27 Aralık 2011 Salı

507/YİNE DE SENSİN!

                                                                                   
OSMAN TÜRKOĞUZ
            osmanturkoguz@gmail.com
            İzmir;27 Aralık 2011.

                        YİNE DE SENSİN!
            Sokağımdan her geçen SENSİN;
            Her duyduğum ses SENİN sesin.
            Bıraktığın yerde ağacınım,
            Yaprağım da, çiçeğim de SENSİN.

            Kayboldu gözlerimdeki renkler;
            Dilimdeki tatlar da kayboldu.
            Dilimdeki tat, gözlerimdeki renk,
            Yüreğimdeki can da SENSİN.
           
        

506-ANAYASALAR KANLA YAZILIR.BALLI PARMAKLARLA DEĞİL.

                                                                        
            OSMAN TÜRKOĞUZ
                        osmanturkoguz@gmail.com
                        İzmir;27 Aralık 2011.

                                   BU KAFALAR VE BU VİCDANLAR MI?
                                           ANAYASA YAZACAKLAR!
                                               “Anayasalar ve Askerlerin Talimnameleri kan ile yazılır!”
                                                                                  OSTÜZÜ.
Sayın Yozgatlımız; Milletvekillerine bir gecede sağlanan maaş vurgununu savunmak için:”Siz, Merkez Bankası Başkanının maaşını biliyor musunuz!”Buyurmuş. Biz, bir yosmanın bir gecede kazandığını da, Obama’nın maaşını da biliyoruz. Siz, Sayın Bayım;900 Türk lirası aylığa mahkûm ettiğiniz asgari ücretlilerin ve diğer emeklilerin hallerini biliyor musunuz? Sonra da biz, Mecelle’de”Kötü emsal olmaz”yazıldığını da biliyoruz! Siz, bu mantıkla mı Yeniden anayasa yazacaksınız?
1923 yılında; Maliye Bakanımız Rahmetli Hasan Fehmi Ataç Gazi Mustafa Kemal’in huzuruna çıkar ve :”Paşam, vekil maaşlarını düzenleyeceğiz, ne kadar verelim?”Diye sorduğunda; şu tarihsel yanıtı alır:”Öğretmen maaşlarını geçmesin!”Sağ olasınız Oraj Poyraz Beyefendi.
“Ermeniler ve Fransa Türkiye Cumhuriyetini köşeye sıkıştırma yarışındalar. Ne gam! Türkiye bu durumla kaygılı. Hazır Meclis televizyonu da çalışmıyor. Meclis Başkanı Yozgatlı, sürekli siyasetçimiz Bay Cemil Çiçek’in çok gizli bir operasyonu ile Milletvekillerinin ve emekli milletvekillerinin maaşlarına astronomik bir zam yapılmıştır. Bir milletvekilimiz de—MHP’Lİ LÜTFÜ TÜRKKAN--:”Bir haftadır et yemedim!” Demiş. Halkımız, işçilerimiz ve memurlarımızın aylardır et yüzü görmediği bir utanç verici gerçekken Ne Gam? Bay Başkanımızın açıklamaları zamdan daha esef verici değil mi?
            Bay Cemil Çiçek’in her davranışının altında mutlaka bir Çapanoğlu yatmaktadır. Bütün mesele Koloni anayasasının ve cumhurbaşkanlığının hizmet süresinin yeniden oylanmasıdır. Bakınız Meclis Başkanı Bay Yozgatlı Cemil Çiçek Bey bu zamlar için ne buyurmuşlar! Bendeniz okurken utandım siz ne diyeceksiniz bakalım?
            “Milletvekili yüz düğüne gider. Küçücük bir altın yüz seksen lira. Bir altın götürseniz vatandaş:”Koskoca milletvekilinin getirdiği altına bak!”Der. Ortasını götürse Dört yüz lira. Bu zam, ihtiyaçtan dolayıdır ve kişilere sağlanmış bir imkân değil, bir statüyle ilgili imkândır. Biraz gerçekçi olmak lâzım. Dünya parlamentolarındaki bu tür durumlar da dikkate alınarak bir değerlendirme yapılmıştır”Buyurmuş.”Bu, resmi soygunun hukuksal gerekçesi oluyor! Çobanlar derin kan uykusundalar, uyumayanlar da masallarla ve dizi filmlerle uyutulmaktalar.        Sürüden istenildiği kadar kuzu alınsa kimin haberi olabilir ki! Bu kadar utanç verici ve soyguncu bir eylemin hukuka ve hakka uygun açıklaması!   Bu kadar utanç verici ve soyguncu bir eyleme bu açıklama yakışır mı?                                                 Bendeniz Meclisin lokantasında yenilen yemeklerin listesine ve ederlerine bir göz attım: Ağzım açık kaldı. Neden Horoz Billuru—Horoz Taşağı—yok diye çok üzülmüştüm.
            Herkesin çok farklı tarafını dile getirdiği Abdülhamit’iSani Alman İmparatoru Aptal Wilhelm’iSaniyi Yıldız köşkünde ağırlamıştı. Aptal Wilhelm, bir öğle yemeğinde yemiş olduğu iri fasulyeleri çok beğenerek Baş Aşçı Mengenli Hakkıyı huzurlarına çağırarak:
            “Sena beş misli fazla ücret vererek seni Berline götüreyim. Bana her gün o iri fasulyelerden yemek yaparsın!” Talimatını vermiş. Yıldız sarayının aşçı başısı:
            “O yemeği sen yiyemezsin. Ona Horoz Taşağı aşı derler. Bizim padişahımızın sarayında her gün Üç yüz Horoz kesilir. Bunlardan altı yüz horoz billuru elde edilir. Senin sarayında da üç horoz kesilir. Altı Horoz Billuru ile o aş ta pişirilmez!”
            Bu konuşma olduğunda, İkinci Abdülhamit’in sarayının haftalık gideri İstanbul gümrüklerinin bir haftalık geliri olan onyedibin altın idi ve ne ordu ne de devlet memurları aylardır maaş alamıyorlardı. Taksim meydanı ve Haliçteki gemi leşleri satılarak maaşların bir kısmı ödenebilmişti.(Koskoca Milletvekilinin bir hafta et yememesi) Demokrasimizin şanına yakışır mı?
            Sonra, Meclis lokantasında neden Horoz billuru aşı pişirilmez; Milletvekillerimiz Horoz taşağı yemeyeceklerse maaşlarına bu denli zam niye! Fransa’nın ulusal sembolü bir horoz değil mi? Milletvekillerimize yedirelim o horozun taşaklarını bakalım Nikolas Sarkozi’nin gıkı çıkarımı!
            Bu Yozgatlı ve tüm siyasi partilerin değişmez ve demirbaş bakanı olan Meclis Başkanımız Bay Cemil Çiçek Bey unutulur politikacılarımızdan değildir. Mensup olduğu siyasi partiler ya dağılırlar ya da iktidardan düşerler, düşmez, kalkmaz bir Allah bir de Bay Cemil Çiçek Beydir.
           
