaldırarak maaşlarınızı 19.000TL’YE,emekli maaşlarınızı da 5.000Tl’YE çıkartmak; hak aramak için gösteri haklarını kullananları coplamak, biber gazı ve tazyikli su ile karşılamak ve yerlerde sürüklemek Nasip mi oluyor? A
Hizmet yapacağı yere, ölümüne, sivil otobüsle gönderilen Türk Askerinin cenazesi de AKP iktidarını yapmış olduğu duble yollar üzerinden sivil minibüslerle baba ocağına kolayca gönderilmektedir. Myanmar’a ağlamaya giden Majesteleri Türkiye Cumhuriyetinin uçakları ile gitmektedir. Türkiye Cumhuriyetinin uçakları Devlet Büyüklerimizin! Çocucuklarının düğünlerine bol hediye gelsin diye, Arap Emirliklerine düğün davetiyesi götürmektedir. Namazdan Tören alanına da helikopterlerimiz BÜYYÜK Devlet Adamlarımızı! Taşımaktadır
  Parçaları birleştirirseniz, meydana çıkan görüntüden gerçeği daha iyi görürsünüz. İnsan bünyesi ve aklı her gün dozacı artırılan zehiri bile kabul etmektedir.
         1-Polis Teşkilatı ve MİT, Fethullah Gülen ile ortak olarak, ele geçirilmiştir. Mit’in başına Emekli bir Astsubay geçirilmiştir. Sonuca varmak için bu normal bir davranıştır. Rus İhtilalinde de Lenin, Genelkurmay Başkanlığına bir Astsubay getirmişti. Ancak; Ünlü Eğitimci A.J.Comnenus(1529/1571) başka türlü konuşmuştur:”Yedi yaşına kadar verilmiş olan bilgilerle şekillenmiş
 Olan karakter ve kişiliği, değiştirmek ve silmek mümkün değildir!”MİT Başkanımız, CİA Başkanı Çuvalcı Orgeneral ile bir masaya da oturtulmuştur. Tahtravellide, bütün yükler hafif tarafa akar! MİT Başkanımızın Ağabeyleri de Fethullah Gülen’in sırdaşı ve danışmanıdır.
         2-Sayın Recep Tayip Erdoğan Beyimiz, Başsavcılığını ilan etmekle Adalet mekanizmamızı da ele geçirmiştir.
         3-19.000TL,Maaş,5000TL emekli maaşı ve çok sayıdaki suç dosyaları ile Milletvekillerinin ağızları kapatılarak parmakları konuşur duruma getirilmiştir.
         4-Hayali suç dosyaları yaratılarak, hayali suçlamalar ve emre müheyya adalet sistemi ile tüm kahramanlar ve bilim ve sanat adamları esir kamplarına doldurulmuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri en güçlü komutanlarını yitirerek Recep Tayip Bey karşısında Eğik selamlamaya sokulmuştur.
         5-Kahramanlar Hain; Hainler de Kahraman haline sokulmuştur.
         6-Üniter ve Laik Devlet yapımız çökertilmiştir. Üniter ulus yapımız ve toprak bütünlüğümüz parçalanmıştır. Türklüğümüz ve Türk Bayrağı kovuşturma konusu haline sokulmuştur. Tüm Devlet kurum ve kuruluşlarımız Recep Tayyib Erdoğan’ın sultası altına sokulmuştur.
         7-Ulusal Bayramlar, Bayrağımız aşağılanmıştır. Atatürk devrimine ve çağdaşlaşmaya alenen saldırılar ve iftiralar kampanya haline dönüştürülmüştür.
         8-Atatürk’ün makamına AKP’NİN Noteri sıfatını alan bir partili oturtulmuştur. Beğenmedikleri Asker anayasasının hükümlerini Atatürk Devrimi ve çağdaşlaşma aleyhinde kullanmaktadırlar.
         Görünen köyün özelliklerini saymaya ne gerek vardır!
            Amerika Birleşik Devletlerinin Milli Güvenlik Siyaseti Belgesinde iki önemli konu vardır, bizleri bugünkü karmaşaya ve dağınıklığa iten. Burasını iyi okuyup, aklımızı da başımıza almazsak yarın için de çok geç kalmış olacağımızı şimdiden söyleyebilirim:
            1*“21’inci yüz yılda; hiçbir ülke ya da ülkeler topluluğuna STRATEJİK GÜÇ OLMA İZNİ VERİLMEYECEKTİR!”
2*”Bu hedefin sağlanması için önleyici güç kullanımı da dâhil her yola başvurulacaktır.”
