27 Şubat 2011 Pazar

306-TEMEL GADAR OLAMADIK DAA!

OSMAN TÜRKOĞUZ

osmanturkoguz@hotmail.com

İzmir;27 Şubat 2011.

“ULA TURMUŞ SEN EBLEH MİSİN DAA!”

Tursun, Savcı Bey’in gözlerine Bubasının mil çektirmesi haberini, Temel’den alır, almaz doğruca evine koşmuş ve Hanımı Akile’ye:

“Bilmek kadar güzel bir şey yokmuş. Temelden, Savcı Bey’in gözlerine Bubasının mil çektirdiğini öğrendim!”Demiş. Sayın Akile Hanım, parmaklarını Turmuş’un gözlerine uzatarak:

“Ne tarihten haberin var, ne de günümüzdeki olaylardan! Türkiye’nin “Ergenekon Başsavcısı” neden Müddei hususileri kullanıyor,a benim Sersem Kocam,Temel gadar da olamadın!” Demiş!

305-OSMANLININ DÜZENİ1

osmanturkoguz@hotmail.com

İzmir;27 Şubat 2011.

“OSMANLI’NIN DÜZENİ!”

Temel’in iki olay canını fena halde sıkmıştı.-Askerlerimizin başına çuval geçirme modası ve Halkımızın başına da Torba geçirme kanun eylemi. Bir hırsla sokağa fırlayan Sayın Temel, bir kahvenin önüne geldiğinde, orta yaşlı ve başı bezli bir Kadının:

“Bu düzen bizi mutlu etmiyorrr. İllede Osmanlının düzenini istiyoruzzz!”Diye bağırdığını, kendi giyimindeki kadınların da:

“Bizleri de bu düzen mutlu etmiyorrr. İlle de Osmanlı düzeniiii!” Diyerek alkış tuttuklarını görmüş ve kahveden içeriye girerek, gayetle beşuş bir Karadenizli suratı ile:

“Sayın Bacılarımız, demiş, bu düzenden memnun ve dahi mutlu değil misiniz?” Deyu sorduğunda, cümle kadınlar, HEP BİR AĞIZDAN VE CÜMBÜR CEMAAT:

“İlle de Osmanlının düzenini istiyoruzzz!”Deyu çığrışmaları üzerine, Temel:

“Osmanlının düzeni çok. Hangisini, Dördüncü Murat’ı mı, Üçüncü Osman’ı mı, Birinci Mehmet’i mi?Diye sorduğunda,hep birden ayağa fırlayan kadınlar:

“Hangisi olursa olsunnn! Yeter ki Osmanlının düzeni olsunnn!”Diyerek karalılıklarını dile getirmişlerrr!

26 Şubat 2011 Cumartesi

304-TEMELİN TARİH MERAKI!

OSMAN TÜRKOĞUZ

osmanturkoguz@hotmail.com

İzmir;26 Şubat 2011.

TEMELİN TARİH MERAKI!

Temel’i bu son günlerde bir tarih okuma merakı sarmış! Osmanlı Padişahlarının boğdurttuğu Şehzadelerin akıbetlerini okudukça ağlarmış. Birinci Murat’ın iki şehzadesinin başına gelenlere çok üzülmüş. Yakup Çelebi’nin 28 Haziran 1389’da Kosova’da muharebe meydanında boğdurulmasına ve Savcı Beyinde başına gelenleri okurken; Tursun evinin penceresinden seslenmiş: ”Ula uşağım Temel, ülkede hırsızlık almış yürümüş. Bunları görecek bir Savcı Bey yok mudur, ha uşağım!”Demiş. Kitabından başını kaldırmayan Temel:

“Ula Tursun Cahil gibi gonuşma. Ula uşağım Savcı Bey’in gözlerine Bubası mil çektirdi.”Demiş. Tursun:”Okumuş adamın hali bi başka oluya!” Diye söylenerek, bi utanmış, bi utanmış ki demeyin gitsin!

303-TÜRK,ATEŞTE ATEŞLE DÖĞÜLÜR.

OSMAN TÜRKOĞUZ
İzmir;25 Nisan 2010.
TÜRK, ATEŞTE ATEŞLE DÖĞÜLÜR!
“Ben, Türk Milletine her şeyi, hatta komünizmi bile kabul ettiririm; yenilgiyi asla kabul ettiremem.”
İsmet İnönü.
1*İlgi: Verilen hedef Akdeniz, varılan yer EGE Denizi: Ostüzü. Blog No:16.
2*PATATESLER: Ostüzü. Blog NO:76.
Türk nedir? Ne değildir? Öncelikle; bu soruların içeriğini tanımlamamız gerek. Ansiklopediler ve sözlükler şöyle demiş, yok bu böyle buyurmuş; Çinliler böyle demiş! Bunlara da sığınmamıza gerek yoktur diyorum.
Rahmetli Afet Uzmay(İnan),Atatürk’ün yönlendirmesiyle; İsviçre’de, Prof.Dr. Eugene Pittard’ın kürsüsünde tarih öğreniyordu. Profesör Dr.E. Pittard; Rahmetli Afet İnan’a, doktora tezi olarak, “Türk Tarihi’ni vermişti. Acele ile Ankara’ya dönen Rahmetli Afet İnan, Türk Milletini nasıl tanımlaması gerektiğini Atatürk’e sormuştu. 

25 Şubat 2011 Cuma

302-AZINLIKLAR VE MİSYONERLER.

