17 Nisan 2011 Pazar

361-DÜNYADAKİ EN İYİ DİN HANGİSİDİR?

             OSMAN TÜRKOĞUZ                                       
            osmanturkoguz@hotmail.com
             İzmir;17 Nisan 2011.

                        “DÜNYADA EN İYİ DİN HANGİSİDİR!”
                        Din Bilgini Leonardo Bogg’un Dalay lama’ya sorusu.
“Düşünce özgürlüğü için temel sav, bütün inançların kuşku götürür olmasıdır!”Bertrand Russıll.
“Korku, temel inançların ilham kaynağıdır. Korkuyu fethetmek bilgeliğin başlangıcıdır.”Bertrand Russıll.
“Bu sahna yedi bin senelik Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk, tabiat yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk, tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı, onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu, TÜRK OLDU!” M.Cemal Kutay, Türkçe İbadet, C.1.S.48-49-Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal’in Prof.Dr. Eujen Piccart’ın “Türk Nedir”tezine yanıtıdır. Tüm insanlarda başlangıçta, doğa güçlerine karşı derin bir korku vardı. İşte, tanrı kavramının ve din’in en derin kökleri. Uzun boylu anlatmaya gerek var mıdır?

            Biz, bu sorunun yanıtını almadan önce insanoğlunda din ve tanrı kavramının gelişmesinden kısaca söz edelim diyorum.
            Ayrı kıtalarda yaşamış olsalar da insanlar tarih boyunca aynı idrak ve zekâ çizgisi üzerinde hareket etmişlerdir. Muhakeme+ Zekâ= Akıl çağına erişme dönemi. Ne olduğunu ve nedenini bilemedikleri doğal güçler dikkatlerini çekmişti. İnsanlığın yücelişini incelersek çok ilginç bir çizgiyi buluruz.                                                                   Mağara dönemi, göl evleri dönemi, çamurları işleme dönemi, ağaçları kullanma dönemi, en yumuşaklarından başlayarak en sert metalleri kullanma dönemi, en yumuşak yaratılıştaki hayvanlardan başlayarak yabani hayvanları ehlileştirme dönemi, yazıyı bulma dönemi, kâğıdı ve camı bulma dönemi, sıfırın ve tekerleğin keşfi ve bugüne geliş. Ama bir tek şey değişmemiştir: İnsanoğlunun, KENDİİSİNİ ÇOK GÜÇSÜZ VE ZAVALLI KABUL EDEREK BİR YÜCE VARLIĞA İNANMA. YAN GELİP YATARAK HER ŞEYİ DE ONDAN DİLENME! Bu Yüce varlığı kullanan Madrabazlara  kul ve köle olma sürüp gitmektedir..
            MÖ.20’inci yüzyılda Sümer ülkesinde yaşadığını; Arabistan’a, Mısır’a ve Lübnan şeridine göç ettiğini bildiğimiz Hz. İbrahim—Abraham—konusunda Tevrat’ta ve Kur’anı Kerimde anlatılar vardır. Güneş’i tanrı kabul ettikten sonra gerçek Tanrıyı bulmuş olduğu rivayet edilmektedir. Tevrat’ta da başka özellikleri açık ve seçik anlatılmaktadır. Karısını önce Firavun’a sonra da durum anlaşılınca kaçmış olduğu Filistin Kıralına “Kız kardeşim” diyerek armağan ettiği anlatılmaktadır. Kur’anı Kerim Müslümanlığa” Hz. İbrahim’in dini” demektedir.          Mısır Firavunları tarihi ise daha başka şeyler anlatmaktadır.

İzleyiciler

Blog Arşivi