4 Temmuz 2012 Çarşamba

757/PATRİK GRİGORYOS'UN MEKTUBU!

      OSMAN TÜRKOĞUZ
      Çeşmealtı;04 Temmuz 2012.

           UYGULAMAYA KONULAN MASLUP PATRİK                                GRİGORYOS’UN MEKTUBU!

      “Türklere zorla hiçbir şeyi kabul ettiremezsiniz. Üzerinize Panter gibi atlarlar ve sizi parçalarlar.Türklerin güzellikle kabul etmeyecekleri hiçbir şey de yoktur!”Bir İtalyan Profesörü.
           CONSTANTİNOPOLİS  EKÜMENİK  PATRİKHANESİ

  Fener Rum Patrikhanesinin önünden geçen caddenin adı Sadrazam Benderli Ali Paşa caddesidir. Bu caddeye bakan ve 22 Nisan 1821’den beri kapalı duran kapının adı da ”Kin ve İntikam kapısıdır!”.Bu kapı; burada bir Türk Sadrazamı asılmadan açılmamak üzere kapatılmıştır.
      Rahmetli Benderli Ali Paşa,26 Mart 1821–30 Nisan 1821 tarihleri arasında Sadrazamlık görevinde bulunmuştur. Mora’da Rum ayaklanması, bir kasabada bir Rum Papazının kışkırtması ile 10.000 Türk’ün öldürülmesiyle başlamıştı.
Şiddetle sadrazamlık görevine başlayan Rahmetli Benderli Ali Paşa,Rum Patriği 1’inci Grigorios’u huzuruna çağırtarak:
      “Bir Fahişenin fuhuşundan haberi olan sen bu isyandan nasıl habersiz olursun?” Deyu sorgulamıştır.
Grigorios:
      “Sadrazam Paşa Hazretleri, ben 90 yaşında bunak bir ihtiyarım. bunu ancak 12’ler bilir!” Dediyse de Sadrazam Paşa’nın emri ile Patrikhanenin orta kapısına asılarak idam edilmiştir.
Sultan İkinci Mahmut, Ali Paşayı Sedaretten uzaklaştırarak Kıbrıs’a sürmüş/30 Nisan 1821/ ve Kıbrıs’ta idam ettirmiştir.
Bu en son idam edilen 44’üncü Osmanlı Sadrazamı olmuştur. Neden sonra da,Kin Ve İntikam kapısının önünden geçen caddeye Sadrazamın adı verilmiştir.
      Patrik Birinci Gregoryüs’ün Rus Çarı Birinci Aleksandr’a/23 Aralık 1777/01Aralık 1825/ gönderdiği mektup, Patrik Yermanos tarafından Çarlık Rusya’nın İstanbul Büyük Elçisi General İğnatiyef’e gösterilir ve böylece de asılan Patriğin ihaneti gün yüzüne çıkmış olur.
        “Osmanlı Döneminde İstanbul’da Görevli Patrik Gregorios’un Rus Çarına Mektubu:
“Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak mümkün değildir. Çünkü Türkler çok sabırlı ve dayanıklı insanlardır. Gayet gururludurlar ve izzet-i nefis sahibidirler. Bu özellikleri de; dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, geleneklerinin kuvvetinden, padişahlarına, komutanlarına, büyüklerine olan itaat duygularından gelmektedir.
Türkler zekidir ve kendilerini müspet yolda sevk ve idare edecek reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gayet kanaatkârdırlar. Onların bu üstünlükleri, hatta kahramanlık ve bahadırlık duyguları, geleneklerine olan bağlılıktan, ahlâklarının sağlamlığından gelmektedir.
Türklerde önce itaat duygusunu kırmak ve manevî bağları yok etmek ve dine dayanma güçlerini zaafa uğratmak gerekir. Bunun da en kısa yolu, millî ve manevî geleneklerine uymayan dış fikirleri ve davranışlara onlara alıştırmaktır.
Türkler dış yardımı reddederler, haysiyet duyguları buna engeldir. Velev ki geçici bir süre için görünüşte kuvvet ve kudret verse de, Türkleri dış yardıma alıştırmak gerekir.