Osman Türkoğuz
İzmir;16 Ekim 2008 osmanturkoguz@hotmail.com
50- AZINLIKLAR VE MİSYONERLER
APTALLIKLARIMIZ GEÇMİŞİMİZİN MİRASIDIR!
SÜRÜPTE GİDER.
“Bu coğrafya’ya lâyık bir ulus olduğumuzu kanıtlayamazsak; Kara gözümüzün hatırı için bizi bu coğrafyada yaşatmazlar.” GAZİ MUSTAFA KEMAL.
“Fener Rum Ortodoks Kilisesine kayıtlı Ortodoks sayısı 4000’e düşmüş olup, Metropolitlik Meclisini toplayacak Türk vatandaşı Ortodoks bulunamayınca, Bakanlar Kurulu (16) yabancı papaza Türk vatandaşlığı hakkını vermiştir!” Türk basını.
“Malatya cinayetleri üzerine; Misyonerler, Misyonerlik faaliyetlerini bir süre, askıya alma kararı aldılar.” Yazılı basın.
“Dört ayet ezberledim; bu Aptallara (30) sene imamlık yaptım” Mordoğan doğumlu bir Rum Papazının itirafı.
Önce; Trabzon’da, İtalyan Uyruklu bir Katolik Papazı öldürüldü. Papazın katili, 16 yaşında bir Türk genci çıktı.
Irak’tan ülkemize geldiği saptanan cinayet tabancasını Katilin Ağabeysi vermiş!
Daha sonra; İstanbul’un göbeğinde ve GÜPEGÜNDÜZ; HIRAN DİNK adlı Ermeni asıllı bir Türk GAZETECİSİ, tabanca ile öldürüldü. HIRAN DİNK’İN KATİLİ YİNE TRABZONLU BİR TÜRK Genci çıktı.

24 Şubat 2011 Perşembe

301-ÖRTÜLÜ HOMOSEKSÜELLİK.

OSMAN TÜRKOĞUZ
İzmir;25 Şubat 2011.
ÖRTÜLÜ HOMOLUK!
Benim yaşımda olupta, hafızası da örselenmemiş olanların unutamayacakları aktrisler ve filimler vardır.”Batı Yakası Hikâyesi”,Şerburg Şemsiyeleri,””Bisiklet Hırsızı,”Acı Pirinç,”Aşk Hikâyesi”,Ağa Düşen Kadın”,”Oyun Bitti,”—Fini de joue— “HARP VE Sulh”.Hepsi de bir tarafa; ŞEYTANIN KIZI GİLDA!”
Charles Vidor’un,1946 tarihini taşıyan bu görkemli yapıtında Ünlü İspanyol asıllı Rita Hayworth ve Aldo Ray oynamışlardı. Dans sahneleri aklıma geldikçe hâlâ içim ısınır.

23 Şubat 2011 Çarşamba

300-ATATÜRK DEVRİMİ BU SÜREÇTE NEREYE VARIR!

Osman TÜRKOĞUZ
Osmanturkoguz@Hotmail.com
İzmir;21 Ocak 2006.
ATATÜRK DEVRİMİ, BU SÜREÇTE NEREYE VARIR?
21 Ocak 2006 Cuma günü; saat 13.30’da, uzunca bir süredir görüşmediğim E.Hv. Kd. Alb. Necdet Bey;
“-Osman Bey, bir yere gitme; sana sorum olacak”. Dedi. Ayak üsttü ellerimi tuttu. Dedim ki:
“- Nasılsınız, iyi misiniz, Yenge Hanım nasıllar?”
“- Bunları bırakalım da soruma yanıt ve”,r dediler. Etrafında iki sandalye bulunan küçük bir masaya geçtik. Hemen konuya geçtiler.
“- Ülkemizin iç dış durumunu çok iyi biliyor ve izliyorsunuz. Atatürk karşıtları, çok yol aldı, birçok önemli mevzileri de ele geçirdi. Var güçleri ile son hedeflerine doğru ilerliyorlar. Çok sıkıntıdayım ve çok tedirginim. Bu süreçte sonuç ne olur? Bana bunu açıklamanı istiyorum” dediler.
“- Vaktiniz var mı?” dedim.
“- Evet, var bunun için buraya geldim”, dediler.
“- Ben, dedim; analizimi, sentezimi ve yorumumu yapacağım. İlk baştan söyleyeyim; hiç de tedirgin ve umutsuz değilim.”
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, -TÜRK DEVRİMİNE- yüz senelik bir süreç öngörmüştü. Devrimimiz yüz senede yerleşir görüşündeydi. İzninizle; önce Fransız devrimine bir göz atalım. 14 Temmuz 1789, Bastil hapishanelerinin ele geçirilmesi, devrimin başlama tarihi. Bastil’de bir akıl hastası ve beş hükümlü bulunmaktaydı. Fransa; 18’inci yüzyıl aydınlanmasının, aydınlanma devriminin en parlak ülkesiydi. Voltaire (1696- 1778), J.J.Rousso, Montesqieu, D’Alembert, Baron d’olbaht, Ansiklopedisyenler ve Molier’in ülkesiydi.

22 Şubat 2011 Salı

299-DEMOKRASİ CUMHURİYET MİDİR!