ALINTIDIR.
Tayyip Erdoğan olaya müdahale etti
++++++++++++++++++++++++++++++

Tayyip Erdoğan Kızılcahamam toplantısında,
     Nevzat Yalçıntaş’ı ve diğer AKP milletvekillerini
        “Siz nasıl Rauf Denktaş ve Doğu Perinçek’in arkasından yürürsünüz!”
          Diye azarladı.  Gazeteler aynen böyle yazdı.

Cemil Çiçek İsviçre'ye garanti verdi, İsviçre devlet televizyonu yayınladı
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Lozan Mahkemesi’nin Ermeni soykırımı davasında karar verdiği akşam, İsviçre devlet televizyonu 1. kanalı STV 1 ana haber bülteni mahkeme kararıyla başladı.
Arkasından İsviçre Adalet Bakanı Blocher ile bir görüşme yansıtıldı.
Avrupa gazetecileri Blocher’e sordular:
 - Peki Türkiye hükümeti bu kararı nasıl karşılayacak?
Blocher canlı yayında cevapladı:
“Meslektaşım Türkiye Adalet Bakanı Cemil Çiçek duruşmalar sırasında buradaydı, görüştük.
Kendisi bana Doğu Perinçek’in aşırı muhalifleri olduğunu belirtti.
Türkiye hükümetinden ciddi bir tepki olmayacak.”

 İsviçre devlet televizyonu 1. Kanalı Ana Haber Bülteni kayıtları,
                Tarihi bir belge ve Tayyip Erdoğan iktidarının suç kanıtıdır.

