28 Mart 2011 Pazartesi

346-ÜÇ DEVİR,ÜÇ BENZERLİK.

                                           
OSMAN TÜRKOĞUZ   
         osmanturkoguz@gmail.com
         İzmir;07 Aralık 2008                                       

ÜÇ DEVİR VE ÜÇ BENZERLİK.

                  “Göz kamaştırıcı nesnelerin parıltısı arttıkça;
                   İnsanların iç gözü de o derece körleşir.” Gılgameş Destanı,3’üncü tablet, Enkidu’nun söylemi.   
                  “Delilik, aynı şeyi tekrar, tekrar yapıp, farklı        Sonuçlar çıkarmaktır.”Alberte Einstein.                                                                                                                                                                                                                                                                                                           
                   “Ayrıca; demokraside, yolsuzlukların önüne                                                   geçmeye olanak yoktur.”                                                                                                   Büyük Dariyüs (M.Ö.522)

                   Devlet ve hükümet şekilleri üzerine Eskiçağ Filozofları epeyce kafa yorarak, kitaplar yazmışlar, kitaplara geçen sözler söylemişlerdir.
Doğal olarak, bu gibi şeyler, araştıranlar için vardır.
Rahle önlerinde, Elif, Cim, Dal’la alınan icazetlerde bu gibi konuların geçmesi düşünülemez.
Çöl Arabı’nın ve İran Mollalarının icazetleri, bu gibi konulara dokunmayı cehennem ateşi ile cezalandırdığından beri; ilmi tartışmalar: ”Ol Mübarek”, ile başlayıp,” Ol Mübarek” ile de sonuçlanmaktadır.
Mareşal Gazi Mustafa Kemal’den (88) sene sonra, hâlâ onu anlayamayanlara ve anlamak istemeyenlere ne söylesek azdır.

344-BAHAR UYKUSUNA YATMAYALIM.

OSMAN TÜRKOĞUZ
osmanturkoguz@hotmail.com
İzmir; 28 Mart 2011.


BAHAR UYKUSUNA DA YATMAYALIM!

Bendeniz, İngilizce dil öğretmenliği için Güneydoğu’da görevlendirilmek üzere 40.000 yabancı uyruklu öğretmen ithaline dair düşüncelerimi sizlere iletmiştim. Bugünkü SÖZCÜ ve Vatan gazetelerinde, Profesör Dr. Sayın Çeçen Yıldız ile Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun aynı doğrultudaki değerlendirmeleri yayımlanmıştır.
Lütfen uyumayalım artık.
Hiç olmazsa İlkbaharı ve Yazı uyanık geçirelim.
Bu genel Seçim son genel seçim olabileceği gibi, ülkemizin bütünlüğüne yönelik tehlikelerin sandığa gömüldüğü,
Amerikalıların iğrenç rüyalarının da sona erdiği bir şahlanış olabilir.
Lütfen.

342-KÖMÜRDE DİNAMİT VAR!

OSMAN TÜRKOĞUZ
osmanturkoguz@hotmail.com
İzmir;26 Mart 2011.


“KÖMÜRDE DİNAMİT VAR!”


Bu çok önceleri seyretmiş olduğum bir filimdeki şifre cümleydi: gemilerin patlama nedenini araştıran bir ajan, kömürlere atılan dinamit olgusunu üstlerine bu cümle ile bildiriyordu.
40.000 Yabancı uyruklu İngilizce öğretmeni ithal edilecekmiş!
Dikkat! Dikkat! Milli Eğitimimizde dinamitler varr!
Amerikalılar, 1960’tan sonra da (7000) Barış gönüllüsü CİA Ajanını ülkemize sokarak Türk Ulusunun para-Psikolojik haritasını çıkarmışlardı.
Manavgat’ta görevli bir barış Gönüllüsünün mektubunu bir rastlantı sonucu bulmuş ve dehşete kapılmıştım.
Bir kimsenin aile fertleri hakkında o kadar sinsice hazırlanmış sorular vardı ki, bu sorulara verilmiş olan yanıtlara göre de Fatsa-Çorum-Kahraman Maraş-Hatay olayları organize edilmişti. Haddim ve hakkım olarak uyarıyorum:
“Bu İngilizce öğretmenlerinin hepisi de birer AJANDIR! Genel Seçimler için ve genel seçimlerden sonra yapılması planlanan Ülkemizi bölme işi için görevlendirilmişlerdir. Benden söylemesi...

343-TEKLİFİMDİR

OSMAN TÜRKOĞUZ
osmanturkoguz@hotmail.com
İzmir;27 Mart 2011.