OSMAN TÜRKOĞUZ
İzmir;28 Nisan 2009.
DEMOKRASİ, CUMHURİYET Mİ?
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki; bağrında yetiştirerek, başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki,
Vicdanındaki asli cevheri, çok iyi tahlil etmek dikkatinden
Bir an feragat etmesinler.”ATATÜRK.
“ Milletime şunu tavsiye ederim; egemenlik hakkını mutlak olarak, hiş kimseye, T.B.M.M’SİNE bile VERMESİN…”
ATATÜRK
“Her millet, lâyık olduğu şekilde yönetilir.”
Montesgieu
General Simon Bolivar; emperyalizme karşı başarılı bir başkaldırı, başarılı bir bağımsızlık savaşı, yeni bir devlet ve bu yeni devlete yeni bir ad: BOLİVYA demektir.
Bu tarihi olay, 19’uncu asrın ilk çeyreğinde oluyordu.
Bizde de, böyle bir gelenek vardır. Yiğit İYO adına İYONYA, TULUNOĞLU AHMET ADINA TULUNOĞULLARI; SELAHATTİN EYYUBİ ADINA EYYUBİLER; OSMANCIK ADINA OSMANLI İMPARATORLUĞU.
Kendi tarihimizden vereceğimiz örnekler, sahifelere sığmaz.
Benim bildiğim, bir örneği daha olmayan bir olay, yalınca bizim tarihimizde var: ÖZBEKİSTAN! Hani şu ünlü Afganlı General Raşit Dostum’un MİLLETİ.
Milleti, ÖZBEK adlı hükümdarlarından çok memnun olunca; MİLLETLERİNİN ADINI ÖZBEKLER koydukları gibi, ülkelerinin adını da ÖZBEKİSTAN koymuşlardır.
Türk Ulusu, tarihi boyunca, irili, ufaklı tamı tamına 114 devlet kurmuştur. En son kurduğu devlet te TÜRKİYE CUMHURİYETİ olmuştur. Sonra da; KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’Nİ KURMUŞTUR. Daha önceleri; TÜRKİYE adında iki devlet kurduğumuzu da bilmekteyiz:
*-Mısır’da kurulan “DAVLE TÜRKİYYE”, ya da “DEVLETİT TÜRKİYYE”.
Osmanlılar,1517’de ortadan kaldırdıkları bu Türk Devletini, aşağılamak için “KÖLEMENLER”, ya da “MEMLUKLAR”, diye adlandırırlardı!

21 Şubat 2011 Pazartesi

298-DELİ SARMAŞIK.

DELİ ŞARMAŞIK!
OSMAN TÜRKOĞUZ
Çeşmealtı; 25 Temmuz 2009.
osmanturkoguz@hotmail.com

Ben; öyle sık, sık rüya falan görmem. O gece, kanter içersinde kalmışım. Üniversiteden sınıf arkadaşım İLHAN, Antalya’da, özel bir dershanede edebiyat öğretmenliği yapıyordu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın açmış olduğu seçme sınavını da kazanmıştı. Rüyamda, simsiyah bir yaratığın, O’nun boynuna sarıldığını, hiçbir kimsenin de kendisine yardım etmediğini, canım arkadaşımın boğulmak üzere olduğunu gördüm. Telefonun acı, acı çalmasıyla de uyanmam bir oldu. Deli gibi telefona sarıldım. Telefondaki ses İLHAN’IN sesiydi. Hıçkırıklar içersinde:
-“Ben İLHAN; gecenin bu satında; seni rahatsız ettiğim için kusurumu bağışla..Gerisini getiremedi. Ahizeden, başkalarının da hıçkırıklar içersinde ağladıkları duyuluyordu. Ahizeyi, Babası Şeref Bey aldı;
“-Sana haber veremezlik edemezdik. İlhan’ın nişanlısı Teğmen Orhan; dün sabah, silahlı bir çatışmada, Hakkâri’de şehit düşmüş. Cenazesi, yarın özel bir askeri uçakla Antalya’ya getirilecek. Ertesi günü de defin işleri yapılacak. Havanın kötü olması, gelmenizi engellerse, sakın ola ki, kendinizi tehlikeye atmayın!”Dedi. Feryadımla, apartman çınladı. Düşmüş, bayılmışım. Benim canım Ablam, acele ile bir taksi çağırmış; dünyalar tatlısı Annem de, burnuma yanık kumaş koklatarak beni ayılttı Bütün aile fertlerim, hıçkırıklar içersindeydi. Seyahat valizim hazırlandı; Ablamla birlikte, en yakın otobüs yazıhanesine ulaştık. Otobüste, boş koltuk ta yokmuş. Bizim, hıçkıra, hıçkıra ağlamamızın nedenini öğrenen genç bir çift:
“Biz, yarın gitsek ya da hiç gitmesek te önemli değildir. Lütfen; biletlerimizi, hiç para ödemeden kabul eder misiniz? Siz, çok zor bir durumdasınız, iki kişilik koltukta rahatça da seyahat edebilirsiniz. Bizler de, yeni nişanlı öğretmen çiftiz, Şehidimize Tanrımızdan rahmet, size de sabırlar dileriz; “dediler. Hıçkırıklar içersinde, koltuğa gömüldüm. Bir yandan, deliler gibi ağlıyordum, bir yandan da geçmiş, sinema şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyordu. Uludağ Üniversitesi, Edebiyat Fakültesinde okumuştuk. İkinci sınıfa geçtiğimizde, İLHAN, Rahmetli Orhan ve ben, en ideal arkadaşlar olarak seçilmiştik. İLHAN’IN Rahmetli Orhan’ı sevdiğini hissetmiştim.”Neden, hiç olmazsa, sözleşmiyorsunuz? Dediğimde:
“Senden saklım ve gizlim olamaz. Konya’da görevli Albay Amcamın bir önerisi var. Ben, onu emir olarak kabul ediyorum:
*İŞ,*Aş,*Aşk,* Eş! Sayın Orhanla Son sınıfa geldiğimizde, ailemize de haber vererek, sade bir nişan yapmayı düşünüyorum, O’NUN kabul etmesi şartı ile.” Demişti.

