22 Haziran 2011 Çarşamba

399-ERKEK DEVE İLE DİŞİ DEVEYİ AYIRT EDEMİYENLER.-DENENMİŞİ DENEMEK,APTALLARIN VE HAİNLERİN İŞİDİR

                                         

                        OSMAN TÜRKOĞUZ
                        osmanturkoguz@hotmail.com
                        Çeşmealtı;23 Haziran 2011.

                        ERKEK DEVE İLE DİŞİ DEVEYİ AYIRTEDEMEYENLER!
“Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, içerideki cephenin suskunluğudur.”Gazi Mustafa Kemal.
“Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki, sinesinden yetiştirerek başına taç ettiği adamların kanındaki ve vicdanındaki cevheri asliyi çok iiyi tahlil etmek dikkatinden bir an tevakki etmesinler.”Gazi Mustafa Kemal.
Ne kadar az bilirseniz, o kadar şiddetle saldırırsınız!”Filozof Bertrand Russel.
“Türk’ten vezir olmaya ve yeniçeri alınmaya!”Osmanlının kanunu.(243) Sadrazamdan yalınız ve sadece (10) Sadrazam Türk asıllıdır.
“Sırtını kürke, kapını Türk’e alıştırma!”Osmanlının özdeyişi.
“Türk değil mi Marsıvanın eşeği; eşek değil, eşekten de aşağı!”Osmanlının Türk’ü tanımlaması.
Kendi ordusuna katlanamayan uluslar, başka ulusların ordusuna katlanmak zorunda kalırlar.”Cornelio Puplio Casio, Roma,(55-117)
“Eğeri kaltağ Osmanlı,
Şalvarı şaltağ Osmanlı,
Ekende yok, biçende yok,
Yiyende ortağ Osmanlı”Türk Halkının Osmanlıya bakışı.

            Abdullah, Küfe’deki hurmalıklarından toplamış olduğu hurmaları erkek devesine yükleyerek Şam’a satmaya gelir. İşi iyi gider, akşama varmadan tüm hurmalarını iyi bir fiyata satar. Eşine ve çocuklarına alacaklarını alarak Şam’ın dışarıya açılan kapısına gelir. Bir Arap bağırarak devesinin yularına yapışır. Bir yandan tanık toplamak için bağırırken bir yandan da:
            “Bu dişi deve benim!”Diye semavatuzemini inletir. Kalabalık, devesini elinden aldıkları Abdullah’a sıkı bir de sopa çekerlerken, Emir Muaviye’nin Zaptiyeleri yetişerek Abdullah’ı bu kızgın kalabalığın elinden alırlar. Adamın “bu dişi deve benim!” İddialarına toplanan kalabalık ta yeminle tanıklık ederler. Dava Süfyan oğlu Hindi’den doğma Emir Muaviye’nin huzuruna getirilir. Davacı, Davalı, dava konusu deve ve 500 tanık huzura alınır. Davacı:
            “Bu dişi deve benimdir, bu adam bana ait deveyi çalmıştır!” Der. Tanıklar da hep bir ağızdan:
            “Eveeeet! Bu dişi deve bu davacıya aittir. Allahıımız, kitabımız üzerine yemin ederiz!”Diye beyanda bulunurlar. Abdullah ve Abdullah’ın ellerini yalamakta olan devesi şaşkınlık içindedirler. Emir Muaviye Sanık Abdullah’a dönerek:
            “Bu işe sen ne diyorsun!” diye sorduğunda, Abdullah:
            “Sayın emir Hazretleri bu deve bir kere dişi değil, erkektir. Benim Küfe’deki dişi devemden olmadır! Der.Emir Muaviye kararını verir:
            “Bu dişi devenin Şikâyetçiye ait olduğu yeminli tanık beyanlarından anlaşılmakla, ol devenin şikâyetçiye teslim edilmesine karar verdim’” Der.
Zavallı Abdullah, gözyaşları dökerek devesinden ayrılır ve bir hana gider. Gözlerini uyku tutmaz.gecenin kör böğründe iki zaptiye gelerek Abdullah’ı Emir sarayına götürürler.Abdullah,ellerinin kesileceği korkusu içindeyken,kendisini emir Muaviye’nin huzurunda bulur.Emir Muaviye kendisini,güler yüzle ve ayakta karşılar:
“Abdullah, o erkek deve senindir. Devenin bedeli kaç Dinardır? Diye sorar. Fakir Abdullah:
“10 Dinardır Emir Hazretleri!” Der. Muaviye, büyük bir çıkın uzatarak:
“Devenin bedeli olarak sana iki yüz altın veriyorum. Yalınız bu diyeceğimi Ali’ye anlat:
            Benim arkamda erkek deve ile dişi deveyi ayırt edemeyen 20.000 kişi var. Bunu O’NA söyle, O anlar!” Der.
Bütün mesele burada düğümlenmektedir.
“Anayasa değiştirilecekmiş!’” Yanıt:
“Değişse ne olurmuş! Bu benim işim değil.
“1982 anayasasına nasıl oy vermiştiniz?”
“Evet, oyu vermiştim!”
Hiçbir anayasamızı açıp ta okudunuz mu?”
“Hayır, hiçbir yazılı anayasayı da görmedim!”
Sizin %92,07 oyla kabul ettiğiniz Anayasamızda kırmızıçizgiler var. Bunları da değiştirsinler mi?”
“Naparlarsa yapsınlar, beni ilgilendirmez gari!”
Ünlü Kazanova bir Kontesten belsoğukluğu aldığının sabahı,Kontesin kapısını çalar ve:
“Madam; sizden belsoğukluğu almışım!” Der. Kontes, gayetle sakin:
“Mösyö, ben bende olanı veririm!” Diye yanıt verir.
Tüm çağ ve Türklük düşmanları Ulema oldular da çıktılar. Garibanın birisi bana tarih ve sosyoloji öğretmeye kalkıştı:”Osmanlı, 600 sene Eyalet sistemi ile ayakta kalmış! Amerika bile Eyalet sistemini Osmanlıdan almış!”HADİ CANIM SENDE, ŞAŞKOLAZLAR!
Osmanlı devleti Anadolu’yu tamamen ele geçirdiğinde ve Rumeli’nde de geniş topraklar kazandığında iki Beylerbeyilik ihdas etmişti. Rumeli Beylerbeyiliği ve Anadolu Beylerbeyiliği. Rumeli Beylerbeyiliği protokolda önceliğe sahipti. Etnik yapıya göre Eyalet sistemini Avrupa’nın zoru ile kabul ettik. Her etnik yapıdaki eyaletimiz ayrı birer devlet olarak bağımsızlıklarını kazanmışlardır. Bütün etniklerimiz birer bağımsız ulus olduklarında Osmanlı—Türk unsuru—Ümmetçi olarak kalmış ve felaketlere uğramıştı. Amerika Birleşik Devletleri, Federe devletlerin birleştiği bir devletler topluluğudur. Ama, İngilizce bilmek ve resmi dil olarak İngilizceyi kabul etmek şarttır. Osmanlı devleti,23 Aralık 1876 tarihinde; alelacele kabul ettiği 1831 tarihli Belçika anayasasına göre de, Türkçeyi devletin Resmi dili olarak kabul ettiği gibi Osmanlı devlet memurluğu için de Türkçe bilmeyi de şart koşmuştu. EYALET VE AYRI DİL=Federe Devletler. C’est Tous.
Mesele Rusya’nın dağılmasından sonra, dünyanın en güçlü üniter devleti ve en güçlü ordusuna sahip olan Türkiye Cumhuriyetini dağıtmaktır. Bu Amerikalı bir Profesörün 1991 senesinde verdiği konferansında belirttiği gerçektir. Bakınız Mareşal Gazi Mustafa Kemal,06 Mart 1922 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisinden dünyaya nasıl seslenmişti:
           
