2 Temmuz 2011 Cumartesi

408-NİSA SURESİ YORUMU!

                                                            
OSMAN TÜRKOĞUZ
Çeşmealtı;02 Temmuz 2011./10 Ocak 2010ve 1999’da

                                                TÜRK DİLİ İLE İBADET:2’DEN
                                                          
HER ARAPÇA ŞARKIYA ÂMİN!
Köyümüzde yalınız bizim evimizde pilli radyo vardı. Amerikan ordusunun BA/70 bataryası ile mükemmelen de çalışırdı. Köye izinli geldiğimde, evimiz ziyarete gelen meraklılarla dolup, taşardı. Öyle ya;”Ali Osman’ın oğlu”,köyümüzden çıkan ilk subaydı. Hemi de jandarma subayıydı ve üniforma da ona çok yakışmıştı. O pilli radyo çok işime yarardı. Açardım yanık sesli bir Arap radyo istasyonunu; parmağımla da sus işaretini verdikten sonra da:”Kuran’ı Kerim!” Derdim; ses ve şamatalar kesilir; tüm kadın ziyaretçiler huşu içersinde ve gözyaşları eşliğinde bu şarkıyı dinlerlerdi.
Zaman geçti; bir de baktım ki, Kızıltepe’de konuşlanmış bir seyyar jandarma alayına komutan olmuşum. Sayın Demirel de MC hükümetini kurmuş! Erbakan da; Mardin önünden, Nusaybin’e kadar uzanan o dar şerit ovaya ŞEKER PANCARI FABRİKASI kurma sözü vermiş. Raporlarımızı verdik. Gece ve gündüzün soğuk farkı, ekilecek pancarların yapraklarını kavuracağını ve olumsuzlukları vurguladık. Bakanlar kurulundan karar çıkmış. Daha önce de bir traktör fabrikasının temeli büyük bir törenle  atılacak. İlle de Kuran’ı Kerim’den bir sure okunsun denilmiş! Denilmesine denilmiş amma ve lâkin Kuran’ı Kerim’den sure okuyacak adam bulunamamış! Birisini bulmuşlar. Adamcağız bana geldi:
“Komutanım, ben yalınız Meryem suresinden bir parça biliyorum, ne yapayım?”Dedi.
“Sen akıllı bir adamsın; olmazsa Arapça; yalellisi olmayan bir şarkı okursun, olur ve biter!” Dedim. Adamcağız, gür sesi ile bir şeyler okudu ve çok ta alkış aldıydı. En çok alkışlayan d MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan olmuştu!
                        Şimdi, bir de Rahmetli Mithat Cemal Kutay’ı dinleyelim:
“İttihat ve Terakki Partisi, ELHEZER’E karşı, Medine’de Süleymaniye’ye benzer medrese kurmaya karar verir, hazırlıklar yapılır, iktidarın üç paşası Talat, Enver ve Cemal paşalar, kalabalık bir kadro ile Medine’ye temel atma törenine gelirler.
Bir makbul ikram olan develer kesilmiş, karşılama hazırlıkları yapılmıştır ve MEHMETÇİK yerine adı OSMANCIK olan tören bölüğü de, hazır ol vaziyetinde şehrin girişinde, misafirleri beklemektedir.
Arap bedevi kadınları, ellerinde defler, yanık sesleri ve benzerlerini bugün ARABESK müzik türünde dinlediğimiz şarkıları seslendirmektedirler. Şarkıların sözleri deve etinin lezzeti üzerinedir: Kebabının, kavurmansının, haşlamasının başka hiçbir et türünde olmadığını açıklıyor!
