1 Nisan 2012 Pazar

666- ALLAH KELİMESİ VE 19 RAKAMI!


         OSMAN TÜRKOĞUZ
         osmanturkoguz@gmail.com
         İzmir; 25 Mart 2012.                 
ALLAH KELİMESİ VE 19 RAKAMI!
“İnsan Tanrı’ya ne denli muhtaçsa, Tanrı da insana o denli muhtaçtır; zira dünya yüzünde Tanrı’yı algılayan tek varlık insandır!” Muhittin Arabî
“Dünyayı aradan kaldırırsanız gece ve gündüz farkı kalktığı gibi; Tanrı ve Kul farkı da ortadan kalkar!” Muhittin Arabî, Hikmetlerin Özü. Fusüsu’l Hikem.
Allah kelimesi Arapça olmayıp, İLOH, ELOH, İLAH ve ALLAH olarak kullanıldığı söylenmektedir. Müslümanlıktan önce de Güney Arabistan’daki küçük bir Arap kabilesinin putunun adının da ALLAH olduğunu bilmekteyiz.
Türkçemizde ÇALAP ve Tengri’den Tanrı olarak kullanılmıştır.” Gönül Çalabın tahtı!” Yalvaç ta Peygamber demektir. Ostüzü.

      İnsanoğulları maymunsuluktan çıktığı mağara kovuklarında, doğal olayların korkusunu hayvani bir alışkanlıkla karşılamaktan kurtularak, nedenselliğini aramaya başlamışlardır. Onlar, sürüler halinde dolaşan av hayvanlarını, mağara grupları ile avlamaktaydılar. Hayvanların ve durup, dururken tüm canlıların ve insanların ölümleri, ormanların kendiliğinden yanmaları, yıldırımların düşmeleri, şimşeklerin çakmaları, dev gibi ağaçların rüzgâr tarafından devrilmeleri onları metafiziğe sevk etmişti. Görünmez güçlerin varlığına inanmışlardı. Yangınları, yıldırımları ve su baskınlarını önleyebilmek için bu görünmez gizli güç sahiplerine adaklar adamak ve kurbanlar kesmek fikri, insanlara kendi kurtuluşları için, egemen olmuştu.
En kıymetli şeyleri olan insanları kurban etmek.
Aztekler, her sene 20.000 tutsak erkeğin göğüslerini keskin granit bıçaklarla açarak kalplerini çıkartarak Tüylü Yılan Quatzequatıl’a kurban ederlerdi.
İnsanlarda doğaüstü güçlere korkmak egemendi.
Müslüman olduktan sonra bile; Mısır’da Nil nehrinin taşmaması için Genç Kızlar kurban edilirdi.
         Ortadoğu’da; sonraları, insanların akılları ve anlayışları geliştikçe ve insanlar doğanın düzenini öğrendikçe insan kurban etme yerini yenmekte olan uysal hayvanları kurban etmeye bırakmıştı.
Hz. İbrahim, oğlu İsmail ve Gökten gözleri bağlı bir koçun kurban edilmek üzere yere indirilmesi bir dini motif olarak inanç sahiplerine sunulmuştu.
Hz. İbrahim; Efrahim ve Abraham! MÖ:2000’li yıllarda yaşamış bir Sümer vatandaşıydı.
Sümerler de doğa olaylarında çok önemli bilgilere sahip olmuşlardı.
Yağmurlar Gökten yağdığı, Şimşekler de Gökten yere indiği için, Göklerde oturan görünmez bir gücün varlığına inanılmış, bu inancı pekiştirmek için de, oğlu İsmail’i kurban edecek olan Hz. İbrahim’in önüne Gökten bir koç yollanmıştı.
Neden yandaki sürüden değil de Gökten sorusu, Gökteki görünmez güç sahibini kızdırmamak için, Fransız Papaz Jean Mesliére gelene kadar da bu konular hiç Sorgulanmamıştır!
Rahmetli Papaz Jean Mesliére,--15 Haziran 1664—17 Haziran 1729’da ölmüştür.—Ölümünden sonra yayımlanmak üzere üç suret olarak hazırlamış olduğu “Le Bon Sens—Aklı Selim—adlı eserinde bu inancı sorgulamıştır. ”Elinizi boş yere yukarıya açmayın, yukarıdan yere inen şey, yerden yükselenlerin dönüşüdür. Ne varsa yerde varır. Bir Hahamın Yahudileri, bir İmamın da Müslümanları aldattığı gibi elli sene sizleri aldattım!” Diyerek itirafta bulunmuştur.
         Çeşitli toplumlar bilgi derecelerine göre Tanrılar Panteon’unu yaratmış, insanların organizyonunu tanrıların katına da uygulamıştır.
         Tanrıların katlarının en üstünde, toplumun en üstündeki Krala benzer bir tanrı oturtulmuştur. Somut tanrı kavramından soyut Tanrı kavramına geçildiğinde Zeus’a yüklenen tüm olağanüstülükler de aynen soyut Tanrıya yüklenmiştir. Zeus, nasıl kırar,dökerse Soyut Tanrı da aynen öyle düşünülmüştür.Soyut Tanrı da insan gibi kızar,sevinir ve şiddetle de öfkelenerek insanlardan öç alır.Kutuptaki yabanıllara Somon Balığını da O yollar.İnsan davranışı nedeniyle de yaratmış olduğu felaketlerde tüm masum canlılar da telef olurlar.Nuh Tufanı insanların azgınlıkları üzerine dünyadaki sekiz insan dışındaki tüm canlıları da yok etmiştir.Ama ne var ki dünyada 30 ana gurup kan gurubu taşıyan dört renk grubunda milyonlarca insan vardır. 
 Her toplumdaki adları ne olursa olsun,en tepedeki bu tanrı  bu tanrı baştanrıdır.
Hititler, egemenlikleri altına aldıkları toplumların ve federelerinin tanrılarına hiç karışmamışlardır. Bu nedenle Hititlere ”1000 tanrılı” devlet denilmektedir.
İlkel insanlarca; İnsanın umup ta yapamadığı istekleri tanrılara mal edilmiştir.
Baştanrı Zeus’un 23 karısı vardır. Buna karşın, bir kuğu şekline giren Zeus, bir gölde yüzmekte olan Isparta Kıralı Tyndareus’un eşi Leda’nın—Lada-- ırzına geçmiştir.
Bunun mermer yontusu Floransa müzesindedir. Bu yontunun fotoğrafını getirtmeme karşın yitirmekle de çok üzülmüştüm.
Sonunda Hürriyet gazetesinin dergi ekinde, 28 Eylül 2005’te bu resim yayımlanmıştır.
Zeus’un dokuz adet Musa’sı yani melaikesi vardır. Tevrat’ta da Hz. Süleyman’ın—Salamon—700 nikâhlı karısının ve de 300 cariyesinin olduğundan övünçle söz edilmektedir.
İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in de 24 eşinin adlarını dahi bilmekteyiz. Kuranı Kerim’de bir erkeğin evlenebileceği nikâhlı eş sayısının dört ile sınırlaması var iken, egemenler bu sınırlamanın dışına çıkmışlardır.
         Dünya’da ilk defa tek tanrı kavramını, bu inancı nedeniyle, çıkarları ve halkı sömürmeleri önlenen din adamlarınca sopalanarak öldürülmüştür. Öldürüldüğünde de henüz 18 yaşında olduğu saptanmıştır ”IV’NÜCÜ Amonofis öldürüldükten sonra; Rahipler, eskisi gibi muskalar yazmalarına ve para karşılığı kişileri cennete yollamalarına devam etmiştir. Bu gelenek, Hıristiyanlıkta Vatikan’ın cennetten arsa satması olarak sürdürülmüştür.
Endelijans! İslam’da da cennet Müslüman erkeklerin maslahatlarına bağlanmıştır.
“        Babasının ölümünden sonra genç yaştaki IV. Amonofis, büyük bir baskıya maruz kaldı. Bu baskının sebebi, geleneksel çok tanrılı Mısır dinini değiştirerek tek tanrı inancına dayalı bir din getirmiş olması ve her alanda köklü değişikliklere girişmesiydi.
Tahta çıktıktan 5 sene sonra kendisinde çok büyük bir manevi değişiklik hâsıl oldu. İlahin Bir, isminin ise Aton olduğunu halkına ilan etti. Tapınaklardaki bütün putların kırılmasını, duvarlardaki tanrı (!) isimlerinin kazınmasını emretti.
Ameophis (İmparatorluk tanrısı Amus razı olsun) olan adını Akheneton (Aton'un hadimi, yani hizmetkârı) olarak değiştirdi. Akheneton'un inandığı ve halkının da inanmasını istediği İlah, kendi ifadesine göre, yalnız Mısırlıların değil, bütün insanların, bütün kâinatın Yaratıcısı idi. Güneş'i, Ay'ı, yıldızları yaratan "O" idi.
Akheneton’un Tek Tanrı'ya yazdığı şiir, şöyledir:
Tanrı uludur, birdir, tektir.
Ondan başkası yoktur.
Bir tanedir,
O'dur her varlığı yaratan
Bir ruhtur Tanrı, görünmeyen bir ruh.
Ta başlangıçta vardı Tanrı,
Tek varlıktı o.
Hiç bir şey yokken o vardı.
Her şeyi o yarattı (...)
Ezelden beri süregelen varlığı,
Ebediyete kadar sürecek,
Gizlidir Tanrı, kimse görmemiştir onu.
İnsanlara ve yarattıklarına sır kalır her zaman [10]” Bu dua tüm semavi dinlerde de aynen tekrarlanmaktadır.
Putperestlikle mücadelesinde çok kararlı olan Akheneton, Karnak’taki Amon tapınağını kapattı. Yerine GEMATON (Aton'u bulduk) adında başka bir mabet inşâ ettirdi. Akheneton’un kendisinin iman ettiği ve halkının da iman etmesini istediği ilâh, yalnızca Mısır halkının ilâhı değil, bütün insanlığın ilâhıydı.
Bütün evrenin yaratıcısıydı Güneş'i ve Ay'ı da O yaratmıştı. İlâh'ın Bir, isminin ise Aton olduğunu halkına ilan etti.
Tapınaklardaki bütün putların kırılmasını, duvarlardaki tanrı (!) isimlerinin kazınmasını emretti.
Ameophis (İmparatorluk tanrısı Amus razı olsun) olan adını Akheneton - İslamiyet'teki Abdullah adı gibi - Aton'un hadimi, yani hizmetkârı) olarak değiştirdi. Akheneton'un inandığı ve halkının da inanmasını istediği İlah, kendi ifadesine göre, yalnız Mısırlıların değil, bütün insanların, bütün kâinatın Yaratıcısıydı. Güneş'i, Ay'ı, yıldızları yaratan "O" idi. Akheneton, bir şiirinde Rabbine şöyle sesleniyordu:
“Aton… Gündüz gibi ışıklı Aton.
Gözlerimiz sana bakıyor. Seni görüyor sana karşı.
Sen, benim kalbimdesin.
Fakat [onlar,] seni tanımak istemiyorlar.
Sadece ben, senin kulun Akheneton, Seni tanıyorum.
Onlara araştırma gücü ver!
Senin gücün, senin planın, sonsuzdur.
Dünya Sana ait ve Senin.
Çünkü onu Sen yarattın.”
Bir başka şiirinde de şöyle der:
“Senin nurunla bütün yollar açılır.
Balığın suda zıplaması, Sen'dendir.
Senin nurun, ruhların kalbine nüfuz eder...” [11]
Ancak Teb önde gelenleri bu dini tebliğ etmesine müsaade etmediler. IV. Amenofis ve ahalisi Teb şehrinden uzaklaşarak Tell El-Amarna'ya yerleştiler.
Burada "Akh-en-aton" adında yeni ve modern bir şehir inşa ettiler. IV. Amenofis de "Amon'un Hoşnutluğu" anlamına gelen adını, Akh-en-aton yani "Aton'a Boyun Eğen" olarak değiştirdi. Amon, çok tanrılı Mısır dininde en büyük toteme verilen isimdi. Aton ise, Amenofis'e göre "göklerin ve yerin yaratıcısı" idi ki bu sıfatla Allah'ı kast etmiş olması kuvvetle muhtemeldir.[10]
Ancak bu tek tanrı fikri biraz karışıktır. Zira Akheneton’un tek tanrı olarak ortaya attığı düşüncede tanrı, güneş diski ile sembolize edilmektedir.
Âdem aleyhisselamdan beridir, İslam'ın hiçbir versiyonunda yaratıcı sembolik de olsa resmedilmemiştir.