Cemil Çiçek'in bu garantisi üzerine İsviçre'de hava değişti,
               İsviçre Hükümeti ve Mahkemesi eski tutumlarına geri döndüler.
Mahkeme, Doğu Perinçek'i soykırımı inkâr ettiği gerekçesiyle mahkûm etti.
İsviçre Adalet Bakanlığı, soykırım yasasını değiştirmeyi öngören çalışmasını rafa kaldırdı.
Suç, AKP'nin Ermeni hükümetiyle İsviçre’de yaptığı gizli görüşmelerde sürdürüldü.
O sırada Cenevre’de Dünya Ticaret Örgütü’nde Türkiye’yi temsil eden Büyükelçi Deniz Bölükbaşı,
              "O gizli görüşmeler nasıl yapılır" diye hayretini ifade ediyor
                                                                                                  (Dışişleri İskelesi, Doğan Kitap).

Tayyip Erdoğanlar, Talat Paşa Komitesi’nin Ermeni soykırımı yalanına karşı mücadelesini sırtından hançerlemiştir.


AKP Hükümeti, Berlin mitingini baltalamaya çalıştı
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Talat Paşa Komitesi'nin 18 Mart 2006 günü Berlin’de yapacağı miting ve yürüyüş öncesinde Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi M. Ali İrtemçelik, Alman polisiyle birlikte mitingi baltalayacak gayretlere katıldı ve gazetelere açıklamalar yaptı.

Daha sonra bir Dışişleri yetkilisi Doğu Perinçek'e, İrtemçelik’e bizzat Tayyip Erdoğan’ın talimat verdiğini belirtti.
Sayın Deniz Bölükbaşı, “Dışişleri İskelesi” başlıklı kitabında İrtemçelik’in dürüst bir insan olduğunu belirtiyor.
Umarız İrtemçelik, kendisine yapılan baskı konusunda kamuoyunu aydınlatır.

Alman polisi mitingi yasaklıyor.
Komitenin itirazı üzerine Alman İdare Mahkemesi ve Yüksek İdare Mahkemesi, miting yasağını iki kez kaldırıyor.
Fakat Tayyip Erdoğan’ın Büyükelçiliği Alman polisiyle birlikte mitingi baltalıyor.

Doğu Perinçek, miting başlarken Alman polisinin kendisine verdiği uyarı kâğıdını herkesin gözü önünde yırtıp atıyor.
Uyarı kâğıdında: "Belki suç unsuru sözler söylersiniz, onun için lütfen mitingde konuşma yapmayın" yazıyordu.


"Talat Paşa Komitesi'ni dağıtın" talimatı
+++++++++++++++++++++++++++++++++

Böylece AKP Hükümeti, soykırım yalanına karşı mücadele edenlere cepheden savaş açmış oldu.
Eylül 2006'da Avrupa Parlamentosu AKP Hükümeti'ne
                 "Talat Paşa Komitesi'ni dağıtın" talimatı verdi, aynen bu sözcüklerle.

Talat Paşa Komitesi, Ergenekoncu ilan edildi
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Talimatı alan AKP Hükümeti,
   Talat Paşa Komitesi'ni kapatmak için uygun bir suç maddesi bulamadığı için,
    Konuyu Beşiktaş Özel Yetkili Savcılarına havale etti.
Ergenekon Savcıları, Talat Paşa Komitesi'ni "Ergenekoncu" ilan ettiler.
Ergenekon İddianamesi'ne Talat Paşa Komitesi’nin faaliyetlerini suç eylemleri olarak uzun, uzun yazdılar.