20 Şubat 2011 Pazar

297-KARDEŞİM EYFEL KULESİ

OSMAN TÜRKOĞUZ

osmanturkoguz@hotmail.com

İzmir;20 Şubat 2011.

KARDEŞİM EİFFEL KULESİ.

Eski defterleri karıştırırken; büyük politikacılarıma örnek, bu çok eskiden yazılmış şiirimi buldum. Yırtmaya da gönlüm razı olmadı. Sonra da, Silivrilik bir durum da göremediğimden sizlerle paylaşmaya karar verdim.

Bu Paris denilen şehirde

Bir sen varsın yapa yalınız,

Bir de ben varım,

Kardeşim Eiffel Kulesi.

Hatıra resimleri çektirirler boy, boy,

Önünde gelip te duranlar.

Sorarlar mı derdini hiç!

Kışın üşüdüğünü, yazında yandığını?

Bir güzel kıza tutulup,

İçin, için adını andığını!

Neden parmakların göğe doğru;

Neden kapkara ve ıssız suratın,

Ülkemdeki heykeller gibi;

Bunları sana soran oldu mu hiç?

Kim anlar derdinden, kim anlar derdimden,

Anlayan olur mu dertlerimizden;

Çilekeş Kardeşim Eiffel kulesi?

Sen o köşede yapa yalınızsın kalabalıklar içinde;

Ben de Notre Dam köprüsündeyim,

Seine nehrinin sularında hayalim.

Benim de tanıdığım çok,

Hep dertlerini dinlerim insancıkların.

Sormadılar bana bir kere, açmıyım,

Açıkta mıyım, tokmuyum, âşık mıyım, ?

Ülkemi özledim mi diye!

Biliyorum insanların bu haline,

Donup kaldığını, Canım Kardeşim Eiffel Kulesi.

296-SOYUTTAN SOMUTA MUSTAFA KEMAL-3

OSMAN TÜRKOĞUZ
Çeşmealtı; 29 Temmuz 2010

SOYUT’TAN SOMUT’A MUSTAFA KEMAL! (3)

İLGİ:   1 - Azınlıklar ve Misyonerler. Oto. Ling’te.
2- Bir Milleti ve bir Dini bölen Fetvalar! Oto. Ling’te.

Sırtını kürke, kapını Türk’e alıştırma!”
Osmanlının özdeyişi.
“Eyeri kaltağ Osmanlı,
Şalvarı şaltağ Osmanlı,
Ekende yok, biçende yok,
Yiyende ortağ Osmanlı.”
Söyleyeni bilinmeyen bir Türkmen tekerlemesi.

“Benim için en büyük övgü; TÜRK OLARAK DÜNYAYA GELMEMDİR!”EBU’L GAZİ Bahadır Han.
“BENİM İÇİN EN BÜYÜK ŞEREF TÜRK OLARAK DOĞMAKTIR!”MUSTAFA KEMAL.
“Önce TÜRK’ÜM, sonra TÜRK’ÜM. Daha sonra, yine de TÜRKÜM. Ve MUTLUYUM. Ostüzü.

Toplumsal konumunu yitiren Türk-Türkmen’in aşağılanışı!
Dönme-Devşirmelerin Türk etniği üzerinde kurmuş olduğu üstünlüğün bir başka tezahürü de, Türklüğün ve Türkmenliğin sürekli aşağılanması olmuştur. Bu aşağılanma kampanyasının, Osmanlı yönetiminde, kurucu Türk öğenin toplumsal konumunu yitirmesiyle başlamış olduğu sabittir.
Yönetimde Dönme-Devşirmelerin yetkisi arttıkça, bu tür karalamalar ve alçaltmalar kampanyası da sesini yükseltmiştir. Bu tür propagandanın özü de sınıfsal nitelikte olmasıdır.

295-SOYUTTAN SOMUTA MUSTAFA KEMAL-1

 OSMAN TÜRKOĞUZ
Çeşmealtı;23 Temmuz 2010

                      SOYUT’TAN SOMUT’A MUSTAFA KEMAL!(1)

                               BİRİNCİ BÖLÜM.
                 
                  "Doğğu, haksızlığı Tanrı'ya; Batı da haksızlığı namluya havale eder!"  Papaz Ernest Renan. 1 Mayıs 1882

                 Milletler, maddi ve manevi değerlerini yitirmekle yıkılmazlar. Milletleri yok eden illet, hafızalarını yitirmiş olmalarıdır!” Prof.Dr. Gustave Le Bon.