TEKLİFİMDİR!
Sizlerin dahi dikkatlerinden kaçmadığına eminim: BAZI ”TAKLİB’İ HÜKÜMET SANIKLARI” ÖZEL yetkili müddei hususilerin talepleri üzerine çok ve dahi çok yetkili ve dahi “TÜRKİYYE BAŞSAVCILIĞINI İLAN EDEN SAYIN RECEP BEYDEN DE DESTEKLİ, Özel mahkemelerce usulüne uygun bir biçimde, tutuklanma itirazları reddedilecek şekilde, tutuklananlardan Kanser olan, ölen ve kendisini kaybeden tutuklular bulunmaktadır.
Adaletin gerçekleşmemesine yönelik bu gibi olguların da ol yetkili mahkemelerimizce yasaklanmasını arz ve dahi istida etmekteyim.
Kırmızı renkli şeylerin kullanılması yasaklanmış’Benim kanım da ebaencet al, bu konuda ne yapmamı önerirler acabaaa!

341-LİBYA'YI JAPONLARA BOMBALATANLARA!

osmanturkoguz@hotmail.com
İzmir;25 Mart 2011.


LİBYA’YI JAPONLARA BOMBALATANLARA!
İTHAF EDİLMİŞTİR.
“KENDİ ORDUSUNU TAŞIYAMMAYAN ULUSLAR, BAŞKALARININ ORDUSUNU TAŞIMAK ZORUNDA KALIRLAR!”Poublio Cornelio Tacito,MS.55-117.Romalı.


19’uncu asrın ikinci yarısında; Afganistan’a saldıran İngiliz Emperyalizmi, birleşik Afgan kabileleri tarafından korunan Hayber geçidini bile aşamamışlardı.
Afganistan’ın (480)kilometre altında bulunan dünyadaki petrol rezervesinin%65’ine sahip körfez ülkelerini kontrol etmek için, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği de, iç hainlerle birleşerek, Afganistan’ı işgal etmişti. İç çekişmelerini bir kenara bırakan Afgan kabileleri Rusya’ın erken çökmesini de sağlamışlardı. Bu birleşme; aynı dili konuşan, aynı dine sahip Arap ırkının tanımadığı bir kavramdır. Fransız devleti adına Yahudi dönmesi bir Sarkozky, sözde uyanıklık yaparak Libyalı iç hainlerin yardımı ile Libya’ya saldırdı. Amerika durur mu!”İnsan haklamalarını” kıskanarak, Irak’taki mezalimlerini diğer İslam ülkelerinde de sürdürmek için harekete geçti. Ve uşaklarını da peşlerine taktı. Oysa Amerika’da işlenene insanlık suçları dakikalar sürecine inmişti. Libyalılar, Arap karakterlerini göstermekte gecikmediler.
Sayın Recep Beyimiz sormuşlardı:”Nato’nun Libya ‘da ne işi var?”
Ben de kendilerine soruyorum:”Bizim Libya’da ne işimiz var?
İki Koalistiyorsan –Benzin uçağı düşürüldü. Pilotları sağ ve dahi salimen kurtuldular! Bendeniz, haddim olarak Sayın Recep Beyimize soruyorum. Çünkü ben Halkım:
“Siz,bu “petrol haklama” güçlerinin asa kirlerinin sağ ve salimen memleketlerine dönmeleri için de dua ettiniz mi?Yoksam,Irak’a ölüm getiren Amerikan askerleri için etmiş olduğunuz dua, bu insani hareketçileri de!Kapsamına alıyor mu?

340-KİRKİT'TE YAYIMLAMIŞTIK!

OSMAN TÜRKOĞUZ
osmanturkoguz@hotmail.com
İzmir;26 Mart 2011.

KİRKİT DERGİMİZDEN.

Kirkit adlı dergimizin ikinci sayısını yeniden okuduğumda göğsümün kabardığını itiraf etmek durumundayım. Biz; öğrenci ve öğretmenlerimizle ele, ele vererek neler etmişiz! 