                        “EFENDİLER!”
“Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak,bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi.Halbuki,hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle,ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih, böyle bir hâdiseyi kaydetmemiştir!”Gazi Mustafa Kemal.
Bir yeni anayasa yapma sözüdür sürüp gitti. Nasıl yeni bir anayasa yapılacağı seçmenlerimize ve kamuoyuna açıklanmadı. Bir yandan da Amerika birleşik devletlerine bir vali başkanlığında çok sayıda kaymakam gönderilerek Eyalet sistemleri incelettirildi ve bir Amerikan Üniversitesi de Türkiye için yeni bir anayasa taslağı hazırladıklarını dünyaya ilan etti.
Mustafa Kemal Atatürk te,  yıllarca önce, Türk halkına tarihi nasihatini bildirmişti:
“Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki,
bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.”
Bulgur, Nohut ve beleş paralar tükenir giderler, Kölelik ise sürekli olarak bir ulusun yaşamında kalır. Tevhidi Tedrisat Kanunu yürürlükten kaldırılacak; Tekke ve Zaviyeler yeniden Türk Toplumunun başına sarık gibi dolandırılacak; cennette 72 nikâhlı eş, her gün bakireleşen 100 Huri ve dahi sayısın Gılman masalları ile uyutularak sürüleştirilecek. Ondan sonra, kadınlara yüklenilecek. Gel keyfim gel. Dışarıda Kölelik, içeride Efelik gösterileri sürdürülecektir.Türk toplumu tüketici bir toplum olarak bırakılacaktır.Akılları sıra!Osmanlı Geri gelecekmiş!Hazıra konmaya mı?Alevilik dışlanacak,mezhep ve tarikat çekişmeleri içinde bocalayan bir Türk toplumu ortaya konulacaktır.











398--DURU GÖRÜ.

                                             
OSMAN TÜRKOĞUZ
                        osmanturkoguz@hotmail.com
                        Çeşmealtı;22 Haziran 2011.
           