Elbe adasından 1100 askeri ile kaçarak, Marsilya sahillerinden Fransa’ya çıkan Napolyon Bonapart’ın, ünlü 101 günlük imparatorluğu vardır. İngiltere ile Prusya hemen anlaşarak ordularını Belçika topraklarına sokarlar. Avusturya ve Rusya ordularının gelmesini beklemeden; Napolyon Bonapart; önce, Prusya kuvvetlerine saldırır.16 Haziran 1815 günü; Belçika’da Ligne muharebesinde; Prusyalı komutan Blücher’i yener; fakat Prusya ordusunu imha edemez. General Blücher Waterlo yakınındaki Wawel’e çekilir.18 Haziran 1815 günü sabahı çok şiddetli yağmur yağar. Waterlo Meydan Muharebesi aynı gün öğleden sonra başlar. İngiliz ordusu ile Napolyon kuvvetleri arasında korkunç muharebe bütün hızı ile devam eder. Bir binanın ele geçirilmesi için iki taraftan (15.000) kişi ölür. İngiliz Başkomutanı Dük Wellington’un ordusu yenilmek üzereyken; Dük, İncil’den dualar okumaya son vererek; yüksek sesle:
“Ya gece, ya da General Blücher yetiş!” Diye bağırır. Dağılmış güçlerini toparlayan Prusyalı Komutan Blücher, şimşek gibi muharebe meydanına yetişerek Napolyon Bonapart’ın yenilmesini sağlar ve 1805 Osterliç yenilgisindeki tutsaklığının intikamını da alır.

294-harp oyunları ve.

OSMAN TÜRKOĞUZ
İzmir; 20 Şubat 2011

HARP OYUNLARI VE PLAN TATBİKATLARI HAKKINDA!

Bir ülkenin aydın geçinenlerinin de bu denli bilgisiz ve yanlı olması dehşet verici bir durumdur.
Harp oyunsuz ve plan tatbikatsız stratejik ve taktik eğitim olamaz.
Bu oyunlarda, karşılıklı iki güç vardır: Dost ve Düşman. Oyunun yapılacağı arazinin durumu ve mevsimine göre de hava durumu çok önemlidir.
İkinci Cephenin açılması sırasında, İngiliz Meteoroloji Uzmanı Yüzbaşı, Müttefik Orduları ve İkinci Cephenin Başkomutan Eisenhover’e meteorolojik bir rapor sunmuştu: ”4–5 ve 6 Haziran 1944’te güzel bir hava aralığı vardır.”
Oynanan harp oyunlarında da, normal savaş yapılıyormuş gibi hazırlıklar yapılır, Dost ve Düşmanın imkân ve kabiliyetleri değerlendirilir. Her iki taraf bir muharebedeki tüm askeri davranışları ortaya koyarlar. Bu oyunlar,”Çok gizli”gizlilik derecesiyle ve Hizmete Özel olarak icra edilir.

18 Şubat 2011 Cuma

290-SOYUTTAN SOMUTA MUSTAFA KEMAL-2

OSMAN TÜRKOĞUZ
Çeşmealtı;26 Temmuz 2010

SOYUT’TAN SOMUT’A MUSTAFA KEMAL! (2)

“Ben ki; Fatih sultan Mehmed Han oğlu, Beyazıt Han oğlu Yavuz Sultan Selim Han’ım. Sen ki EŞEK TÜRK!”
Yavuz’un Şah İsmail’e yazmış olduğu mektup.
Japon Başbakanının eşi, kocasının başbakanlığa lâyık olmadığı halde, nasıl başbakan olduğuna akıl erdiremeyerek bir kitap yazmış! Bizdeyse tüm başbakanlık yapmış politikacılarımızın eşleri kocalarını dahi saymaktadırlar.
Bir zamanlar, bir Türk ile bir Hıristiyan, imam ve papaz üzerine söyleşi yapmışlar. Hıristiyan Türk’e sormuş:
“Sizin imamlarınızın tahsil seviyesi nasıldır?”
“İlkokul düzeyindedir. Son senelerde, imam-Hatip liseleri ve ilahiyat fakülteleri açılmış olmasına rağmen, buralardan mezun olanlar bürokrasiyi seçerek dinciliğe soyunmuş olan siyasi partilerin kadrolarını oluşturuyorlar.” Demiş ve sormuş:
“Sizin din adamlarınızın tahsil düzeyi nasıldır?”
“Bizim din adamlarımız,üniversiteyi bitirdikten sonra üç sene de ruhban okulunda din öğrenimi görürler.Akademik kimlik sahibi olurlar...

293-ATATÜRK DÜŞÜNCESİ.

OSMAN TÜRKOĞUZ

osmanturkoguz@hotmail.com

İzmir;18 Şubat 2011.

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE.

Karanlığın üstüne şimşek gibi doğanız,

Yurdumuzun üstünden Karanlığı kovanız.

KADIN, ERKEK eşittir, KADIN önde ileri;

Kitabımız uygarlık, asla dönmeyiz geri.

Tuttuğumuz ışık yol insanlık efsanesi,

İlerde, hep ilerde ATATÜRK DÜŞÜNCESİ.

ATATÜRK Düşüncesi ATATÜRK’TEN mirastır,

Vatanımız uğruna ölmek te bize hastır.

Aydınlık düşüncenin aydınlık erleriyiz;

ATATÜRK’ÜN yolunda ölmeye amadeyiz.

Parlak ışıklı yolun yorulmayan erleri,

İlkemizde dönmek yok, ileri, hep ileri.

Fakirlik ve Cahillik yazgı değildir bize;

Gücümüz çağlar aşar, karanlık gelir dize.

Tuttuğumuz ışık yol, insanlık efsanesi;

Aydınlıkta önderdir, ATATÜRK DÜŞÜNCESİ.