Eşref Bey—Kuşçubaşı Eşref’,Teşkilat’ı Mahsusa’nın kurucusu ve Arabistan sorumlusu Jandarma Yüzbaşısıdır. 150’liliklerdendir.Af ile dönmüş ve 1962’de Söke’de ölmüştür, Enver Paşa’nın yaverlerinden birisi olan kardeşi Kuşçubaşı Sami de, Mustafa Kemal’e suikast için gelmiş olduğu Bozdoğan’da, jandarma tarafından ayağından vurularak yakalanmış ve yargılanması sonunda altı arkadaşı ile asılmıştır.1926.Ostüzü—misafirleri selamlayacak OSMANCIK TABURU’NUN HAZIROL durumundaki askerin önünden geçerken, bakıyor ki birkaç Mehmetçiğin gözlerinden yaşlar akmaktadır. Şaşırıyor ve soruyor:
“-Oğlum, neden ağlıyorsun?”
Mehmetçik, esas duruşunu bozmadan cevap veriyor:
“-Kumandanım, Kur’an okunması içimi doldurdu! Demiş.
Arapçanın birbirinden çok farklı lehçelerini iyi bilen Eşref Bey, bu pırıl, pırıl yürekli Anadolu çocuğunun yüce duygularını, deve etinin ayrıcalığı acı gerçeğiyle bulandırmaktan kaçınmış, heyet içindeki Şeyhülislam ve Evkaf Nazırı Mustafa Hayri (Ürgüplü)-Gümrük Eski Bakanı ve Başbakanlarımızdan Suat Hayri Ürgüplünün babası. Ostüzü.-Efendiye anlatarak demiş ki:
“-BU MİLLET, KUR’AN’ VE DİNİ KENDİ DİLİYLE YERİNE GETİRİNCEYE KADAR DEVE ETİNİN KASİDESİNE DAHA ÇOK ZAMAN GÖZYAŞI DÖKERİZ!    
Ümmetçilik akımını Abdülhamit’inde desteklemesi üzerine hutbedeki Türkçe kelimeler de çıkarılmıştı. Abdülhamit; bir gün Eğinli Sait Paşaya:
“-Elimden gelse, bu milletin dilini Arapça yapardım!”dediğinde, gerekli yanıtını da almıştı:
“O zaman küçük bir Arap kabilesinin şefi olurdunuz padişahım!”Bu durumlara çok içerleyen Kemalpaşa zade Sait Bey, şu dörtlüğü yazarak, Türkçe ve Türklük düşmanlarına yollarını göstermişti:
                        “Arapça isteyen Urbana gitsin,
                        Acemce isteyen İran’a gitsin,
                        Frengiler Firengistana gitsin,
                        Kİ BİZ TÜRKÜZ, BİZE TÜRKÇE GEREK.
31 Mart olayını yaşayan Mehmet Akif Ersoy, bakınız halimizi nasıl anlatmış. Bugünlerde, bir 31 Mart olayının daha hazırlanmakta olduğunu gören ve hisseden var mıdır?
“Şu bizim halkı uyandırmadadır varsa felâh,
Hangi bir millete baksan uyanık.Çünkü sabah.
Hele biçare şeriatla nasıl oynanıyor,
Müslümanlık bu mu yahu? Diye insan yanıyor,
Gölgesinden bile korkup, bağıran bir ödlek,
Otuz üç yıl bizi korkuttu ŞERİAT diyerek.
Vahdeti muhlisiniz, elde asa çıktı herif,
Bir alay zabit kestirdi, sebep “Şeri Şerif!

Karı dövmüş, boşamış,”emri ilahi” ne denir
Bunların emin ol hepsi cehalettendir. “
Bursa’da bir kamet olayı vardır. Türkçe ezan okunmasına kızan bir sürü zır ,zır cahil ayaklanarak, tepkilerini sürdürmek istemişlerdi. Bakanlarından önce, Bursa’ya yetişen Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal; olayın gereğini yaparak, akşam yemeğinde o ünlü söylevini de vermiştir. Ezan namaza çağrı içindir; kamet’te namaza başlamak için okunur. Şimdi, Kamet’in Türkçesini okuyalım:
                                   KAMET
                        (Namaza Başlama)
            “Tanrı uludur,
            Şüphesiz bilir, bildiririm
            Tanrı’dan başka yoktur tapacak,
            Şüphesiz bilirim, bildiririm.
            Tanrı’nın elçisidir Muhammet.
            Haydin namaza,
            Haydın felâha,
            Namaz başladı,

İzleyiciler

Blog Arşivi