Güneş merkezli bu tek tanrı fikri ilahi orijinli değil tamamen Atonhotep'e ait bir fikirdir. Peki, bu fikre nereden kapılmıştı. Bunun cevabını biraz gerilerde, Hazret-i Yusuf'un yaşadığı Hiksoslar döneminde bulabiliriz: Bilindiği gibi Hiksoslar---İkisuslar-- Mısır'ın yerlisi olmayan insanlardır. Mısır'ı işgal ettiklerinde, yerlilere ait tüm tapınakları yerle bir ederler. "Amon Rahipleri" topluluğunu da dağıtırlar. Ancak, değişik Asyalı topluluklardan oluştukları için belirli bir dinleri yoktur.
Hazret-i Yusuf, işte bu dönemde Mısır'da yöneticilik yapmış ve insanları tek olan Allah'a davet etmişti.
İslamiyet'in halk arasında yayılması ve devletçe de kabul görmesi Amon rahiplerinin gücünü tamamen sıfırlamıştı. Hiksoslar Mısır'dan çıkarıldıklarında Amon rahipleri eski statülerine kavuşurlar. Tapınaklar elden geçirilip yeniden inşa edilir. Dahası, eskisinden de kuvvetli bir şekilde devlet yönetiminde söz sahibi olurlar. Bu durumun, Mısır'daki yönetici tabakayı rahatsız etmesi kaçınılmazdır.
Firavun Akheneton döneminde yönetici tabaka ile Amon rahipleri arasındaki bağlar kopar. Firavun, Amon tapınağının gücünü kırmak için Hiksoslar dönemindeki inanç sisteminin bir benzerini getirmek ister. Bu sistemin kendi kontrolünde olması için bütün kaideleri Hazret-i Yusuf'un şeriatından adapte ederek yeni bir din kurar.[12]
Bu dönüşüm, kısmen güncel muhalefetin etkisinden ve özellikle Amon rahiplerinin girişimleriyle ayaklanan alt sınıfların baskısından kaçma amacını taşıyor olabilir.
Yeni başkent, Teb'in 500 kilometre kuzeyindedir ve daha önce hiçbir Tanrı ya da Tanrıça'ya adanmamış bâkir topraklardan kurulmuştur. Aton'un Ufku anlamını taşıyan "Akh-et-Aton" şehri, Amon rahiplerine karşı girişilen mücadelenin merkezî rolünü üstlenecektir.[11]
Akheneton, yüzyıllar boyu eski Mısır'ın başkenti olan, Amon kültürünün de merkezi sayılan, Karnak tapınağının bulunduğu [13] Teb'i bırakarak 300 km. kuzeydeki El-Amarna'da yeni bir başkent yaptırır. Buraya Aton'un ufku anlamına gelen “Akhetaton” adı verilir. Asıl Aton tapınağı, oraya inşa edilir ve firavun da onun başrahibi olur.[6]
Akheneton, firavunların halka benimsettirdiği resmî din, eski ve geleneksel olan her şeye katıksız bir bağlılığı zorunlu kılıyordu. Oysa Akheneton, resmî dini benimsemiyordu. Tarihçi Ernest Gombrich, şöyle yazıyor:
"Eski geleneğin kutsadığı birçok alışkanlığı kaldırıp, halkının, garip bir biçimde betimlenmiş sayısız tanrısına saygı göstermek istemedi. Onun için tek bir yüce tanrı vardı, o da Aton'du. Aton'a taptı ve onu güneş biçiminde imgeleştirtti. Öteki tanrıların rahiplerinin etkisinden korunmak için, sarayını bugünkü El-Amarna'ya taşıdı." [11]
Yeni başkente taşınılır taşınılmaz; Teb, başkent niteliğini kaybetmiştir. Akheneton, mücadelesinde bir adım dahi geri adım atmayarak, Aton dışındaki Mısır ilâhlarının isimlerini abidelerin üzerinden sildirmeye girişir ki, babası Amen-hotep'in de bu politikalardan kaçamadığı gözükür. Teb, Uzun süre sonra bu dönemde ilk kez önemini yitirmiştir. Çünkü Akheneton, aynı zamanda Amon'un şehrinden de nefret etmekte, onu Tağut'un / kâfirliğin sembolü olarak görmektedir.Bu sıfat;Müslüman Yobazlarınca da”Tagut’u Dalalet”olarak kullanılmaktadır.
Kralın eylemlerinin meşruiyeti, mitoslarla desteklenmiştir. Anlatılardan çıkardığımız ölçüde; Aton kültü, henüz Akheneton’un doğuşundan önce, ailesi tarafından tertip edilen bir ritüelle gerçekleşmiştir. Babası, Akheneton henüz doğmadan yaptırmış olduğu sunî bir göl içinde, altın ile yaldızlanmış bir kayığı dolaştırmış, bu kayığın ismine de Teye, "Aton" ismini vermişti...
Spekülasyonu biraz daha ileriye götürecek olursak, anne ve babanın, Amon-Re rahiplerinin nüfuzundaki güçlenmeden rahatsızlık duyarak, iktidarı "kendilerinin mutlak hâkimiyetine" dönüştürebilme gayretlerinden dolayı oğullarını genç yaşta güçlü bir eğitime tabi tuttukları söylenebilir.[11]
Mısır'da IV. Amenhotep M.Ö. 1375 yılında firavun olarak tahta çıkınca, o ana kadar kilden ve tahtadan yapılmış yüzlerce mahalli ilahlarla birlikte Amon- Ra gibi İsis Osiris gibi yüce ilahların yanında Aton sadece bir ilahtı.
EK: Amenhotep’in doğum ve ölüm tarihlerindeki ihtilaf giderilememiştir. Kanımca Hz. Musa’dan önde olması gerekir. Hz. Musa tek tanrı fikrini bu genç Firavundan almış olmalıdır! Ancak III. Amenhotep zamanında güneş ilahı Aton'a tapınma, Mısırlıların gözde ilahı Amon’a kıyasla öne çıkmış bir haldeydi. Tıpkı Yahve gibi insanlardan uzak kalmış tek başına yalnız bir Tanrı olarak Aton, diğer Mısır ilahları arasından öne geçip sıyrılmış olmakla; aslında cinsiyetsiz tektanrı tipinin Yahve'den önce ilk örneğini oluşturmuştur.
İlahın ruhunu bedeninde taşıdığı için kendini yaşayan ilah olarak gören ve yüce ilah Ra'nın göğü yönettiği gibi yeryüzüne hükmettiğine iman edilen tüm firavunların, siyasi iktidarlarının meşruiyet dayanağı olan ilahlarla olan soy bağını kırmaya teşebbüs etmekle Aton; firavunlar ile Amon-Ra rahipleri arasındaki ruhani uluhiyet bağı da kopmuş olacaktı. Oysa bütün firavunlar, Amon-Ra rahiplerinin itinayla yetiştirdikleri öğrencileri olmuş, her haliyle ruhunu ölümden sonraki yargılamaya hazırlayan ve ilahla karşılaşarak yeniden dirilmeyi arzulayan nefis terbiyecileri haline gelmişlerdi.[14]”
Aton dinince yasaklanmış eylemlerden birkaçını şimdi burada açıklarsak... Efsane, sihir ve büyüyle ilgili her şeyin bu dinin kapsamı dışında tutulduğudur. Bir başka nokta, güneş tanrısının tasvirinde Aton dininin izlediği yoldur; güneş tanrısı artık eskisi gibi küçük bir piramit ve şahinle değil, adeta nesnel diye niteleyebileceğimiz bir tutuma başvurularak bir yuvarlakla belirtilmekte, yuvarlaktan dört bir yana saçılan ışınlar insan elleriyle son bulmaktadır.
Ölüm tanrısı Osiris'ten ve ölüler ülkesinden Aton dininde tek kelimeyle söz açılmaz. ... Bu da Aton dininin bir halk dinine ne kadar karşıt nitelik taşıdığını açıkça ortaya kor.
Amenhotep bu kadarla kalmamış, bunun çok ötesine taşan bir eyleme başvurmuştur. Aton dinine birtakım yeni öğeler katmış, ancak bu öğelerledir ki evrensel tanrı öğretisi gerçek tektanrılığa dönüşmüştür; bu öğe de Tanrının tekliği ve biricikliği düşüncesidir. ...
“Ey biricik Tanrım! Senden başka tanrı yoktur!”.
Yeni öğretiye ilişkin bir değer yargısına varırken, bu öğretinin yalnız yapılmasını istediği olumlu şeyleri bilmek yetmez, yasaklayıp lanetlediği eylemleri de tanımak nerdeyse aynı ölçüde önemlidir. Yeni dinin...
Bir çırpıda dört başı mamur olarak dünyaya gözlerini açtığını sanmak bir yanılgıdır. Elde bulunan kanıtlar, bu dinin Amenhotep'in saltanatı döneminde yavaş, yavaş güçlendiğini ve giderek daha büyük bir açıklığa, tutarlığa, katılığa ve hoşgörüsüzlüğe ulaştığını göstermektedir. Devrimci firavun, kötü gözle bakılıp aşağılanan Tanrının adını yalnız kendi adından değil, ne kadar yazıt varsa hepsinden, hatta babası Amenhotep III.'ün bile adından silip atmıştır.[15]
Bu ani ve köklü değişiklik karmaşaya yol açtı ve Mısır uluslararası nüfuzunu kısmen yitirdi. Bu durum Ahenaton'un ardılı olan oğlu Tutankhamon'un, Teb'deki Amon -Ra'nın ve diğer tanrıların rahiplerini yeniden kazanmasına kadar sürdü.[1]
Akheneton, Mitanni kralının karısı ile evlendi. Güzelliği ve zarafetinden dolayı karısına da Nefertiti adı verildi. Ama tek tanrılı din anlayışı, Mısır tarihinde pek uzun sürmedi.[4] Başlangıçta halkın büyük desteğini alan firavun, Amon rahiplerin yanında olan soylular ve Aton kültünün giderlerinin artmasıyla tepkisi artan halkın isyanlarıyla karşılaşır.[6]
Şurası bir gerçektir ki, bir firavunun bir anda tüm tanrıları - özellikle de Amon'u - reddedip Aton'u yüceltmesi, Mısır için gerçekten gerek gündelik hayatta, gerek siyasî açıdan büyük bir şok olmuştur. Bu, aynı zamanda cesaretli bir harekettir. Çünkü Akheneton, inancını kabul ettirirken o dönemde büyük güç sahibi Amon rahiplerini boyun eğdirebilmiştir. Zamanın kaynakları, Aton dinini getirdikleri için ilâhların (!) onlara ceza verip erkek çocuğu vermediğini firavunun da ilâhları simgeleyen putları yıktırıp hepsinin yerine Aton kültürünü getirdiğini belirtirler. Yani ilâhların (!) verdiği cezaya isyan eden firavun, onların varlıklarını da reddediyor. Sonuçta Nefertiti'ye verilen ceza, onu çok derin bir üzüntüye ve mutsuzluğa sevk etmiştir.[11]
Akheneton’un tek bir tanrıya inanması, halkını tedirgin etmişti. Özellikle Akheneton’un düşmanları, onun eski firavunlar kadar güçlü olmayı amaçladığına ve artık büyük ölçüde rahiplerin eline geçmiş olan dinsel gücü yeniden kazanmaya çalıştığına inanıyorlardı. Onlara göre tek bir tanrıya tapmak çok, yanlıştı. Teb'de bir isyan çıktı; ama ordu, bastırdı.[11] Yeterince askeriye önem vermediğinden hakları ellerinden alınan ruhbanlar Akheneton`a karşı koydular.[16] Akheneton, TEB'DEN ayrılıp göç etmesine karşın, TEB rahipleri tarafından öldürüldü.[13] Firavunun ölmesi ile Amon Rahipleri, halkı baskı ile çok tanrılı dine geri döndürdüler.[4]                                 
 Michael Drosnin, Edip Yüksel ya da Serkan Tekin isimlerini duymamış olabilirsiniz belki ama Ömer Çelakıl adı size çokta yabancı gelmeyecektir. Popüler kaynanamız Semra Hanım kadar olmasa da, hemen her “tartışma” programında boy gösterip gaipten haber veren Tıp öğrencisi Çelakıl, muhakkak ki televizyonunuzun içinden size de seslenecek zaman bulabilmiştir. Anılan isimler Tevrat’ta ve Kuran’da şifreler olduğunu, matematiği kullanarak bunu çözdüklerini iddia eden ve bu konuda kitaplar yazan “araştırmacılardı.
İzinsiz göstericilerden bir matematikçi olup ta konuya uzak kalmamız ayıp kaçardı. Bizde ayıp olsun istemedik. Öncelikle serin ve derin bir halde konuyu anlatalım istedik. Böyle bir konuda İzinsiz Göstericilere yorum yapmanın saçmalığını düşünerek de bu işten kaçındık.