Ödün yok karanlığa, son sözümüz Türkçesi,

Kadınlar baş tacımız, baş tacımız Türkçesi.

Övünerek çalışır, güvenerek yaşarız,

Türklük için ölüme göz kırpmadan koşarız.

Gönlümüzde ATATÜRK tüm Türklerin bayrağı;

Aşarız karanlığı, deviririz çağları.

Köle ve cariyeydik CUMHURİYET öncesi,

İnsanlığa onurdur ATATÜRK DÜŞÜNCESİ.

Aynı eşit değerde, ülkemin dört bir yanı;

Edirne’si, İzmir’i, Antakya’sı ve Van’ı.

Karşımıza alsak ta bize düşman cihanı;

Vermeyiz hiç kimseye bize ait olanı.

Birlik ve beraberlik atalardan mirastır,

Yobazlıkla savaşmak ATATÜRK’TEN mirastır.

17 Şubat 2011 Perşembe

292-GENELLEŞTİRME İLKELLİĞİ.

OSMAN TÜRKOĞUZ
İzmir;17 Şubat 2011.
GENELLEŞTİRME İLKELLİĞİ!

Hadi Canım Sendeler!

“Dünün akıllısı çok olur!”
Rus Atasözü.
“Dünya üzerinde, hükümetlerinin icraatına tahammül eden uluslarohükümetlerin mesuliyetine de ortak olurlar.”
Mareşal Gazi Mustafa Kemal.
Anonim Şirketin Yeni Genel Müdürü, eski alacaklardan da sorumludur.”Yasa gereği!
“Kendi ordusunu taşıyamayan uluslar, başkalarının ordusunu taşımak zorunda kalırlar!”Publio Cornelio Tacito, MS.45–117.
“Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan illet, içerdeki cephenin suskunluğudur”Gazi Mustafa Kemal.

291-HOCAYI MI TAKLİT!

OSMAN TÜRKOĞUZ
İzmir;17 Şubat 2011.
HOCAYI MI TAKLİT!

Hoca Nasrettin, evinin önünde otururken, bir komşusu sevinçle sokak kapısından seslenir:
“Hocam; senin eşek, komşunun eşeğinin boynunu kırarak öldürdü!”Der. Hoca Nasrettin, gevrek, gevrek gülerek:
“O, peygamberlerin binit olarak kullandığı eşeklerin soyundandır!”Der, demez, öteki komşusu selamsız ve sabahsız Hocanın huzuruna dikilir:
“Sayın Hocam, o komşu yanlış görmüş. Komşunun eşeği senin eşeğini öldürdü!” Der, demez, yerinden fırlayan Hoca Nasrettin:
“Şimdiii, davanın seyri değişti.60 akçeden başlar!” Der.

16 Şubat 2011 Çarşamba

289-NE İSTERSEN YAP DERİM!


OSMAN TÜRKOĞUZ

osmanturkoguz@hotmail.com

İzmir;16 Şubat 2011.

Ne İstersen Yap Derim!

Gecenin sonsuzluğa gelip, durduğu yerde;

Seni arar dururum, çaresizce boş yere.

Sonra bir acı gelir, oturur canevime;

Çaresizim, yalnızım, ben sevmişim kime ne?

Hiç dönüşü olmayan bir noktada dururum;

Geçmişim ışıl, ışıl seni orda bulurum.

Umut yoktur günümden, sensiz olan yarından,

Cevap yok sevgilimden, canım dostum varımdan.

Sonra karanlıklarda kaybolur da giderim;

Ölsem benimsin derim,kalsan benimsin derim.

Karanlıklar içinde bir başıma çaresiz,

Hayaline sarılıp, sonra çekip giderim.

Sensiz olan cennete inadıma girerim,

İslam şartı sorsalar, senin adın söylerim.

İman nedir deseler, seni sevmektir derim;

Ayaklarını öpüp,secdeye kapanarak,

Huzurundayım tanrım ne istersen yap derim.

288-RECEPKO'LARIMIZ!

OSMAN TÜRKOĞUZ
İzmir; 16 Şubat 2011

RECEPKO’LARIMIZ!

Adalet Partisi iktidarındaydık. Adalet Partisi Zonguldak Milletvekilleri, Karabük Kaymakamlığının makam odasına doluşarak, bir milletvekili Makam koltuğuna oturdu, Kaymakam da ayakta ve esas duruşunda, halkımızın dertlerini dinlemeye başladılar.
Bu durumdan çok sıkılmıştım. Ünlü Himmet Dede olayında; Ankara Milli Emniyet Başmüfettişi Kurmay Albay Aziz Ronabar, Himmet Dede istasyon şefinin makam koltuğuna izinsiz oturduğu için, iki sene hapis cezası almıştı.
Meteoroloji Genel Müdürü, Sayın Emin Çölaşan’ın babası, çok dürüst bir Profesördü. Ona yaklaştım ve:
“Sayın Profesörüm; bendeniz basit bir jandarma Albayıyım. Şu duruma bakarak, klasik Kominizim tarifi dışında bana bir tarif yapabilir misiniz?” Dedim. Zavallı Profesör öylece kalakaldıydı.
Bizler hep ekonomik açıdan, üretim araç ve gereçlerinin sahipliği açısından Komünizmi tanımlarız. Aslında, Kominizim, Nazizim ve Faşizm aynı tornanın ürünleridir.