Bendenize, Dergimizin ilk sayısı iletmiş olduğumuz yerlerden çok olumlu sesler getirmişti. Bu arada; bağlı olduğumuz genel müdürlükten bir emir! Gelmişti: ”Milli eğitim Bakanlığındaki daire müdürlüklerine, onların dolduracakları %10’luk bedava kontenjan istenmekteydi!” Güzelce bir yanıt vermiştim: ”Burası, dershaneciliğin zorunlu masrafları dışında, para kazanma amacını da kapsayan özel bir eğitim kurumudur. Aynı emir, lokantalarda ve sair ticari kurumlarda da uygulandığı takdirde, olanaklarımıza göre karar verilecektir!”
Bir hafta sonra birisi bayan birisi de erkek iki müfettiş dersanemize damladı. İzaz ikramdan sonra sazı önce ben elime aldım.
“Lise dengi okulların disiplin yönetmeliği yoktu; benim hazırlamış olduğum yönetmelik ülkemiz geneline yayımlanmıştır. Çalışan kişilerimize ait tüm defterler ve dosyalar, müstahdemlerin izin ve aşı sıraları da düzenlenmiştir. Herkesin kan yapıları alınmıştır. Dershanemize başvuran öğrencilerin sabıka durumları da sorgulanmıştır. Ayrıca; üniversite mezunu bir pedagogumuz tüm öğrencilerin yetenek durumlarını ölçmektedir. Tüm öğrencilerimize ait bilgiler bilgisayarlarımıza yükletilmiştir. Aylık sınavların dışında, başka dershane öğrencilerine de açık genel sınavlarımız vardır. Öğrencilerimizin kıyafetleri dışında kıyafetli kız ve kadın öğrenciler kesinlikle kabul edilemez. Küpeli, bilekleri bezli,
Kötü örnek teşkil edecek erkek öğrencilere de dershanemizin kapıları kapalıdır. Saygı ile bilgilerinize sunulur!” Dedim ve dosyaları önlerine koyarak masamın başına geçerek: ”Sizler denetlemenizi sürdürürken bendeniz de şu tabancamın haftalık temizliğini yapayım!” Diyerek tabancamı sökmeye başladım. 
Çook mennunnn olduklarını söyleyerek,teftişlerini erken bitirdiler. 
Ben,yapmış olduğumuz etkinliklere bakarak onların çok haklı olduklarını ! Görebiliyorum.
Öğrenciler arasında,”Onur Komitesi”, ve “Disiplin Komitesi” seçimle oluşturulmuştu .İki sayııl dergimizde yayımlanmış olan yazılardan örnekler sunacağım.
İkinci olarak Sayın Mehmet Kaplan’ın şiirini vermek istiyorum:

BİR DE BENDEN KURTULUŞ DESTANI.
“Büyük Ozanımız Nazım’ın anısına.”
“Bugün O’NU anlatmalıyım
Ak sayfalara
Dilimin döndüğünce
Samsun’da
Sakarya’da
Anafartalar’da
Yaşamışım gibi anlatmalıyım
Siyah, Yeşil, Mavi gözlü çocuklara

Umudun ordularıyla ayağa kalkmalı memleketim
Sesleri dağlardan yankılanmalı
Özgürce savrulmalı dört yana
Sarı, Siyah saçlı Bebelerin

Anlatmalıyım çocuklarıma
Soluk aldığı toprakları
Anlatmalıyım, ninni diye fısıldadığım
Yemen Türküsünün nasıl başladığını

Sırtında mermiler patlayan Anaların
Ölüm sessizliği taşıyan kağnılarını…
Süngüler ucunda kan kırmızı
Yere düşen halkın
Nasıl umut ordusu olduğunu,
Anlatmalıyım

Toprakları çiğnenirken bu vatanın
Sana seslenilmiş öyküsünü anlatmalıyım

Siz de anlatın tarihe, yaşamış gibi
Onurlu mücadeleyi başlatan
Kurtuluş destanındaki Mustafa Kemal’i.

Deniz ,gözlerini vermiş
Güneş, saçlarına kondurmuş rengini
Dağların erişilmez doruklarından
Heybeti
Kartallar uçurdu
Durgun gökyüzüne bakışlarıyla
Fırtınalar kopardı
Savurduğu kınalı sarı saçlarıyla

Şarapnel parçaları gibi
Dağıtacaktı düşünü Anadolu’ya
Şahinler uçuracaktı
Amasya’dan, Erzurum ve Sivas’a
Anlatacaktı dünya’ya
Bir türk’ün bedel olduğunu
Anlatacaktı düşmana
Mustafa kemaller doğduğunu

Bir Atmaca edasıyla baktı
Anadolu’ya
Seyretti;
Yok olan Maraş’ı, Samsun’u
Kaşları çatıldı görünce
Hırçın dalgaları suskun
İstanbul’u
Karadeniz çağırdı
Rengini verdiği gözlerine
Bakarak

Karar verilmişti
1919 Mayısında
Anadolu kurtarılacak

Ege tütününden sigarasını yaktı
Çakmak, çakmak gözleriyle
Sakarya’dan Afyon ovasına inerken
Bir ordu vardı arkasında
Mustafa kemal yüreğiyle

O’NU bir kurşun yetmedi öldürmeye
Kocatepe’de
Bastıkça irili, ufaklı kayalara
Önünde kum olup savruldular
Dumlupınar’dan İzmir limanına

Sabahlar olmalı yurdumda dedi
Bir nefes aldı cigarasından
Suskunluğu bozan top sesleri
Arasında
Sıktı yumruklarını ve haykırdı
“ya istiklal ya ölüm !”Parolasıyla

O,
TUTSAKLIĞI ÖZGÜRLÜĞE
Dönüştüren adam

O,
Özgürlüğün resmini
Tuvaline aktaran
Korunmalı bu resim
Taşınmalı sonsuzluğa
ÖZGÜRLÜK
Mustafa kemal olmalı
Mustafa kemal adı
Özgürlük diye okunmalı.
Mehmet KAPLAN

OSMAN TÜRKOĞUZ

OSMAN TÜRKOĞUZ

İzleyiciler

Blog Arşivi