İtalyan matematikçi ve yazar Girolamo Kardano tarafından bulunmuştur. Metod şöyle çalışır; bir kâğıt yaprak üzerinde belirli aralıklarla delikler açarak ‘Kardano kalıbı‘oluşturulur. Kalıp boş kâğıt yaprağı üzerine yerleştirilir ve şifreli mesaj her harf bir deliğe konulacak şekilde yazılır. Daha sonra kalıp kaldırılarak şifreli mesajın harfleri arasındaki boşluklar, anlamlı bir metin elde edilebilecek şekilde harflerle doldurulur. Böylece, şifrelenmiş mesaj bir yazılı metnin arasına sıkıştırılmış olur. İletinin ulaştırılacağı tarafta aynı Kardano kalıbı bulunduğundan şifrenin çözülmesi de oldukça kolaydır.
Cumhuriyet gazetesi yazarı İlhan Selçuk 1980 döneminde tutuklu bulunduğu sürede benzer bir yöntem kullanarak, ailesine, gazeteye ve arkadaşlarına şifreli mektuplar yazdığı bilinmektedir. İlhan Selçuk yazdığı mektuplarda her noktadan sonra 7. sırada sakladığı harflerle, iletmek istediği yazıları cezaevi yönetiminden geçmesini sağlıyor ve dışarıya haber ilete biliyordu.

Şifreleme, günümüzde matematiğin uygulama alanlarından biridir ve daha çok istihbarat alanında (çoğunlukla da askeri birimler tarafından) kullanılır.
steye 32 daha az tanınmış isim eklediler. Sonrasında İsrail’deki Bar-Ilan Üniversitesinden Tarih Profesörü S. Havlin’in yardımı ile buldukları isimleri bu isimlerin doğum ve/veya ölüm tarihlerini metinlerde araştırdılar. Buldukları sonuçların yeterince ikna edici olduğunu düşünen yazarlar makalelerini Stat istical Science dergisine sunuyorlardı. Makale, Matematiksel İstatistikler Enstitüsü’ne bağlı bir Amerikan dergisi olan Statistical Science [2 ]dergisinde yayınlandı. Derginin editörü, Carnegie-Mellon Üniversitesi’nden Robert E. Kass, önsöz niteliğindeki bir notta şöyle diyordu: “Bilirkişilerimiz şaşırmışlardı: Önceki inanışlarına göre, Tekvin Kitabı’nda günümüz modern bireylerine yönelik anlamlı göndermeler bulunamazdı. Ancak deneyin sahipleri ek analiz ve kontrolleri tamamladıklarında, sonuç değişmedi.”
TevratŞifresiNedir?
WRR’NİN kullandığı yöntem basit bir şifreleme idi. Bütün noktalama işaretlerinden ve cümleler arası boşluklardan arındırılmış Tevrat metni 304, 805 harflik tek bir satırmış gibi kabul ediliyor – efsaneye göre Musa Tevrat’ı Tanrıdan öyle almıştı- ve bu metin üzerinde eşit aralıklarda atlanılarak “istenilen” kelimeler bulunuyordu. Harfler arasında hangi oranda “atlanılacağını” belirleyen şey, “anlamlı” harf dizinleri oluşturma çabası oluyordu. Bu uzun satırda bazı isimlerin bulunması için çok uzun aralıklar atlanması gerekebiliyordu. Mesela bütün bir Eski Ahit'te bir tek defa kodlanmış bulunan Yitzhak Rabin ismi 4772'şer harf atlanarak bulunmuştu.