Amerika Birleşik Devletleri’nin, Türkiye toprakları üzerinde ÜÇ temel, ÜÇ’Ü DE mümkünse ulaşılabilir nitelikte hedefleri vardır:
“1-Büyük İsrail’in oluşturulması,
“2-Büyük Ermenistan’ın oluşturulması,
            “3-Büyük Kürdistan’ın oluşturulması.
            Daha uzun vadede:
            A-İstanbul merkezli Büyük Ortodoks devletinin kurulması,
            B-Pontus Rum ve Yunan devletinin kurulması,
            C-Konya merkezli HİLAFET devletinin kurulması!
                                   Çok önemli bir haber:
            “Ankara-Cumhuriyet Bürosu.”
            “Vali ve kaymakamlar Amerika Birleşik Devletlerine eyalet uygulaması stajına gittiler.”
            “İş İşleri Bakanlığı Strateji geliştirme Başkanlığı bünyesinde, Amerikan yönetim sistemini görmek ve uygulamaları incelemek amacıyla 35 Kaymakam ve Vali Muavini, 1,5 aylık kurs için Amerika Birleşik Devletlerine gittiler.”
            Gezi heyetinin başkanı Kadir Çakır:”Öğrendiklerimizi en iyi şekilde uygulayacağız!” Dedi.
             Başkomutan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mareşal Gazi Mustafa Kemal’in,06 Mart 1922 tarihinde Türkiye büyük Millet Meclisi Kürsüsünden tüm dünyaya seslenmişti:
                        Efendiler,”
            “Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlandırılmıştır. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Hâlbuki hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.”Gazi Mustafa Kemal.
            Sayın RTE’NİN, Amerikan Başkanı tarafından gözden çıkarılacağını sanan, Kürt kökenli ve Musa Arter’in çok yakını bir AKPELİ Büyük BİR POLİTİKACI tarafından:--Cüneyt Zapsu BİM mağazalarının Eski sahiplerinden, Eşi de Erkeklerin ön saflarında namaz kılmaya başlayan ilk kadınımız!----
            “Sayın RTE’Yİ delikten aşağıya süpüreceğinize O’NU kullanmalısınız!”Dediği, yazılı ve dahi sözlü basınımıza yansıtılmıştı!
            BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş:”Türkiye (25) eyalete bölünmeli, her eyaletin de özel güvenlik güçleri olmalı!”Dediğin de Türkiye Halkı ayağa kalkmış ve sessizce de yerine oturmuştu. Bunun bir anlaşmanın ifadesi olduğuna inanan var mıydı?
            İyi okumalıyız ve de uyanmalıyız; senelerce önce Sayın Recep Tayyib Erdoğan Bey bakınız ne buyurmuştu:
            “TÜRKİYEYİ EYALETLERE BÖLMEK LÂZIM. MERKEZİ YÖNETİMİN BİR TAKIM YETKİLERİ BUNLARA VERİLMELİDİR. BELEDİYE BAŞKANLARI DA BU KONUDA EN YETKİLİ OLMALIDIR. O BÖLGELERDEKİ HER TÜRLÜ EĞİTİM DE BUNLARA BIRAKILMALIDIR!”Buz dağının görünmeyen kısmı buradadır Sayın Seyircilerimiz.”Bu parça;”Bölerek Parçalamak” adlı yazımdan alınmıştır.
                 Amerika Birleşik Devletleri Federal yapıda bir devlettir. Federe devletlerden oluşan Federal yapıda bir devlettir. Federe devletler, Maliye, Dış politika ve Silahlı Kuvvetler yönünden Federal devlete bağımlıdır.
                  Yasama Organı, Temsilciler Meclisi ve Senato’dan oluşmaktadır. Federatif sistemle yönetilen devletlerin yasama organında çift meclis şarttır.1960’ta bu hataya düştük!
                   A-Federe Devletler, nüfus yoğunluğuna bakılmaksızın iki Senatör seçerler. Bunlar, Amerikan Kongresini oluşturur.
                   B-Federe devletlerin nüfus yoğunluğuna göre seçilen Temsilciler Meclisi 435 üyeden oluşmaktadır.
                   09 Temmuz 1961 tarihinde kabul edilen 334 sayılı Anayasamıza göre de Türkiye Cumhuriyeti yasama Meclisi iki meclisten oluşmaktaydı:
                    1*111.MİLLET MECLİSİ:
                            MADDE-“67,(1801)Millet Meclisi, genel oyla seçilen dört yüz elli milletvekilinden kuruludur.