                                   DURU GÖRÜ!
            Gazi Mustafa Kemal Atatürk,”köle milletlerinin uyanışlarını gördüğünü” söylemişti. O’NUN yanılmış olduğu hiç görülmemişti. Bugünkü Vatan gazetesinde, çok ilginç ve hiç beklenilmeyen bir Devrim haberi yayımlandı. Mısır’da İslam Dünyasının ünlü El Ezher Üniversitesinin Büyük İmamı Sayın AHMED EL TAYYİP’İN, Mısır için 11 maddelik bir anayasa taslağını ilan ettiği tüm dünyaya duyurulmuştur.
            Önce; Mısırlı Bilgin Şeyh Raşit Rıza’nın, 1909’da yayımladığı “Dünya Müslümanlarının Hali, s.9’da ileri sürmüş olduğu yargısını vermek istiyorum:
            “Çok kere Müslümanlar, gerçek olmayan şeylere; Erenlerin, Evliyaların olaylarda etki yaptıklarına inanmaları ve Allah’ın yarattığı kanunları bilmemeleri yüzünden geri kalmışlardır!”Besim Atalay, Türk Dili ile İbadet, s.108.Osman Türkoğuz, Nurculuk, s.10
            Dini çağdışı şekilciliğe indirgeyen İslam ülkelerinin hallerine bir bakmamız yeterlidir sanırım. Dondurulmuş ve kadınların giyim ve davranışlarına odaklanmış bir ilkel düzenin korunması ve de kölelik.                                                                                  Mustafa Kemal sayesinde, insan onuruna kavuşan Kadın ve Erkeklerimizin ilkellik vadisine sürüklendirilmesi savaşı. Beleşten dağıtılanların,”Dâhili ve Harici Bedhahların “ hatırı için insan onurundan vazgeçme! Kul ve Köle İslam ülkelerinde Gazi Mustafa Kemal’in ülkemize getirmiş olduğu sosyal düzeni getirme savaşı.
            Şimdi de gelelim şu ünlü habere:
            “EL EZER’DEN LAİKLİK ÇAĞRISI”
            “Sünni âleminin en büyük otoritesi El Ezher,Mübarek sonrası Mısır’da demokratik ve “dini”ögelerden arındırılmış anayasal devlet çağrısında bulundu.”
            “Arap Baharı’yla 30 yıllık Hüsnü Mübarek rejimini sona erdiren Mısır’da yönetimi elinde tutan Yüksek Askeri Yönetimi, yeni anayasa ve yeni hükümet çalışmalarına  devam ederken, Sünni âlemin en büyük otoritesi kabul edilen El Ezher, Mısır’ın geleceği konusunda tarihi öneme sahip bir bildiri yayınladı. Haftalardır ülkenin önde gelen entelektüelleri ve dini liderleri ile toplantı yapan El Ezher’in Büyük İmamı Ahmed El Tayyip,”Dinden arındırılmış, modern ve demokratik bir Mısır’ı desteklediklerini ilan etti. Fransız Haber Ajansı AFP, laiklik kelimesine vurgu yapmadan din ve devlet işlerini tamamen birbirinden ayıran Dini Liderin konuşmasını “İslami otorite, modern ve Laik bir Mısır istiyor” başlığıyla abonelerine duyurdu.”
                       “BİLDİRİ! DEVRİM’ NİTELİĞİNDE’
            “El Ahram gazetesi, El Ezher’in bildirisini “Tarihi” olarak niteledi. Bağımsız El Şoruk gazetesi ise “Devrim” nitelemesinde bulundu. Gazete, bildirinin yazılmasına Kıpti azınlığın ve aktivistlerin de katkıda bulunduğunu ifade etti.El Tayyip’in Devlet Televizyonu’nda açıkladığı 11 maddelik bildiride şu görüşlere yer verildi:
             “1*İslam öğretisi tarih boyunca hiçbir zaman dini veya teokratik bir devlet deneyimi olmamıştır. Teokratik devletler her zaman otokratik ve insanlara eziyet eden devletler olmuştur.”
            2*El Ezher olarak Mısır’da güçler ayrılığına  dayalı ve tüm vatandaşlarına  eşit hakları garanti altına alan modern,demokratik ve anayasal  bir hükümet  kurulmasını destekliyoruz.”
            “3*İfade özgürlüğünü ve özgür seçimleri destekliyoruz. Kadın ve çocukların hakları korunmalı. Parlamento, yasa yapıcı tek otorite olmalıdır.”
            “4*Yeni anayasa yazımında İslami Hukuk “temel kaynak olarak” kalmaya devam etsin, ayrıca Hrıstiyan ve Yahudilerin de hakları korunsun.”
            5*”Tüm dinlerin ibadethaneleri korunsun. Irkçı ve dine hakaret konuşmaları suç sayılsın.”
            “6*El Ezher bağımsız yapıya kavuşturulsun. Yüksek İmam Şurası Üyeleri devlet başkanı tarafından atansın. Devletten bağımsız olarak kendi kadrosu tarafından seçilsin. Ancak El Ezher’in devletten bağımsız olarak kalması Arap dünyasındaki liderlik rolünü kaybedeceği endişelerine yol açtı”!DIŞ HABERLER.
            Herkes çağa ve aya; bizimkiler geriye ve de yaya.
           
           

           

İzleyiciler

Blog Arşivi