İbrani’ce bir Tekvin kitabını alın. Eğer ilk T harfinden sonra 49 harf atlarsanız 50. harf bir O, yeniden 49 harf atladığınızda 50. harf R, sonraki 50. harfte bir H bulacaksınız. Bu harfler size İbrani’ce sözcüğü, TORAH, verecektir. Eşit Aralıklı Harf Dizini (EAHD), ya da İngilizce yazılımı ile Equidistant Letter Sequences (ELS), kısaca budur.
Birkaç Örnek: Semavi Kitaplar Tanrının Kelamı olarak kabul edilir ve saygı duyulur. Bu Tanrı kelamının anlamını harflere sayılar vererek çözmek bir kere akla ve mantığa uygun değildir. Her harfe neye göre sayısal ve karakter belirleyici değeri nasıl vermektedir insanoğlu! Hicri 1X ve V’inci asırda, Bağdat’ta “İhvanı sefa ve Hullanı vefa” adlı gizli bir cemiyet 50 cilt ansiklopedi yayımlamış ve Kuranı Kerimi içsel olarak yorumlamıştır. Bunlara Batıniler denilir:”  “Her zahirin bir batini olduğunu ve Kur'anı Kerim ile Hadislerin, ancak, tevil ile anlaşıla­bileceğini” savunan fırkalara, dini inanç gruplarına, toptan verilen isimdir.                                                                                                                                      Bademi yemekten murat kabuğunu kırmaktır. Bunun gibi Kuran sözlerinin içselliğini bulmak gerekir!”İnancını yaymışlardır. Sonra da, İran’da “Hurufilik” inancı yayılmış, Fatih Sultan Mehmet’i bile etkilemişti. Onlar için 7 rakamı anahtar sayılmıştır: Fatiha Suresinin 7 ayeti ve insanın suratındaki yedi noktaya işaret etmişlerdir. Kuranı Kerim ayetleri Ebcet hesabına, CİFR’E, göre sayısal olarak açıklama yolunu tutmuşlardır. Cifr, Bir oğlağın işkembesi demektir. Sözde; Allah’ın sırlarının yazılı olduğu”Levhimahfuz’daki bilgiler, bir oğlağın işkembesine yazılarak, Hz.Musa’dan Hz. Ali’ye oradan da Sait’i Norsi’ye gelmişmiş! Ruh hastası ve dinimize ve dilimize ve ulusal bütünlüğümüze düşman Sait’i Norsi de ebcet hesabı ile kendisinin Kuranı Kerimde müjdelendiğini Beklenilen Mehdi’nin de Risalei Nur olduğunu utanmadan yazmıştır. PS: Meraklılarına “Nurculuk” adlı kitabımı ileti olarak iletebilirim. Tevrat’ın, Kuranı Kerimin şifresi vardır demek yalandır, küfürdür din ile aldatmaktır. Bu yazım, pehlivan tefrikaları gibi uzasa da uyduruk masalları da yazıma ekleyeceğim. Tevrat’ın şifresi masalına bir göz atalım. Tevrat’ın aslı ON Emirdir. Şimdi,13 emir olduğu söylenmektedir. Tevrat, İsrailli din bilginlerince kendi devirlerinde eklenerek bir bütün olarak 39 kitap olarak günümüze gelmiştir.”GAYB Yalınız Allah’a”aittir.
sifre1
Yukarıda ki örnekte Tevrat’ın İngilizce yazılımının bir kesimini oluşturan harflerden elde edilen bilgi gösterilmektedir. Aynı sayfa içinde, sıralı bir dizi halinde Leydi Diana (yukarıdan aşağıya sıralanmış koyu mavi kareler), Kraliyet (royal- ilk satırdan sola ve aşağıya doğru pembe eşkenar dörtgenler), Henry Paul (kırmızı kareler) ve Dodi (yeşil kareler ki metninde birçok yerde bulunulmuş) kelimeleri elde edilmiş. Bulunan bu kelimelerle elde edilen bilgi bize yaşanmış bir olayı anlatır; “İngiliz Kraliyet ailesinin bir üyesi olan Leydi Diana, erkek arkadaşı Dodi ve şoförü Henry Paul ile birlikte bir araba kazasında ölmüştür.”
sifre2
Bu örnekte, Tekvin kitabında 1918 harf atlayarak bir matris oluşturulmuş. Mavi yuvarlaklar içinde 42774. sırada bulunan harften 3836 harf atlamayla “Wright Kardeşler” , kırmızı yuvarlaklar da ise 48537. harften başlayarak 4 er harf atlamayla“uçak” kelimeleri bulunuyor.
sifre3
Yukarıdaki örnekte, Sayılar kitabında 3133 harf aralığı kullanılarak 1945 yılında Japonya’ya atılan atom bombası yazısı bulunuyor. Mavi yuvarlak (230779 harften başlayarak 6266 harf atlama ile) ile kırmızı paralel kenarlarda ( 237042. harften başlayarak 3 er harf atlama ile) “Japon”, yukarıdan aşağıya sıralı kırmızı kutularda( 237020 harften geriye doğru 3133 harf atlayarak) “atomik katliam” yazısı elde edilmiş, yeşil kutu ( 265216 sırada bulunan harften birer harf geriye giderek) ise tarihi (8.6.1945) vermektedir
Eleştiriler
Gerek WRR'IN makalesi gerekse Drosnin'in kitabı eleştirisiz kalmadı.
* Çoğunluğu İsrail üniversitelerinden olmak üzere dünyanın dört bir yanından sahasının uzmanı (bu yazının yazıldığı tarihe kadar) 55 doktoralı matematikçi http://www.math.caltech.edu/code/petition.html WEB adresinde WRR'IN makalesinin bilimsel dayanaklardan yoksun olduğuna dair bir bildiri yayınladılar. WRR makalesinde ve Drosnin’in kitabında bulunan şifrelerin, aynı uzunluktaki herhangi bir metinde bulunabilir olduğu belirtilen bildiri doktoralı Matematik ve/veya İstatistikçilerin imzalarına açılıyordu.
Bu site hala işler durumdadır.
*Prof. Maya Bar-Hillel, Dr. Dror Bar-Natan ve Prof. Brendan McKay yazdıkları makalelerinde [4] akıllıca dizayn edilmiş bir teknikle WRR'ın Tevrat'ta bulduğundan daha başarılı sonuçların Savaş ve Barış gibi bir romanda da bulunabileceğini kanıtladılar.
Bu makale yazarlarından Dr. Dror Bar-Natan ve Prof. Brendan McKay : “Tolstoy’un Savaş ve Barış’ında Eşit Aralıklı Harfler Dizini” (Equidistant Letter Sequences in Tolstoy’s “War and Peace” ) başlıklı makalelerini
http://cs.anu.edu.au/~bdm/dilugim/WNP/
adresinde yayınladılar.
Brendan McKay, Dror Bar-Natan, Maya Bar-Hillel, and Gil Kalai, benzer ortak çalışmalarında da( [5]ve [6] ), WRR’ın makalesi ve Drosnin’in kitabı üzerine eleştirel çalışmalarını yayımladılar.
* Şifreye eleştirel bir açıdan yaklaşan İstatistiksel Fizik Profesörü Mark Perah, WRR'ın makalelerinde uyguladıkları matematiksel sistem kadar İbrani’ce bilgileri ve İbrani’ceyi kullanış tarzlarını da eleştirmektedir. İbrani’ce, Arapça gibi sesli harfleri olmayan bir dildir ve bir metnin doğru seslerle okunması ya sessiz harflere takılan bazı işaretlerle veya metnin genel içeriğine bakılarak sağlanır. EAHD metodunda ise harflerin ne tür bir ses çıkaracakları, dolayısıyla da bu harf dizinlerinin oluşturacağı anlamlar tamamı ile okuyucunun hayal gücüne bırakılmıştır. Teorik olarak her İbrani’ce harf on altı ayrı seste okunabileceğinden İbrani’ce metinlerde EAHD bulmak Latin harfleri kullanan metinlere göre çok daha kolay olacaktır. Drosnin bunu fazlasıyla modelinin yararına kullanmaktadır.
Drosnin’in ölümü!
Drosnin 9 Haziran 1997 günü Newsweek'de yayınlanan bir söyleşisinde, Herman Melville'nin romanı Moby Dick'i anarak, "Beni eleştirenler Moby Dick'de herhangi bir başbakanın öldürülmesi ile ilgili bir mesaj bulsunlar onlara inanacağım" diyordu. Bunun üzerine, Avustralyalı Matematikçi ve bilgisayar uzmanı Dr. Brendan McKay, anılan Moby Dick kitabında EAHD araştıran bilgisayar programı geliştiriyordu. Geliştirdiği bu programla adı geçen kitapta kodlanmış olarak Hindistan Başbakanı İndra Gandi, Lübnan Başkanı Rene Moawad, Sovyet lideri Leon Troçki, Martin Luter King, John F. Kennedy, Abraham Lincoln, Prenses Diana ve Yitzhak Rabin gibi pek çok ünlü ile ilgili bilgiler buluyordu.
Brendan McKay’in bulguları dışında Drosnin ile dalga geçmeyi de ihmal etmeyen karşıtları Moby Dick'de Drosnin'in kendi ölümünü de öngören şu korkunç satırları yakalıyorlardı:
sifre4
"M. Drosnin" isminin bulunduğu şifrede adının üzerinden iki defa "yalancı" tabiri geçiyordu.