14 Şubat 2011 Pazartesi

287-SENSİZ KALAN ÇİÇEKLER.

OSMAN TÜRKOĞUZ

osmanturkoguz@hotmail.com

İzmir;16 Şubat 2011.

SENSİZ KALAN ÇİÇEKLER!

Sensiz kalan çiçekler, nasıl hasretse suya,

Öyle hasretim sana, öyle hasretim suya;

Sevdan dönmüş gönlümde sınırsız bir tutkuya;

Nasıl hasretse çiçek, nasıl hasretse suya,

Öyle hasretim sana, gönüldür bu, gönül ya!

Geliverip te bir gün, benim olcaktın güya;

Kaçamak yaşıyoruz rüyada ve uykuda;

Yaşamın gerçek şekli, gerçek yaşam bumu ya;

Öpüşsek koklaşsak ta doymuyoruz bununla,

Öyle tutkunum sana,gönüldür bu gönül ya.

286-SEN DEĞİŞME ÖYLE KAL.

OSMAN TÜRKOĞUZ

osmanturkoguz@hotmail.com

İzmir;15 Şubat2011.

SEN DEĞİŞME ÖYLE KAL!

Kışlar bahara dönsün, yazlar kışa dönüşsün;

Irmaklar da köpürsün, coşsun, taşsın, yorulsun.

Mevsimler hep değişsin, aylar, günler ve yıllar;

Sen değişme nolursun, nolursun sen öyle kal.

Sen gönlümde durusun, sen gönlümde Ulusun;

Sana tapan şu gönlüm sevmekten de yorulsun;

Değişsin saçlarında, yanaklarında bahar;

Sen değişme nolursun, nolursun sen öyle kal.

Yıllar hep yorgun düşsün, mevsimler ve de aylar,

Değişmesin gönlünde o delişmen duygular.

Yanaklarında güller, dudaklarında bahar;

Sen değişme nolursun,sen değişme öyle kal.

285-SÖZSÜZ BESTE.

OSMAN TÜRKOĞUZ

osmanturkoguz@hotmail.com

İzmir;14 Şubat2011.

SÖZSÜZ BESTE!

Antakya’nın solgun akşamlarında,

Yokuştan aşağı iner geçerdin!

Doymamış mutluluklar dudaklarında,

Acı karanfiller gibi açmış,

Eteklerinde binlerce beste,

Ellerinde tomurcukları gülün;

Yokuşta başlardı, yokuşta biterdi günün.

Özlemler göz, göz seni beklerdi;

Köprüden geçince sağa sapardın;

Ağlayan tebessümlerin, gülen gözlerinle

En içten arzular saman alevi,

Suskun özlemlerinle sana tapardım.

Bilirdin, duyardın yürekten yana,

Yaşanmamış olurdu gelmezsen eğer.

Randevusuz bekleyişler seni beklerdi,

Seninle aydınlanırdı günler ve geceler.

Şarkılar ve türküler söylenirdi üstüne,

Sahipsiz mutluluklar seninmiş meğer.

“Saat bir çeyreğe gelmese” derdin,

Gelirdi tıkırtısız ve sonra;

Bir sızı, bir yürek buruntusu sanki

Sensizliği başlardı yaşamın yeniden.

“Ah! Bir çeyrek olmasaydı zamanda” derdim,

Ne çare ki olurdu.

O mutluluğun olduğu yerde emindim,

Dur! Diyebilseydim zamana eğer,

O köprübaşında zaman dururdu.

Belki bir gün, kim bilir belki;

Özlemlerle dolu yüreğim sustuğu zaman;

Köprüden geçeceksin sağa sapmadan;

Karıncalar gibi saracak anılarım seni:

“Amaaan! Sen de” diyeceksin ve

Acımasız yollarında hayatın,

Karıncalarımı eze, eze yürüyüp te gideceksin.

Ne çare ki hayat bu!

13 Şubat 2011 Pazar

284-ALNIMDA ADIN YAZILI.

OSMAN TÜRKOĞUZ

osmanturkoguz@hotmail.com

İzmir;13 Şubat2011.

SENİN ADIN YAZILI.

Bir tutkudur ömrümde süreklice kanayan;

O sensiz ufukların mavisi ve kızılı.

Bir Türküsün gönlümde mevsimlerce çağlayan;

Kader değil alnımda senin adın yazılı.

Mavi denize düşmüş sana olan özlemim,

Köpük, köpük dalgalar yıkasın sevgimizi.

Bir kazana koyarak kaynatsalar da bizi;

Ne ben senden geçerim, ne sen benden geçersin

Ayrı tende bir ruhuz kader bağlamış bizi.

O sensiz ufukların mavisi ve kızılı,

Kader değil alnımda senin adın yazılı. Yalan mı Gız!

11 Şubat 2011 Cuma

283-ÇİZMEDEN DE YUKARI.

Osmanturkoguz@hotmailcom
İzmir;10 Şubat 2011
ÇİZMEDEN DE YUKARI!