Beşiktaş Savcısı Cihan Kansız, her tutuklamada uzun, uzun Talat Paşa Komitesi’ni sormaktadır.
En son İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Güntekin ve arkadaşlarıyla Aydınlık Genel Müdürü Mehmet Sabuncu ve arkadaşlarına bu soruyu yöneltmiştir!”
            Balkan Savaşında; Bulgarların taarruz ettiği bir Türk alayına, yanında bulunan komşu Türk alayı:”Onlar İttihatçı!” Diyerek yardım etmediği için Bulgarlar her iki Türk alayını da yok etmişlerdir.
            Aynı faciayı Birinci Dünya Savaşında, iki Rus ordusu da Tannanberg’te yaşamıştır. Mareşal Hindenburg’un orduları Orgeneral Samsunof’un ordusuna taarruz ettiğinde, yanındaki Orgeneral Renenkamp, Samsunof’un ordusuna yardım etmediğinden her iki Rus ordusu da imha edilmişti.
            Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yapamadığını yapan, tüm Ermeni hayranı yalancıları dize getiren Cesur ve Vatansever İşçi Partisi Genel Başkanı Doçent Sayın Doğu Perinçek’in peşinden gitmeyi yasaklamak akla ve devlet adamlığına sığar mı? Bu kafalar ve bu vicdanlar mı yeni bir anayasa yazacaklar. Şikago’daki bir Amerikan üniversitesinin bizim için zahmetlere girerek bir anayasa taslağı hazırladığı basınıma yansımıştı. Ne mahzuru olabilir ki! İkinci Dünya Savaşından yenik çıkan Japonya’nın anayasasını Hukukçu olmayan dokuz Amerikan subayı hazırlamadı mı? Ol anayasa hiçbir maddesi değiştirilmeden halen yürürlükte bulunmaktadır.1982 Anayasamız, %92,2 halkın oyu ile onaylanmış olan 1982 anayasamız Onyedi sefer değişikliğe uğratılarak yüz on maddesi değiştirilmişti. Hem de sağcı siyasi iktidarlarca. Bu anayasaya Darbe anayasası demek için insanların vicdanlarının sağır olması gerekmez mi?
            MHPartisine mensup ve dahi Bütçe görüşmeleri sırasında MHP grubu adına 2012 Bütçesini tenkit eden Bay Lütfü Türkan da,”bir haftadır et yiyemediğini “ağlamaklı bir ses tonu ile dünyaya duyurmuştu, bu haliyle de süper zammın çıkmasına ayak olmuştu. Tanrı dağından ve Hira dağından gelen bir inanca sahip bu Beyimizi haklı bulmamak ne mümkün? Alacağı süper zamla bu dağların toplam yüksekliğini geçmesi gerekmez mi? Kurt onları dünyaya çıkarmada kullanılan bir simge olduğuna ve dahi kurtlar yalınız etle beslendiklerine göre et yiyememesi çok sakıncalı değil mi?
            Yeni Cumhuriyet Halk Partisi, iş işten geçtikten sonra, kapı dayaklamada!135 Milletvekiline sahip olan bu YeniCe-HE-PE, iş bu vurgun ve dahi talan kanunu oylamasına ondokuz milletvekili ile iştirak etmiş. bir milletvekili  cüzdanına el basarak yasanın çıkmasına oy vermiş; buraya kadar güzel,amma etik olmayan bir utan verici duruma ne demeliyiz?Yüz ondokuz milletvekili neredelermiş?Asıl suçlu ve omurgasız olanlar bunlar değil midir?
             Sayın Beyler ve Sayın Et dahi yiyemeyenler! Anayasaları Kurucu Meclisler hazırlar. Bunun adına:”Assemble Constitityonel” denilir. Sizler, asgari ücretlilerin ve emeklilerin hayat şartlarını hiçe sayarak Tanrı dağı kadar görkemli Türklüğünüz ve Hıra dağı kadar inancınızı da göz ardı ederek, bir gaza yapmışçasına bütçeden ganimet alan sizler, Anayasa Yapma yetkisinden yoksunsunuz. Sayın ET yiyemeyenlerimiz; sizlerin neler yediğiniz ortada, Silivri’de, Hardal’da tutsak edilenler ve bankalardan terhis teskeresi alanlar da ortada.

505/KÖR DİLENCİN OLMAK

                                                                    
OSMAN TÜRKOĞUZ
                        osmanturkoguz@gmail.com
                        İzmir;27 Aralık 2011.

                                   KÖR DİLENCİN OLMAK!
                        SENİ görmediğim günler, karanlıklar kaplar dünyamı;
                        Issız, ışıksız kalırım; Ölü karıncalar oyar gözlerimi.
                        Caddeler boyunca dolanır, dururum.
                        SENİ görmediğim zamanlar,                                                                                                      Bahçemdeki tüm çiçekler solar,
                        Gönül kuşlarım da ölürler birer, birer,
                        Sokaklar boyunca Kör dilencin olurum.
                      Mutluluklar akar gider gözümden;
                        Tüm güvercinlerim de yarasa olurlar,                                                                           Gönlümdeki tüm saraylar da yıkılır,
SENİ gördüğüm zaman;Tüm yarasalarım da güvercin  olurlar,                                                                                                                                                bahçemdeki tüm çiçekler açarlar,                                                                                                                                                          Kokusu da gönlüme dolurlar.

           

İzleyiciler

Blog Arşivi