Ve ölüm fermanı; "Öldürülmek üzerine vacip oldu".

Nasıl? "Kalbine bir çivi saplanarak " (driving a nail into his heart -altı çizili son satır) , " büyükçe bir delik açılarak." ( which slices out a considerable hole- altı çizili ilk satır).
Nerede? "Kahire veya Atina şehirlerinden birinde" (Cairo or Athens -yeşil kareler)
Ne zaman? Bilinmiyor. Tek ipucu "ilk gün". Muhtemelen bu şehirlerden birini ziyaret ettiğinin ilk günü.
Kimler tarafından? Kitabında isimlerini zikrettiği iki şifrecinin adı, birininki iki defa olmak üzere aynı sayfada...
Neden?
— Çok açık; Drosnin isminin bulunduğu “Tevrat” (Torah-mavi yuvarlak) kitabında “gizemin aranması” (treasure hunter -altı çizili 3. satır), “yalancı” ( liar- pembe dikdörtgen), “yalan” (lies- pembe yuvarlak) kelimeleri gizlenmiş olarak bulunuyor.
Teknik detaylar: M. DROSNIN (kırmızı yuvarlak) kodu 812845 inci harften başlıyor ve 25296 harf geriye atlayarak bulunuyor.
(Yukarıda verilen resim ve yorumlar [
htp://cs.anu.edu.au/~bdm/dilugim/drosnin.html
]
sitesinden alıntıdır.)

İçinde şifre gizlenmiş bir metin yazılabilir mi?

Bazıları için bunca “özel” şifrenin saklandığı Tevrat'ın bir insan tarafından yazıldığı iddiası kabul edilir gibi değildi. Ancak bilgisayarların çözebileceği bilgileri şifreli olarak metinlerin arasında saklamak insanüstü varlıkların becerisinde mümkün olabilirdi. Bunu kanıtlamanın yolu insanların küçük bazı EAHD'lar içeren metinler yazabileceğinin olanaksızlığını göstermekti. Tevrat şifresine inanan Grant Jeffrey, Tevrat'ın nispeten kısa bir parçasında 25 ağacın adının EAHD olarak kodlanmasından öylesine etkilenmişti ki aynı uzunlukta bir metinde 25 ağacın ismini kodlayabilecek herhangi bir kişiye 1000 dolar vaat ediyor ve meydan okuyordu. Kısa bir süre sonra Gidon Cohen adlı bir İngiliz, herhangi bir bilgisayar kullanmaksızın 29 ağaç ismini hem de daha kısa bir metnin içine kodlayarak açıkladı. Aynı metni bilgisayarlarla inceleyen uzmanlar Cohen'in kendisinin fark edemediği beş ağaç isminin daha metinde var olduğunu keşfettiler. Cohen'in EAHD içeren metni tamamen anlamlı bir metindi. Cohen yazdığı bu metin sayesinde Jeffrey’in vaat ettiği parayı aldı ama yaptığı şey konusunda Jeffrey’i ikna edemiyordu. Jeffrey hala Tevrat Şifrelerine inanmaya devam ediyordu.
http://www.prophezine.com/tcode/negcode.html

http://www.prophezine.com/tcode/negjesus.html

http://www.prophezine.com/tcode/rebut3.html

http://www.prophezine.com/tcode/rebut4.html

http://www.prophezine.com/tcode/rebut5.html

adreslerinde ki web sitelerini incelediğinizde İsa şeytandır, İsa’dan nefret ediyorum, İsa bizden uzak dur, Tanrı yoktur, Yehova yalancıdır, Yehova öldü, Tanrı öldü ve benzeri yazılarının yine aynı biçimde elde edildiğini görebileceksiniz.
Yine
http://www.nmsr.org/biblecod.htm#jordan
adresinde benzer yöntemle “Tevrat’ın Şifresi budala, aptal, uydurma, yanlış, kötü, pis,iğrenç bir hilekârlık ve aldatmacadır.” yazısı şifreli bir halde elde edilmiş olarak yayınlanmıştır.
 [6] Brendan McKay, Dror Bar-Natan, Maya Bar-Hillel and Gil Kalai, Statistical Science, v. 14, No. 2, pp.150–173, 1
                         HURUFİLİKTE HARFLERİN DEĞERLERİ-Cifr!
Alıntıdır:

27 Mart 2009 Cuma
            “  İSİMLERİN KADER ÜZERİNDE ETKİSİ “
1. ( A )
( A ) Harfi namus ve erdem sembolüdür. Ayrıca kişiye lider olmak şahsiyetini verir. ( A ) Harfi İnsanın keşif etme ve orijinal yaşantısına yön verir.
İsminizin ilk harfi ( A ) İse Sağlam iradeniz mücadeleci bir gücünüz var demektir.
( A ) Harfi isminizin ilk harfi değil de isminizin içinde bulunuyorsa o zamanda tahakküm edici bir şahsiyetiniz var demektir.
İsminizin içinde ( 1 ) Den fazla ( A ) Hafi varsa. Buda sizin macera sever Sadakatli, Çalışkan ve verimli bir şahsiyetiniz var demektir.
2 . ( B )
( B ) Harfi Hayat gücünü ifade eder. ( B ) Harfi kişiye canlılık ve heves verir. Beden ve ruh canlılığı ( B ) Hafinin etkisindedir.
İsminizin ilk harfi ( B ) İse heyecanlı olurlar. Her zaman içinde bir yardımcı ararlar. Başkalarının görüşlerine de saygı duyarlar.
İsminizin ilk harfi ( B ) Değil de ( B ) Harfi isminizin içinde bulunuyorsa. Kendinizi daha çok düşünen ve sağlığına aşırı düşkün olan ve şüpheli ve kuşkulu bir kişiliğiniz var demektir.
İsminizin içinde ( 1 ) Den fazla ( B ) Harfi varsa her işiniz yardımcısız halletmeye gücünüz ver demektir.
3. ( C / Ç )
Bu harfler insana fizik ve manevi güç verir. İsminizin ilk harfi ( C / Ç ) ise iyimse sevecen ve idareci bir iradeniz var demektir.
Eğer ( C / Ç ) Harfi isminizin içinde bulunuyorsa ve isminizin içinde ( 1 ) Den fazla ( C / Ç ) Harfi varsa. Hayatta her istediğinizi elde edeceksiniz demektir.
4. ( D )
İsminizin ilk harfi ( D ) ise Zaman, zaman maddi ve manevi sıkıntılı günler yaşarlar. Ancak yine bu sıkıntılarım ( D ) Harfinin gizemi ile aşarlar.
( D ) Harfi ( 4 ) Rakamının tüm özelliğini taşırlar. Tabiatları yavaştır ve uysal ve Egoist olurlar.
İsminin içinde ( D ) Hafi bulunan kimseler. Realist ve Çalışkan olurlar Ancak ( 4 ) Rakamının Zıt etkinliklerinden kaçınmaları lazım.
5. ( E )
İsminizin ilk harfi ( E ) Harfi ise insana zihin gücü ve kültür zenginliği verir . ( E ) Harfi insana Müzisyenlik ve Konuşma yeteneği kazandırır ,
Kısa olarak. ( E ) Harfi isminizin içinde olursa. Söz ile ifade edilen tüm meslek dallarında başarılı olurlar.
İsminizde ( 1 ) Den fazla ( E ) Harfi varsa. Bütün sanat dallarında ve tüm alanlarda başarılı ve aranan kimseler olurlar.
6. ( F )
İsminizin İlk ( F ) Harfi ise ev ile aile ile ilgilenen bir kişi olduğunuzu gösterir . ( F ) Harfi hayatta büyük sorumluluk yükleneceğinizi gösterir.
İsminizde ( F ) Harfi varsa. İyi huylu ve çalışkan olduğunuzu gösterir. Hayatta karşılaşacağınız tüm zorlukları aşacağınız gösterir.
7. ( G / Ğ )
( G / Ğ ) Bu Harfler tefekkürü ifade eder. İsminde bu harfler olan kişiler Her olayı ve her davayı araştırır. Hayatın gizemini araştırmayı seven kişiliklidir.
İsminde ( 1 ) Den fazla ( G / Ğ ) Hafi bulunanlar. “ Mistisizm ” Ağır basar bu “ Mistik ” Gelişkinliğe. Paralel olarak bedeni gelişmede vardır.
İsminde ( G / Ğ ) Harfi bulunan kişiler Hayatta hiç kimseye muhtaç olmadan yaşamanın yollarını bulurlar.
8. ( H ) Harfi merdivene benzer. Hayatta bütün güçlükleri yeneceklerine
işarettir.
İsminde ( H ) Harfi bulunanlar. Hayattaki önlerine çıkan merdivenli yolları çıkışlı yollar ağır ve emin adımlar ile çıkar başarıya ulaşırlar.
İsminin içinde ( 1 ) Den Fazla ( H ) Harfi varsa. Daha başarılı ve zeki olmaları için. Yeteneklerinizi kullanmanız lazımdır.
9. ( I / İ )
( I / İ ) Harfleri Bu Harfler Kâinata benzer sütuna benzedikleri için. Kişiye yıkılmaz ve yılmaz bir güç verir. Ve Mükemmel bir şahsiyet ifade eder.
İsminin içinde bu ( I / İ ) Harfi bulunan kimse. Hoş görülü, Sempatik, Yardım sever Ve seyahat etmeyi severler.
10. ( J ) 10 = 1 + 0 = 1
( J ) Harfi tek basamaklı rakamı ( 1 )’ dir İsminde ( J ) Harfi bulunan kimse Çok iyi bir lider ve otoriter bir kişi olur.
İsminde ( J ) Harfi bulunan bir kimse güçlü şansı açık ( J ) Harfinin rakamsal değeri ( 10 )’ dur. ( 10 ) Da , ( 1 ) ’ On katıdır.
Bu nedenler isminde ( J ) Harfi bulunan kimse maddi ve manevi sahada çok güçlü olurlar. ( J ) Harfi kişiye manyetik güç ve cazibe kazandırır.
11. ( K ) 11 = 1 + 1 = 2
İsminizin ilk harfi ( K ) Harfi ise Büyük halk topluluklarını etkileyecek bir güçleri sahip olur. Kendi güçlerini ve etrafına toplananların. Güçlerini ve fikirlerini birleştirirlerse daha da başarılı olurlar
( K ) Harfi ( 2 ) Rakamının etkisindedir. ( K ) Harfi manyetik güçler ile donatılmıştır.
İsminde ( K ) İçinde Harfi olanlar mücadeleci cesur atak ve atılgan olurlar mizaçları hareketlidir.
12. ( L ) 12 = 1 + 2 = 3
( L ) Hafinin rakam değeri ( 3 )’tür. ( L ) Harfi tüm güzellikleri temsil eder.
İsminde ( L ) Harfi bulunanlar popüler bilgili ve başarılı olurlar. Sezgileri kuvvetli olur. Başkalarının davranışlarındaki problemi anlamak ve olayları çözmek isminde ( L ) Harfi bulunanlar için daha da kolaydır.
13. ( M ) 13 = 1 + 3 = 4
İsminizin baş Harfi ( M ) İse itlerinizde ve aşk yaşantınızda başarı sağlayacaksınız demektir. Bir kişinin İsminin içinde ( 1 ) den fazla ( M ) Harfi varsa o kişi çok başarılı ve üstün demektir.
( M ) Harfinin rakam değeri ( 4 )’ tür. ( M ) Harfi insana mükemmel bir hareket ve güç verir.
İsminin ilk harfi ( M ) olan insanlar. Mantıklı iradeli üstün yetenekli olurlar. Konsantrasyon güçleri çok gelişmiş olurlar.
( M ) Harfi düzenli ve bilinçli atılan bir adıma benzer. Bu nedenle isminde ( M ) Harfi Olan kişiler her işte her yerde ve her sahada alanda başarılı olurlar. Ruhsal ve bedensel açıdan çok güçlü olurlar.
14. ( N ) 14 = 1 + 4 = 5
( N ) Harfinin Rakam değeri. ( 5 )’tir . İsminin İlk harfi ( N ) . Olan Merkür Gezegeninin. Tesiri ve Etkisi altındadır. Akılları ve hisleri devamlı çarpışma halindedirler.
İsminde ( N ) Harfi olan kişi. Tıpkı bir radyo alıcısı gibi. Frekansları her şeyden etkilenir ve tesiri altında kalırlar.
İsminde ( N ) . Harfi olan kişiler. Her zaman uyanık olurlar ve her söyleneni hıfz ederler. Ve kolay aldatılamazlar. Bu harfin bir özelliğinde kararsızlıktır. Bazen kararsız olurlar ve sıkıntı ve stres yaşarlar. Başarılı olmak istiyorsanız hislerinizi yenmeniz lazımdır.
15. ( O / Ö ) 15 = 1 + 5 = 6
İsminizin Baş Harfi. ( O / Ö ) Harfi ise. Gizemli ve Sihirli olan şeyleri araştırıp bulma yeteneğini verir kişiye.
( O / Ö / ) Harflerinin Rakam değeri. ( 6 )’dır . Sembolü Kâinattır. Maddi ve Manevi güçleri üzerinde toplar.
( O / Ö ) Harfi kişiye. Maddi ve Manevi açıdan yükselmeyi öğretir ve Kişiyi samimileştirir.
16. ( P ) 16 = 1 + 6 = 7
( P ) Harfinin Rakam değeri ( 7 ) Dir İsminde ( P ) Harfi bulunanlar Tedbirli zeki ve anlayışlı ve ileri görüşlü olurlar. Okumayı severler.
Mistik görüşleri ağır basar Buda normaldir çünkü ( P ) Harfinin Ters etkisi ve tesiri içine kapanıklıktır başarılı olmak için. ( P ) Harfinin olumlu etkilerinden faydalanınız. Dünya işlerine pek önem vermezler.
17 . ( Q ) 17 = 1 + 7 = 8
( Q ) Bu Harfin rakam değeri ( 8 )’dir. ( Q ) Harfi ( 1 ) ve ( 7 ) Rakamlarının etkisinde olduğu için. Bu rakamlarını özelliğini gösterir.
İsminde ( Q ) Bu harf olanlar kavgacı bir mizaçları vardır. Ayrıca renkli bir dünyaları vardır. ( Q ) İsminde bu Harf olan kişiler başarıya daha çabuk ulaşırlar.
18. ( R ) 18 = 1 + 8 = 9
İsminizin ilk harfi ( R ) İse emin ve sayılır sevilir ve iyi bir lider olur korkusuzca giderler davaların üzerine. Zenginden alıp fakire veren bir mizaçları vardır. Kişilikleri karizmatik ve sade gösterişi sevmeyen bir tiplerdir.
( R ) Bu Harfin Rakam değeri ( 9 )’dur. ( R ) Harfi enerjik başarı ve azim doludur. Olayların üzerine Emin adımlar ile giderler ve başarısız olmaları muhtemelen azdır.
19. ( S / Ş ) 19 = 1 + 9 = 10
( S / Ş ) Harfleri bitip tükenmeyen güçleri ve arzuları Sembolize eder ve ( S / Ş ) Harflerinin Rakam değeri ( 2 ) ‘dir.
Bu Harflerin Rakamının ( 19 ) olması ( 19 ) . Rakamını topladığın zaman ( 10 ) . Elde edilmesi. Ve tek basamaklı Rakamının da ( 1 ) . Olması
İsminde ( S / Ş ) Harfi bulunanlar ihtiraslarla ve gizem ile dolu olduğunu gösterir kişiye.
20. ( T ) 20 = 2 + = 2
( T ) Harfinin Rakam değeri ( 2 )’dir. İsminin İlk Harfi ( T ) İse Çoğunluklar Sihirli ve Gizemli bir mizaca sahip olurlar. Fakat ( 2 ) Rakamının etkisi ile zaman, zaman uysal bir kişi olurlar.
( T ) Harfinin esas Rakamı ( 20 )’dir. ( 20 ) Deki ( 2 ) Rakamı. ( 20 ) Rakamından ( 10 ) Defa daha güçlüdür.
İsminde ( T ) Harfi bulunan kimse çoğunlukla başkalarının idaresi altında yaşamaktan zevk alırlar. Kendi başlarına bir iş yapmaktan ve sorumluluk almaktan korkar ve çekinirler.
( T ) Harfindeki. Şekil değiştirme. Özelliğinden ötürü. İsminde ( T ) Harfi bulunan kimse. Zaman, zaman karakterleri değişir ve uysal bir insan olurlar.
21. ( U / Ü ) 21 = 2 + 1 = 3
İsminizin İlk harfi ( U / Ü ) ise hiç beklemedik bir başarı ve yetenek kazanırlar.
( U / Ü ) Harflerinin Rakam değeri ( 3 )’tür. Bu Harfler içine her şey konan bir kaba benzer.
İsminiz içinde. ( U / Ü ) Olan kimseler her şeyi öğrenmek için çok yetenek ve güç harcarlar ve öğrenirler. Zeki ve azimli olurlar.
22 . ( V ) 22 = 2 + 2 = 4
İsminizin İlk Harfi ( V ) İse. Güçleri sayesinde Hayatta karşılaşacakları tüm engelleri ve güçlükleri aşarlar ve başarıya ulaşırlar.
( V ) Harfinin Rakam değeri ( 4 )’tür. ( V ) Harfi ( 2 ) Rakamının etkisindedir. ( 4 = 2 x 2 ) Dir Bu nedenle
İsminde ( V ) Harfi Bulunanlar. Metafizik alanında çok güçlü olurlar. Nazariyattan ziyade tatbikatta daha başarılı olurlar. Azimleri sayesinde başaramayacakları iş yoktur.
23. ( W ) 23 = 2 + 3 = 5
( W ) Harfi insana değişiklikleri gösterir
İsminde ( W ) Harfi olan kimseler. Mizaçlarında şaşılacak kadar değişiklik görülür.
( W ) Harfi Dalgalanan heyecanların simgesidir. İsminde ( W ) Harfi bulunan kimse. Ayın denizleri etkilemesine benzer şekilde ( W ) Harfin etkisinde kalırlar.
24. ( X ) 24 = 2 + 4 = 6
( X ) Bu Harf çok etkili bir harftir.
İsminde ( X ) Harfi bulunan kimseler. Doğru dürüst ve Çok yetenekli olurlar. Ruhsal güçleri de kuvvetli olur insanların yardımına da koşmayı severler.
25. ( Y ) 25 = 2 + 5 = 7
İsminizin İlk Harfi ( Y ) Harfi ise ilim sahasında çok başarılı olurlar. Her ortama ve her topluma kolayca uyum sağlayabilirler.
( Y ) Harfinin Rakam değeri ( 7 )’dir. Çok değerli bir harftir. Define ve Petrol aramada kullanılan çubuğa benzer. İsminde ( Y ) Harfi olduğundan gizli ilimlere de aşırı merak duyarlar ve gizemleri araştırmayı severler.
Tefekkür ve İnsanlık sevgisi ve sırdaşlık. ( Y ) Harfinin kişiye kazandırdığı bir başka özelliktir.
İsminizde ( Y ) Harfi varsa. Özel yetenekleriniz vardır azminiz ve inancınız ile azminizi ve yeteneğinizi birleştirirseniz uzanamayacağınız dal ve başarılı olamayacağınız alan ve saha kalmaz.
26. ( Z ) 26 = 2 + 6 = 8
( Z ) Harfinde muazzam bir güç ve enerji vardır bu harfin rakam değeri ( 8 )’dir. Ancak bu güç insanı çok güçlü ve çok güçsüz yapacak niteliktedir.
İsminizi İlk Harfi ( Z ) İse. İçgüdülerinin emrettiği Kötü işleri yapmazlarsa Çok başarılı ve azimli olurlar. İçgüdülerini sesini dinler ve iş güdülerinin emirlerine ram olur boyun eğerlerse Hayattan zevk alamazlar.
( Z ) Harfinin etkisi ve tesiri Dalgalı elektrik akımına benzer. Bu nedenle isminde ( Z ) Harfi olan kişiler.
Tıpkı ( Z ) Harfinin. Olduğu gibi Bir ileri bir geri düşünceye sahip olurlar.
İsminde ( Z ) Harfi olan kişiler. Maddi sıkıntı çekmezler. Politikada başarılı olabilirler. Ancak mevki ve makamlarını korumaları için. ( Z ) Harfinin Etkilerinden kurtulmaları lazımdır
Gönderen pegasus13 zaman: 14.27
Önemle rica ediyorum. İlgi alanımı oluşturan konuları sadece bu blokta topladım google aramaya açma sebebim daha fazla kişinin de bu bilgilere ulaşabilmesi. Teşekkür ediyorum. ALLAH 'a emanet olun. “                                             
spacer