Maneviyatları sarsıldığı gün, Türkleri kendilerinden şeklen çok kalabalık ve görünüşte egemen güçler önünde zafere götüren asıl kudretleri sarsılacak ve maddî araçların üstünlüğü ile onları yıkmak mümkün olacaktır.
Bu nedenle, Osmanlı Devletini tasfiye için soyut olarak harp meydanlarında zafer kazanmak yeterli değildir ve hatta sadece bu yolda yürümek Türklerin haysiyet ve vakarını tahrik edeceğinden, gerçeklere ulaşmalarına neden olabilir. Yapılacak olan, Türklere bir şey hissettirmeden bünyelerindeki bu yıkımı tamamlamaktır.”
      Türk’ü, Türklüğü ve Türk geleneklerini yıkmak iç ve dış düşmanlarımızın işbirliği ile başlamış olup aynen sürdürülmektedir. Bu Patriğin mektubu dikkatlice okunarak günümüzde de nasıl uygulanmakta olduğu iyice anlaşılmalıdır.
      Osmanlı devleti,1838 Balta Limanı Ticaret Anlaşması ile sömürgeler statüsüne kendiliğinden sokulmuştu. Kırım savaşı nedeniyle de ilk borçlanmaya başlanılmıştır.1881 Muharrem Kararnamesiyle de Osmanlı devleti iflasını ilan etmiştir.
      Türkiye Cumhuriyeti,1954 senesine kadar Osmanlının Düyun’u umumiye borçlarını ödemişti. Sağ iktidarlar yeniden Türkiye Cumhuriyetini borç batağına sürüklemişlerdir. Ünlü Süleyman Demirel de:”Borç yiğidin kamçısıdır!”Masalı ile borçlanmamızı kamçılamıştır.
      Fransız Devriminden sonra tüm toplumlar uluslaşma sürecine girdikleri halde, Osmanlı Türk’ü Ümmetçilik batağına sürüklemiştir.”Türkî Basiti” karşılığı “Kavm’i Necip’i Arap” olmuştur.
      Türk; Mustafa Kemal ile Türklüğünü, Tarihini ve dilini bularak dünyaya meydan okumuştur.
      Sevr Anlaşmasının 62’inci maddesi bugün uygulamaya konulmuştur.”Osmanlı Devleti; Kürtlerle meskûn olan bölgelerde bir sene sonra yapılacak plebisitin sonuçlarını şimdiden kabul eder!”Sevr Anlaşmasının mali hükümleri okunmalıdır:”İngiliz; Fransız ve İtalyan delegelerinden oluşacak komisyon, Osmanlı Bütçe kanununu hazırlar. Kanun kabul edilse bile bu komisyon bazı maddelerini uygulanmasını men edebilir!”
      Günümüzdeki uygulamalara bir bakmalıyız: Türk, Türklük, Türkçe ve Türk tarihi gölgeye çekilmiştir. Öz benliğine kavuşturulan Türkçe yerine Kelime salatası Osmanlıca konulmuştur. Arabın soygun gaza ve gazveleri tarih olarak önümüze konulmuştur. Vatan, Millet ve İslam Dini Haini Norslu Sait’in doğum yeri olan Nors köyünün adı Nursi olarak değiştirilmiştir. Tüm kahramanlarımız hain, tüm hainlerimiz de kahraman ilan edilmiştir. Vatan haini İskilipli Atıf isimli yobaz adına anıtlar inşa edilmiştir. Yüce İslam dini aldatma aracına dönüştürülmüştür. Patriğin Rus Çarına yazmış olduğu Ünlü Mektup, Türk Milleti üzerinde aynen ve kesintisiz olarak uygulanmaktadır. Bölgesel farklılıklardan uluslar yaratılırken, Türk ulusu da Ümmet olarak geri plana itilmektedir. Kan uykusuna yatırılan Türk toplumuna da dizi filmler izlettirilmektedir.
Haydi hayırlısı. Mektubun bu bölümü dikkatle uygulanmaktadır.
      Türkler zekidir ve kendilerini müspet yolda sevk ve idare edecek reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gayet kanaatkârdırlar. Onların bu üstünlükleri, hatta kahramanlık ve bahadırlık duyguları, geleneklerine olan bağlılıktan, ahlâklarının sağlamlığından gelmektedir!”
Hâlâ anlayamadınız mı oynanan oyunu…

İzleyiciler

Blog Arşivi