Bendenizin pek anlayamadığım bir demokrasi uygulaması yaşanmaktadır ülkemizde. Herkes, ama herkes ilgisi ve dahi bilgisi olmadığı konularda “AHKÂM” KESMEKTEDİR. Bu tip insanlara milattan çok önce, Efesli bir Ressam yanıt vermişti. Sergisini gezen bir ayakkabı tamircisi, Romalı bir asker tablosunun önünde durarak, yanındakilere ol tablodaki çizim ve renk hatalarını sayıp dökerken; uzaktan kendisini dinlemekte olan ol tablonun Ressamı:
“Çizmeden yukarı çıkma!” Diyerek tepkisini dile getirmişti.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Çankaya sofrasında; Başvekil Rahmetli Mustafa İsmet İnönü’nün ekonomik politikasını, uluorta tenkit eden bir Mebusa, Atatürk:
“Kalkınız ve bu tenkidinizi Fransızça olarak yapınız!”Emrini verdiğinde, ol ekonomist! Hemen ayağa kalkarak, fasih bir dille:
“Mon Ekonomi est başka;l’ekonomi d’İsmet Paşa est tres başka..”Diye mavalını okumaya çalışmıştı.
Kemal Kılıçtaroğlu’na göre est başka, Proff Drr. Sayın Süheyl Batuma göre de “est TRES BAŞKADIRLAR!”

8 Şubat 2011 Salı

282-YÜREKSİZ VE BEYİNSİZ YAŞAMAK

OSMAN TÜRKOĞUZ

osmanturkoguz@hotmail.com

İzmir;08 Şubat 2011

YÜREKSİZ VE BEYİNSİZ DE YAŞANIRMIŞ!

Emekli Orgeneral Hikmet Bayer’in çok güzel bir fıkra kitabı vardır. “Askerler de Gülerler”.Türk toplumunda yöneticileri makaraya dolama yeteneği askerlerde de fazlası ile mevcuttur. Köroğlu ve Keloğlan aslında bu öyküleri yaratan Türk toplumudur.

Bir örnek vermek gerekirse, neden vermeyeyim?

Generallik sırasında olan bir Albay, beyin ameliyatı olmak için ameliyat masasına uzanmış. Operatör, Albayımızın beynini kafatasından çıkardığında, Albayın personel subayı hızla ameliyathaneye girmiş, çok sert bir topuk selamı verdikten sonra:

“Sayın komutanım, şimdi radyodan öğrendim, Generalliğe terfi etmişsiniz, hakkınızdı sizi kutlarım!” Demiş. Albay sevincinden ameliyat masasından fırlayarak koşar adım, salona yöneldiğinde, elinde Albayımızın beynini tutan Operatör bağırmış:

“Generalim; beyniniz! Beyniniz ne olacak?”Yeni Generalimiz, arkasına bakmadan:

“Bundan sonra buna gerek yok, at çöpe!” Demiş.

Herkesin dilinde bir söz var:”Ülkemizde beyin göçü varr!”

Bu beyin göçünün nedenini soran da yok. Soru sorabilmek için NEDENSELLİK-- kozalite- KAVRAMINI BİLMEK GEREKMEKTEDİR.

Toplumumuz, gözleri ve kulakları ile düşünmekte, duyduklarını da kendi fikriymiş gibi inatla savunmaktadır.

Aydınlarımız, Akademisyenlerimiz ve Politikacılarımız da kulakları ile düşünmekte, ağızları ile de fikirlerini halkımıza ulaştırmaktadırlar. Birisi Kahramanlarımıza Hain dedi miydi tüm Kahramanlarımıza “Silivri Toplama Kampının” yolu gözükmektedir.

Çok ünlü bir öyküdür: Çin’de bir pınardan su içenler delirirlermiş. Tüm Çin halkının su içtiği bu pınardan su içmeyen Kraliçe’yi deli diye katletmişler.

Türk Silahlı Kuvvetleri, iki defa yönetime el koyarak, cinayetleri önlemiş, yeni bir anayasa hazırlattırarak kışlasına çekilmişti. Hiçbir iyilik yapmasalar da “Anayasa Mahkemesi” ve Sosyal Devlet ve evrensel hukuka dayalı devlet anlayışını ülkemize kazandırmıştır. Tüm kötülüklere çanak tutanlar,”nasıl olsa asker var” mantığı ile uyudukça uyudular, kimisi 10.000Tl’ye, kimisi beleş bulgura, kimisi de lâyık olmadıkları makamlara fit oldular.

Bendeniz iki el koymada da bulundum. Zonguldak İl Jandarma Alay Komutanı olarak 19 ayım uykusuz geçmişti.

Tüm vatandaşlarımız Türk Silahlı Kuvvetlerine bu el koyma nedeni ile hücuma kalktılar. Zonguldak Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı Jandarma Tümgenerali Ali İhsan Koyutürk te Hakkın Rahmetine kavuştu. Bendeniz de ölmeden bana her türlü hesabı özel Müddei hususileri sorabilirler.

Profesör Dr. Süheyl Batum adlı yeni yetme bir Politikacımız, Türk silahlı kuvvetleri “ için “Kâğıttan kaplan” demiş. Türk Silahlı Kuvvetleri darbe mi yapsınmış! Hadi canım sende!

Sizler ne yaptınız Sayın Acemi Politikacımız? Meyveli ağaca çok taş atarak altında durmayınız, o akıl dolu başınıza yazık olur, taşlar düşebilir. Size bir özeri: Kısa yoldan başarılı olmak istiyorsanız, tarikatların emrine girerek Mareşal Gazi Mustafa Kemal’i ve Cumhuriyet Rejimini taşlayınız! Saygısızlara karşı bile saygılı olmayı Türk Jandarmasından öğrenmiş olduğumuzu yüksek bilgilerinize sunarım.

İzleyiciler

Blog Arşivi