“Kuran’ın en çok tekrarlanan kelimesi Allah’tır. Kuran’da Allah isminin tüm türevleri tam 2698 (19x142) defa geçer. Günümüzde bilgisayarın yardımıyla ve titiz bir çalışma ile bu sayımı kontrol etmeniz mümkün. Besmele ile ilgili 19’ların tesadüfen oluştuğunu iddia etmeye kalkan birini, olasılık hesapları komik duruma düşürecektir. Çölde bilgisayarsız, bir yandan dini anlatan, bir yandan saldırılara, ölüm tehditlerine, savaşlara göğüs geren Muhammed Peygamber’in, 19’ların katlarını bilerek tutturduğunu iddia etmek ise ilk iddiadan daha saf, daha komik, kaçış için daha geçersiz bir iddiadır.
Kuran’daki kaç surenin 1. ayetinin Allah kelimesini içerdiğini incelersek karşımıza 42 sure çıkar. Bu incelememizin rakamları olan 1’i (ayet için) ve 42’yi (sure sayısı için) arka arkaya yazarsak karşımıza çıkan 142 sayısı Kuran’daki Allah kelimelerinin katsayısını verir. Görülüyor ki Allah isminin katsayısı bile Kuran’da değişik şekilde kodlanmış, garanti altına alınmıştır.
Allah ismi ile ilgili diğer ilginç bir özellik de Allah isminin geçtiği ayetlerin numaralarının toplamının 118123’ü (19x6217) vermesidir. Gerçekten de Allah’ın mucizesi müthiş, değil mi?
Allah isminin geçtiği ayetlerin numaralarının toplamı 118123(19 x 6217)

İlerideki bölümlerde Kuran’daki başlangıç harfleriyle başlayan surelerin 19 kodu açısından önemini göreceğiz. Bildiğiniz gibi Kuran’daki bazı sureler "Elif-Lam-Mim" veya "Kaf" veya daha değişik harflerle başlarlar. İşte bu başlangıçlardan ilki 2- Bakara Suresi 1. ayette "Elif-Lam-Mim" şeklindedir. Sonuncu başlangıç ise 68-Kalem Suresi 1. ayetteki "Nun" başlangıcıdır. İşte bu ilk ve son başlangıç harfi arasında 2641 (19x139) kez Allah kelimesi geçer. Kuran’ın geri kalan bölümünde ise 57 (19x3) kez Allah kelimesi geçer.
İlk başlangıç harfli ayetten (2- Bakara Suresi 1), son başlangıç harfli ayete (68- Nun Suresi 1)'e kadarki Allah kelimesinin adedi 2641(19 x 139)

RAHMAN, RAHİM, KATSAYILARIN TOPLAMI VE 19
Allah’ın merhametli, şefkatli olduğunu belirten ve Besmele’de yer alan Rahman, Rahim isimleri, 19’un katları kadar geçmektedirler. Allah’ın Rahman ismi 57 (19x3), Allah’ın Rahim ismi ise 114 (19x6) kez geçer. Allah’ın bu isimleri gibi Allah’ın kullarına karşı merhametini belirten ve aynı kökten türeyen kelimeler de 114 (19x6) defa geçmekte; böylece aynı kökten türeyen Rahim ismiyle eşit sayıda, Rahman isminin iki katı sayıda geçerek ayrı bir uyum ortaya çıkmaktadır. (KUM 27’de bunu işledik)
Allah'ın kullarına karşı merhametini belirten rahmet isminden türeyen kelimeler
114 (19 x 6)

Besmele’de geçen 4 kelimenin 19’un katı kadar geçmesinin yanı sıra bu kelimelerin katsayılarının isim (1) + Allah (142) + Rahman (3) Rahim (6)= Toplam (152= 19x8) olması da önemlidir. Allah Kuran’a yaygın olarak dağılan bu kelimelerle Kuran’ın mucizesini ve değişmezliğini göstermektedir. 19’un katı kadar geçen bu kelimelerin katsayılarının 19’un katı olması ise yaptığımız işlemin doğruluğunu bir kez daha onaylamaktadır. (Bu katsayılardaki 8’in de bizce özel bir anlamı vardır. 19’u 8 ile çarptığımızda; ortaya çıkan 152 sayısı Besmele’de geçen bütün katsayıları kuşattığı için, adeta Besmele’yi de kuşatmaktadır. Evvelden 19’un önemli özelliklerinden birinin asal sayı olması olduğunu gördük. 19’un kaçıncı asal sayı olduğunu merak ederseniz, 19’a kadar olan asal sayıları yazalım)
Asal Sayı Sırası
1
2
3
4
5
6
7
8
Asal
Sayılar
2
3
5
7
11
13
17
19

Asal sayı yalnız kendisine ve 1 rakamına bölünebilen sayı demektir. Eğer matematikle bugüne kadar az ilgilenmiş biriyseniz, matematikle ilgilenen birinden bu konuda bilgi alabilirsiniz.
BESMELE’DEKİ KELİMELERİN GEÇTİĞİ AYET SAYISI
Bismillahirrahmanirrahim’i oluşturan İsim-Allah-Rahman-Rahim kelimelerinin 19 koduyla muhteşem kodlanışlarını inceledik. Bu kelimeler Kuran’ın birçok ayetine dağılmış vaziyettedirler. Bazı ayetlerde birden fazla Allah kelimesi, bazı ayetlerde hem Allah, hem Rahim kelimesi beraber geçmektedir. İsveçli Katerina Kullman, bu 4 kelimenin tam tamına kaç ayette geçtiğini merak etti ve ilginç bir özelliğe tanıklık eden ilk kişi oldu. İki tane 19’u arka arkaya yazdığınızda ortaya çıkan 1919 sayısı Besmele’yi oluşturan 4 kelimenin geçtiği ayetlerin sayısıdır.
Besmele'yi oluşturan kelimelerin ayet sayısı
1919 (19 x 101)

Besmele’deki kelimelerin 19’un katı olduğunu, numaralı ayetlerdeki kelimeleri sayarak bulduk. Böylece 1. sure olan Fatiha Suresi’nin 1. ayetinin Besmele olduğu da anlaşılıyor. Belki de birçok insan bir tek Fatiha Suresi’nin 1. ayetinin numaralı olmasının hikmetini bugüne kadar anlayamadı. Bazı insanlar "Acaba Fatiha Suresi’nin başındaki Besmele yanlışlıkla mı numaralandı? Veya diğer surelerin başına Besmeleler 1. sure olan Fatiha’yı taklit için mi kondu?" diye de düşünmüştür. Kuran’daki 19 kodunun sorunları çözme özelliği burada da kendini belli etmekte, insanların bu konudaki kuşkularını gidermektedir. Zaten Müddessir Suresi’nin 31. ayetinde Allah, 19’un, kuşkuları gidereceğini söylemiyor mu?
Besmele’deki kelimelerin sayımı, tüm Kuran’daki numaralı ayetlere göre yapılırken başlangıç harfli surelerdeki harf sayımları bir tek o surenin içinde, o surenin Besmele’sini de içine katarak yapılmaktadır. Başlangıç harfli surelerin bu metoduna göre bu surelerdeki Bism+Allah+Rahman+Rahim kelimelerini toplarsak 19’un tam katı eder.
Başlangıç harfli surelerde Besmele'yi oluşturan kelimelerin toplamı
( numaralı ayetler + numarasız besmeleler)

Bism Allah Rahman Rahim Toplam

        31      +          1121        +           66          +           74         = 1292(19x68)
Bulunan sonucun 68x19= 1292 olmasında 19 kodu kadar 68 sayısı da önemlidir. Çünkü bu incelememiz 29 tane başlangıç harfli sure üzerinedir. Bu surelerden sonuncusu ise 68. sure olan Kalem suresidir. Başlangıç harfli 2. sureden 68. sureye kadarki toplam 68x19= 1292’dir.

