                       
                       2*1V.CUMHURİYET SENATOSU:
                          a)KURULUŞ:
                           MADDE–70,Cumhuriyet Senatosu, genel oyla seçilen yüz elli üye ile Cumhurbaşkanınca seçilen on beş üyeden kuruludur.
                          13 Aralık 1960 tarihli ve 157 sayılı Kanunun altında adları bulunan Milli Birlik Komitesi başkanı ve üyeleri ile eski Cumhurbaşkanları, yaş kaydı gözetilmeksizin Cumhuriyet Senatosunun tabiî üyesidirler. Tabiî üyeler, Cumhuriyet Senatosunun diğer üyelerinin tabi oldukları hükümlere tabidirler. Ancak, haklarında, bu Anayasa’nın 73’üncü maddesinin 1’inci ve 2’inci fıkraları ve 10’uncu geçici maddesinin 1’inci fıkrası hükümleri uygulanmaz. Tabiî üye olarak Cumhuriyet Senatosuna katıldıktan sonra bir siyasi partiye girenlerin tabiî üyelik sıfatı, partiye girişlerinden sonraki ilk Cumhuriyet Senatoluğu üyeliği seçimi tarihinde sona erer.”
                            12 Eylül’den sonra; Bölge Valiliği Kanunu çıkartılmıştır. Jandarma Bölge Komutanlıklarının sayısı ve yerleşme yerlerinin durumu buna göre düzenlenmiştir. Bölge Valiliklerinin tehlikesi ortaya atıldığından, 2911 Sayılı Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununda, Bölge Valiliği yetkisinin İç İşleri Bakanlığınca kullanılacağı vurgulanmıştı.
                              Daha sonra da Turgut Özal zamanında; Anadolu’nun Doğusunda ve Güneydoğusundaki sekiz ilde “Olağanüstü Hâl Bölge Valiliği, “19 Temmuz 1987 tarihinde uygulanmaya konulmuştur. Diyarbakır, Hakkâri, Siirt, Van’da sıkıyönetim kaldırılınca olağan üstü hâl uygulamasına geçilmiştir. Bu uygulama da 30 Kasım 2002’de kaldırılmıştır.
                                Yazılı ve sözlü basınımıza yansıyan çok önemli bir haber var. Kandil’de ve Sair yerlerde PKK ile müzakerelerde bulunan MİT mensupları bir maddede anlaşamamışlar: PKK,”Özel Güvenlik Güçleri Kurmak” isteminde diretmiş! Bu ne demek oluyor! Tüm PKK’LI Hainleri Türkiye Cumhuriyeti’nin yasal Kürk gücü olarak tanıyacak!
                                 Yeni Anayasada; Türk Milleti tanımı bulunmayacaktır:”Ulusal Kurtuluş Savaşını yapan Türkiye Halkına Türk Milleti denir!”Tanımı ve Yasak çizgilere de yer verilmeyecektir. Amerikanın ve Tarikatların ve Türk ve Türklük düşmanlarının arzu ve istekleri doğrultusunda; üniter yapımıza ters bir anayasa yazılacaktır. Türk Milletinin kanı ile yazdığı anayasa yerine mürekkeple yazılan bir anayasa geçecektir. Maaşa bağlı olarak yalınız el kaldırmakla görev yapan bu Milletvekillerinin hazırlamış olduğu anayasa bir siyasi partinin anayasası olacaktır. Usulen seçilecek bir Kurucu Meclis te—Assemble Constitityonel-- emirle yazılmış olan bu anayasaya meşruiyet kazandıramayacaktır. Bölünmeler ve çatışmalar körüklenecek, sert bir müdahale ortamı yaratılarak dış güçlerin müdahalesi sağlanacaktır. Diğer Müslüman ülkelerdeki eylemler Türkiye’de de uygulanacaktır. Tutuklamaların tek amacı halkı ve çağdaşları korku tüneline sokarak bu anayasayı gözleri kapalı onaylatmaya yöneliktir. Sonra da bir genel afla tüm hainler serbest bırakılacak, İftira ve ayak oyunları ile Silivri ve Hasdal Üsera Kampına doldurulmuş olan masum kahramanlarımız da bu vatan hainleri ile aynı teraziye konulacaktır. Olaylar bizi bu kötü sonuca götürmektedir, saygılarımla.”Mürekkeple yazılan anayasayı, başka birisi geldiğinde silerek, DAHİLİ VE HARİCİ BEDHAHLARIN”İSTEMİ ÜZERİNE,  BAŞKA RENK mürekkeple YENİ BİR anayasa olarak yazar!
Başkaca nasıl anlatsam
                                   
      

İzleyiciler

Blog Arşivi