                                                                                        
“SAYILARIN KUTSALLIĞI”
“3.7.9.12.18.19.40.41 ve 52 sayıları, bazı inanç gruplarınca kutsal sayılır. Bazı sa­pık dini akımlarda; cifir ve ebcet hesaplarıyla kendilerine kutsallık yakıştırmakta, ayetlerin harflerinin sayılarını toplayarak; onlardan yardım ummaktadırlar. Tek sayısal uyum ATATÜRK’TEDİR. Bunu mistik sayıklama yapmayız.
Sayılar kutsalsa; o kutsallık, hiçbir zorlamaya, sapkınlığa başvurmadan Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN yaşamında vardır. Doğumu 1881'dir. Bunun Arapça yazılışı (IAAI’ DİR.
Bir erkeğin sağındaki kadınıyla elele tutuştuğunu görelim; erkeğin sağ eli, kadının sol eli yine (!AA!) eder. Erkeğin sağ elinde (lA), kadının sol elinde (AI) yazılıdır.
Efendim; kadın solda olur, denilirse; kadının sağ elinde (lA), erkeğin sol elinde (AI) birleşince yine de (IAAI) oluşur.
           Bu ellerin aynen birleştiğini düşünüp sayıları toplayalım:
lA + AI = 18
1881 eder.
AI + lA = 81
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK = 19 (Ondokuz) harflidir.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE = 19 (Ondokuz) harflidir.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK:
1881'de doğmuştur,
19’Uncu asırdır,
19’Uncu Asrın bitimine 19 yıl vardır.
19 Mayıs 1919'da SAMSUN’A çıkmıştır.
19 + 19 + 19 = 57 eder.
SAMSUN’A çıktığında 38 yaşındadır. 57 yaşında da aramızdan ayrılmıştır.
1915'de 19’Uncu Tümen Komutanı olmuştur. 19 +15 = 34 eder. O tarihte 34 yaşın­dadır.
1920'de T.B.M.M. açılmıştır.
19 + 20 + 39 eder. O tarihte 39 yaşındadır.
3 Mart, 1924'de Hilafeti kaldırmıştır. 19 + 24 = 43 eder. O tarihte 43 yaşındadır.
25.4.1915'de ARIBURNU’NDA düşmanı; önce geri çekilen, 19 jandarma erine süngü taktırarak mevzilendirmiş ve durdurmuş, sonra da 57’İnci Alayı koşar adımlarla savaş alanına sürmüştür. Mustafa Kemal olarak bu 19’Uncu Tümen'in 57’İnci Alay'! İle doğmuş, 57 yaşında hayata gözlerini yummuştur.
Sicil Numarası: 317/8 = 19 eder.
1915'de 19 + 15 + 34 yaşındadır.
İsmet İnönü’nün, Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN ölüm gününde söylediği söylevi 19 cümledir.
Bismillahirrahmanirrahim'in Arapça yazılışı 19 harften oluşmaktadır.

                ATATÜRK:
19 Yaşında Harp Okulu'na girmiştir.
19 yıl askerlik yapmıştır.
19 yıl da devletimizi yönetmiştir.
19 Eylül 1921'de Mareşal olmuştur.
            19 Kasım 1938'de cenazesi ANKARA’YA getiriliştir.
            1919 içinde 101 adet 19 vardır.
           Sayılar kutsalsa bu kutsallık Tanrısal ise; ATATÜRK’ÜN çıkışı, devrimi, ölümsüz önder­liği, Türk ulusu için kutsallığı da Tanrısaldır...
          
29 Ekim 1975 Osman TÜRKOĞUZ
J. Yarbay
117’İnciSınır. J. A.K.V. Kızıltepe/MARDİN
                  
            BİLGE KAĞAN:

19 SENEDE YETİŞMİŞ
19 SENE ÇİN’LE DÖVÜŞMÜŞ
19 SENE DEVLET BAŞKANLIĞI YAPMIŞ
19 KİŞİYLE ÇİN’E BAŞKALDIRMIŞ
57 YAŞINDA ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR

ATATÜRK, Samsun’a 19 kişiyle çıkmıştır.
Kuran’ı Kerim’de büyük ölçüde 19 uyumu vardır.

Bilge KAĞAN’IN babası, İlteriş KAĞAN ile Annesi ilbilge Hatun, 17 kişiyle, Çin'e başkaldırmıştı
1976'dan sonra, Kur-an'ı Kerim'in 19. sayısıyla ilgisi üzerine araştırmalar yoğunlaştırılmıştı.
Londra'da Ahmed Deadat, bir dernek ve yayınevi kurdu. Sonradan bu araştırmadan vazgeçti. Libya asıllı, Mısırlı Ziraat Mühendisi Reşat Halife, A.BD giderek 19 ve Kuran’ı Ker­im üzerine çalıştı. Kur'an’da fazla ayet olduğunu savundu ve sonra da peygamberciğini ilan et­ti ve öldürüldü.
Karacan Yayınlarından, Bilinmeyenler Ansiklopedisinde, bu konuda makale yayınlandı
           Sonunda: ünlü Sunucu Cenk KORAY, 19 ve ATATÜRK adlı bir kitap yayımlayarak satış rekorları kırdı.
    “Elinde tek bir asker, tek bir silah bile bırakılmamış devleti, mezardan hayata kavuşturmadı mı? Sakarya zaferinden sonra millet ona “GAZİ” unvanı vermedi mi?
    Şimdi adı bir ayet büyüklüğünü taşıyan bu zatın ismini “Gazi Mustafa Kemal’i ebced hesabıyla hesaplayınız. Zaferinin tarihini yani(1338–1922) i bulursunuz. Gâvur dediğiniz adama Allah bu nimeti nasip etmez.
   
Bu uzun yazıyı ona Protestanlığı isnat edecek kadar İslamlığı bilmeyen ve böylece Nahl suresinin 125. ayetini inkâr eylemiş bulunan Müslümanlara Enfal suresinin 24. ayetini okumalarını ve onun Devlet ve Millete hayat veren davetine icabet ediniz” sözünü tekrarlayarak son vermek istiyorum.”

Av. Dr A.ALTUNSU, Osmanlı Şeyhülislamları S.XXXV. Prof. DR. Vasfi
Raşit SEVİG’İN Önsözü 74.

Ya buna ne denir!
   Rooswelt Churchill Stalin Hitler Mussolini

181882
181874
181879
181889
181883
62     62
70     70
70     70
55     55
61     61
191933
191940
191922
191933
191922
11     11          
43      4
22     22
11     11
22     22
383388
38 3388
38 3388
383388
383388





                                                                                             
Roosevelt Churchill, Stalin, Hitler, Mussolini


Doğum Tarihi Yaş (1944'e kadar) işbaşına geliş tarihi işbaşında kaldığı süre 1944'e kadar.                                                                   Abraham Lynkoln ile J.F.Kennedy suikastının benzerliklerine de bir göz atalım. İyiyi de, kötüyü de Tanrısal iradeye bağlarsak, bireysel iradenin ne hükmü kalır. Bir kişi Tanrısal yazgıya göre suç işlediğinde onun bu eyleminin neresinde suç vardır? Kafatasımız tek bir kemikten olmayıp, dikişli olarak birbirine geçmelidir. Bunu gören ilkel insanlar,buna alın yazısı demişlerdir.İnsanların ve toplumların alın yazısını inanmış oldukları liderleri yazmaktadır.Alman ulusunun alın yazısını Adolf Hitler’in ;Türk Ulusunun alın yazısını da Mareşal Gazi Mustafa Kemal’in yazmış olduğunu ne çabuk unuttuk!
             Hz: Muhammed’in son veda Hutbesinde önemli açıklamaları vardır:”Kadınları hafifçe dövüp sakındırmanıza izin verilmiştir. Kadınların da sizin üzerinizde hakları ,meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir!” Kocarlın karılarını dövme hakları Kur’anı kerimde de ön görülmüştür.
             Tin Suresinin—95’inci sure-- beşinci ayeti aynen şöyledir:
             “Biz, insanları gerçekten mükemmel bir surette noksansız olarak yarattık!”Burada;Kadın ve Erkek ayırımı yoktur.İNSAN tanımı vardır.Tanrı adına konuşan ve hüküm veren Müslüman erkekleri,Kadını aşağılamak için:”saçı uzun,aklı kısa” ve “  eksik etek!””Kadının sırtından sopayı,karnından sıpayı eksik etmeyeceksin!”Emirlerini de Tanrı adına vâz etmişlerdir.
             İnsanların alınlarına tüm amallerini yazmış olan Tanrı, iyilik yazdıklarını cennete,kötülük yazdıklarını da cehenneme atmaktadır.
             Müslüman Din Uleması! Cenneti erkeklerin cinsel ihtiyaçlarını gideren bir genelevine döndürerek, burada da kadınları birer seks edilgeni haline sokmuşlardır.Tüm bu işleri de Allah adına yapmışlardır.
            
             “Allah’ın izni olmadan yaprak bile kımıldamaz; her başarı Allah’ın izniyledir!”Demişler; Allah’ın bir sürü dini bütün Müslüman’a! Karşın neden Mustafa Kemal’e yardım ettiğine de bir yanıt bulamamışlardır. Allah ve Din inancı insanları kandırarak sömürmek için kullanılmıştır! Tıpkı  Mısır’daki Amon ve Diğer çok tanrıları kullanan Mısırlı Rahipler gibi.                       Lütfen alt sahifeyi de inceleyelim!




İzleyiciler

Blog Arşivi